banner

Öğrenciler ara eleman değil aranan elemanlardır




İstanbul Arel Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat Küçüksavaş, “Öğrenciler ara eleman değil aranan elemanlardır” diyor.

Program açarken iş dünyasının taleplerini dikkate aldıklarını ve bazı derslerin uygulama deneyimi olan öğretim elemanları tarafından verildiğini belirten İstanbul Arel Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat Küçüksavaş, “ Bu iş birliği sonucunda meslek yüksekokulumuzdaki birçok öğrenci okurken iş hayatına atılma olanağı buluyor. Ayrıca ben şahsen ara eleman deyimini de hoş bulmuyorum. Öğrenciler ara eleman değil aranan elemanlardır” diyor.

Üniversite ile iş dünyasının sıkı bir iş birliği içerisinde olması gerekiyor. Size göre ülkemizde iş dünyası ve üniversiteler arasında güçlü bir bağ var mı? Bu bağı güçlendirmek adına neler yapılabilir?

İstanbul Arel Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat KüçüksavaşBir ülkedeki sanayi dışa bağımlı olmadan kendi teknolojisini kendisi üretebiliyorsa, küreselleşen dünya pazarında rekabet şansı da o derece yüksek olacaktır. Sanayinin kendi teknolojisini üretebilmesi için teknolojiyi üretebilecek bilgiye kolayca ulaşabilmesi gerekir. Bu da ancak güçlü bir üniversite-sanayi işbirliği ile mümkündür.

Rekabette ayakta kalmak ve rekabet üstünlüğünü sürdürmek, işletmelerin ürünlerini, süreçlerini, yapılarını ve yönetim anlayışlarını sürekli geliştirmelerine bağlıdır. Bu çerçevede, üniversite-sanayi işbirliği rekabet gücünü artırma ve sürdürmede yaşamsal önem kazanmaktadır.

İş dünyası ile gerçekleştirdiğiniz iş birliklerinden ve gerçekleştirme hedefinde olduğunuz projelerinizden bahsedebilir misiniz? İş dünyasının üniversitenizden ve sizin de iş dünyasından ne gibi talepleriniz oluyor?

İstanbul Arel Üniversitesi kurulduğu günden bu yana iş dünyası ile yakın ilişki içerisindedir. Her iki kampüsümüzde hizmet ve sanayi işletmelerinin yoğun olduğu bölgede bulunmaktadır. Bu da bize büyük avantajlar sağlamaktadır. Staj uygulamaları konusunda en küçük bir zorluk yaşamamaktayız. Ayrıca kurum olarak eğitimde sanayi ve hizmet sektöründen deneyimli elemanların yer almasının uygun olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle bazı derslerimizin uygulama deneyimi olan öğretim elemanları tarafından verilmesini arzu ediyoruz. Bu konuda hiçbir sorun yaşamadık. Konumumuz gereği alanında uzman elemanları eğitim programlarında görevlendirebiliyoruz. Bu işbirliği sonucu, özellikle meslek yüksekokulumuzdaki birçok öğrenci okurken iş hayatına atılma olanağı buluyor. Ayrıca kariyer merkezimiz tarafından iş dünyasının ihtiyaç duyduğu birçok eğitimi üniversitemizde verme imkanımız oluyor. Bu konuda iş dünyasından yoğun bir talep alıyoruz. Bu talepte her geçen gün artarak devam ediyor. Bu da işimizi iyi yaptığımızı göstermektedir. Bunun dışında sektörde bilinen ve tanınan sanayicilerle “Sektör Günleri” adı altında düzenlediğimiz etkinliklerle öğrenci ve profesyonelleri buluşturuyoruz.

İstanbul Arel Üniversitesi olarak birçok konuda çalışmalarımız var. Bir defa ders programlarımızı paydaşlarımızın katılımıyla sanayinin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde değiştirdik. Üniversite eğitiminin belki de en eksik yönü verilen teorik bilginin pratiğe aktarılamamasıdır. Bu düşünceden hareketle eğitim programlarımızda 7+1 ve 3+1 şeklinde ifade ettiğimiz bir yarıyıl işyerinde uygulamalı eğitimi planlıyoruz. Şu anda 1.500’ın üzerindeki çözüm ortağımızla staj ve yerinde uygulamalarla önemli başarılar elde ettik. Ayrıca (ARELSEM) Sürekli Eğitim Merkezimizde sanayinin önemli ölçüde eğitim ihtiyaçlarını karşılıyoruz. 2015 yılında faaliyete geçirmeyi planladığımız Trakya Bölgesi Teknokent Projemiz ile bu konuda da önemli bir başarı sağlayacağımıza inanıyorum.

İş dünyasından taleplerimiz, uygulama ve staj imkanları, mezunlarımızın işe yerleştirilmesi, birlikte projeler üretmek ve deneyimli yöneticilerin birikimlerini öğrencilerimize aktarmaları şeklinde özetlenebilir. İş dünyasından ise daha çok kurumsal eğitim talepleri ve az da olsa birlikte proje hazırlama talepleri geliyor. Bunun yanında da özellikle ara eleman konusunda da bizden istekler oluyor. Her iki taraf olarak büyük ölçüde isteklerimiz karşılanmaktadır. Birlikte proje üretme konusunda istenilen düzeye geliyoruz. Teknoparkımızın kurulması ve yaptığımız diğer hazırlıklar sonucunda, bu konuda da önemli başarılar sağlayacağımıza inanıyorum. Önümüzdeki yıllarda bu konudaki somut başarılarımızı birlikte göreceğiz.

“KARİYER GÜNLERİ”NDE FİRMALAR İLE ÖĞRENCİLERİ BULUŞTURUYORUZ

Öğrencilerinize okurken ve mezun olduktan sonra iş ve staj imkanı bulma konusunda destek oluyor musunuz?

Öğrencilerinin üniversite sonrası kariyer planlamalarına oldukça önem veren üniversitemiz her yıl geniş katılımlı  “Kariyer Günleri” düzenlemektedir. Stant açan firmalar, öğrencilerle birebir iletişim kurarak şirketlerinin çalışma prensiplerini, faaliyet alanlarını ve kariyer süreçlerini anlatarak staj ve iş imkanları konusunda istihdam olanağı sunuyor. Alanında uzman kişiler tarafından öğrencilere seminerler yoluyla bilgiler aktarılıyor. Kariyer Günleri sayesinde, öğrenciler üniversite sonrası iş veya akademik hayatlarıyla alakalı doğru ve sağlıklı bilgiler ediniyor. İş yerinde stajı çok önemseyen üniversitemiz, gönüllü ve zorunlu yaz stajlarının organizasyonunu Ocak ayından itibaren yapmaya başlayıp, Mayıs ayında sonuçlandırıyor. Üniversitemizin amacı öğrencilerimizin teorik bilgilerinin yanına reel sektör deneyimleri eklemek. Yani biz üniversite olarak öğrencilerimizi her anlamda yanındayız. Nihayetinde öğrencilerimizin iş bulma kaygısını biz de hissedip gerekli tedbirleri her zaman düzenli olarak alıyoruz. 1,500’ün üzerinde çözüm ortağımız ile sürekli irtibatta olarak, üniversite sonrasında öğrencilerimizin işe yerleşmelerine yardımcı olmaya devam ediyoruz. Aynı zamanda üniversite içinde idari kadro ihtiyaçlarımızın karşılanmasında, kendi mezun öğrencilerimize imkan tanıyoruz. Bu bahsettiğim tüm konuları bizzat ben de çok yakından takip ediyorum.

Ayrıca üniversitemiz Kariyer Planlama, Uygulama ve Araştırma Merkezi (ArelKam); çözüm ortağı olduğumuz çeşitli sektörlerde yer alan firmaların yarı zamanlı ve ücret karşılığı olan iş ilanlarını kampüs içindeki panolarda öğrencilerimize duyurmaktadır. Öğrencilerimiz bu firmalara doğrudan başvuru yapabilmekte ve ilgili firmaların işe yerleştirme süreçlerine katılabilmektedirler. Aynı koşullar mezun öğrencilerimiz için de geçerlidir.

Program açarken ara eleman sıkıntısının daha çok olduğu meslekleri göz önünde bulunduruyor musunuz?

Hemen hemen tüm sektörlerde ara eleman ihtiyacı vardır. Ancak bazı sektörlerde bu ihtiyaç daha fazla olabiliyor. Meslek yüksekokulumuzda programlar açarken paydaşlarımızla birlikte çok ayrıntılı bir çalışma yapıyoruz. Programları açarken çözüm ortaklarımızın fikirlerini de alıyoruz. Birçok firmadan mesleklerle ilgili eleman ihtiyaçları konusunda geri bildirimler alıyoruz. Kendi deneyimlerimiz ile, çözüm ortaklarımızdan gelen geri bildirimleri birleştirerek karar vermeye çalışıyoruz. Bu konuda da başarılı olduğumuzu gururla söyleyebilirim. Çünkü son yıllarda açtığımız programlardan mezun olan öğrencilerimizin işe yerleşme oranları çok yüksek. Bu da bize doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Ayrıca ben şahsen ara eleman deyimini de hoş bulmuyorum. Öğrenciler ara eleman değil aranan elemanlardır.

Özellikle ülkemizde mesleki ve teknik eğitimin olması gerektiği noktaya geldi mi? Ayrıca eğitim sistemimizin sorunları nelerdir? Bu sorunlara çözüm bulmak neler yapılması gerekmektedir?

Mesleki ve Teknik Eğitim konusunda ülkemizde gerçekten önemli çalışmalar yapıldı. MEB bünyesinde Genel Müdürlüğümüz de mevcut. Ayrıca Mesleki ve Teknik Eğitim Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2013-2017) hazırlanmış bulunmaktadır. Buna uygun olarak birçok projede hayata geçirilmiştir. Bundan sonra yapılması gereken, bu belgeye uygun eylem planlarını daha hızlı bir şekilde hayata geçirmektir.

Bence vakıf- devlet üniversitesi ayrımı gereksizdir. Sonuçta kamu-özel olsun ülkenin kaynakları kullanılmaktadır. Bu nedenle bunu en verimli şekilde kim kullanıyorsa ona öncelik verilmelidir.  Özel üniversitelerin açılmasına da izin verilmelidir. Bu anlamda sosyal adalet açısından devlet tarafından çok iyi bir burs sisteminin kurulması gerekir. Ekonomik durumu iyi olmayan adayların bu şekilde desteklenmesi uygun olur.

Vakıf üniversitelerinde sadece ekonomik durumu iyi olan öğrencilerin okuduğu kabul edilmektedir. Bu nedenle burs ve krediler sadece devlet üniversitelerinde okuyan öğrencilere verilmektedir. Bu doğru değildir.  Bu nedenle bu olanakların vakıf üniversitesi öğrencilerine de tanınması ve adil olmayan bu uygulamanın bir an önce düzeltilmesi gerekmektedir.

Şu anda vakıf üniversitelerinin eğitim sistemimiz içindeki payı dünya ortalamasına göre düşüktür. Bu payın artırılması gerekmektedir. Bunun için sektör belirli bir düzeye gelinceye kadar adil bir teşvik sistemiyle desteklenmelidir. Ayrıca Yükseköğretim öğrencilerine yönelik özel bir kredilendirme sistemi geliştirilebilir. Vakıf üniversitelerinin devlet üniversiteleri için düzenlenen yasal mevzuat kıskacından bir an önce kurtarılması ve daha özerk bir yönetime kısa sürede kavuşturulması kaçınılmazdır.

 (ARELSEM) Sürekli Eğitim Merkezimizde sanayinin önemli ölçüde eğitim ihtiyaçlarını karşılıyoruz. 2015 yılında faaliyete geçirmeyi planladığımız Trakya Bölgesi Teknokent Projemiz ile bu konuda da önemli bir başarı sağlayacağımıza inanıyorum.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.