banner

Avrupa’yı taklit eden değil, Avrupa’yı yönetecek liderler yetiştiriyoruz




Eğitim hayatında öncelikle ilkesi “ Türk olduğunu unutmadan, dünyadan kopmamak” olan Avrupa Koleji Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Talip Emiroğlu, “Hedefimiz Avrupa’yı taklit eden çocuklar yetiştirmek değil. Kendi kültürüne, kendi değerlerine bağlı ve evrensel değerlere açık insanlar yetiştirmek. Yetiştirdiğimiz gençler, yarın Avrupa’yı yöneten liderler olacaklar. Bir Avrupalı gibi değil, bir Türk Avrupalı olarak” diye konuştu.


EĞİTİMCİLİK ONUN GENLERİNDE VAR

Avrupa Koleji Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Talip Emiroğlu:

Avrupa’yı taklit eden değil, Avrupa’yı yönetecek liderler yetiştiriyoruz

Avrupa Eğitim Vakfı, Avrupa Koleji ve Kent State Koleji’nin kurucu başkanı Talip Emiroğlu, eğitimci bir aileden geliyor. Altı kuşak evvel büyük dedesi müderris olan Emiroğlu, konumunu, “Ben de eğitimciyim. Dolayısıyla, denemiş olmama rağmen başka iş yapma şansım olmadı. Okul kurmasam, öğretmenlik yapacaktım. Yani genetik bir durum” sözleriyle açıklıyor.

Sektöre nasıl ve hangi düşünceyle girdiniz?

Ben öğretmen ağırlıklı bir ortamda yetiştim. Altı kuşak evvel büyük dedem bile eğitimciymiş. Emiroğlu Müderris Ali Efendi dedem… Ben de eğitimciyim. Dolayısıyla, denemiş olmama rağmen başka iş yapma şansım olmadı. Okul kurmasam, öğretmenlik yapacaktım. Yani genetik bir durum denebilir. Öğrencilik yılarımdan beri sürekli eğitim sistemimizden şikayetçi oldum.  Bu yüzden öğrenciliğimde biraz aykırıydım.  İtiraz eden, eleştiren, bazen tepki gösteren ve çoğu zaman sınırları zorlayan bir öğrenci oldum. Öğretmen olarak kalsaydım yine eğitim sistemindeki yanlışlarla çalışmak zorundaydım. Okul kurma olayında beni en çok heyecanlandıran ve iten, idealimdeki eğitimi verebilme imkanına sahip olacağım, duygusuydu. İstediğim eğitimi verebiliyor muyum? Yani okullarımızda benim eleştirmeyeceğim eğitim standardına ulaşıldı mı? Bunu şöyle açıklayabilirim; araştırıyorsunuz, buluyorsunuz. Üzerinde haftalarca çalışıyorsunuz. Diğer yandan arkadaşlarınız da çalışıyor. Test ediyorsunuz. Başka şekilde, başka yerde yine deniyorsunuz. Tamam, diyorsunuz, bu doğru. Sonra anlıyorsunuz ki, bu doğru, bir sürü sizden uzaktaki yeni doğruları daha gerekli kılıyor. Hadi bakalım, kolay gelsin. Eğitim engin bir derya. Yüzüyorsun, yüzüyorsun sonu yok. Sadece geriye bakınca anlıyorsun ne kadar yüzdüğünü.

MARKA BİR ÖMÜRDÜR

Avrupa Koleji Markaya dönüşürken neler yaşadınız?

Bir okul 5-10 yılda marka olabilir mi,sanmıyorum. Marka bir ömürdür. Avrupa Koleji’nin marka hikayesini anlatmam için kendi hayatımı anlatmam gerekiyor. İnsan gibi bir şey. Doğuyor, bebek oluyor. Çocukluk yılları… Sonra delikanlılık heyecanı. Daha sonra marka olabiliyor. Avrupa Koleji her yaşında dinamik, yenilikçi bir görüntü sergilerken, ulusal değerlerimizi de hiçbir zaman teğet geçmedi.

Eğitimde olmazsa olmazlar neler?

Sınav odaklılık, kişisel gelişim, serbestlik, disiplin odaklılık gibi unsurlar ön palana çıkartılırken dikkat edilmelidir.  Dozaj iyi ayarlanmalıdır. Eğitimde popüler konjoktörlere odaklanılırken, temeli oluşturması gereken etik değerler eğitimi teğet geçiliyor. Eğitimin temeli; dürüst, pozitif, hoşgörü, sosyal sorumluluk bilinci ve öz güven gibi kavramlarla oluşmazsa, verilecek iyi akademik eğitim ilerde aleyhte sonuçlar doğurabilir. Yani öğrenilenler insanlara zarar verecek biçimde kullanılabilir.

Avrupa Koleji Okullarını bu noktada değerlendirebilir miyiz?

Biz öğrenci mutluluğunu temel alan bir eğitim stratejisini benimsiyoruz.  Bunun için önce öğretmenin mutlu olması gerekir. Eğitimi bu temelin üzerine inşa ediyoruz. Dershaneye giden öğrenci sayısı en az bizim okullarımızdadır. Buna rağmen sınav başarımız da yüksektir. Çünkü alt yapıyı sağlam veriyoruz. Bize göre, sınavdan önce bir özel okulun yabancı dili iyi öğretmesi gerekir. Bizim okullarımızda 8. sınıfı bitiren öğrenciler bir değil, iki yabancı dili çok iyi öğreniyor. Hedefimiz Avrupa’yı taklit eden çocuklar yetiştirmek değildir. Kendi kültürüne, kendi değerlerine bağlı ve evrensel değerlere de açık insanlar yetiştirmeyi hedefliyoruz. Yetiştirdiğimiz bu gençler, yarın Avrupa’yı yöneten liderler olacaklar. Bir Avrupalı gibi değil, bir Türk Avrupalı olarak…

CEDDİMİZ YAPTI, GELECEĞİMİZ DE YAPABİLİR

‘Türk-Avrupalı’ kavramını biraz açar mısınız?

Avrupa’nın tek bir kültür olduğunu söyleyemeyiz. İskandinav, Akdeniz, Germen ve doğu Avrupa kültürleri gibi farklı kültürleri ihtiva eder. Elbette en üstte ortak bir kültür oluşturulmaya çalışılıyor.  Bana göre ortak kültür geliştirmek, yerel ve öz kültürleri bozar. Tek merkezli siyasi yönetim de, ülkelerin bağımsızlığı ve demokrasisiyle çelişir. AB’ye girmek isteyen Türkiye’nin bu tecrübeleri yeniden değerlendirmesi gerekir. Biz asimile ederek değil, kendi kültürümüzle, kendi renkliliğimizle, yani ‘Türk-Avrupalı’ olarak Avrupa’da yerimizi almalıyız.

1839’dan sonra başlayan ‘Batılılaşma’ hareketindeki yanlış algılarımızı artık düzeltmeliyiz. Biz, başkaları gibi olarak değil, biz olarak başarabiliriz. Ceddimiz bunu geçmişte yaptı, gelecek nesillerimiz de yapabilir, öyle değil mi?

FONLANAN ZİNRCİR OKULLAR

Ülkemizde özel eğitim niçin gelişmiş ülkelere göre geri kaldı?

Özel okulculuk henüz tam anlamıyla sektör olamadı. Ama olma sürecinde. Burada başlangıç çok önemlidir. Ülkemizde işadamları tarafından para kazanmak için okullar kurulmadı. Eğitimciler tarafından özel Türk okulları kuruldu. Eğitimciler etik olarak işin parasal yönünü ilk plana çıkartmadılar. Hatta para kazanıyoruz bile diyemediler. Aldıkları ücretleri eğitimin masrafı olarak adlandırdılar. Oysa bunun içerisinde karları da var. Kar etmeselerdi sektör yaşayabilir miydi, bu noktaya gelebilir miydi?

Ama artık söylemler daha gerçekçi. Ben aldığım ücretin karşılığını veriyorum, noktasındayız. Biraz da fonlanan zincir okullar bu algıyı değiştirdi. Eğitime business bakmamızı sağladılar.

Avrupa Koleji Okulları’nın hedefleri neler?

Avrupa Koleji okulları,  anaokulu,  ilkokul,  ortaokul ve Anadolu lisesi olarak İstanbul’un üç noktasında bulunmaktadır. Kazlıçeşme, Çekmeköy ve Acıbadem. Ayrıca Avrupa Meslek Yüksekokulu ve Kent State Koleji de bizim eğitim gurubumuz içerisindedir. Okullarımızın her birini öğrenci sayısı ve fiziki bakımdan butik olarak niteleyebiliriz.

Orta vadede büyümeyi düşünmüyoruz. Üç ayrı kampusumuzda butik ve entegre olarak eğitim kalitemizi artırmayı hedefliyoruz. Önümüzdeki 5 yıl, mevcut okullarımızın eğitim standartlarını yükseltmek için yatırımlarımız olacak. İki yıldır bu alanda önemli çalışmalarımız oldu. Yurt dışından partnerlerimiz var. Önemli anlaşmalar yaptık. Şunu açıkça söyleyebilirim ki, Avrupa Koleji Okulları’nın artık mevcuttan fazla öğrenciye ihtiyacı yok. İddiamız çok okul, çok öğrenci değil. Standardı yüksek eğitim.

ANADOLU’DA ÖZEL OKULCULUK GELİŞECEK

Sektörün gelişimi ve geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Özellikle fon desteği alan bazı okullar sektörümüzde söylemi değiştirdiler. Yani business bakış açısı ön plana çıktı. Önceden konuşulması adeta ayıp olan para, rahatlıkla telaffuz edilir oldu. Önceleri dershanecilikte yoğun olarak tanık olduğumuz ‘indirim’ kavramı artık okullar için de normalleşti. Veliler artık önce ücretleri telaffuz eder oldu. Açıkçası işin içerisine ‘ticari’ mana hakim olmaya başladı. İş şuraya gidiyor: Bu rekabetçi ortam ücretlerin düşmesine, buna karşın masrafların artmasına sebep olacak gibi. Maalesef kapanan veya satılan okullar olacak. Kalanlar daha güçlü hale gelebilir. Çünkü ücretlerin aşağı çekilmesi pastanın büyümesine de neden olabilir. Geçen yıl 450 bin olan özel okul öğrenci sayısı, bu yıl 525 bin olmuş. Gelecek yıllarda daha da artabilir. Teşvik yasasının etkisiyle Anadolu’da özel okulculuğun daha da gelişeceğini düşünüyorum.

Avrupa Koleji AB’ye giren ülkelerin bazılarında var. Eğitim entegrasyonunu sağlamayı amaçlıyoruz. Misyonumuz da Türk eğitiminin AB standartlarına ulaşmasına katkıda bulunmak. AB’ye gireriz-girmeyiz ama eğitimdeki standartlarını her mesleki alanda yakalamalıyız. Bu anlamda gerek Avrupa ile gerekse de Amerika ile olan eğitim işbirliğimiz, uluslararası okul özelliğimizi güçlendiriyor.

Özel okullarda çocuklarını okutan anne-babaların devlet tarafından desteklenmesini bekliyorum. Ayrıca kaliteli eğitimin hedeflenmesi adına, okul açmak isteyenlere de daha ciddi kriterler uygulanmalıdır. Şu sıralar okul açmaya ilgi büyük. Elbette açılsın. Ama bu büyük bir sorumluluktur. Kimlerin ne amaçla açtığı iyi incelenmeli. Taahhütlerini yerine getirip getiremeyeceklerinden emin olunmalı. Üniversite açarken nasıl ki ağır kriterler var, k-12’de de bu kadar ağır olmasa bile, mevcuttan biraz fazla yaptırım olmalıdır.

ACİL ÇÖZÜM BEKLEMEK HAKSIZLIK OLUR

Öncelikle, okul öncesi eğitim konusundaki çalışmalarından dolayı bir eğitimci olarak, hükümeti kutluyorum. 2002’de yüzde 9 olan okullaşma oranını, yüzde 60’lara çıkarttılar.4+4+4 sistemiyle 6 yaşta okullaşma yüzde 90’lara geldi. Bu çok önemlidir. Okul öncesi süreç eğitimin temelidir. Temel sağlam olmadan üste yapacağınız inşa sağlıklı olmuyor. Yüksek öğretimdeki istihdam sorununu da büyük ölçüde çözdüler. Ben hükümeti çok iyi niyetli ve çalışkan buluyorum. Elbette sorunlarımız çok. Ama bunlar Cumhuriyetten beri birikerek geldi. Hemen çözüm beklemek haksızlık olur. Bundan sonraki dönemde ilköğretim ve orta öğretimde gerekli düzeltmeleri bekliyorum. Çocuklarımızın sınav girdabından kurtarılmasını umuyorum.

  

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.