banner

Konsept Okul Anlayışı Devam Ediyor




Türk eğitim sektörünün ihtiyaçlarını doğru tespit edip, bu ihtiyaçlara uygun çözümler ve modeller üreterek, başarıyı yakaladıklarını söyleyen Doğa Koleji CEO'su Uğur Gazanker, “Eğitim sektöründe büyüme hızına yetişebilmek için daha çok çalışmak, daha profesyonel düşünmek ve dünyayı takip edebilmek gerekiyor. Doğa Koleji’nin bir marka olarak gördüğü yoğun ilginin en etkin nedeni farklı konseptler. Sadece sayısal olarak değil marka olarak da büyüyerek, Türk eğitim sistemi adına daha büyük başarılara imza atmayı hedefliyoruz” diye konuştu.


DOĞA KOLEJİ’NİN GÖRDÜĞÜ YOĞUN İLGİNİN NEDENİ: FARKLI KONSEPTLER

Öncelikle Doğa Koleji olarak eğitim sektörüne nasıl ve hangi düşünceyle adım attığınızı anlatır mısınız?

Doğa Koleji olarak, kaliteli ve nitelikli eğitimi ülke çapında yaygınlaştırmak ve dünyaya örnek olabilecek bir eğitim modeli geliştirmek amacıyla 2002 yılında eğitim sektörüne adım attık. Beykoz’da 100 öğrenciyle başladığımız eğitim hayatımıza, bugün 52 kampüs ve 30 bin öğrenciyle devam ediyoruz. 10 yılda eğitim sektöründe pek çok ilke ve başarıya imza attık.

Dünyaya referans verdiğimiz “Doğa Konseptli Eğitim Modeli”, uluslararası işbirlikleri, konsept okulları ve sosyal sorumluluk anlayışıyla sadece sınıfların ve bahçenin olduğu bir yer olmaktan çıkıp öğrencilerin keyifle geldiği bir eğitim modeli yaratma vizyonuyla hareket ettik.  

EĞİTİM SEKTÖRÜNÜN İHTİYAÇLARINA DOĞRU TESPİT

Türk eğitim sektörünün ihtiyaçlarını doğru tespit ederek, bu ihtiyaçlara uygun çözümler ve modeller ürettik ve başarıyla hayata geçirdik. Gelecek nesillerin iyi eğitim almış, donanımlı, yaşadığı çevre ve dünyanın sorunlarına duyarlı bireyler olarak yetişmelerinin ülkemizin geleceğine bir yatırım olduğu inancındayız. Bunun yolu da ulaşılabilir, kaliteli bir eğitimden geçiyor. Doğa Koleji olarak, öğrencilerin ve ailelerinin hayallerini gerçekleştirmeye devam ediyoruz ve her yıla yayılan planlı bir büyüme süreci izliyoruz. 

Eğitim sektöründe büyüme hızına yetişebilmek için daha çok çalışmak, daha profesyonel düşünmek ve dünyayı takip edebilmek gerekiyor. Vizyonumuzu ve kalitemizi sürekli arttırarak, sadece sayısal olarak değil marka olarak da bu hızda ama kaliteyi koruyarak büyüyor Türk eğitim sistemi adına daha büyük başarılara imza atmayı hedefliyoruz.

Doğa Koleji’ni bir markaya dönüştürürken neler yaşadınız?

Planlı ve stratejik bir büyüme hedefiyle yola çıktığımız için markalaşma sürecimiz de bu stratejiye uygun olarak yürüdü. Her şeyden önce bu kadar büyük bir yapılanmanın belli standartlarının olması ve tüm bileşenleriyle ortak bir dile sahip olması çok önemli. O nedenle kurumsal kimliğimizi tüm çalışanlarımızın sürece dahil olduğu bir sistemle oluşturduk. Kendimizi ifade ettiğimiz tüm alanlardan insan kaynakları süreçlerimize, öğrencilerle ve velilerimizle iletişimizden işbirliklerimize kadar tüm süreçlerde şeffaflık ve doğru, zamanında bilgi akışı ilkesini benimsedik. Vizyon ve misyonumuzu şu anın ve geleceğin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde oluşturduk ve kurumsal kimliğimizin tüm ifade biçimleri bunun üzerinde şekillendi.

Ayrıca, Doğa Koleji’nin bir marka olarak gördüğü yoğun ilginin en etkin nedeni farklı konseptler…  Konsept okullar ve özgün eğitim modelleri gerek öğrenci gerekse ebeveynlerin ilgisini çekiyor, beğenisini kazanıyor.

Kurum olarak eğitim sektöründe ulaşmak istediğiniz hedefler neler? Bu hedeflere ulaşmak için neler yapmayı planlıyorsunuz?

Büyüme hedeflerimiz doğrultusunda, uygun adımlar atarak 2012 yılı hedeflerimize ulaştık. 2013 için belirlediğimiz 75 kampüs ve 50.000 öğrenci hedefimize ulaşmak için, projeksiyonumuz hazır durumda. Öncelikli olarak, farklı bölgelerde farklı konseptlerle açılacak yeni kampüslerimizin hazırlığını yürütüyoruz. 2009’da yüzümüzü Anadolu’ya çevirmiştik. Ankara’da 5, İzmir’de 3 kampüs ve illerdeki artışla büyüme sürecek. Kaliteli ve mükemmel eğitime yönelik talep ve beklenti arttıkça biz de yatırımlarımızı İstanbul’un yanı sıra Anadolu’ya da yönlendirdik. Yerel pek çok özel eğitim kurumu Doğa Koleji’nin güçlü markası ve sunduğu eğitim imkânlarını bölgesine taşımak istiyor. Şu an istihdam, kampüs ve öğrenci sayısıyla dünyanın en büyük eğitim kurumları sıralamasında ilk 5’te yer alıyoruz ve 2013 yılında bu sıralamada ilk 3’te yer almak istiyoruz.

Eş zamanlı olarak, kaliteli bir eğitim için donanımlı, kendi vizyonunu eğitime yansıtabilen yeni öğretmenlerimizin Doğa ailesine katılması için, dikkatli ve özenli bir insan kaynakları yönetimi yürütüyoruz. Uzun vadede hedefimiz ise;  ‘’Çocuk Üniversitesi, Doğa Konsepti, SOES ve t-MBA’’ olmak üzere dört farklı eğitim modeli ile dünyaya referans veren, yurt dışında yüzlerce, Türkiye’de binlerce ödül alan ve 30.000 öğrencisiyle Türkiye’nin en büyük eğitim kurumu olmayı fazlasıyla hak eden Doğa Koleji’nin, dünyaya örnek olan bu başarılı eğitimden daha çok öğrencinin faydalanabilmesi için çalışmaya devam etmek.

EĞİTİM EĞİTMENLE BAŞLAR

Eğitim sektöründeki olmazsa olmazları arasında neleri görüyorsunuz?

Eğitim eğitmenle başlar. Eğitmenin iyi bir eğitim verebilmesi için kaliteli ve güvenilir, kültürümüze hitap eden eğitim ve eğitmen eğitimi kaynaklarına ve yöntemlerine ihtiyacı vardır.  Bu kaynakların ve yöntemlerin elde edilebilmesi için zirvedeki eğitim sistemleri ve teknolojilerini inceleyerek Türkiye Cumhuriyeti Eğitim ve Öğretim sistemine entegre edilmesi gerekir. Bu entegrasyon için Türkiye genelinde uzun dönemli arge çalışmalarına ihtiyaç vardır. Milli Eğitim Bakanlığı bu amaçla Fatih Projesi’ni devreye sokarak büyük bir atılım yapmıştır. Zenginleştirilmiş kitap kaynakları, kaliteli bilgiye öğrencilerin ve öğretmenlerin kolayca erişimi, bilişim teknolojilerinin etkin kullanımı önümüzdeki yıllarda devlet okullarında göreceğimiz devrim niteliğindeki yeniliklerden bazılarıdır.  Ayrıca devlet okullarının fiziki şartlarının hızla iyileşmesi ve özellikle doğu illerimizdeki eğitim destek projeleri çocuklarımızı olduğu kadar halkımızı da sevindirmektedir.

DAHA İYİSİNİ YAPMA ZAMANI GELDİ

Bilişim teknolojilerinin yanı sıra eğitmen kalitesinin yükseltilmesi, bireye özel eğitimin geliştirilmesi,  öğrenci zekâ-kişilik farklarının erken yaşta belirlenerek mesleki yönlendirmelerin gerçekleştirilmesi, Okullarda Ar-Ge bölümlerinin açılarak özel okullar Ar-Ge birliğinin oluşturularak yenilikleri her an takip edilmesi gerekmektedir.

Özel okullar Türkiye Cumhuriyeti tarihinde daima öncü olmuş ve eğitim sistemine birçok yönden katkıda bulunmuştur. Şimdi daha iyisini yapma vakti gelmiştir. Türkiye’nin okuma yazma oranlarının yıllara göre artışı ve nüfus artışı göz önünde bulundurulduğunda her yıl eğitim sistemine dahil olacak olan öğrenci sayısında artış görülmektedir. Bilginin ekonomi ile senkronize ilerlediğini düşünürsek, ekonomide büyümenin böyle devam edebilmesi için bilgili ve farkındalığı yüksek, inovasyonlar yaratabilen genç ve dinamik bir nesil gerekmektedir. Bu durum biz eğitmenlere ve yöneticilere önemli sorumluluklar yükleyerek bulunduğumuz basamaktan daha yüksek basamaklara tırmanmamız için motivasyon oluşturmalıdır.

Eğitim inancını ülkemizin tüm bireylerine benimsetmeli ve bu yolda yapılan yatırımların gelecek nesilleri bir adım daha refaha, bilimselliğe ve doğruluğa yaklaştırdığını anlatabilmeliyiz.

DEVLET ÖZEL EĞİTİMİN ÖNÜNÜ AÇMALI

Sektörün gelişimini ve geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Özel okulların gelişmesiyle, devlet okulları üzerindeki yükün kısmen azalacağı görülmektedir. Fakat buradaki en önemli soru şudur: “Özel okullar eğitimde devlet okullarından farklı olarak ne sunuyor? Yüksek meblağlar ödeyen veliler, eğitimden ne kadar memnun? Özel okullar eğitimde öncülük rolünü yerine getirebiliyor mu?” Eğitimde kalitesi, yetkin eğitmen kadrosu, vizyoner eğitim yaklaşımlarıyla öncü olabilen okulların en önemli görevi ise, Milli Eğitim Bakanlığı ile beraber çalışarak dünya dengelerinin değişmekte olduğu bu dönemde Türkiye’nin geleceğini her yönden güçlü kılmaktır.  “Gelişmiş ülkelerde özel okulların eğitimdeki oranı %20 iken, bu oran Türkiye’de %5’ler düzeyindedir. Gelişmiş ülkelerde özel eğitim veren okullar, ülkelerine ekonomik olarak büyük katkılar sağlamakla beraber, teknolojik ve kültürel açıdan da ülkenin gelişimine etki etmektedir.  Bugün özel okulların sunduğu farklı olanaklar, birkaç yıl içinde devlet okullarında da mevcut olacaktır. Bu özelliklerde dikkate alındığında özel okullar sosyal faaliyetleri ve sınıf mevcudundaki azlıkla bir adım önde olacaktır.

Önümüzdeki yıllarda da eğitime farklı bakış açıları kazandıran vizyonlar ön plana çıkacaktır. Eğitim ve öğretimin temel taşları olan alanlarda uzmanlaşmak, uzun vadede eğitimin tamamında uzmanlaşmamızı sağlayacaktır. Alan uzmanlıklarını uygularken teknolojik, sosyolojik ve politik değişimleri hızlı bir şekilde genel yapıya entegre etmek gereklidir.  Bu aşamaları başarıyla kaydeden okullar öncü okullar olacaktır. 

Başarıyı yakalamış bir kurum olarak eğitim sektörüne girmek isteyen girişimcilere neler tavsiye ediyorsunuz?

Türkiye’de özel eğitim sektörünün gelişmesi ve hak ettiği yeri alabilmesi için özel eğitim kurumu sahiplerinin ve sektöre yeni girecek olanların kârlılıktan çok eğitime değer katan çalışmalar yapmaları ve bu hedefle ilerlemeleri büyük önem taşıyor. Ayrıca devletin de özel eğitimin önünü açacak eğitimler ve yatırımlar yapması gerekmektedir.

 “Bugün özel okulların sunduğu farklı olanaklar, birkaç yıl içinde devlet okullarında da mevcut olacak. Bu özelliklerde dikkate alındığında özel okullar sosyal faaliyetleri ve sınıf mevcudundaki azlıkla bir adım önde olacak.”

KONSEPT OKUL MANTIĞI DEVAM EDİYOR

Doğa Koleji yıllar önce Türkiye’yi konsept okul kavramı ile tanıştırdı. Beykoz Doğa Koleji’nde başlayan Doğa Konseptli Eğitim Modeli bugün Beykoz Doğa Kampüsü’nden çıkarak tüm dünyada kabul gören, başarısı kanıtlanmış bir eğitim modeli haline geldi. Beykoz Doğa Koleji’nde ekoloji ve botanik dersleri eğitim müfredatına katıldı, Teknoloji ve uzay konseptli Ataşehir Doğa Koleji’nde ise astronomi ve uzay dersleri. Avcılar Doğa Koleji’nde ise İstanbul Üniversitesi desteğiyle bilim ve fen konseptini oluşturuldu. Bu sene açılacak kampüslerde de konsept okul mantığı devam ediyor.

  

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.