Logo

Teknoloji Entegrasyonunun İnsan Yanı

Kategori: Eğitim Teknolojsi
Pazartesi, 18 Ocak 2016 17:36 tarihinde oluşturuldu



JT Rehill, M.Ed. / LEAD Turkey Genel Müdürü
jt_rehillEski Teknolojilerin Yerini Hızla Alan Yeni Teknolojiler Mi Yoksa Dikkat Dağıtan Teknolojiler Mi?
Kanadalı filozof Marshall McLuhan’ın o meşhur sözündeki gibi “Eğitim ile eğlence arasında bir fark gözetmeye çalışan kişi, her ikisinin de önceliğini bilmiyordur”. Bu ifade, benim eğitim-öğretim felsefemin bir simgesidir, zira herhangi bir ders birinin ilgisini cezbetmiyorsa, o zaman o dersi öğrenme yetisi azalır ve daha bilinçli bir çaba sarf etmesi gerekir. Bu motivasyon ile ilgilidir. Öğrenme; tanımlanmış, kişiselleştirilmiş bir hedefe götüren bir araç olduğu zaman, öğrenmenin bir anlamı olur ve içsel motivasyon yeterli olur. Ne var ki, bir derste zorluklarla karşılaşıldığı zaman ya da ders kişinin ilgisini çekmediği zaman, motivasyon dışarıdan gelmek zorundadır.
Bütün sınıf seviyelerindeki ve dünyanın her yerindeki dersler; eski teknolojilerin yerini alan yepyeni teknolojilerin giderek daha çok istilasına uğruyor. Destek teknolojilerinin entegre edilmesi durumuyla karşı karşıya kalan her öğretmenin anlayacağı gibi, öğrencilerin öğrenme hedeflerine ulaşma biçimleri konusunda esneklik göstermeniz gerekir, ne var ki, işin sonunda başarı, her zaman öğrencinin eğitim- öğretim programındaki genel başarısı ile ölçülecektir.
İster teknoloji desteği sağlayan bir alet, iPad, Android işletim sistemine sahip bir telefon, video oyunu ister (günün birinde) sanal görüntü alanlarını gözünüzün önüne getiren retina parçaları olan sinir implantları olsun, eğitim- öğretim alanında yeni ortaya çıkan teknolojiler, öğrenmeyi kolaylaştırmak üzere kullanılmalıdır ve hatırlanacak şeyin kendisi olmamalıdır. Zira böyle olduğu zaman, dikkati dağıtan bir şey olmaktan başka bir şey olmaz. Öğrencilerin ilgisini çekecek ve onları motive edecek herhangi bir şeyden –sonunda öğrencilerin öğrenmesini engellemediği sürece- yararlanmaya açık olmamız gerekir.
Okullarda Teknolojinin Entegrasyonunu Yönetmek
Her geçen gün değişimle baş başayız, kimileri (yeni ayakkabılar ya da yeni bir telefon satın almak gibi) daha az önemli, kimileri ise (evlenmeye ya da çocuk doğurmaya karar vermek gibi) daha önemli değişimler. Pek çok açıdan hayatlarımızdaki değişiklikler hayatı ilginç kılar. O yüzden, insanlar değişimi umursama dahi, nadiren değişmek zorunda bırakılmaktan hoşlanırlar. Direnç de buradan çıkar ve okullarda teknolojinin entegrasyonunu da zor kılan budur.
Herhangi yeni bir teknoloji ya da değişiklik sunulduğu zaman, bu ne kadar küçük bir şey olursa olsun, uyum sağlamak üzere duygusal bir süreçten geçeriz, yas aşamalarına çok benzeyen bir süreçtir bu. Ne var ki, burada dünyaya bakışımızı, inandığımız hakikati kaybederiz. Öncelikle herhangi beklenmedik bir değişimi şok ya da sürpriz olarak görürüz. Bunun ardından genellikle inkar gelir – değişimin gerçekleştiğine inanmayı reddederiz. Okullardaki pek çok değişim inisiyatifinde olduğu gibi, öğretmenlerin değişime karşı kuvvetli bir direnç göstermeye karar vermesine kadar gider bu iş.
Duygusal değişim eğrisinin en altında hayal kırıklığından dolayı yaşanan hüsran ve bağlantının kopması yer alır. Bir dönüm noktasında, kavşakta durduğumuz andır bu – teknolojiyi denemeye mi karar vereceğiz yoksa onu tamamıyla mı terk edeceğiz? Bunu tamamıyla terk edenler, içinde bulundukları ortamda değişim devam ettikçe daha çok zorlanacaklardır, zira giderek daha fazla sayıda öğretmen yeni teknolojileri deneme yönünde karar verecek, başarılarını paylaşmaya başlayacak ve çoğu tam entegrasyona doğru yol alacaktır.
Bu zorlukları aşmak için değişim ya da yeni teknoloji hakkında iletişim kurmaya başlamak şarttır. Öğretmenler, yeni bir yazılımın ya da donanımın özelliklerinden daha fazlasını öğrenmelidir, öğrencileri ve onların öğrenimleri için ne gibi faydaları olduğunu öğrenmeleri gerekir. İletişim ya da bilgi olmayınca dedikodular alıp başını gidecek ve değişim süreci daha ivme kazanmadan yoldan çıkacaktır. Değişim süreci zorlaştığı ve duygular en dip seviyede olduğu zaman, öğretmenlerin meslektaşlarından destek görmeleri çok önemlidir. Başkaları ile bağlantı kurulmayınca çıkmaz yola girmek işten bile değildir. Nihayetinde öğretmenlere keşif ve adanmışlık aşamaları boyunca yol alırken destek olmak için, teknolojinin öğretime ve öğrenmeye uyum sağladığını açıkça ortaya koymak şarttır. Gidilecek yolu açıkça gözler önüne sermeyince ve yol boyunca rehberlik etmeyince insanlar kaybolabilir ve yollarını bulmaları uzun sürebilir.
Öğretmenleri Desteklemek
Okullarda bilgisayar ve bilgi teknolojilerinin entegrasyonunu başarıyla yönetmek için ve daha da önemlisi, öğretmenlerin sınıflardaki öğretim uygulamalarını değiştirerek bu çabaların öğrencilerin öğrenimi üzerinde olumlu bir etkisinin olmasını sağlamak için, aşağıdaki hususları hatırlamak kritik önem taşır:
1. Öğretmenlerin farklılıklarını plana dahil edin. Tıpkı öğretmenlerin öğrencileri için (dersi vb) farklılaştırmaları gibi, her bir öğretmenin de öğrenmeyi desteklemek üzere farklı teknolojileri kullanma açısından farklı aşinalık, hazır olma ve ilgi seviyesine sahip olduğunu göz önünde bulundurmak önemlidir. Yeni teknolojilerle ilgili mesleki öğrenme fırsatları, henüz bu işlere yeni başlayıp teknolojiden korkandan tutun da tecrübeli teknoloji- severlere kadar herkese sunulmalıdır.

 2. Okul kültürünün öğretmen etkileşimini desteklediğinden emin olun. Okullarda ve okullar arasında, hatta kendi bölümleri içinde dahi öğretmenlere başka öğretmenler ile işbirliğinde bulunmaları, birlikte çalışmaları için beklenenden çok daha az zaman tanınır. Araştırmalar sürekli olarak göstermektedir ki, güçlü bir işbirliği, takım çalışması ve birlikte çalışma söz konusu olduğu zaman, öğrenme büyük ölçüde artar ve gelişir. Yalnızca öğretmenler için değil, yeni teknolojileri entegre etmek üzere çalışan okullar için de daha fazla işbirliği fırsatları tanımaya çalışmalıyız ki böylece değişen dünyada kurumsal açıdan daha etkili bir biçimde performans gösterebilsinler.

3. Takip ve sürekli destek sağlandığından emin olun. Öğretmenler; değişimin her zamankinden daha hızlı meydana geldiği bilgi çağında mesleki açıdan yollarını bulabilmeleri için mesleki gelişimleri konusunda her zamankinden daha fazla desteğe ihtiyaç duyuyorlar. En büyük zorluk, yeni bilgilerin sunulması ya da yeni teknolojilerin kullanımı ya da değeri konusunda öğretmenleri eğitmek değildir. Gerçek zorluk, sınıfta öğrenilenleri uygulayabilmeleri için öğrenilenin kalıcı olmasını sağlamakta yatar. Öğretmenler, uygulama sürecinin başında genellikle eski yöntemlerine dönerler çünkü yeni bir düşünme biçimine ayak uydurmayı sağlamak için yeterli destek yoktur. 

Dünyanın değiştiğini ve teknolojinin asla öğretmenlerin yerine geçmeyeceğini, öğretmenlerin değişen dünyaya ayak uydurmak zorunda kalacaklarını hiç kimse inkar edemez. Öğrencilerimizi motive etmeye devam edecek ve eski teknolojilerin yerini hızla alan yeni teknolojilerin kullanılması ile öğrenimlerini destekleyecek isek, değişimin insani yanına yatırım yapmayı unutmadığımızdan emin olalım.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.