banner

Türkiye, fen ve matematik becerilerinde geride




Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Dinçer, Uluslararası karşılaştırmalara baktığımızda, öğrencilerimizin fen ve matematik becerilerinin geride kaldığını görüyoruz. Ülke olarak, inovasyon ve rekabetçilik endekslerinde de iyi bir konumda sayılmayız. Hem eğitimin niteliğinin yükseltilmesi hem de teknoloji ve inovasyon kabiliyetinin gelişmesi için enerjimizi, kaynaklarımızı STEM alanına odaklamanın çok doğru bir tercih olacağına inanıyoruz." dedi.

TÜSİAD, Samsung ana sponsorluğunda, Kibar Holding, Koç Holding ve Siemens sponsorlukları, Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası ve Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası’nın destekleriyle "Science, Technology, Engineering, Mathematics (STEM) / Fen, Teknoloji, Mühendislik, Matematik" eğitiminin önemini ve bu alanda iş gücüne duyulan ihtiyacı vurgulamak amacıyla zirve düzenledi.

Haluk Dinçer, zirvenin açılışında yaptığı konuşmada, teknolojinin gelişmesi ve ekonomide bilginin ağırlığının artmasının, hem mikro planda bireylerin hayatını hem de makro planda ülkelerin ekonomik performansını çok yakından etkilediğini söyledi. İnsana yatırım yapan, bilim ve teknoloji üreten ülkelerin ekonomik büyümelerini de sürdürülebilir hale getirmeyi başardığına işaret eden Dinçer, ekonomik gelişmişlik ve kalkınma seviyesi ile inovasyon ve teknoloji yaratma kapasitesi arasında doğru orantılı bir ilişki olduğunu vurguladı.

Dinçer, Sanayi Strateji Belgesi’nde de sanayinin rekabet edebilirliğinin ve verimliliğinin yükseltilmesi, dünya ihracatından daha fazla pay alacak şekilde yüksek katma değerli ve ileri teknolojili ürünlerin üretilmesinin bir vizyon olarak ortaya konduğunu anımsattı. "Gerçekten de teknoloji ithal ederek, cari açık problemini sürekli yaşayarak, orta gelir tuzağına takılı kalarak 21. yüzyılın rekabet koşullarında ayakta kalmamız mümkün değil" diyen Dinçer, Türkiye'nin sürdürülebilir büyüme ve kalkınma için en büyük itici gücünün insan gücü olduğuna dikkati çekti.

"Uluslararası karşılaştırmalara baktığımızda, öğrencilerimizin fen ve matematik becerileri geride"

Dinçer, 2041 yılında Türkiye’de çalışma çağındaki nüfusun 65 milyona ulaşmasının beklendiğini hatırlatarak, bu potansiyelin en iyi şekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Bunun için yapılması gerekenlerin çok açık ve net olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:

"Eğitimin, kalkınmanın en temel taşıyıcı unsuru olduğunun altını her zaman kuvvetle çiziyoruz. Bugün ise özel olarak, fen, teknoloji, mühendislik, matematik, yani İngilizce kısaltmasıyla ‘STEM’ konusunda eğitimin ve iş gücünün önemini vurgulamak istiyoruz. Çünkü STEM eğitimi ve iş gücü, bilgi ekonomisinin olmazsa olmazı.

Uluslararası karşılaştırmalara baktığımızda, öğrencilerimizin fen ve matematik becerilerinin geride kaldığını görüyoruz. Ülke olarak, inovasyon ve rekabetçilik endekslerinde de iyi bir konumda sayılmayız. Hem eğitimin niteliğinin yükseltilmesi hem de teknoloji ve inovasyon kabiliyetinin gelişmesi için enerjimizi, kaynaklarımızı STEM alanına odaklamanın çok doğru bir tercih olacağına inanıyoruz."

Özel sektör-eğitim kurumları-kamu kesimi arasındaki işbirliği

Dinçer, fen, matematik, mühendislik ve teknoloji alanlarının birbirinden tamamen bağımsız ele alınmasının eksik bir yaklaşım olacağı görüşünü paylaştı. Bu alanların her birinin bir diğeri ile çok yakından bağlantılı olduğunu ifade eden Dinçer, "Bir alan bir diğerinde kullanılır ve onu geliştirir. Eğitim sistemimizde STEM konusunu, birbirinden kopuk değil, disiplinlerarası bir yaklaşımla birbirleriyle içe içe geçecek şekilde sunabilmenin, öğrencilerimizi hayata en iyi şekilde hazırlayacağını düşünüyoruz" değerlendirmesini yaptı.

Dinçer, STEM’in hayatla doğrudan ilişkisini öğrencilerin zihinlerinde canlandırabilmek için sadece eğitimcilere değil, iş dünyasına da önemli görevler düştüğüne dikkati çekerek, bu konuda yapılan çalışmalara değindi. Yapılanlarla yetinmenin mümkün olmadığını aktaran Dinçer, "Mevcut iyi örneklerin hem sayısını hem de kapsayıcılığını arttırmamız gerekiyor. STEM bilgisinin iş hayatında ne şekilde karşılık bulduğunu uygulamalı biçimde gösterebilirsek öğrencilerin STEM’e ilgilerini de artırabiliriz. Özel sektör-eğitim kurumları-kamu kesimi arasındaki işbirliği fırsatlarının geliştirilmesi STEM alanında görev yapan eğitimcilerimizin de güncel bilgiye erişimini kolaylaştırarak eğitimin kalitesine olumlu yansıyacaktır" diye konuştu.

Dinçer, STEM eğitiminin, Türkiye’nin geleceğine yapılan en kıymetli yatırım, STEM iş gücünün ise Türkiye’yi teknoloji ve inovasyonda ilerletecek en önemli güç olduğunu belirterek, "Bu anlayışla STEM’in önemi konusunda farkındalığı yükseltmeli, eğitimde enerjimizi gençlere sağlam bir STEM altyapısı kazandırmaya odaklamalıyız" çağrısında da bulundu.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.