Logo

Dört artı dört artı dört

Kategori: Gündem
Salı, 13 Mart 2012 09:38 tarihinde oluşturuldu



Vatan Gazetesi Yazarı Zülfü Livaneli’nin eğitimle ilgili bugünkü yazısı

Dört artı dört artı dörtNe diyeyim...

Pek az kişi olayların genel gidişini görüyor, bu konulardaki uyarılara kulak veriyor. Çoğunluk ise Nâzım’ın dediği gibi “tuhaf bir karanlık içinde.”

Ne anlıyorlar, ne biliyorlar, ne düşünüyorlar, ne öğreniyorlar; iş işten geçtikten sonra da nafile yazılar okuyarak tatmin oluyorlar.

Olsunlar, kişisel olarak kendilerini tatmin etsinler ama bu ülkede rejimin değişmesinde büyük bir rolleri olduğunu da bilsinler.

Eğer kendisine laik diyen kimilerinin -akıllı olanları tenzih ederim- bu aymazlığı ve kolaycılığı olmasaydı, AKP bu kadar rahat at oynatamazdı.

Bu partinin en büyük sermayesi, sığ sularda gezen ve kendisini pek akıllı zanneden, sık sık da kendi içinde kavga eden “laikler.”

Ne demek istediğimi hâlâ anlamamış olanlar için yazayım:

Siz, 2005 yılında yayınlanan ve elden ele gezen “Türkiye’de Rejimin Değişeceği Tarih” başlıklı yazımızı okudunuz mu?

Yirmi yıldan bu yana durmadan tekrarladığımız “Bırakın sağı solu. Türkiye bambaşka bir kutuplaşmaya gidiyor” tezlerimize kulak kabarttınız mı?

“AKP’nin şeriat yasası falan çıkaracağı yok, halkı değiştirecekler, daha sonra da halkın istediği rejim gelecek” fikrimiz üzerinde bir tek dakika düşündünüz mü?

“Türkiye’de olup biten, dünyadaki gibi bir siyaset kavgası değil, rejimi değiştime mücadelesidir” tezimizi ciddiye aldınız mı? (Dikkat edin, bunlar on yıl önce yazılıyordu, şimdi değil.)

“Sol, askerle, milliyetçilerle kol kola giremez, bu bir tuzaktır” çığlıklarımız kulaklarınıza erişti mi?

Daha böyle nice örnek verebilirim de şimdi gelelim güncel bir örnek olan ‘dörtler meselesi’ne...

Her rejim kendi insanını yetiştirir.

Atatürk’ün de sürekli bilim-kültür-dil konuşulan sofralarının en belli başlı amacı “Yeni Cumhuriyet İnsanı” yaratma projesiydi.

Şimdi iktidarda AKP var. Onlar da kendi insanlarını yetiştirmek istiyorlar. Bu yüzden de “Cumhuriyet rejiminin, yerini İslami rejime bırakması zamanı gelmiştir” diye yazan, üstelik bunu hiçbir zaman inkâr etmeyen, kıvırtmayan Ömer Dinçer’i eğitimin başına getirdiler.

Yeni gençlik projesi bütün hızıyla sürüyor.

Yirmi beş yıl önce “Arabeskle yetişen bu çocuklar büyüdüğünde nasıl bir Türkiye oluşacağını hayretle izleyeceksiniz” demiştim ve fikrimi SHP-CHP başkanlarına bile anlatamamıştım.

Çünkü hiçbiri Atatürk değildi. Kültürle, müzikle siyasetin ilişkisini kurmakta zorlanan, kompartımanlar halinde düşünen, eklektik kafalara sahiplerdi.

Şimdi “arabesk” kuşağı işbaşında. Türkiye’yi dönüştürüyor.

On - on beş yıl içinde de bambaşka birileri iş başında olacak. Bugünleri bile arayacaksınız.

Fazla vakit de kalmadı...

(Zülfü Livaneli-vatan gazetesi)

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.