Logo

‘8 yıllık kesintisiz eğitimde bile bunlar yaşanmadı’

Kategori: Gündem
Salı, 13 Mart 2012 18:11 tarihinde oluşturuldu



CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın grup toplantısında kendisine ve partisine yönelttiği eleştirilere cevap verdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Tekmelerin yaşandığı bir TBMM'de, düşünceler askıya alınmış, kaba kuvvet, orman kanunu geçerli demektir. Eğer bu ülkede milletvekili tekmelenip dövülüyorsa, sokaktaki vatandaş, hayli hayli tekmelenip, dövülecek, baskı altına alınacak, şiddet uygulanacaktır" dedi.

Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın kendisinin anlayacağı dilden konuşursa çok memnun olacağını belirten Kılıçdaroğlu, "Ben demokrasi, özgürlük, insan hakları, kalkınma diyorum. Sen benim dilimden konuşmuyorsun. Keşke konuşsan, o zaman oturup anlaşacağız" dedi.

TBMM CHP Grup Toplantısı sonrası açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, Sivas davasının, bugün zamanaşımına uğradığını, bu sürecin içinde AK Parti'nin büyük sorumluluğunun bulunduğunu ifade ederek, "Sanıkların yakalanmaması, davanın zamanaşımına uğraması, 'Türkiye için yüzkarasıdır. Böyle bir tabloyu kabul etmek mümkün değildir. Bu tablo özgür, insan haklarına önem veren bir Türkiye'ye yakışmıyor. Bu tablo, eğitilmiş bir topluma yakışmıyor. Bu tablo, yüreğinde insan sevgisi olan bir Türkiye'ye yakışmıyor. Bu tablo, her türlü inanca ve kimliğe saygı duyan bir topluma yakışmıyor. Bu tablonun içinde AK Parti'nin ağırlığı var" dedi.

Milli Eğitim Komisyonu'nda pazar günü meydana gelen olayları değerlendiren Kılıçdaroğlu, tekmelerin olduğu bir TBMM'de, düşüncelerin askıya alındığı, kaba kuvvetin, orman kanununun geçerli olduğu anlamına geldiğini ifade etti. Toplumda, düşünce açıklama özgürlüğü değil, düşünce açıklamama yönünde baskı olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, bir Öğretim üyesinin bu kaygıyı dile getirirken, kendisine telefon geldiğini belirterek, "CHP milletvekilleri, Milli Eğitim Komisyonunda yumruklandılar, yerlerde

tekmelendiler. Zorbalıkla, alçaklıkla darp edildiler. Bu topraklarda yere düşene tekme atılmaz, kaldırılır. Onların anlayışına göre yere düşene tekme atılır, onların inançları da büyük ihtimalle böyledir. Onların inançları, Müslümanlığın engin hoşgörüsüyle bağdaşmıyor. İnanç, her şeyden önce saygı duymaktır. İnsanda biraz utanma, ar, haya olur. Kiminle, nasıl gelirseniz gelin CHP'yi susturamayacaksınız. Tekmelerin yaşandığı bir TBMM'de, düşünceler askıya alınmış, kaba kuvvet, orman kanunu geçerli demektir.

Eğer bu ülkede milletvekili tekmelenip dövülüyorsa, sokaktaki vatandaş, hayli hayli tekmelenip, dövülecek, baskı altına alınacak, şiddet uygulanacaktır. Bu şiddeti, terörü her yerde, her ortamda, bütün dünyada kınayacağız. Erdoğan kızsa da dünyada, her yerde seslendireceğiz. Ta ki bu ülkeye demokrasi, insan haklarına saygı gelinceye kadar" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, eğitim gibi önemli bir konunun, gece yarısı kanun teklifiyle parlamentoya getirildiğini ifade ederek, "Bir tek olumsuz rapor getirsinler, bir tek bilimsel rapor yok. Olumluluğu konusunda yazılmış çok sayıda rapor var, çocuk işçilikte, çocuk yaşta evlilikte azalma var, çocukların bilgi, becerilerini geliştirmede artma var, ailelerde sorun yok. Sorun Erdoğan'ın kafasında. Çağ dışı kafalar bunu anlayamaz, çağdaş kafalar evet der. Post modern diktatörümüz var, bir de sözcüleri var.

Milletvekilleri Pazar günü kravatsız, montlarla geldiler. Önceden 150 kişiye yemek ısmarlanmış, 'gelin' denmiş. Konuşma yapmaları için teklifi bilmeleri lazım, teklifin ne olduğunu bilmiyorlar. Bir tek kişi bile söz istemedi. Gelme gerekçeleri tek kaba kuvvet için geldiler. Başbakan, bugün konuşmuş, 'hangi dilden anlıyorlarsa o' diye. Biz hangi AK Parti milletvekilini yere yatırıp, teklemedik Sayın Başbakan. Bunu söylemek için kafanda demokrasi olması lazım. Çağ dışı düşünüyorsun, geri kafalısın sen. Biz

demokrasi dilinden, özgürlüklerden, konuşma özgürlüğünden söz ediyoruz. Komisyonda hangi AK Parti milletvekiline yumruk attık, boğazını sıktık, 'konuşma' dedik" şeklinde konuştu.

Daha önce 4306 sayılı, 8 yıllık kesintisiz eğitime ilişkin 11 maddelik tasarının, Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülürken 23 komisyon üyesinin 160 kez, komisyon üyesi olmayan 113 milletvekilinin ise 496 kez söz istediğini, tekme, tokat, salon işgali, orman kanununun değil, o dönemde hukuka, milletvekiline saygı olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, "İnsanın parlamentoya saygısı olursa, parlamentoya talimat vermez. Türkiye post modern bir diktatörün oyuncak alanına döndü. 'Ben istediğimi yaparım' bugün de

'Sizin anlayacağınız dilden konuşurum' diyor. Vallahi benim anlayacağım dilden konuşursan çok memnun olurum. Ben demokrasi, özgürlük, insan hakları, kalkınma diyorum. Sen benim dilimden konuşmuyorsun. Keşke konuşsan, o zaman oturup anlaşacağız. Birbirimizin dilinden anlıyorsak, zaten ülkede uzlaşma denilen kavram olur. Birbirimizin dünyaları, dünyaya, demokrasiye, insan haklarına bakışımız farklı. Ben başka, sen başka şey söylüyorsun. O nedenle aynı dilden konuşmuyoruz'' ifadelerini kullandı.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.