banner

Cem Gülan: Belirsiz ve zor bir döneme başlıyoruz




Yeni bir eğitim-öğretim yılına çeşitli problemler ve soru işaretleriyle başlamaktayız.

4+4+4 sistemi ile zorunlu 12 yıllık öğrenime geçtik ancak 8’inci sınıftan mezun olan tüm öğrencilerimize yetecek kadar ortaöğretim okulu hazırlayamadık. İlköğretim seviyesinde okullaşma oranımız % 98’in üzerindeyken ortaöğretimde bu oran ancak % 70’in üzerine çıkabilmekte. Bu durumda süratle öğrencilerimizin okul ihtiyacını tamamlamamız gerekir. Diğer yandan böylesine büyük bir açığı kısa sürede ve bütçe imkanlarıyla kapatmakta oldukça zor gözükmekte. İlköğretimde % 98 okullaşma oranlarına 1997-1999 sürecinde sağlanan bütçe dışı ek fon imkanları ve hayırseverlerin bağışları ile ulaşılmıştır. Biz büyük bir ülkeyiz bir kez daha çocuklarımızı açıkta bırakmamak adına ek katkıların toplanmasına ve bağış hareketine başlamamız gerekir. Aksi takdirde bir kısım yavrumuzun örgün eğitim-öğretim imkanlarından bir kaç yıl daha hakkıyla faydalanması mümkün olamayacaktır.

Diğer yandan ortaöğretim seviyesinde tüm genel liseler Anadolu lisesi haline getirilmiştir. Eğer bu Anadolu liselerinde sınıflar 30 kişilik olacak ve Anadolu liseleri programındaki haftalık dersler uygulanacaksa bu dönüşüm olumlu bir dönüşümdür. Eğer ödün verilecek, sınıf mevcutları artacak ve yeterli yabancı dil öğretmeni bulunamayacaksa bu dönüşüm sadece isim değişikliği olarak kalacak ve yeni problemler doğmasına neden olacaktır.

Bu dönüşümün şu an için yarattığı bir diğer problem öğrencilerin okul türü seçimi ile ilgilidir. Normal şartlarda bir kısım öğrenci meslek liselerini ve imam hatip liselerini seçmekteydi. Ancak yeni durumda bu okullar ve açık liseler sınav kazanamayan öğrencilerin gideceği kurumlar haline gelmiştir. Psikolojik olarak bu okulları seçecek öğrenciler dahi tereddüt yaşamakta ve bu kurumları ikinci sınıf seçenekler olarak görmektedir. Bu nedenle Devlet tüm öğrencilerinin arzularına göre okul seçimi imkanı sağlamalıdır.

Bunların yanında yapılan müfredat değişiklikleri, derslerdeki gereksiz yüklerin kaldırılması, 66-69 ay arası çocukların velilerine tanınan tercihlerine göre birinci sınıfa başlama veya başlamama kolaylığı, resmi okul velileri de istediği takdirde forma seçme hakkı tanınması ve öğrenciler tanınan bir kısım kolaylıklar bu dönemde yaşanan olumlu gelişmelerdir.

Bu yazı hazırlanırken, hala sonuca bağlanmayan ve belki de velileri, öğrencileri ve kurumları en çok rahatsız eden soru işareti ise ortaöğretime geçiş sisteminin belirsizliğidir. SBS’nin kalktığı ilan edilmektedir. Dönem içinde 6 dersten yapılacak sınavların merkezden yapılması düşünülmektedir. Bu sınavlara farklı gözlemcilerin gideceği dile getirilmektedir. Öğrencilerin adreslerine yakın Anadolu liselerine yerleştirileceği konusunda söylentiler duyulmaktadır. Tüm bu belirsizlikler sonuca bağlanmadan önce önemle üzerinde durulması gereken konuları bir kez daha dile getirmek gerekir.

Öncelikle bu sınavlara ihtiyaç duyulmasının nedeni ülkemizde ki tüm ortaöğretim kurumlarının aynı kalite seviyesinde bulunmamasıdır. Bazı resmi okullar çok iyi seviyede olup öğrenciler bu kurumlara yoğun talep göstermektedir. Adrese dayalı diyerek, Sayın Bakanın da ifade ettiği gibi hormonlu okul notlarına dayanarak veya standart çalışmayacak öğretmenler kurulu kararları ile bu çok talep gören okullara öğrenci seçmek yanlış olur. Doğru olan belli sayıda öğrencinin adil seçme kriterleri ile belirlenmesi ve bu okullar için yapılacak tek bir merkezi sınava alınmasıdır. Örneğin şu an planlanan 6 sınavın sonucuna göre öğrencilerin % 90’ı adreslerine göre Anadolu liselerine yönlendirilip en üst seviyedeki 150.000 öğrenci bu talep gören okullar için merkezi son bir sınava alınabilir. Bu sınav son derece adil ve her türlü hatadan arındırılmış olmalıdır.

Şu an düşünülen planlamada 6 adet yıl içinde yapılacak sınavdan söz edilmektedir. Bir tek sınavda bile inanılmaz sorunlar ve güvenlik riskleri yaşanırken, sorunları altı katına çıkarmak ciddi anlamda düşünülmesi gereken bir konudur. Üstelik yıl içinde yapılması düşünülen sınavlar merkezden ve çoktan seçmeli hazırlanacağı için tüm Türkiye’de o tarih itibarı ile tüm öğrencilerin müfredatta aynı noktaya ulaşmış olması gerekir. Aksi takdirde sınav sistemi baştan çökmüş olacaktır. Bu kadar büyük bir coğrafyada ve değişik iklim şartlarının yaşandığı bir ortamda tüm öğrencilerin sınav anında aynı hedefe ulaşması mümkün olamayacaktır. Bu sorunu düşünen yetkililer önceki dönemlere ait asgari kazanımları veya bir önceki sınıfın kazanımlarını ölçmeyi düşünebilirler. Bu durumda da sekizinci sınıf eğitim-öğretimine boş verilecek ve ülke çapında bu sınıf kaybedilecektir.

Eğer tüm bunlar dershanelerin kaldırılması için düşünülüyorsa aksine dershaneye olan ihtiyaç artacaktır. Eğer o tarih itibarı ile dershanelerde kaldırılmışsa öğrenciler merdiven altı kurum ya da kişilerin eline düşecektir. Kaçak ekonomi bir yana çocuğun özel derse gittiği kişilerin öğretmen olup olmadığından hatta ahlaklarından dahi emin olma ihtimali ortadan kalkacaktır.

Bunların dışında öğrencinin kendi okulunda mı başka okulda mı sınava gireceği, gözetmenin nereden geleceği, soruların ne şekilde okullara ve geriye merkeze ulaşacağı, ne zaman okunup sonuçlarının ne zaman duyurulacağı, bu hizmetlerin paralı mı bedava mı olacağı, bir yıla dağılacak bu yoğun trafikte güvenliğin nasıl sağlanacağı, torpil yapılacağı iddiaları gibi pek çok problem gündeme gelecektir.

Kısacası belirsizlikler ve zorluklar içeren bir döneme başlamak üzereyiz. Tüm ülkemize, öğrencilerimize, velilerimize, öğretmenlerimize, okullarımıza bu sorunların aşıldığı, huzurlu ve başarılı bir eğitim-öğretim yılı dileriz.

Cem GÜLAN

Türkiye Özel Okullar Birliği derneği Yönetim Kurulu Eş Başkanı

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.