Logo

TÜSİAD’dan öğretmen eğitimi için 4 model önerisi

Kategori: Gündem
Salı, 04 Mart 2014 08:43 tarihinde oluşturuldu



TÜSİAD “21. Yüzyıl Becerileri ve Eğitimin Niteliği” konusundaki çalışmaları kapsamında öğretmen eğitimi için öneri niteliğinde bir rapor hazırladı.

öğretmen kadınTÜSİAD “21. Yüzyıl Becerileri ve Eğitimin Niteliği” konusundaki çalışmaları kapsamında “eğitimcinin eğitimi” konusunda bir rapor hazırladı. Ülkenin kalkınması için 21. yüzyıl becerilerine sahip nesiller yetiştirmekte öğretmenlerin oynadığı kilit role dikkat çeken rapor, bilgi çağında yeni bir öğretmen yetiştirme modeline ihtiyaç olduğunu vurguluyor.

TÜSİAD Sosyal Politikalar Komisyonu bünyesinde faaliyet gösteren Eğitim Çalışma Grubu’nun “21. Yüzyıl Becerileri ve Eğitimin Niteliği” konulu çalışmaları kapsamında “eğitimcinin eğitimi” konusunu ele alan bir raporu düzenlediği bir toplantıyla kamuoyuna sundu. “Okulda Üniversite: Türkiye’de Öğretmen Eğitimini Yeniden Yapılandırmak İçin Bir Model Önerisi” adını taşıyan bu raporu, uzun yıllar Türkiye’de öğretmenlik yapmış ve öğretim üyesi olarak çalışmış, halen Rhode Island Üniversitesi’nde görev yapan Prof. Dr. Mustafa Özcan hazırladı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, Sosyal Politikalar Komisyonu Başkanı Memduh Boydak, “Çağımızda bilgiye hiç olmadığı kadar kolay ulaşabilmekteyiz. Bu durum mevcut bilgiyi yöneten, elde eden, internette olan farklı bir şekilde öğrencilerine sunan yeni bir öğretmen modeline ihtiyaç olduğunu gösterdi. Dolayısıyla yeni üretim modellerinde öğretmenlere yol gösteren, öğrenmeyi öğreten rolleri ön planda. Türkiye’de uygulanan öğretmen eğitimi modelinin de değişim ihtiyacı içerisinde olduğunu düşünerek bu konuya TÜSİAD olarak eğilmeyi arzu ettik” dedi.

PISA SONUÇLARI CİDDİ BİR UYARIDIR

Toplantıda konuşma yapan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, “Eğitim insan kaynağının niteliğini belirleyen ana unsurdur. TÜSİAD olarak eğitimi ülkemizin çok önemli bir meselesi olarak görüyoruz ve eğitim politikalarına iyimser nitelikle yaklaşımlar getirmeye, raporlar, seminerlerle de katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Türkiye’nin önüne koyduğu büyüme ve kalkınma vizyonuna paralel olarak eğitimin niteliğine, kapsamına ve öğretmen eğitimine yönelik bir reform süreci gereklidir. Unutmayalım ki bugün verdiğimiz eğitimin kalitesi yarın ekonomimizi, geleceği noktayı belirleyen temel unsur olarak karşımıza çıkacaktır” diye konuştu.

OECD tarafından hazırlanan 2013 PISA sonuçlarına göre Türkiye’nin 34 OECD ülkesi arasında 32. sırada yer almasının bizim için ciddi bir uyarı olduğunu vurgulayan Muharrem Yılmaz konuşmasını şöyle sürdürdü: “Burada asıl vurgulanması gereken nokta, bu sonuçların Türkiye’de eğitimin ilgili taraflarıyla analiz edilip eğitim politikalarını yeniden gözden geçirmemizin gereğidir. PISA birçok ülkede gençlerin zorunlu eğitim sürecinde yeterli beceri seviyesine ulaşamadığını gösterir. Beceri uyumsuzluğunu alt edebilmek için artık öğretmenler öğrencileri mevcutların yanı sıra henüz ortaya çıkmamış iş alanları, henüz icat edilmemiş teknolojiler içinde hazırlamak zorundalar. Günümüzde bilginin hızıyla uyumlu ve teknolojik gelişmeler gereğinin geniş bir beceri setiyle donanmasını gerektirmekte. Mevcut disiplinlere yönelik yetkinliklerin yanında analitik ve eleştirel düşünme, yaratıcılık, yenilikçilik, iletişim ve sorun çözme gibi becerileri eğitim sisteminin kazandırması gereken en önemli özellikler olarak ortaya çıkmaktadır. Bunun yanında iyi bilen dünya vatandaşı olmak için gereken çevre, cinsiyet eşitliği, insan hakları, çok kültürlü ve demokrasi bilincinde erken yaşlardan itibaren kazandırılması ihtiyacı hepimizin bildiği gibi önümüzde durmaktadır.”

İNSANLARI YETİŞTİRECEK OLAN ÖĞRETMENLERDİR

“Eğitim bizim ticaretimizden de önemlidir, sanayimizden de önemlidir, yatırımların geliştirilmesi de, sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasının da lokomotifidir eğitim” diyen TÜSİAD Eğitim Çalışma Grubu Başkanı Enver Yücel, TÜSİAD'ın Türkiye'nin eğitim sorumluluğunu üstlenen bir sivil toplum örgütü olduğunu dile getirdi.

Tüm dünyada eğitim konusunun tartışıldığını dile getiren Yücel, eğitim kadrosunun nitelikli personellerden seçilmesi ve mesleki eğitim sürecine dikkat edilmesi gerektiğine değinerek, “Biz Türkiye'de sanayi devriminde yapılan eğitimi düzeltmeye kalkışırsak yanlış yapmış oluruz. Biz Türkiye'de eğitimi 21. yüzyıla yakışan neyse onu yapmalıyız. Orada sıçrama yapmamız lazım. Dünyada iyi öğretmen yetiştirme sorununu halletmeyen hiçbir ülke eğitimde başarılı olamamıştır. Biz hangi sistemleri, hangi teknolojileri getirirsek getirelim bunu yapacak olan, insanları yetiştirecek olan okuldaki öğretmenimizdir” ifadelerini kullandı.

EĞİTİM KADROLARINA ÖNEM VERİLMESİ GEREK

TÜSİAD adına “Okulda Üniversite: Türkiye'de Eğitimi Yeniden Yapılandırmak İçin Bir Model Önerisi” projesini hazırlayan Rhode Island Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Özcan ise eğitimcilerin dikkatli seçilmesi gerektiğini belirtti. Gelecek nesilleri yetiştiren öğretmenlerin küreselleşmeyi iyi anlayan, teknoloji kullanımına önem veren ve öğrenmeye aç olan kimselerden seçilmesi gerektiğini belirten Özcan, “Uzun yıllardır öğretmenlik yapıp da hala e-mail adresi olmayan öğretmenler var, hala bilgisayar kullanmayı bilmeyen öğretmenler var. Geleceği okuyabilen çocuklar, öğrenciler yetiştirmek için önce onları eğiten kadroyu yetiştirmeliyiz” diye konuştu.

“Okulda Üniversite” modeliyle hem okul hem de mesleğin icra edileceği iş yerinin bir arada kullanıldığı bir modelin öngörüldüğünü aktaran Özcan, “Benim önerdiğim öğretmen yetiştirme modelinin 4 versiyonu var. 4 yıllık lisans eğitimini 4 değil 2+2 olarak öneriyoruz. İlk 2 yıl genel kültür ve genel yetenek eğitimi, sonraki 2 yıl da öğretmen adaylarımızın başarılı ve bilgi düzeyi yüksek öğretmenlerin yanına vererek alanda gelişim ve tecrübe sağlamasını hedefliyoruz” dedi. Eğitim sisteminin yüzyılın şartlarına uygun hale gelmesi için eğitim kadrolarının eğitim sistemine fazla önem verilmesi gerektiğini kaydeden Özcan, öğretmenliğin itibarlı bir meslek olduğunu, bu mesleği icra edenlerin toplumun en önemli fertlerinden olduğunu dile getirdi.

“OKULDA ÜNİVERSİTE”NİN 4 MODELİ

Her türlü meslek eğitimi gibi eğitimcinin eğitimi de bilime olduğu kadar deneyime de dayalı olmalıdır. “Okulda Üniversite” öğretmen eğitimi için uygulama yoğun geleneksel çırak-kalfa-usta modeliyle, bilime dayalı modern örgün eğitimi birleştiren ve teoriyle uygulamayı kaynaştıran bir model olarak tasarlanmıştır. Öğretmen eğitimini, bilgi üretiminin merkezi olan üniversiteler ile öğretmenlik mesleğinin icra edildiği okullar işbirliği yaparak vermelidir.

Okulda üniversite modeli uygulandığında eğitim fakültesi öğretim üyelerinin, öğretmen eğitimi için işbirliği yapılan okullarda ofisleri olacak, okullardaki deneyimli öğretmenlerden öğretim görevlisi olarak yararlanılacaktır. Eğitim fakültesi meslek dersleri, işbirliği yapılan okullarda verilecektir.

Okulda üniversite modelinin, süresi farklı öğretmen eğitimi programlarında nasıl uygulanacağını gösteren aşağıdaki dört model geliştirilmiştir.

1- Lisans Düzeyinde Okulda Üniversite: Okulda Üniversite dört yıllık, lisans düzeyinde bir öğretmen eğitimi programında uygulandığı zaman, öğretmen adaylarının eğitimlerinin ilk iki yılı üniversite- merkezli, son iki yılı da okul-merkezli olacaktır. Öğrenciler üçüncü sınıfa geçtiklerinde Okulda Üniversite’ye dönüştürülen uygulama okullarına Öğretmen Yardımcısı olarak yerleştirilecek ve iki farklı okulda olmak üzere iki dönem Öğretmen Yardımcılığı yapacaktır. Eğitim dersleri uygulama okullarında akşam saatlerinde yapılacak. Son sınıfa geçtiklerinde ise Aday Öğretmen olarak yine iki farklı okulda yapılacak ve iki dönem sürecek Öğretmenlik Uygulamasına başlayacaklardır. Yardımcılık ve Aday Öğretmenlik süresince adaylara hem uygulama öğretmenleri hem de öğretim üyeleri rehberlik edecekler.

2- Lisans Sonrası Okulda Üniversite: Okulda Üniversite Modeli’nin üniversite mezunlarına öğretmen eğitimi (veya formasyon) vermek için uygulanması halinde, Okulda Üniversite’nin bütün modellerinde olduğu gibi okul-merkezli eğitim en az iki yıl olacaktır. Bu öğrenciler ilk yıl uygulama okullarında Öğretmen Yardımcısı olarak çalışacak ve programdaki dersleri alacaklardır. Dersler, adayların “yardımcı” olarak çalıştıkları okulda öğretim bittikten sonra başlayacaktır. Adaylar ikinci yıl, Aday Öğretmen olarak öğretmenlik uygulaması yapmak üzere yine uygulama okullarına yerleştirilecektir. Öğretmenlik uygulaması da iki dönem sürecek ve iki ayrı okulda, iki farklı öğretmenin sınıfında yapılacaktır. Adaylara, uygulama öğretmenleri ve öğretim üyeleri rehberlik edecektir.

3- Alanda Yüksek Lisans Düzeyinde Okulda Üniversite: Alanda yüksek lisans yapmayı gerektiren Okulda Üniversite Modeli öğretmen eğitimi için en ideal formu oluşturmaktadır. Bu model uygulandığında öğretmen adayları dört yıllık bir lisans eğitimi alacak, öğretmenlik yapacağı bilim dalında yüksek lisans yapacak ve iki yıllık uygulaması olan bir öğretmen eğitimi görecektir. Lisans, yüksek lisans ve meslek eğitimi dersleri aynı programın içinde harmanlanacak, teori ve uygulama eş zamanlı olarak öğrenilecek, öğretmen adayları lisans ve yüksek lisans mezuniyet tezleriyle kendi alanlarında bilimsel uzmanlık kazanırken, toplam iki yıl süren Öğretmen Yardımcılığı ve Aday Öğretmenlik deneyimi ile öğretmenlik mesleğinde ustalaşacaktır.

4- Alanda Yüksek Lisans Sonrası Okulda Üniversite: Alanda Yüksek Lisans Sonrası Okulda Üniversite Modeli (post-master model) uygulandığı zaman programa sadece öğretmenlik yapılacak bir alanda yüksek lisansını tamamlamış öğrenciler alınacaktır. Adaylar, yukarıda anlatılan modellerde olduğu gibi en az iki yıl süren okul-merkezli ve deneyime dayalı öğretmenlik meslek eğitimi alacaktır.

RAPORDA YER ALAN SONUÇLAR

-              Her türlü meslek eğitimi gibi eğitimcinin eğitiminin de bilime olduğu kadar, deneyime de dayalı olması gerektiğine dikkat çekilen raporda, öğretmen eğitimini üniversiteler ile öğretmenlik mesleğinin icra edildiği okulların işbirliği yaparak vermesi gerektiği kaydedildi.

-              Okulda Üniversite Modeli uygulandığında eğitim fakültesi öğretim üyelerinin, öğretmen eğitimi için işbirliği yapılan okullarda ofisleri olması gerektiği ve okullardaki deneyimli öğretmenlerden öğretim görevlisi olarak yararlanılması önerisi yer alıyor.

-              Öğretmen eğitiminin yüksek lisans düzeyinde olması için yasal düzenleme yapılmalıdır. Türkiye eğer öğretmen eğitiminde bir fark yaratmak istiyorsa alanda yüksek lisans düzeyinde öğretmen eğitimi veren modelleri tercih etmelidir. Bu anlayışla raporun içinde sunulan dört modelden Türkiye için ‘Alanda Yüksek Lisans Modeli’ ve ‘Alanda Yüksek Lisans Sonrası Modeli’ önerilmektedir.

-              Eğitim fakülteleri doktora programı olan üniversitelerde açılmalı ve öğretmen eğitiminde uzmanlaşmalıdır. ‘Okulda Üniversite’ye dönüştürülecek uygulama okulları öğretmenlik uygulaması alanında uzmanlaşmalıdır. Öğretmen eğitimi vermek amacıyla üniversite-okul ortaklığını kurumsallaştırmak için ‘Okulda Üniversite Modeli’ benimsenmelidir.

-              Eğitimde yüksek lisans veren programlar yeniden yapılandırılmalıdır. Mevcut öğretmenlere üniversiteler ve uzman kuruluşlarla işbirliği yapılarak hizmet-içi mesleki eğitim sağlanmalıdır.

-              Öğretmen eğitimi programının tamamında, yaparak ve yaşayarak öğrenmeyi sağlayan yöntemler uygulanmalıdır. Öğretmen eğitimcisi olacak akademisyen ve öğretmenlerin niteliklerini tanımlayan ‘öğretmen eğitimcisi yeterlilikleri’ hazırlanmalıdır.

-              Eğitim fakültelerine öğrenci seçme kriterleri değiştirilmeli ve öğretmenliğe ilgi ve yeteneği olan öğrenciler seçilmelidir.

-              Öğretmenlerin özlük hakları iyileştirilmeli, öğretmenlik cazip bir meslek haline dönüştürülmelidir.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.