banner

YÖK Başkanı’ndan üniversiteye giriş sistemi açıklaması




YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, üniversiteye giriş sisteminin özü itibarıyla değişmesini gerektiren bir durum olmadığını belirterek, ''Sistemin bütününün değişmesini gerektiren bir rapor konursa bu düşünülür ama şuan için böyle bir durum ortada yok'' dedi.

Saraç, "Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Duyarlı Üniversite Çalıştayı"nın ardından, gazetecilere, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Çıkacak kararların uygulanabilecek nitelikte olması halinde çalıştayın başarılı sayılacağını ifade eden Saraç, çalıştayın formatını ise "sıra dışı" olarak tanımladı.

"Toplumsal cinsiyet eşitliği" dersinin zorunlu olmayabileceğini ama müfredata entegre edilebileceğini belirten Prof. Dr. Saraç, bu konuya, eğitim öğretim programlarında yer verilmesini istediklerini söyledi.

Çalıştaydan çıkan kararları YÖK'te değerlendireceklerini, bu ayki genel kurul toplantısında da karara bağlayacaklarını kaydeden Saraç, çalıştay sonuçlarını ayrıca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı ile de paylaşacaklarını dile getirdi.

YÖK Başkanı Saraç, "Ders konulması kararı alınması halinde, üniversitelere tek bir müfredat önerilmesi çok yanlış olur ama örnek bir model olarak tavsiye edilmesi doğrudur. Bir model oluşturulur, ana başlıklar sunulur. Bu başlıkların altına üniversiteler ilaveler de yapabilir. Üniversitelerin kendi birikimi, bulunduğu bölgesel pozisyonu var. Bunlara da bakmak lazım" diye konuştu.

"Mobbing meselesine ilişkin adım atacağız"

Yükseköğretimdeki ''mobbing'' konusuna da değinen Saraç, "Mobbing, yükseköğretimin bütününde var. Çeşitli saiklerle, çok yakın dönemde yaşadık. Biz bu konuda, çalıştaydan çıkacak öneriler var mı ona bakıyoruz. Ama çıkmazsa, biz YÖK olarak üniversitelerdeki bu mobbing meselesine ilişkin adım atacağız" ifadesini kullandı.

Atılacak adımın akademisyenlere yönelik olacağını anlatan Saraç, "Bizi en fazla üzen husus, mobbinge uğrayan kadın ya da erkek olsun öğretim üyeleri, seslerini bazen duyurabiliyorlar ama bazen de duyuramıyorlar. Halbuki öyle bir kanal oluşturmamız lazım ki akademisyenlerin feryatlarına kulak verebilelim" şeklinde konuştu.

Üniversiteye giriş sistemi hakkında Milli Eğitim Bakanlığı ile görüştüklerini vurgulayan Prof. Dr. Yekta Saraç, önceliklerinin lise eğitiminin güçlendirilmesi olduğunu söyleyerek, ''Lise eğitimi güçlü olduğu nispette yükseköğretim güçlü olur. Mevcut sisteme bakıldığında, lise müfredatından soru sorulduğunu biliyoruz'' dedi.

Lise eğitimini iyileştirmek gerekiyorsa, bunu da yapacaklarını ifade eden Saraç, bu çalışmaların bilimsel zeminde olması gerektiğini anlattı.

Sistemle ilgili değişikliklerin toplumda geniş bir mutabakatla sonuçlandırılması gerektiğini belirten Saraç, YGS'deki başarısızlıkla ilgili bir çalışma yaptıklarını da söyledi. 

Prof. Dr. Saraç, ''Ben bu sistemin özü itibarıyla değişmesini gerektiren, genel yapısının değiştirilmesini gerektiren bir durum olmadığını düşünüyorum'' diye konuştu.

Sistemde birtakım iyileştirmeler, kolaylaştırmalar yapılabileceğini dile getiren Saraç, ''Bu sistemin bütünün değişmesini gerektiren bir rapor ortaya konursa bu düşünülür ama şuan için böyle bir durum ortada yok'' şeklinde konuştu.

Soruların soruluş biçimlerinin de analiz edilebileceğini anlatan Prof. Dr. Yekta Saraç, ''Şu anki sistem, bizim yükseköğretime giriş sistemleri serüvenimizin, maceramızın en olgunlaşmış halkasıdır. Bu sistem, üzerinde çok düşünülen bir sistem'' ifadesini kullandı. 

"Açık bir ortam oluşturacağız"

Kalite Kurulu ile ilgili çalışmalara da değinen Saraç, bu kurulun kurulması yönünde adım attıklarını bildirdi.

Kalite Kurulu'nu gerçekleştirdiklerinde yükseköğretim için bambaşka bir evreye yelken açacaklarını söyleyen Saraç, şunları söyledi: 

"Kanunla, mevzuatla yapabileceğimiz çok şey var. Biz böyle bir kalite kurulunun YÖK'le bağımlı değil, YÖK'le ilişkili bir şekilde kurulmasını istiyoruz. Karar alma süreçlerini bütünüyle bağımsız kılmak mümkün. Kalite Kurulu ile Yükseköğretim Kurulu'nun girdiye yönelik başlangıç kriterlerinde almış olduğu kararların sonuçlarının değerlendirilebileceği bir mekanizma kurmak istiyoruz. Bu kurulun oluşumunda dış paydaşlara açık bir ortam oluşturacağız."

''Algının iyileştirilmesi lazım''

Temel bilimler programlarıyla ilgili başlatılan çalışmaya da değinen Saraç, programların kapanmasının mümkün olmadığını, bu bölümlerde öğrencilerin eğitim gördüğünü belirtti.

Bu bölümlerin kendi kendisini kapatacak pozisyona gelmemesi için kontenjan politikasını gözden geçireceklerini dile getiren Prof. Dr. Saraç, ''Temel bilimler ile ilgili algının iyileştirilmesinin gerektiğini, bunun için de adımlar attıklarını'' anlattı.

Biyoloji, kimya ve matematik bölümü mezunlarına verilecek yeni unvan konularını görüştüklerini, onu da yakında sonuçlandıracaklarını bildiren Saraç, ''(Bu sene bu temel bilimleri tercih edecekler, ileride bu tercihlerinin doğru olduğunu görecekler) dedim. Ben, o cümlemi düzeltiyorum. 'Bunu tercih edecekler, ilerideki yıllarda çok şanslı olduklarını düşünecekler.' Bu kurgumuz, temel bilimleri güçlendirmek için. 'Kapatmak' diye bir şey söz konusu değil'' şeklinde konuştu. 

YÖK Başkanı Saraç, bir gazetecinin, ''O gün geldiğinde de bu kontenjan vermediğiniz bölümlere yeniden vermeniz söz konusu olacak mı'' şeklindeki sorusuna ise ''Pek çoğuna olacak'' yanıtını verdi.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.