Logo

Türkiye’nin eğitime ayrılan mali kaynak yüzde 65 arttı

Kategori: Gündem
Salı, 24 Kasım 2015 17:26 tarihinde oluşturuldu



Eğitim harcaması öğrenci başına ortalama 10 bin 220 dolar düzeyinde olan OECD ülkeleri, GSMH’lerinin yüzde 5,3’ünü eğitime harcıyor. 25-34 yaş arası nüfusun yüzde 41’i üniversite mezunu. Türkiye'de 2005 ve 2012 yılları arasında ilk, orta ve yüksek eğitime ayrılan mali kaynak yüzde 65 arttı. Bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarına katılımda Türk kadını OECD ortalamasının üzerinde bulunuyor.

OECD’nin bugün yayımlanan 2015 Eğitim Raporuna göre, OECD ülkelerinde eğitim harcamalarının yüzde 83,5’i kamu kaynaklarından karşılanıyor. Ancak, bu ülkelerin üçte birinde kamunun eğitime verdiği katkının giderek azaldığı dikkat çekiliyor. Bu ülkeler ABD, İspanya, Slovenya, Portekiz, İtalya, Macaristan, Fransa, Estonya, Kanada, Avustralya olarak sıralanıyor. OECD ülkeleri GSMH’lerinin yüzde 5,3’ünü eğitime harcıyor. 

Rapora göre, ilkokul ile yüksek öğretim arası bir öğrenciye ortalama 10 bin 220 dolar harcama yapan bu ülkelerde, harcama miktarı ilk öğretimde 8 bin 247 dolar, orta öğretimde 9 bin 518 dolar, yüksek öğretimde ise 15 bin 28 dolar seviyesinde bulunuyor.

OECD ülkeleri arasında öğrenci başına en yüksek harcamayı 17 bin 485 dolarla İsviçre yaparken, bu ülkeyi 14 bin 770 dolar ile ABD, 11 bin 671 dolar ile Japonya, 11 bin 254 dolar ile İngiltere izliyor. 

Buna karşın, Almanya 10 bin 62 dolar, Fransa 9 bin 529 dolar, İtalya 7 bin 968 dolar ile OECD ortalamasının altında kaldı.  

Raporda, eğitimin maliyetinin karşılanması ve eşitsizliklerin giderilmesi en büyük sorun olarak gösteriliyor.

Eğitim yükseldikçe iş bulma imkanı artıyor

Öte yandan, 25-34 yaş arası nüfusun yüzde 41’i üniversite mezunu olan OECD ülkelerinde, üniversite mezunu olup çalışanların oranı yüzde 83 düzeyinde bulunuyor. Genç nüfusun yüzde 85’inin orta dereceli eğitimi bitirdiği OECD ülkelerinde, orta dereceli diplomaya sahip olanların yüzde 74’ü iş sahibi, daha düşük eğitime sahip olanların ise yüzde 56’sı çalışma imkanını elde etmiş bulunuyor.

İş bulmada eğitimin önemi göz önünde bulundurulduğunda, OECD ülkelerinde artan sayıda genç yetişkinin yüksek öğrenim yapmaya yöneldiği görülüyor.

Rapora göre, lisans veya muadili derecesi olup istihdam edilmiş yetişkinler, üst orta öğrenimli olup istihdam edilen yetişkinlere göre yüzde 60 daha fazla para kazanırken, mastır, doktora veya muadil derecesi olanlar bunun iki katından daha fazla kazanıyor.

Yurt dışında okuyan öğrenci sayısında da büyük patlama yaşanırken, 4,5 milyondan fazla genç kendi ülkelerinin dışında eğitim alıyor. Özellikle OECD ülkelerinde doktora öğrencilerinin yüzde 7’si yabancılardan oluşuyor.

Zorunlu eğitim

OECD’de zorunlu eğitim ortalama 7 bin 570 saat olarak belirlenirken, bu alanda Danimarka 10 bin saatin üzerine çıkarak başı çekiyor. Macaristan ise 6 bin saatten az zorunlu eğitimle en alt sırada yer alıyor.

Raporda, eğitim sektörünün, 2008 küresel ekonomik krizine gecikmeli bir reaksiyon verdiği, GSYİH artmaya başladığında eğitim kurumlarına yapılan kamu harcamalarının azaldığı vurgulanarak, 2008 yılındaki ekonomik gerilemenin ilk ve orta okul öğretmenlerinin maaşları üzerinde doğrudan etkisi olduğu kaydedildi.

Raporda, krizin hemen ardından gelen yıllarda, her ne kadar bazı ülkeler yavaş bir toparlanmaya geçmiş olsa da öğretmenlerin maaşlarının dondurulduğu veya kesintiye tabi tutulduğu belirtildi.

İlkokul öncesi ve ilkokul öğretmenlerinin, OECD ülkeleri genelinde ortalama olarak benzeri eğitimli, tam zamanlı, bütün yıl çalışan işçilerin maaşının yüzde 78'ini kazandığı bildirildi.

Öte yandan raporda, OECD ülkeleri genelindeki öğretim gücünün yaşlandığı da vurgulanarak, 2013'te orta öğretim okullarındaki öğretmenlerin yüzde 36'sının en az 50 yaşında olduğu ifade edildi.

Türkiye’de öğrenci başına yıllık harcama OECD ortalamasının altında kaldı

OECD Eğitim Raporu'nda, Türkiye'de eğitime harcanan kaynağın 2005-2012 döneminde yüzde 65 arttığı belirtildi.

OECD'nin 2015 Eğitim Raporu'na göre, Türkiye'de 2005-2012 döneminde ilk, orta ve yüksek eğitime ayrılan mali kaynak yüzde 65 yükseldi. Aynı dönemde öğrenci sayısının yüzde 7 arttığı hesaba katıldığında, öğrenci başına yüzde 55 daha fazla harcama yapıldı.

Türkiye'de öğrenci başına yıllık harcama miktarı ilk öğretimde 2 bin 577 dolar, orta öğretimde 2 bin 904 dolar, yüksek öğretimde 7 bin 779 dolar oldu. Bu miktarların OECD ortalaması ise sırasıyla 8 bin 247 dolar, 9 bin 518 dolar ve 15 bin 28 dolar olarak gerçekleşti.

OECD Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı'na (PISA) göre, okul öncesi en az bir yıl eğitim alanların sosyal ve ekonomik statü açısından daha iyi bir performans sağladığına işaret edilen raporda, Türkiye'de 2012 itibariyle 15 yaş altı okul öncesi eğitim alanların yüzde 30'dan az olduğuna dikkat çekildi.

Türkiye'de 3 yaş grubunun yüzde 7'sinin, 4 yaş grubunun yüzde 36'sının okul öncesi eğitime kayıt yaptırdığı bilgisi verilen raporda, OECD'de ise 3 yaş grubunun yüzde 74'ünün, 4 yaş grubunun ise yüzde 85'inin okul öncesi eğitim aldığı ve Türkiye'nin bu sıralamada geride kaldığı ifade edildi. Bununla birlikte, raporda Türkiye'de 2005 ve 2013 yıllarında 4 yaş okul öncesi eğitime katılanların yüzde 30 arttığı bildirildi.

Rapora göre, Türkiye'de okul öncesi eğitime katılanlara düşen öğretmen sayısı OECD ortalamasına yaklaşıyor. OECD'de 14 öğrenciye bir öğretmen düşerken, Türkiye'de 17 öğrenciye bir öğretmen düşüyor.

Türkiye'de 20-24 yaş grubu gençlerin yüzde 36'sı eğitim ve iş hayatında yer almazken, OECD'de aynı yaş ortalamasında bu oran yüzde 18 seviyesinde gerçekleşiyor. 25-29 yaş grubunda eğitim ve iş hayatında bulunmayan kadınların oranının yüzde 60 olduğu Türkiye, bu sıralamada OECD ülkeleri arasında ilk sırada yer alıyor.

Üniversiteliler, orta okul mezunlarından yüzde 88 daha fazla kazanıyor

Türkiye'de üniversite mezunları orta dereceli okul mezunlarına göre yüzde 88 daha fazla kazanıyor. Bu oranın OECD ortalaması yüzde 60 seviyesinde bulunuyor. Türkiye'de orta dereceli okul mezunları ise ilkokul mezunlarına oranla ortalama yüzde 35 daha fazla kazanırken, OECD ortalamasında bu oran yüzde 23 olarak gerçekleşiyor.

2013 rakamlarına göre, 25-64 yaş grubu üniversite mezunu kadınlar, orta dereceli okullardan mezun olan kadınlardan yüzde 111 daha fazla kazanıyor. Orta dereceli okullardan mezun kadınlar ise hiçbir eğitimi bulunmayan kadınlardan yüzde 50 daha fazla kazanıyor. OECD'de ise bu iki kategorideki oranlar sırasıyla yüzde 63 ve yüzde 25 seviyesinde bulunuyor.

Bilim ve teknolojiye katılımda Türk kadınları OECD'nin üstünde

OECD raporu, bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarına Türk kadınların katılım oranının yüksek olduğunu ortaya koydu. Türkiye'de üniversitelerde fen bilimleri alanlarından mezun olanların yüzde 48'ini, mühendislik alanından mezun olanların ise yüzde 25'ini kadınlar oluşturuyor. Bu oran, OECD'de aynı sıralamayla yüzde 39 ve yüzde 24 olarak gerçekleşiyor.

Türkiye'de ilk öğretimde 20 öğrenciye bir öğretmen, orta öğretimde 17 öğrenciye bir öğretmen düşerken, OECD'de ise ilk öğretimde 15 öğrenciye bir öğretmen, orta öğretimde 13 öğrenciye bir öğretmen eğitim veriyor.

Türkiye'de öğrencilerin yüzde 22'si eğitimde araç, gereç ve laboratuvar eksikliği duyuyor. Bu oranın OECD ortalaması yüzde 8 civarında gerçekleşiyor. Türkiye'de öğrencilerin yüzde 15'i bilgisayar eksikliği duyarken, bu oran OECD ortalamasında yüzde 9 seviyesinde bulunuyor.

Türkiye'de okullarda 15 yaş grubu öğrencilerin yüzde 65'i interneti hiç kullanmazken, yüzde 26'sı da en az bir saat internet kullanabiliyor. Bu oranların OECD ülkeleri ortalaması sırasıyla yüzde 36 ve yüzde 47 düzeyinde bulunuyor.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.