---

---

Ahmet Sait Yurtseven / Kültür Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı

Acısıyla tatlısıyla koca bir yılı daha geride bıraktık. Biz eğitimciler için yıl kavramı Eylül- Ağustos arası olsa da miladi takvim olarak 2017 yılını tamamlamış olmakla genel bir değerlendirme yapmanın uygun olacağı kanaatindeyim.
Hiçbir sektör ülkenin içinden geçtiği süreçten bağımsız düşünülüp değerlendirilemez. 2017 yılı pek çok siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik olayların bir arada yaşandığı bir yıl oldu. Kah sevindiğimiz, kah üzüldüğümüz pek çok olaya şahit olduk. Bazen çok sevindik, bazen de çok üzüldük ve öfkelendik.
Zor ve rekabet koşullarının güçlü olduğu bir sektörde hizmet üretiyoruz. Özel rekabetin yanında kamu rekabetinin de oldukça yaygın olduğu bir sektörde faaliyet icra ediyor olmak başlı başına zorluk içeriyor. Hangi süreçten geçersek geçelim, hizmet sektöründe yer alan her kurumun daha iyi, daha nitelikli, daha pozitif iş veya işler üretme zorunluluğu vardır. Eğitim, öğretim ve çocuklarımız ihmale gelmez.
Eğitim, ekmek kadar, su kadar, aldığımız nefes kadar ihmal edilmeyi asla kabul etmeyecek bir sektör. Koşullar ne kadar zorlayıcı olursa olsun, ürettiğiniz hizmet kalitesini düşürebilmek gibi bir lüksünüz de yoktur bu sektörde.
Sektörel sorunlar hangi boyutta olursa olsun bu sorunları öğrenci ve veliye yansıtmadan, çalışan memnuniyetine azami özen göstererek hizmet kalitenizi canlı tutmak zorundasınızdır.
İşte 2017 yılı bu açıdan kendimizi test ettiğimiz bir yıl oldu. Türk eğitim sisteminde yeni bir okul türü olarak yer aldığımız ikinci yıldı 2017.
Uzun yılların birikimi olmasına rağmen öğrencilerin okul gereksinimleri konusunda yeterince deneyime sahip değildik işin açıkçası. Bir geçiş süreci okulu olan Temel Liselerin niteliklerini artırarak nasıl kalıcı bir okul türüne dönüştürürüz konusunda çok kafa yorduk.
Bazen geçici zorunlu ihtiyaçlar, kalıcı değerleri de beraberinde getirebilir, buna ön ayak olabilir. İşte biz de ülke gençliğine faydalı, kalıcı kurumlar yaratma misyonu ile bu sürece başladık. Yapacağımız her iyi davranışın, atacağımız her doğru adımın bu geçiş sürecinin daha kalıcı sonuçlarını beraberinde getireceğine inandık. Geriye dönüp son iki yıla şöyle bir baktığımızda görüyoruz ki; bu yolda adım adım ilerlemişiz. Şu an daha umutluyuz, daha kararlıyız ve daha iyimser bakabiliyoruz.
İkinci mezunlarımızı  da bu yıl verdik ve hayallerimizin çok ötesinde bir sonuçla karşılaştık. Fen liseleri düzeyinde bir üniversite yerleştirme başarısına imza atarak Türk Ortaöğretim sisteminin yeni bir lise türü ile tanışmasını sağladık. Bu sonuçların 2018’de artarak devam edeceğine inanıyorum. Kuruluş koşullarımız ne olursa olsun biz kalıcı hizmet üretmeye devam ediyor olacağız. Bu sürecin sonunda da bu hizmet kalitesiyle eğitim dünyamıza ayrı bir renk katacağız.
Çocuklardaki yetenekleri ve becerileri gördük, doğru bir eğitim politikası ile onların nasıl topluma faydalı birer birey olarak yetiştirilebileceğine şahit olduk. Yarına dair umutlarımızın en önemli kaynağıdır gençlerimiz. Kendi potansiyellerini tanımalarına fırsat verdiğimizde, onlara güvenip inandığımızda, iyi insan olma, vatan ve tarih sevgisi ile kişi hak ve hürriyetlerine saygı şuurunu verdiğimizde onların neler yapabileceğine gözlerimizle şahit olduk.
2018’de de bu bilinçle çocuklarımıza gençlerimize hizmet üretmeye devam edeceğiz. Kendini ifade edebilen, yaşam problemlerini çözme becerileri gelişmiş, ülke ve bayrak sevgisi ile donanmış çocuklar ile çalışıyor olmak bizi daha da motive ediyor.
Ülkenin içinden geçtiği süreçte en çok iş biz eğitimcilere düşüyor. Her öğrenci için öğretmen, örnek alınacak önemli bir karakter, önemli bir idoldür. Bizim iyi örnekler sunarak çocuklarımıza iyi insan olma bilincini kazandırmamız gerekiyor. Ömrümüzün kalan kısmını daha güzel bir coğrafyada tamamlamak için eğitimcinin bu misyondan hiç vazgeçmemesi gerekiyor.