banner

Siyasi / ideolojik düzlemden sıyrılmalıyız




Selçuk Pehlivanoğlu / Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı
selcuk_pehlivanoglu2017-2018 eğitim öğretim yılı, eğitim sistemiyle ilgili temel alanlarda birçok değişiklik ve düzenlemenin gerçekleştirilmesiyle oldukça yoğun bir gündem oluşturdu.
Türk Eğitim Derneği olarak eğitim sistemimizde her bir unsurun bütüncül bir kurguda güçlendirilmesine ve bütün çocuklarımızın nitelikli bir eğitime erişimlerinin sağlanmasına katkı sağlamak amacıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sivil toplum kuruluşu olmanın bir gereği olarak ülkemizin eğitime ilişkin mevcut durumunu iyileştirmek adına her türlü çalışma ve desteği bir görev kabul ediyor ve bu konuda büyük bir sorumluluk hissediyoruz. 2017 yılını geride bırakırken, izleme değerlendirme çalışmalarımızın odağına aldığımız ve eğitim sistemi içinde önemli bir yer tutan üç gelişmeyi eğitimin tüm paydaşlarının dikkatine sunmak istiyoruz.
Günümüzde eğitim sisteminin niteliği ve etkililiği ele alınırken odaklanılan başlıca faktörlerden biri öğretmendir. 2017 yılında gerçekleşen en önemli düzenlemelerden biri de Öğretmen Strateji Belgesinin yayımlanması olmuştur. 6 yıllık bir hazırlık sürecinin ardından kamuoyuyla paylaşılan Öğretmen Strateji Belgesinin güçlü yönlerinden biri sorun alanlarını tanımlama konusundaki netliğidir. Ancak, sistem içinde yer alan 1 milyona yakın öğretmeni ve öğretim niteliğinin gelişimini desteklemeyi amaçlayan Öğretmen Strateji Belgesinin uygulamada karşılık bulabilmesi için pek çok sorunun doğru sorulması ve cevaplarının da veriye dayalı olarak oluşturulması gerekmektedir. Eğitim reformlarında öğretmenlerle ilgili düzenlemelere öncelik veren eğitim sistemlerinin hızla yol aldığı bilinen bir gerçektir. Ülke olarak öğretmenlerle ilgili atılacak her adımı bütün ciddiyetiyle ele almalı ve öğretmenler için yapılan düzenlemeleri öncelikle öğretmenlerin sahiplenmesini sağlamalıyız.
Öğrencilere çağın gerektirdiği bilgi ve becerileri kazandırmanın sağlanmasında en önemli faktörlerden biri de veriler; değişen bireysel, toplumsal ve ekonomik ihtiyaçlar; bilim ve teknolojide meydana gelen gelişmelerle uyumlu olarak geliştirilmiş öğretim programlarıdır. 2017 yılı, öğretim programlarının gözden geçirildiği ve yenilendiği bir yıl olmuştur. Ne yazık ki, öğretim programlarına ilişkin yapılan değerlendirmelerin ve sunulan önerilerin pek çoğunun siyasi/ideolojik düzlemden sıyrılamamış olması, üzücü bir ülke gerçeği olarak karşımızda durmaktadır. Türk Eğitim Derneği olarak eğitimle ilgili tüm tartışmaların siyasetin dışında tutulması gerektiğine olan inancımızla 2017 yılı öğretim programı yenileme çalışmalarında en üst düzeyde katkı sağlayabilmek adına okullarımızda görev yapmakta olan yaklaşık 2800 öğretmen ve pek çok uzmandan alınan görüşler doğrultusunda hazırlanan ayrıntılı bir değerlendirme raporunu Milli Eğitim Bakanlığına sunduk. Öğretim programlarının toplumun ortak ihtiyaçlarını, değerlerini ve beklentilerini kapsayan bir uzlaşma metni ve toplumsal sözleşme niteliğinde olması gerektiği yaklaşımıyla hareket edilmesini oldukça önemli görüyoruz.
Türkiye'deki eğitim sisteminin temel sorun alanlarından biri olarak görülen geçiş sınavları 2017 yılında gerçekleştirilen değişiklikler ile daha da derinleşen bir sorun alanına dönüşmüş durumdadır. Öyle ki geçiş sistemlerinde kısa süreli aralıklarla büyük yapısal değişikliklere gidilmiş ve süreç işleyiş itibariyle sistematik ve bütüncül bir kurgudan uzak bir görüntü çizmiştir. Kademeler arası geçişin iki önemli basamağı olan temel eğitimden ortaöğretime geçiş ve ortaöğretimden yükseköğretime geçiş sistemleri birbirine yakın tarihlerde değiştirilmiş, değişiklikler üzerinden de kısa süre içinde birçok güncellemeye gidilmiştir. Bu kritik süreçte, Türk Eğitim Derneğinin düşünce kuruluşu TEDMEM tarafından yayımlanan “Ortaöğretime Geçişi Değil Ortaöğretimi Yeniden Düşünmek” isimli rapor ortaöğretime geçişle ilgili birçok kritik noktayı gündeme getirerek süreçte tartışmaları doğru odağa çekmek adına önemli bir kaynak olmuştur. Ülkemizde kademeler arası geçişte belirli seçme-eleme yöntem ve tekniklerini dikte eden yapılar verili kabul edilmektedir. Bu kabul ise eğitimin niteliğini ve eğitim öğretim süreçlerini sınava odaklı hale getiren, sürekli olarak sınav odaklı değişikliklerle sınırlı kalan bir kısır döngü oluşturmaktadır. Açıktır ki sistem değişikliklerinde sınav odaklı bir kurgunun benimsendiği ve sorunların çözümüne ölçme değerlendirme sistemini değiştirmekle başlandığı sürece bu döngüden çıkmak mümkün görünmemektedir.
Eğitim sistemimizi daha iyi bir noktaya taşımayı ve hiçbir çocuğu kaybetmeden geleceğe umutla taşımayı hem ulusal hem de uluslararası varlığımızı güçlendirmenin en temel dayanağı olarak görüyoruz. Bu bakışla Türk Eğitim Derneği olarak sürdürdüğümüz çalışmaları aynı özveri ve gayretle devam ettirmeyi borç biliriz.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.