Logo

Türk dershaneleri ve Japon 'Juku'ları...

Kategori: Gündem
Cuma, 13 Nisan 2012 09:55 tarihinde oluşturuldu



Radikal Yazarı Oral Çalışlar’ın bugünkü yazısı.

Japonya'daki eğitim sisteminde Türkiye'dekine benzer yarışmacı bir mantık var.

Okullarda sınavlar dönemine girildi. Dikkatlerimiz yeniden ‘sınav gerginliği’ne yöneldi. Gerçekten çocuklarımızı ölümcül bir yarışın içine mi sokuyoruz? Eğitimdeki bu gerginlik bizim toplumumuza mı özgü? Bu yarıştan bir kalite çıkıyor mu?

Bizim evin sınav uzmanı Reşat’a (Çalışlar) sordum. Her zamanki araştırmacı tutumuyla, bize benzeyen bir durumda olan Uzakdoğu ülkelerine ilişkin bilgiler topladı. Japonya’da da ‘Türkiye’ye özgü’ tartışmalar söz konusu. Sınav stresi, dershane, öğrenciler arası yarış gibi alanlarda sorunları olan ülkenin yalnızca Türkiye olmadığı görülüyor.

‘Kyoiku mama’lar

Japonya’daki sistemde Türkiye’dekine benzer yarışmacı bir mantık var. ‘Juku’ adı verilen dershanelere, öğrencilerin (Japonya’nın bölgesine göre oranlar değişkenlik gösteriyor) yüzde 25 ile yüzde 80 arasındaki bir oranı gidiyor.

Japonlar, devletin eğitim anlayışından pek memnun değil. Dershanelerin devletin verdiği eğitimden daha fonksiyonel olduğunu düşünenler çoğunlukta. Dershane alanında sanayileşmiş kurumlardan başka, sınavlara hazırlık işini çok daha küçük boyutta yapan (örneğin toplu özel ders grupları gibi) insanlar da var. Bu açıdan da durum bizdekiyle benzerlik gösteriyor.

Japonya’da yarış bizdekinden daha erken yaşta başlıyor. 3-4 yaşındaki çocukların belirli anaokullarına yerleştirilmesi durumunda sınavda avantaj sağlayabilecekleri düşünülüyor.

Japoncada ‘Kyoiku mama’ diye bir kavram var. Bu kavram, çocuğunu sınavlara hazırlayan, aşırı hırslı anneleri tanımlıyor (Bunu Amerika’daki ‘helikopter ana-babalar’ın bir versiyonu olarak da görebiliriz).

1970’li yılların Japonya’sına ‘kyoiku mama’lar ve intihar eden öğrenciler damga vurmuş. 16 yaşındaki bir kız kendini yakmış. Bir profesörün 16 yaşındaki çocuğu, kendisine sürekli ders çalışmasını söyleyen büyükannesini bıçaklamış. 17 yaşındaki bir kız ise intihar mektubunda köpeğine şunları yazmış: “Okula gitmediğin için seni kıskanıyorum.”

O günden bugüne bütün tepkilere rağmen sistemde köklü bir değişikliğe gidilmemiş. Japonya, 2002 yılında, bu gerilime son verebilmek amacıyla (dershaneleri kapatmak veya sınavı kaldırmak yerine) okullardaki ders programlarını hafifletmeyi tercih etmiş. Ders müfredatı yüzde 30 oranda azaltılmış. Bu uygulamayla öğrencilerin sınavlara hazırlanmak için daha fazla zamana sahip olmaları sağlanmış.

Kore, Tayland, Peru gibi birçok ülkede benzer bir tablo söz konusu... Güney Kore’nin başkenti Seul’ün il milli eğitim müdürlüğüne kayıtlı 25 bin dershaneden söz ediliyor. Bunların 6 bini Seul’ün tek bir bölgesinde yoğunlaşmış. Seul’deki ‘dershaneciliğin Mekkesi’ olarak da tanımlanan Daechi-Dong Mahallesi’nde, dershane patlaması nedeniyle emlak fiyatları da çok büyük bir yükseliş göstermiş. Almanlar da Uzakdoğu dershane sisteminin ülkeye sızması endişesi içindeler.

Hong Kong’da dershanecilik yılda 3.6 milyar dolarlık bir sektör. Dershanelerin popüler öğretmenlerinin fotoğrafları şehrin anacaddelerindeki ışıklı billboard’lara asılıyor. Sınav ve dershane sisteminin kirli yüzünü konu alan bir film, çok yüksek izlenme oranlarına ulaşmış.

Uzakdoğu’daki ekonomik büyüme mucizesinin de bu sert rekabetçi sınav sistemiyle ilişkisinin olduğu söylenebilir.

Kalitede gerilerdeyiz

Dershane sisteminin belli benzerlikler taşıması başka, eğitim sisteminin kalitesi başka. Dünyadaki üniversitelerin akademik önem listesine baktım. Uzakdoğu ülkelerindeki üniversiteler, dünya üniversite sıralamasında en başlarda yer almasalar bile, ilk 100 üniversite içinde 6 Japon, 3 Hong Kong ve 2 Güney Kore Üniversitesi yer alıyor.

Bunca strese neden olan Türkiye üniversiteleri ise ilk 300’ün içinde yok. Ancak 350’nci sıradan sonra Türkiye’den Bilkent, İstanbul Teknik, İstanbul Üniversitesi, Koç Üniversitesi gibi üniversiteleri görebiliyoruz...

Listede bu kadar gerilerde olan Türkiye üniversiteleri için verilen ‘ölümüne kavga’ ilginç değil mi?

(Oral Çalışlar-radikal)

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.