Logo

Poşu cezası

Kategori: Gündem
Cumartesi, 12 May 2012 15:30 tarihinde oluşturuldu



Milliyet Yazarı Derya Sazak’ın bugünkü yazısı.

derya sazakGalatasaray Üniversitesi öğrencisi Cihan Kırmızıgül, “Poşu davası”nda “PKK üyesi olmaktan” 11 yıl 3 ay hapis cezası aldı.

Kırmızıgül Kağıthane’de durakta beklerken bir markete atılan molotof nedeniyle gözaltına alınmış uzun süre tutuklu yargılanmıştı.

Olay sırasında Endüstri Mühendisliği 2. sınıf öğrenci olan Kırmızıgül hakkındaki karar dün İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından açıklandı. 33 yıl 9 ay olan hapis cezası indirim maddeleri uygulanarak 11 yıl 3 aya düşürüldü.

Bir üniversite öğrencisine “örgüt üyeliği”nden bu denli ağır ceza verildiği gün “özgürlükçü, sivil ve demokrat” bir Anayasa yapmak için çalışan TBMM Uzlaşma Komisyonu’nun ilk cümleleri yazıya döktüğü medyada yer alıyordu.

Türkiye bir yandan 12 Eylül Anayasası’ndan kurtulmaya, “temel hak ve özgürlükleri” çağdaş değerlere uyarlamaya çalışıyor ama uygulamada değişen bir şey yok!

Yüzlerce üniversite öğrencisi cezaevinde.

KCK davasından binlerce tutuklu var.

TBMM’nin 8 üyesi, serbest bırakılmak üzere yargıçların “takdir yetkisi”ni bekliyor.

Meclis Komisyonu Anayasa yazımına başlarken BDP’nin Anayasa Komisyonu üyesi Prof. Büşra Ersanlı Bakırköy Kadın Cezaevi’nde altı aydır tutuklu bulunuyor.

Ersanlı, Hasan Cemal’e mektubunda şöyle diyordu:

“2004-2006 yıllarında otosansürden iyice arınmış hissediyordum kendimi. Artık Türkiye’de ifade özgürlüğü, bilimsel özgürlük pek problemli değildi, en azından yakın çevremde, üniversitede.

2001’den itibaren dil ve politika, 2004’ten itibaren kadınların siyasete katılımı, 2007’den itibaren de Kürtlerin siyasete katılımı sorunları, yerellik, ademi merkeziyetçilik koşullarına ilgi duydum.

Özerkliğin demokratik olanı ile olmayanını merak edip araştırmaya başladım.

Ve tüm ilgili kavramlarıyla birlikte gözaltına alındım. Artık otosansürüm eskisi kadar bereketli çalışmıyor.

Türkiye mi çok demokratikleşti yoksa ben mi özgürleştim?”

Büşra Ersanlı BDP’nin “Siyaset Akademisi”nde ders veriyordu.

Hayatı boyunca şiddete karşı olmuştu.

Akademik çalışmalarında şimdilerde yaptığı özeleştiriye koşut, Kürt, Alevi, Ermeni kimliklerini kullanmaktan kaçınacak ölçüde Türkiyeli aydınlarda olan “yerleşik otosansür” Ersanlı’yı da kuşatmıştı.

“Türkiye mi demokratikleşti ben mi özgürleştim?” sözleri bu ikilemin ürünü.

Ersanlı bunu sorgularken şaşırmakta haklı.

Çünkü AKP, Kürt sorununa “demokratik açılım” iddiasıyla yola çıktığı 2009-2011 arasında toplumda “siyasi çözüm” konusunda bir umut yaratmıştı.

PKK bu süreci Haziran 2011 seçimleri sonunda Meclis’in toplanmasını ble beklemeden Silvan saldırısıyla bozarak iktidarın da rotasını değiştirdi. Bunun bedelini de KCK davasında aydınlar ödüyor.

“Poşu takan” öğrenciye “PKK’lı diye” 11 yıl hapis cezası veriliyor.

TBMM, Anayasada “ana dil” serbestisini getirmeye çalışırken Büşra Ersanlı cezaevinde tutuluyor.

Nasıl olacak?!

(Milliyet Yazarı Derya Sazak)

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.