banner

Öğretmene saygı için on binler sokaklardaydı




Eğitim-bir-sen öğretmenlere saygı yürüyüşü düzenledi.

öğretmenlere saygı yürüyüşüMedeniyetimizi inşa ve yeniden ihya etmenin öncüsü olan öğretmenlere yapılan haksızlığın ifşası için, öğretmene saygının deforme edilmesine karşı çıkmak için binlerce öğretmenimizle sessizce yürüdük. Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, öğretmene saygı yürüyüşünde yaptığı konuşmada, “Bu yürüyüş, çocuğuyla, genciyle yirmi milyonu aşan bir kitleye doğrudan olmak üzere her vatandaşa hizmet sunan; mezrasından köyüne, kasabasından şehrine ülkenin farklı yerlerinde sayısı 60 bine ulaşan okulların kapısını her sabah daha iyi bir gelecek için özveriyle açan öğretmenlerimizin bütün Türkiye’ye yönelttikleri ‘saygı görmek hakkım’ haykırışıdır” dedi.

Üyelerimiz, İstanbul İstiklal Caddesi’nde Tünel’den başlayarak Taksim Meydanı’na kadar ‘Susarak anlattım sana her şeyi’ afişi eşliğinde sessizce yürüdü. Yürüyüş boyunca karanfil dağıtan öğretmenlere halk alkışlarıyla destek verdi. Taksim Meydanı’nda binlerce öğretmene seslenen Ahmet Gündoğdu, dünyanın diğer ülkelerinde daha az çalışıp daha fazla ücret alan öğretmenlerin aksine ülkemizde öğretmenlerin daha çok çalışıp daha az ücret aldıklarının bilinmesini istedi. Öğretmenler, ‘Öğretmenlik aşkımız, saygı görmek hakkımız’, ‘Bütçe diye yakınma, onuruma dokunma’, ‘Hak, Hukuk, Adalet KHK Rezalet’ sloganlarıyla Gündoğdu’ya eşlik etti.

İlme, irfana, âlime ve arife hürmeti esas alan bir medeniyetin bakiyesi olan Türkiye’de; öğretmenlere, yürüttükleri kutsal mesleğin maddi karşılığının hakkıyla ödenmemesi yanında manevi karşılığı olan “saygının” bile çok görüldüğü günleri yaşadıklarını belirten Ahmet Gündoğdu, “Eğitim konusu açıldığında “eğitim en önemli meselemiz” diyerek mangalda kül bırakmayanlar, yaptıklarıyla, söyledikleriyle, öğretmene ve öğretim elemanlarına emeğinin karşılığını vermemekle öğretmeni ve emeğini değersizleştirdiklerinin, öğretmenlik mesleğinin itibarına irtifa kaybettirdiklerinin artık farkına varmalıdır” ifadelerini kullandı.

Gündoğdu, saygının bile çok görüldüğü öğretmen; öğrencilerinden “daha iyi bir gelecek”, “daha güçlü Türkiye”, “daha adil bir ülke” hedeflerinde sorumluluk almalarını istenemeyeceğini, kendisi saygıya muhtaç hale getirilen öğretmenler, öğrencilerine “insana ve haklarına saygı duymayı” ve “insan onurunu esas almayı” öğretemeyeceğini kaydetti. Öğretmenin saygıyı fazlasıyla hak ettiğini belirten Gündoğdu, “Ancak saygının kendisine çok görüldüğünü; yediden yetmişe her biri öğrencisi olan topluma, “Annenize, babanıza ve büyüklerinize saygıda kusur etmeyin” diye nasıl seslenecek” dedi.

‘Öğretmenlerin Gönlünü Fetih Projesi’ Neden Akıllara Gelmiyor

Ahmet Gündoğdu bugün gelinen noktada ülkemizin artık temel sorunlarından birisi öğretmenlere, öğretim elamanlarına ve emeklerine saygı sorunu olduğunu kaydederek, “Sınıfları akıllı tahtayla, öğrencileri tablet bilgisayarla donatmayı hedefleyen Fatih Projesinin hayata geçirildiği ülkemizde, sınıf ve öğrenci kavramlarına varlık ve anlam kazandıran öğretmenler için “öğretmenlerin gönlünü fetih projesi” neden akıllara gelmiyor. Bu tablonun sorumlusu, eğitim sistemine ve eğitim hizmetine öğretmenlerle birlikte el ele kalite kazandırması gereken Milli Eğitim Bakanı’dır. Görevi devraldığı günden bu yana beyan ve açıklamalarıyla “bilgisi yetersiz”, “çalışması isteksiz”, “hizmeti verimsiz” öğretmen kitlesi algısı üretmiştir. Yetinmemiş, yanlış bilgilendirmeyle öğretmenlerin “haftada 15 saat çalışıp yılda iki ay tatil yapan gereksiz kamu görevlileri” konumunda gösterilmesine de kapı aralamıştır. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, bu tavırlarıyla bir anlamda “hak isteyen ve saygı bekleyen öğretmenler ve sendikaları olmasa Milli Eğitim Bakanlığını ne güzel yönetirim” demektedir” diye konuştu.

Milli Eğitim Bakanı’nın icraatlarını eleştiren Gündoğdu, Milli Eğitim Bakanı’nın söylemlerinde, genelgelerinde, kısaca bütün iş ve işlemlerinde, okul yöneticilerini, öğretmenleri ve eğitim çalışanlarını hedef göstermek için harcadığı zamanı, öğretmenler ve diğer eğitim çalışanlarının mesleki saygınlığını korumak ve mali haklarını artırmak, eğitim çalışanlarının yetkili sendikası Eğitim-Bir-Sen’in bu yöndeki taleplerini karşılamak için harcasaydı bugün eylem değil şölen yapıyor olacaklarını söyledi.  Bakan Dinçer’in okul yöneticilerini öğrenci velilerine, öğretmenleri öğrencilere ve tüm topluma hedef gösterme anlayışını terk etmesini isteyen Gündoğdu,  “Kuruluşundan bu yana iş bırakma eylemi yapmayan Eğitim-Bir-Sen, Milli Eğitim Bakanın kabul edilemez üslubu, Maliye Bakanının ek ödeme adaletsizliğini gidermeme inadı nedeniyle başlayan sürecin sonunda iş bırakma eylemi yapmak zorunda kalmıştır. Sayın Başbakanın eksik bilgilere dayanan öğretmenlerin çalışma ve izin sürelerine yönelik beyanları, öğretmenleri derinden üzmüştür. Milli Eğitim Bakanı Dinçer’den ümidini zaten kesen öğretmenler, Sayın Başbakanımızdan incinen yüreklerini, kırılan kalplerini onore edecek ve azalan motivasyonlarını yeniden artıracak yeni bir açıklama bekliyorlar. Eğitim çalışanlarının yetkili sendikası olarak, biz de Sayın Başbakanın bu yönde bir açıklamayı en kısa sürede yapması gerektiğine inanıyoruz” şeklinde konuştu.

Emeğimizin Karşılığını İstemekten ve Mesleğimizin Saygınlığını Korumaktan Yılmayacağız

Ahmet Gündoğdu, bu yürüyüşün, medeniyetimizi inşa ve yeniden ihya etmenin öncüsü olan öğretmenlere yapılan haksızlığın ifşası ve öğretmene saygının deforme edilmesine karşı çıkışı olduğunu kaydetti. Gündoğdu, “Bu yürüyüş, çocuğuyla, genciyle yirmi milyonu aşan bir kitleye doğrudan olmak üzere her vatandaşa hizmet sunan; mezrasından-köyüne, kasabasından-şehrine ülkenin farklı yerlerinde sayısı 60 bine ulaşan okulların kapısını her sabah daha iyi bir gelecek için özveriyle açan öğretmenlerimizin bütün Türkiye’ye yönelttikleri “saygı görmek hakkım” haykırışıdır” ifadelerini kullandı.

Öğretmene karşı haksızlıklara bordro yakmadan iş bırakmaya kadar uzanan bir eylem süreciyle tepki gösterdiklerini söyleyen Gündoğdu, “Toplu sözleşme sürecini takip eden taraflı-tarafsız herkes, öğretmenlere yapılan haksızlığı sona erdirecek tekliflerle masaya oturduğumuzu kabul ediyor. Kamu İşveren Heyetinin ve Kamu İşveren Heyeti temsilcileri aracılığıyla da Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun, tekliflerimize evet demeyerek bu haksızlığın devam etmesine göz yumduğu herkesin malumudur. Kamuoyunun yakından bildiği gibi eşit işe eşit ücret kapsamında hazırlandığı iddia edilen 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, öğretmenleri ve akademisyenleri yok saymıştır. Öğretmene ve öğretim görevlilerine benzerin yok, bütçeye maliyeti yüksek olur diyerek ek ödeme verilmemiştir. Öğretmenlerin ve öğretim elemanlarının emeğinin karşılığı olan ekmeği talep ettikleri için mesleğinin karşılığı olan saygıdan mahrum edilmek istenmesine direneceğiz ve izin vermeyeceğiz. Emeğimizin karşılığını istemekten yorulmayacağız, mesleğimizin saygınlığını korumaktan yılmayacağız. Bütçe disiplinini bozar bahanesiyle ek ödeme artışı verilmemesine olan tepkimizi de, bütçeye maliyeti sıfır olan, öğretmene saygı talebimizi de aynı anda, her yerde ve büyük bir kararlılıkla seslendirmeye devam edeceğiz. Çünkü, öğreticisine saygı duymayan bir toplumun, öğrendikleriyle iyiye, doğruya ve güzele yol almasının imkansız olduğunu biliyoruz. Çünkü, öğretmenliğin peygamberlik mesleği olduğunu salık veren bir medeniyetin mensuplarıyız. Çünkü, kendisine bir harf öğretene kırk yıl köle olmayı taahhüt eden ilim kapısı Hz. Ali’nin idrakinin örnek alınması gerektiğine inanıyoruz” dedi.

“Üzülmeyiniz, Alimlerin Atının Ayağından Sıçrayan Çamur Bizim İçin Süstür, Şereftir’’

Öğretmene ve âlime saygı konusunda Yavuz Sultan Selim ve Fatih Sultan Mehmet’ten örnekler veren Ahmet Gündoğdu,” Zamanın âlimlerinden İbn-i Kemalin atının ayağından kaftanına çamur sıçrayan Yavuz Sultan Selim Han’ın “Üzülmeyiniz, âlimlerin atının ayağından sıçrayan çamur bizim için süstür, şereftir. Vasiyet ediyorum, bu çamurlu kaftan, ben vefat ettikten sonra kabrimin üzerine örtülsün” sözleriyle âlime, arife, öğretene ve öğretmene saygı konusunda bize yol gösteriyor. İstanbul’un fethinden sonra padişah olduğunu sanıp kendisine çiçek vermek isteyen ahaliyi “padişah ben değilim odur” diyerek kendisine yönelten Akşemsettin’i işaret eden Fatih Sultan Mehmet’in “padişah benim ama o da benim hocamdır” sözleri âlime hürmet, arife ihtiram, öğreticisine saygı konusunda bugünün yöneticilerine ne yapmaları gerektiğini işaret ediyor” diye konuştu.

Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, sözlerini şöyle tamamladı: “Emeğimizin karşılığı olan haklarımızı istiyoruz. Mesleğimizin gereği olan saygıyı talep ediyoruz.  Okuldan daha fazlası evde olmak üzere mesai mefhumu gözetmeden çalıştığımızın bilinmesini istiyoruz. Bu milletin çocuklarını geleceğe hazırlamak adına kendi çocuklarımızı ihmal ettiğimizin unutulmamasını bekliyoruz. Dünyanın diğer ülkelerinde daha az çalışıp daha fazla ücret alan öğretmenlerin aksine daha çok çalışıp daha az ücret aldığımızın bilinmesini istiyoruz. Öğretmenlere yönelik şiddete, öğretmene sahip çıkılmasını istiyoruz. Öğretmene yönelik başörtüsü yasağı başta olmak üzere eğitim sisteminin yasaklardan temizlenmesini istiyoruz. Eşinden ve çocuğundan ayrı kalması önemsenmeyen binlerce öğretmenin, her sabah ülkemin çocuklarına yeni ufuklar için günaydın dediğinin farkında olunmasını istiyoruz. Öğrencilerin yaz tatili süresi ile öğretmenlerin izin süresinin aynı olmadığının bilinmesini istiyoruz.  Aynı anda kimi yerde 30 kimi yerde 60 kişiye kamu hizmeti sunan ikinci bir kamu görevlisi olmadığının görülmesini istiyoruz.  Haklarımızın verilmemesine ve hak ettiğimiz saygının yanlış bilgilerle örselenmesine sessiz kalmamayı öğrencilerimize olan sorumluluğumuz olarak görüyoruz. Hakkımız olan ek ödemenin verilmemesini gündemden düşürmek için ortaya konan beyanların, yapılan açıklamaların kastı aşan ifadeler olduğunun kabul edilmesini istiyoruz. Sözlerime son verirken, Türkiye’nin 2012-2013 eğitim-öğretim yılı vizyonunun, öğretmenin emeğinin karşılığının ve öğretmenlik mesleğine saygının her geçen gün daha arttırılması olması gerektiğini ifade ediyor, yürüyüşümüze destek veren bütün öğretmenlerimize Eğitim-Bir-Sen adına teşekkür ediyorum”

(eğitim-bir-sen)

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.