Logo

AB ile vize müzakeresinde tehlikeli pazarlık

Kategori: Gündem
Cuma, 22 Haziran 2012 15:23 tarihinde oluşturuldu



Vizesiz Avrupa Araştırma Grubu Başkanı Prof. Dr. Harun Gümrükçü, AB ile vize müzakerelerinde Türkiye’nin ‘geri kabul antlaşması’nı kabul etmesi halinde 42 yıllık kazanımların kaybedileceğini belirtti.

ab vizesiz seyahat Akdeniz Üniversitesi İktisadi ve İdare Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve Vizesiz Avrupa Araştırma Grubu Başkanı Prof. Dr. Harun Gümrükçü, Türkiye ile AB arasında paraflanan Türkiye-AB GERİ KABUL ANTLAŞMASI ile ilgili olarak, ''Geri kabul anlaşması ile 42 yılık kazanımlarımızı kaybedebiliriz'' dedi.

Prof. Dr. Gümrükçü, Akdeniz Üniversitesi Senato Salonunda düzenlenen ''Vizesiz Avrupa Yolunda Avrupa Birliği'nin Yol Haritası'' konulu basın toplantısında, AB'nin Türkiye'den, gizli pazarlıklarla ve vize muafiyeti karşılığında geri kabul anlaşmasını kabul etmesini istediğini iddia etti.

Bunun kabul edilmesi halinde Türkiye'nin 42 yılık kazanımları kaybedeceği gibi vize uygulamasında da AB'nin haklı çıkacağını ileri süren Gümrükçü, ''Türkiye'nin içine düşürülmeye çalışılan tehlikeye dikkat çekmek için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış'a Vizesiz Avrupa Araştırma Grubu adına resmi yazı yazdık. Yazıda Türkiye'nin kazanılmış hakları ve yapılması gerekenler dışında AB'nin ihlallerini ve işin arka planında fark edilmeyen, dillendirilmeyen bir yol haritası olduğunu dile getirdik'' dedi.

Türkiye ve AB arasında var olan anlaşmalar gereği Türk vatandaşlarının AB ülkelerine vizesiz girmesi gerektiğini savunan Gümrükçü, ''Vize uygulaması nedeniyle bugüne kadar Türk vatandaşlarından milyonlarca avro haksız para alındı. Bu konuyu mahkemeye taşımamız gerekiyor. Mahkeme sonucunda milyarlarca avro tazminat kazanabiliriz. Bu konuda sivil toplum kuruluşlarının öncülük etmesi gerekiyor'' diye konuştu.

Gümrükçü, 2007 yılında 27 AB ülkesinin vize ücretlerini 35 avrodan 60 avroya çıkardığını kaydederek, şunları söyledi:

''1980-2011 yılları dikkate alındığında 600 milyon avronun Türk vatandaşlarından haksız şekilde alındığını görürüz. Bu durum, AB'nin en yüksek yargı mercisi olan Avrupa Birliği Adalet Divanı kararlarına ters düşüyor. Sorun sadece vize masrafları ve vize almak ile sınırlı değil. Asıl sorun dünyanın en dinamik sektörü durumuna geçen hizmet sektöründe Türkiye'nin önünü kesmekle ilgili. Amacımız Türkiye'de ve yurt dışında yaşayan Türklerin AB ülkeleri karşısında kazanılmış haklarını korumak. İç ve dış oyunlarla örtbas edilmeye, geri alınmaya çalışılan ve hayata geçirilmeyen hakları uygulatmak amacını taşıyoruz. Avrupa Birliği Adalet Divanı kararları uygulanmadığı sürece her türlü müzakereden kaçmalıyız. Mevcut haklarımızı müzakere etmeyeceğimizi açık bir şekilde dile getirmeliyiz. Geri kabul anlaşması ile 42 yılık kazanımlarımızı kaybedebiliriz.''

Akdeniz Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şafak Aksoy da Türkiye'nin, geri kabul anlaşması görüşmelerinde kritik ve tehlikeli bir süreçten geçtiğini ileri sürerek, ''Türkiye bu anlaşmayı kabul ederse üçüncü ülke konumuna geleceği gibi, birçok kazanılmış haklardan da vazgeçecektir. Çok tehlikeli bir süreç yaşıyoruz'' dedi.

Geri kabul anlaşması ne içeriyor

Bürüksel'de dün taraflar arasında paraf edilen Türkiye-AB geri kabul anlaşması ile Türkiye, geri kabul anlaşmasını imzalamak için AB Komisyonu'nun hazırlıklarına başladığı vize muafiyeti eylem planını bekleyecek.

Geri kabul anlaşmasının yürürlüğe girmesiyle Türkiye'ye, AB'ye kaçak yollarla girmiş vatandaşları derhal iade edilecek. Türkiye üzerinden AB'ye giren üçüncü ülke vatandaşlarının iadesi ise 3 yıllık geçiş döneminin ardından gerçekleşecek.

Sayıları yüz binlerle ifade edilen AB'ye Türkiye üzerinden yasa dışı yollarla giren üçüncü ülkelerden göçmenlerin geri kabul edilebilmesi için modern mülteci kampları inşa edilecek. AB, iade ettiği mültecilerin barınma maliyetlerini kısmen üstlenecek.

AB'ye kaçak göçün yoğun olduğu ülkelerin bazılarıyla geri kabul anlaşmaları mevcut olan Türkiye, bu sayede kabul edeceği mültecileri kısmen geldikleri ülkelere gönderebilecek.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.