Logo

‘Okula başlama yaşı’nda velilerin isteğine bağlı kaldık

Kategori: Gündem
Cumartesi, 30 Haziran 2012 10:43 tarihinde oluşturuldu



İstanbul Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız, eğitim sisteminde yapılan yeni düzenlemelerin daha esnek, daha demokratik bir yapılanma için olduğunu söyledi.

‘Okula başlama yaşı’nda velilerin isteğine bağlı kaldıkİstanbul Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız, katıldığı bir toplantıda 4+4+4 eğitim sistemiyle ilgili merak edilenleri cevapladı.

Zorunlu eğitim yaşının 60- 72 aya alınmasında velilerin isteğine bağlı kalındığını belirten Muammer Yıldız, “Genelgeyle bu düzenlendi ve genelge şunu öngörüyor, 66 aydan itibaren artık çocuklar zorunlu eğitim çağına girmişlerdir ve okulda olmaları gerekiyor, bu konuda daha çok anneler tedirginlik duymuştu. Kanun 60 aydan itibaren çocuklarımızı zorunlu eğitime almayı öngördü. Ama daha sonra kamuoyunda bir duyarlılık oluştu. Kamuoyuna gelen talepler doğrultusunda 60 ay ile 66 ay arası velilerin isteğine bağlı kalındı. Veliler çocukları 60 ve 66 arasında istedikleri takdirde gönderebilir istemiyorlarsa göndermezler” dedi.

Yıldız, “Milli Eğitim Bakanlığı son yıllarda özellikle Sayın Bakanımız göreve geldikten sonra genel anlamda bir yapısal değişim dönüşüm programı uygulanmakta. Teşkilat yapısı değişti. Daha verimli bir yapıya dönüştü. Bu değişiklikler içerisinde en önemli değişiklik ve daha çok bizleri, anne babaları ve kamuoyunun kafasını kurcalayan, soruların olduğu alan 4+4+4 olarak bilinen Milli Eğitim Bakanlığı ilköğretim yasasının değiştirilmesi. Bu yasayla birlikte en kesin bilinen ve kamuoyunun takdirle karşıladığı sonuç, zorunlu eğitimin 8 yıldan 12 yıla çıkarılması. Artık liselerde bu programa dahil oldu. Bunun çeşitli gerekçeleri de var. Ama en önemli gerekçesi, Avrupa Birliği ülkelerinde bugün ortalama zorunlu eğitim yaşı 11,5 yıl, 12 yıla tekabül ediyordu. Fiili bu süre 6,5 yıl. Global bir dünyada bizim çocuklarımızın diğer ülkelerin çocuklarıyla rekabet edebilmeleri için zorunlu eğitim süresinin bu manada belli bir süreye getirilmesi gerekiyordu. Bir de dünyada temel yaklaşımlardan birisi de esnekliktir. Eğitim’de “flexible” dediğimiz temel esneklik. Bu da daha önce ilkokul, ortaokul, lisede yapılandırılan okul kademelerini daha sonraki 8 ve 9 olan eğitimle birlikte birleştirilmesiydi. İşte bu yasayla birlikte yeniden esnek bir anlayışla okullar kademelendirilmiş oluyor. Yani kesintili ve kesintisizden ziyade burada esas olan daha demokratik bir biçimde olmasıdır. Çünkü çocuk ilkokulu bitirince ortaokula gitmek için değişik seçenekleri olması gerekiyor. Aynı şekilde ortaokulu bitirdiği zaman da liseye gidebilmesi için değişik alternatiflerin olması gerekiyor. Yapılan temel değişiklik daha esnek daha demokratik bir yapılanmadır” ifadelerini kullandı.

Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, ortaokulların İmam Hatip liselerine dönüştürülmesiyle ilgili olarak “Bizim genelde bu 4+4+4 ile birlikte illerde il milli eğitim müdürleri ve idareci arkadaşlarımızın en çok üzerlerinde durdukları, çalıştığımız, şu anda da devam eden konuların başında, bu okulların dönüştürülmesidir. Sayın bakanımız bizlere okulları dönüştürürken daha çok ailelerin, velilerin, kamuoyunun faaliyetleri doğrultusunda düzenlemeler yapmamızı önerdiler. Diyelim ki bir ilkokul olarak planlanmış bir okulu bir hayırsever oranın bir ortaokul olmasını istiyorum derse bizde ona göre bir düzenleme yapıyoruz. Ya da ilahiyat fakültesi olmasını istiyoruz diyorsa yine ona göre. Bir de tarihi, köklü olan okullarımız var. Çok başarılı ilköğretim okullarımız var. Bu okullarımızı da olabildiğince ilköğretim okulu olarak tutmaya gayret ediyoruz. Çünkü bizim buradaki amacımız belli seviyede başarıyı yakalamak. O halde bu başarılı okulların yapısını bozmamaya gayret ediyoruz. Bir başka husus çocuklarımızın, ailelerimizin mağdur edilmemeleri esasıdır. Dolayısıyla her ne kadar yasal bütün okullarımızı, ilkokul-ortaokul ve lise olarak ayrı tutmamız önerilse de bu geçiş döneminde ailelerin de taleplerini ve çocukların da mağduriyetlerini önlemek, o taleplere karşılık verebilmek için bir kısım okullarımızı ilkokul, ortaokul olarak tutuyoruz. Yani aynı okul hem ilkokul hem de ortaokul olacak. Bunların İstanbul genelinde sayısı bindir. Bizim bin dört yüz elliye yakın ilköğretim okullarında bu dönüşüm programını uyguluyoruz. Yani bin tane okulumuzda aileler çocuklarını okula nasıl gönderiyorsa şimdi de öyle gönderecekler. Genel anlamda bu dönüşüm planında bu ilkelere dikkat ederek bu dönüşüm programlarımızı tamamladık” diye konuştu.

Yıldız, “Bu arada, bir okulu ilkokul olarak belirlediğimiz zaman o okula 4. sınıf ve 5. sınıfa giden çocuklarımızı kaydedemiyoruz. Bu sene 1. sınıftan 2. sınıfa geçen çocuklarımız 2’yi 3’ü, 4’ü okuyup mezun olacak. Dolayısıyla da 3 yıl içinde bu okulların dönüşümü tamamlanmış olacak. Ayrıca ortaokul dediysek ilkokulun 1. sınıfından öğrenci alamıyoruz. İlkokul dediysek de bu sefer 4. sınıftan 5 ‘e geçen öğrencileri oraya kaydedemiyoruz. Her 1. sınıfa kaydedilen çocuk buna lise de dahil yani ilkokulların 1. sınıflarına ortaokulların 1. sınıfına liselerin yine 1. sınıfına adrese dayalı kayıt sistemine göre kayıt yapıyoruz. Bir okul dönüştürülmüş olsak bile şu andaki mevcut öğrencilerimiz bu okullardan mezun olup ayrılıncaya kadar onlarla ilgili herhangi bir değişiklik söz konusu değil. Yani çocuklar 2. sınıfı 3. 4. sınıfı okuyup gidecekler veya 6. 7. 8. sınıftan mezun olup ayrılacaklar. 3 yıl sonra bu okullar tamamen dönüşmüş olacak” şeklinde konuştu.

İmam Hatip okullarına kayıtların adrese dayalı olmayacağını belirten Yıldız, “Ortaokula kaydolan çocukların dönüşümlerini yapıyoruz. Yani bir çocuk adrese dayalı kayıtlı olduğu mahallede okuduysa anne babası, velisi veya çocuğun kendisi dilekçe verecek talep edecek biz onu imam hatip ortaokuluna kaydını yapacağız. İstanbul genelinde 80 e yakın alternatif ortaokul oluştu. Ortaöğretim, imam hatip ortaokul oluşturduk. Ama velilerden bize gelecek talepler doğrultusunda azala da bilir veya arta da bilir. O yüzden eylül ayına kadar biz esnek bir anlayışla hareket ediyoruz. Biz bir okulu ortaokul olarak planladık ama orada öğrenci yoğunluğu ve ilkokul öğrencilerinin sayısı fazla olacaksa biz o dönemde bir onay alıp okulumuzu ortaokul veya ilkokul olarak değiştirebiliriz. Böyle esnek bir anlayışımız var” dedi.

İstanbul’daki etüt beslenme okullarının durumu hakkında da bilgi veren Yıldız, “Bu okullar sadece İstanbul’a özgü okullardır. Türkiye’nin başka bir ilinde yoktur. Sadece İstanbul’da 19 okul’da Anne ve babaların çocuklarının gittiği 1995 yılında bir genelgeyle oluşturulmuş ve ondan bu yana da eğitimlerini alıyorlar. Türkiye’nin diğer yerlerinden de talep geliyor ama ben çocuğumu oraya göndereme diyorlar. Türkiye’nin her tarafından çocuk geliyor. Ağlayan çocuğu gönderemiyorum diyorlar. En iyi okul bizim oturduğumuz eve en yakın olan okuldur. Biz de çocuklarımıza okulları adrese dayalı kayıt sistemiyle açmış olduk. Şunu net söylüyorum. Şu anda orada eğitim öğretim gören çocuklarımızı mağdur etmeyecek şekilde bir düzenleme yapıyoruz. Dönüşümler yapılana kadar 3 yıl mevcut eğitim sistemini hala devam ettirecekler” diye konuştu.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.