Logo

4+4+4=12

Kategori: Gündem
Pazartesi, 02 Temmuz 2012 10:02 tarihinde oluşturuldu



Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras’ın bugünkü yazısı.

Bu eğitimle kişi başı 12 bin çizgisini zor aşarız...

Sayın Büyüklerim. İşinize karışmak gibi olmasın ama, bir uyarıda bulunmak istiyorum. Eğitimi 4+4+4‘e dayandırmakta, imam hatip okulları sayısını artırmakta, okullarda din eğitimi yaygınlaştırmakta, çocukları mollalara emanet etmekte ısrarcı olursak, belki (o da kesin değil: Belki...) “Öbür Dünya” işini çözeriz ama, “Bu Dünya”da kişi başı milli geliri 12 bin doların üzerine zor çıkarırız, ülkenin insanlarına “Bu Dünya”yı zindan ederiz. Eğitimi Arapça dil bilgisine, Kuran’ı Kerim öğretisine, beş vakit namaza bağlarsak, gençlerimizi “Öbür Dünya”ya iyi hazırlarız ama, çocuklarımız ve gençlerimiz, “Bu Dünya”nın dışına itilmiş olur.

“Öbür Dünya”, “Bu Dünya”nın alternatifi değildir. Evet, insanlar din ve inanç özgürlüğüne sahip olmalıdır. Evet,iyi Müslüman Kuran’ı Kerim’deki buyrukları bilmelidir, dininin icaplarını yerine getirmelidir. Ne var ki, iyi Müslüman 1400 yıl önceki yaşam kalıpları içinde kalamaz. Kalır ise ülkesinde sosyal ve ekonomik yapı 1400 yıl önceki çizginin üzerine çıkamaz.

Sayın Büyüklerim. Dünyada sosyal, ekonomik ve politik şartlar her gün değişiyor. Bu değişimin ardında bilim var. Teknoloji var. Araştırma ve geliştirme var. Bunların da temelinde eğitim var. 

Üretmek için eğitim gerekli

İyi bir Müslüman, kendi yaşamının, ailesinin yaşamının, ülkesinin yaşamının başkalarınınkinden daha kötü olmasını isteyemez. İnsanın kendisinin, ailesinin ve ülkesinin yaşam şartlarının daha iyi olabilmesi üretimin artmasına bağlıdır.

Üretmek demek “Katma Değer” yaratmaktır. Katma değer, bir mal ve hizmetin çıktı değeri ile girdi değeri arasındaki farktır. Pamuk üretmek iyidir ama, pamuğu iplik yapan, ipliği dokuyan, dokunan kumaşla don gömlek yapan, don gömlek yerine markalı giysi diken daha çok katma değer yaratır.

Bir ülkede sosyal ve ekonomik yaşamın göstergesi kişi başı Milli Gelir rakamıdır. Bu ise ülkede kişi başına bir yılda yaratılan katma değeri gösterir.

Bilimden, teknolojiden, araştırma ve geliştirmeden yoksun ülkeler, en fazla 10 bin - 12 bin dolar kişi başı milli gelir rakamına ulaşabilir. Bu rakamın üzerine çıkamazlar.

Prof.Dr. Erdoğan Alkin kardeşimiz geçen hafta İngilizce yayınlanan Daily News gazetesindeki makalesinde Rostow’un “İktisadi Gelişmenin Aşamaları” isimli kitabında yazılanları hatırlatıyordu. Rostow’a göre gelişme 5 aşamadan geçer (1) Geleneksel toplum (2) Kalkınmaya geçiş (3) Kalkınma aşaması (4) Olgunlaşma (5) Kitle tüketimi. İlk aşamalar hızlı geçer. Alt yapı yatırımları, konut harcamaları, ithal teknoloji ile basit üretim, don-gömlek ihracatı sonucu ekonomi hızlı büyüyor gibi görünür. Bu ilk aşamalar ile, ulaşır ulaşır 10 bin dolar kişi başı gelire ulaşırsınız. Sonra da tüketmekten başka bir şey yapamazsınız. Büyüme yorgunluğu ortaya çıkar.

Bu eğitim ile bu kadar!

Sayın Büyüklerim. Bu ülke insanını 10 bin dolarlık yaşam çizgisi içine hapsetmeyi siz de istemezsiniz. Ama bu “4+4+4” benzeri formüllerle çocuklarımızı dini eğitime yöneltmekle, gençlere Arapça öğretmekle, imam hatip okullarının sayısını artırmakla, mollaları okullara sokmakla ileriye gidemeyiz. Geriye gideriz.

Kişi başı üretimi-geliri 10 bin-12 bin doların üzerine çıkaracak çocuklarımızı, gençlerinizi yetiştirmek için çağdaş eğitim kurumlarını oluşturmak ve işletmek zorundayız. Sayın Büyüklerim. Özgür düşünce olmadan, insan haklarının ve hukukun egemenliği sağlanmadan, bilim ve teknolojiyi geliştiremeyiz. Kendi bilim ve teknolojimiz olmadan ithal bilim ve teknoloji ile gelebileceğimiz nokta işte bu noktadır.

Sayın Büyüklerim. Bu 4+4+4 sisteminde yetişen çocuklarımız ve gençlerimiz, bırakınız bilim ve teknolojide öne çıkmayı, yurt dışından bilim ve teknolojinin ithal etmeyi bile beceremezler.

Sayın Büyüklerim. ”Dinsiz olalım, çocuklarımıza dinimizi öğretmeyelim“ diyen yok. Anlatılmak istenen şu: Çocuklarımızı 5 yaşından itibaren ağırlıklı olarak din eğitimine tabi tutar, onları kutsal kitabın buyrukları içine hapsedersek, hem onlar hem bu ülke çağdaş dünyanın dışında kalır. Yok olur. Çünkü çağdaş dünya bilime ve teknolojiye dayalı devamlı bir değişim ve gelişim içinde. Bu gelişmenin temelinde ise özgür düşünce, insan hakları, hukuk, demokrasi var.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.