Logo

Üniversitede eşitsizlikten şikayetçiler ama evde…

Kategori: Gündem
Cuma, 14 Eylül 2012 13:13 tarihinde oluşturuldu



Kadın akademisyenlerin önemli bölümü üniversitede eşitsizlikten şikayetçi ancak evdeki eşitsizliği normal karşılıyorlar...

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) ile Ankara Hacettepe Üniversitesi’nden 4 kadın öğretim üyesinin, ’Kadın akademisyenlerin ev ve iş yaşamlarında karşılaştıkları zorluklar’ konulu araştırmasında çarpıcı veriler ortaya çıktı.

Araştırmaya katılan kadın akademisyenlerin yüzde 27.2’si, üniversitedeki iş ortamında kadın- erkek ayrımı yapıldığını, yüzde 41.8’i ise karşılaştıkları en önemli sorunun görevde yükselmede güçlük olduğunu söyledi. Araştırmanın asıl ilginç yanı ise kadın akademisyenlerin önemli bölümünün evdeki çamaşır-bulaşık yıkama, yemek yapma gibi işleri kendi görevi olarak görmesi.

Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu Müdür Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Şule Ergöl, Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Kafiye Eroğlu, Prof. Dr. Lale Taşkın ve Yrd. Doç. Dr. Gülten Koç’un birlikte yaptığı araştırmada, 246 kadın akademisyen ile görüşüldü. Çalışmaya katılan kadınların yüzde 27.2’si, üniversitedeki çalışma yaşamında kadın-erkek ayrımı olduğunu, bu ayrımın özellikle görev dağılımı ve işe alma-kadro başvurusunda yapıldığını belirtti. Kadınların yüzde 41.8’i, üniversitede karşılaştıkları en önemli sorunun, görevde yükselmede güçlük, yüzde 36.5’i konumuna uygun olmayan işlerin verilmesi, yüzde 18.4’ü de izin almada yaşadıkları güçlük olduğunu söyledi.

’KADININ KARİYERCE YÜKSEK OLMASI AİLEDE SORUN’ Araştırmaya katılan kadınların yüzde 31.7’si, kadının kariyerce erkekten yüksek olmasının aile içinde sorun yaratacağını düşünürken, yüzde 46.1’i kadının çalışmasının aile hayatını olumsuz etkileyeceğini ifade etti. Kadınların yüzde 4.9’u da işyerinde erkeklerin rahatsız edici davranışlarda bulunduğunu bildirdi. 10 araştırma görevlisinden yaklaşık 2’si, rahatsız edici davranışların, kadının buna izin vermesi sonucu ortaya çıktığını vurguladı.

Araştırmanın ev yaşamı bölümünde de ilginç veriler ortaya çıktı. Çalışmaya katılan kadınların yüzde 69.2’si çamaşır yıkama, yüzde 65’i giysileri onarma, yüzde 59.4’ü yemek pişirme, yüzde 55.8’i çocuklara yemek hazırlama, yüzde 50.5’i bulaşık yıkama, yüzde 41.1’i ütü yapma, yüzde 44.4’ü çocukların bakımı ve giyimi, yüzde 27.1’i de ev temizleme işlerini kendilerinin yapması gerektiğini belirtti.

ÜNİVERSİTEDE KADIN-ERKEK AYRIMI BULGUSU ÇARPICI

Çalışmada, kadın-erkek ayrımına ilişkin verilere özellikle dikkat çekildi. Çalışmada, "Kişilere bilimsellik, akılcılık, objektiflik gibi toplumsal cinsiyet eşitliğine hizmet eden değerleri kazandırmayı amaçlayan üniversite ortamında çalışan kadınların bile ayrımcılık yapıldığını düşünmesi, ülkemizdeki kadın-erkek ayrımcılığının durumunu ortaya koymada çarpıcı bir bulgudur" denildi.

Araştırmayı üstlenen öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Şule Ergöl, Türkiye ’deki akademisyenlerin yüzde 41’ini kadınların oluşturduğunu hatırlattı. Yrd. Doç. Dr. Ergöl, Türkiye ’de kadının en önemli görevinin annelik ve eşlik olarak görüldüğünü, ancak çalışma hayatına girmesiyle kadının bu görevlerinin üzerine iş hayatının görevleri de eklendiğini ve bir rol genişlemesi olduğunu kaydetti. Yrd. Doç. Dr. Ergöl, "Bu durumda kadın, ailesi ve işi arasındaki rolleri nedeniyle çatışmalar yaşıyor ve dengeyi kurmakta sıkıntılar yaşıyor. Bu çalışma, kadın araştırma görevlilerinin toplumsal cinsiyet bakış açısıyla ev ve iş yaşamında karşılaştıkları güçlükleri belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır" dedi.

Yrd. Doç. Dr. Şule Ergöl, şunları kaydetti, “Aslında bizim düşüncemiz; eğitim seviyesi yükselmiş ve çalışma hayatında yükselmiş bu kadınların daha az bu sorunlarla karşılaşacağıydı. Ama hayır, onlar da daha az karşılaşmıyorlar bu sorunlarla. Diğer kesimlerde çalışan kadınlar gibi yoğun şekilde yaşıyorlar."(radikal)

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.