Logo

Dershaneler nasıl kalkacak?

Kategori: Gündem
Cumartesi, 15 Eylül 2012 08:40 tarihinde oluşturuldu



Sabah Gazetesi Yazarı Nazlı Ilıcak’ın bugünkü yazısı

Tayyip Erdoğan dershanelerin gelecek sene kapatılacağını söyledi. Bu kesin bir karar mı, bilmiyorum. 4+4+4 gibi altyapısı hazırlanmadan aceleyle bir adım atılmaması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB), Türkiye Eğitim Meclisi Sektör raporuna göre, dershanelerde 50 bin öğretmen ve 20 bin görevli olmak üzere toplam 70 bin kişi çalışıyor. 2011 itibariyle, dershane sayısı 4 bin, öğrenci sayısı bir milyon 200 bin. Çok sayıda insanın yeni düzenlemeden etkilenmesi söz konusu. Kaldı ki, "Halk dershanelerin kapatılmasını istiyor" şeklindeki inancın da hangi veriye dayandığı bilinmiyor. Meselâ hurriyet.com. tr'nin okurlarına yaptığı ankette, % 33.9 "Bu kararı desteklerim" derken, % 66'sı "desteklemiyorum" cevabını veriyor.

Tayyip Erdoğan, dershanelerin okula dönüşebileceğini söylüyor. Oysa uzmanlar, mevcut yapılar itibariyle 4 bin dershaneden ancak 50 ya da 100'ünün okul binası olabileceği kanaatinde. Dershane öğretmenlerinin ve diğer personelin yeni açılacak okullarda istihdam edilebileceği kastedilmişse, burada da sorun var. Zira mevcut özel okullar, % 40 boş kapasiteyle çalışıyor. Dolayısıyla kâr etmeyeceğini gören dershane niçin özel okul açsın?

Hizmet satın almak, çözüme katkı sağlayabilir. Ama o zaman, sadece yeni kurulacaklardan değil, eşitlik ve adalet adına, halen mevcut olanlardan da hizmet satın alınmalı. Bir başka ifadeyle özel okula giden her çocuğa bu hak tanınmalı. Bu da kamunun maliyetini büyük oranda yükseltmez mi? Amerika'da, charter okul uygulaması var. Devlet öğrenci başına bu okullara 7-8 bin dolar veriyor ve sıkı bir şekilde denetliyor. Türkiye bütçesinden böyle bir imkân yaratılması kolay mı? Devlet okullarının tümü kaliteli hale gelmeden sınav nasıl kaldırılacak? Kaldı ki, dershaneler netice itibariyle hür teşebbüsün bir parçası. Eğitimle ilgili olduğu için, tabii ki devlet tarafından denetlenebilir ama yasaklanması, serbest rekabet ortamına da ters düşer. Dershaneleri kaldırdınız diyelim, o zaman, imkânı olanlar, mutlaka özel öğretmenlerle çocuklarını takviye etme çareleri arayacak, hatta birkaç aile bir araya gelerek, gene çocuklarına ders aldıracaktır. Dershanelerde sınava hazırlığın yanı sıra, talebelerin bazı derslerdeki noksanı da gideriliyor.

Test düzeninin eğitim kalitesini düşürdüğüne ben de inanıyorum. İmtihanları okullar kendileri yapsa, testten vazgeçilebilir. Bu defa da, "torpil" iddiaları gündeme gelecektir. Lise girişindeki Seviye Belirleme Sınavı (SBS) ya da üniversite girişindeki Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) ile Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS), yarışta adalet ve eşitlik sağlama ihtiyacından doğdu. Sınavlar kalkarsa elbette dershanelere gerek kalmayacaktır. Ama bütün okullar ve üniversitelerde aynı kalitede eğitim verilebilir mi? En azından gelecek seneye kadar bu amaca ulaşmak mümkün değil. O zaman dershaneler nasıl kaldırılacak?

Başörtüsü cezası

Başörtülü öğrencinin eğitim hakkını engelleyen Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü öğretim üyesi profesör Esat Rennan Pekünlü, 2 yıl hapis cezasına çarptırılmış. Üstelik karar ertelenmemiş, paraya da çevrilmemiş. Pekünlü'nün yaptığını onaylamak mümkün değil. Ama Türkiye'de "Doğrular" o kadar çabuk değişiyor ki, profesör bu yüzden yolunu şaşırmış olabilir. 28 Şubat sürecinde, üniversitelerde, başörtülü öğrenciye göz yummak suçlu sayılmak için sebep teşkil ediyordu; hiç değilse o zaman idari cezalar söz konusuydu. Fakat bugün hapis cezası verilebiliyor. 28 Şubat'ta yapılan yanlıştı; bu defa da kantarın topuzunun kaçırıldığı görülüyor.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.