Logo

Dershaneler kapanırsa öyle bir şey olur ki..!

Kategori: Gündem
Cuma, 21 Eylül 2012 09:35 tarihinde oluşturuldu



Özel dershane kurucuları: Dershaneler kapanırsa korsan eğitim patlar, aileler mağdur olur

Dershaneleri 2013-2014 eğitim-öğretim yılından itibaren kapatma kararı, sektörü harekete geçirdi.

Özel Dershaneler Birliği Derneği (ÖZ-DE-BİR), Güven Dershane Sahipleri Derneği (GÜVENDER) ve Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER), ortak basın açıklaması yaptı. Sektörün tamamını temsil eden kurumların açıklamasında, dershanelerin okula alternatif olmadığı belirtildi. Sektör temsilcileri dershanelerin, özel ders imkânı bulunmayan, dar ve orta gelir düzeyindeki ailelere hizmet sunduğunu ifade etti. Açıklamada, dünyanın birçok ülkesinde bu tür kurumların yaygın olduğu, gelişme hızı yüksek olan ülkelerde yüzde 50 olan dershaneye gitme oranının bizde yüzde 8 olduğu bilgisine yer verildi. 4 bine yakın dershanenin 50 bini öğretmen 100 bine yakın personele istihdam sağladığına dikkat çekildi. Ayrıca, dershanelerin kapatılması durumunda kaçak veya korsan eğitim öğretim faaliyetlerinin artacağı uyarısı yapıldı.

Geçtiğimiz günlerde bir araya gelen özel dershane dernekleri ÖZ-DE-BİR, GÜVENDER ve TÖDER, 'kapatma' çıkışıyla ilgili ortak bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada konunun, dershanelerde görevli yönetici, öğretmen, çalışan, veli ve öğrenciler üzerinde gelecek kaygısı oluşturduğuna işaret edildi. Kararın, camiayı derinden üzdüğü ifade edildi. Özel dershanelerin, kanun gereği öğrencileri, bir üst okul veya yükseköğretime giriş sınavlarına hazırlamak amacıyla faaliyet gösterdiği hatırlatıldı. Dershanelerin bütün dünyada eğitimin bir parçası olduğu, Türkiye'de de dar-orta gelirli ailelerin çocuklarının iyi üniversite ve okullarda okumalarını sağladığı ve sosyal adaleti tesis ettiği vurgulandı. Bu arada dershane temsilcilerinin, önümüzdeki günlerde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği aracılığıyla Başbakan'a görüşme talebini ileteceği öğrenildi.

Üç özel dershane derneğinin yaptığı açıklamaya göre dünyanın başka ülkelerinde de okula destek ve üst öğretim okullarına geçiş fırsatları veren kuruluşlar var. Güney Kore, Japonya gibi Uzak Doğu ülkeleri, Yunanistan, Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya gibi AB ülkeleri ve özellikle ABD'de özel ders ve dershanecilik yaygın. Gelişme hızı yüksek olan Uzakdoğu ülkelerinde dershaneye gitme oranı yüzde 50'lerde. Türkiye'de ise bu rakam sadece yüzde 8.

Özel ders alma fırsatı bulamayan, dar ve orta gelirli ailelere hizmet sunan dershaneler, eğitim sistemindeki okullara rakip değil, farklı işleve sahip bir model. Toplumda sosyal adaleti tesis eden dershaneler, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri dâhil yurdun büyük bölümünde ders saati 4-5 lira gibi düşük bedellerle hizmet veriyor. Dar gelirli ve orta halli ailelerin çocukları, Anadolu'dan gelerek ODTÜ, Boğaziçi, Hacettepe gibi sayılı üniversitelerde eğitim alabiliyor.

100 bin kişilik istihdam göz ardı edilemez

Gerek dünyada gerekse Türkiye'de özel derse ve dersha­nelere talep giderek artıyor. Okulların kalitesi, öğrencilerin öğrenme seviyesi, iyi bir iş sahibi olabilme isteği ve kademeler arasındaki geçişlerin sınavla yapılması, rekabet ortamını kızıştırıyor. Bunu aşabilmenin yolu da dershanelerden geçiyor. Bunun yanında dershanelerin ekonomiye katkısı, göz ardı edilemeyecek bir rakamı karşılıyor. Buna göre 4 bine yakın özel dershaneden 1,5 milyon orta halli aile çocuğu yararlanıyor. 50 bini öğretmen, diğer çalışanlarla birlikte 100 bine yakın personel, ülke gençliğine hizmet veriyor. Dershanelerin sağladığı bu istihdamın göz ardı edilmemesi gerekiyor.

Kaçak ve korsan eğitim uyarısı

ÖZ-DE-BİR, GÜVENDER ve TÖDER'in ortak açıklamasına göre dershaneler, okul dışı zamanın kontrollü ortamlarda geçirilmesini sağlıyor. Bu kurumların kapatılması, kaçak/korsan eğitim faaliyetlerinin artması demek. Bu bakımdan dershaneleri sistem dışına çıkarmak yerine, 'Eğitim birikiminden nasıl yararlanabiliriz?' sorusuna cevap aranmalı. Dershanelere, gösterdikleri yüksek performans ve sundukları eğitim hizmeti ile zaman zaman okulu da aşan bir teveccüh gösteriliyor. Ancak işini çok iyi yapan bu kurumları 'okula alternatif' diye kapatmayı düşünmek, ortaya maddi ve manevi büyük sıkıntıların çıkmasına sebep olabilir.

Açıklamada, birkaç istisna dışında, öğretmenler tarafından az sermayeyle kurulan, yoğun emekle çalışan, kârlılığı oldukça düşük küçük işletmeler olarak nitelendirilen dershanelerin, okula çevrilmesinin önündeki engellere dikkat çekildi: "Bu kurumların okul gibi çok daha büyük sermaye isteyen yatırımları yapması zor, hatta mümkün değildir. Zaten süreç içinde bu sermaye birikimine ulaşanlar okul açmaktadır."

Ülke menfaati, her şeyin üstünde daha yapacak çok hizmetimiz var

Özel dershane dernekleri, önümüzdeki günlerde konuyla ilgili detaylı bilgileri kamuoyuyla paylaşacaklarını açıkladı. Bununla ilgili başta Başbakan olmak üzere konuya taraf yöneticilerin çözüm için kapılarını kapatmayacaklarına inandıklarının belirtildiği açıklamada son olarak şu cümleler yer aldı: "Özel dershane dernekleri ÖZ-DE-BİR, GÜVENDER, TÖDER olarak bu konuda söyleyecek çok sözümüz vardır, yapacak çok hizmetimiz olacaktır. Başından beri yasal statüleriyle Milli Eğitim sistemimiz içinde yer alan dershanelerin kurucuları olarak biz de ülkemizin yararını, menfaatlerini, eğitimimize faydalı olanı, her şeyin önünde tuttuk, tutarız. Özel dershaneler konusunun sektörle, eğitim yöneticileriyle tartışılması biliyoruz ki ülkemizin ve herkesin yararına uygun yeni seçenekler sağlayacaktır. Bu konuda başta Sayın Başbakan'ımız olmak üzere konuya taraf yöneticilerimizin kapılarını kapamayacaklarına inanıyoruz."(zaman)

İşte o açıklamanın tam metni

Saygıdeğer Kamuoyuna…

ÖZ-DE-BİR, GÜVENDER, TÖDER’den Dershanelerle İlgili Ortak Açıklama

Son zamanlarda özel dershanelerin varlığının tartışma konusu yapılması, buradaki yönetici, öğretmen ve diğer çalışanlar ile öğrenciler üzerinde geleceğe yönelik ciddi kaygılar oluşturmanın yanında ülkemize önemli hizmetleri olan bu büyük eğitim camiasını derinden üzmüştür.

Bu nedenle biz, ülkemizdeki özel dershanelerin tamamına yakınını temsil eden ÖZ-DE-BİR, GÜVENDER, TÖDERolarak konuyla ilgili ortak düşüncelerimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.

Ülkemizde 1915 tarihli Mekatib-i Hususiyye Talimatnamesi’yle faaliyet göstermeye başlayan özel dershaneler, günümüzde de kuruluş ve işleyişlerinin 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’yla düzenlendiği yasal eğitim öğretim kurumlarıdır.

Sanıldığının aksine başvuranların tamamının bir üst okula yerleştirildiği ülkeler dâhilbaşta ABD olmak üzere İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Portekiz, Yunanistan, Güney Kore, Japonya, Hong Kong, Tayvan gibi birçok gelişmiş ülkede, farklı isimler altında özel dershanecilik yapılmaktadır. Üstelik ABD’de okullar, özel dershanelerden yer yer eğitim hizmeti satın almaktadır. Dünyada dershanelerle ilgili düzenlemenin olmadığı ülkelerde de dershaneler bulunmasına karşın dershaneciliğin yasaklandığı ülke yoktur. Güney Kore’dedershanecilik bir dönem yasaklanmış ancak bu yasak 2000 yılında Anayasa Mahkemesincekaldırılmıştır. Gelişme hızı yüksek olan uzak doğu ülkelerinde dershaneye gitme oranı %50’lerde, bizde ise %8’dir.

Ülkemizdeki 4000’e yakın özel dershane, genellikle özel okula gidemeyen, özel ders alamayan 1,5 milyon dar gelirli ve orta halli ailenin çocuğuna hizmet vermektedir. Dershaneler, 50 binden fazlası öğretmen olmak üzere 100 bini aşkın çalışanıyla öğrencilerimize eğitim öğretim hizmeti verirken önemli bir istihdam da sağlamaktadır. Ayrıca sosyo-ekonomik nedenlerden dolayı okullar arasında nitelik farklılıklarının olduğu ülkemizde dershaneler, Doğu ve Güneydoğu Anadolu da dâhil yurdun büyük bir bölümünde, ders saati 4-5 TL gibi düşük bedellerle hizmet vererek toplumda sosyal adalet sağlanmasına katkı sunmaktadır.

Dar gelirli ve orta halli ailelerin çocukları Anadolu’dan gelerek ODTÜ, Boğaziçi, Hacettepe gibi üniversitelerde eğitim alabiliyorlarsa bu sonuca, merkezi sınavlar ve dershaneler sayesinde ulaşılmaktadır. 

Okula destek amacıyla hizmet veren dershanelere, gösterdikleri yüksek performans ve sundukları eğitim öğretim hizmeti ile zaman zaman okulu da aşan bir teveccüh gösterildiği gerçektir. Ancak işini çok iyi yapan bu kurumları “Okula alternatif oluyor.” diyerek kapatmayı düşünmek yerine buralardaki birikimden yararlanmak ve teşvik etmek gerekmektedir.Aksi takdirde öğrencilerin eğitime erişimini yaygınlaştıran,  okul dışı zamanlarını kontrollü bir şekilde geçirmesini sağlayan dershaneler yerine bu talebi kaçak, kontrolsüz, merdiven altı oluşumların karşılayacağı kesindir. Bu durumun ortaya çıkaracağı maddi ve manevi sıkıntılar ise çok büyük olacaktır.

Dershaneler, birkaç istisna dışında, öğretmenler tarafından az sermayeyle kurulmuş, yoğun emekle çalışan, kârlılığı oldukça düşük küçük işletmelerdir. Bu kurumların okul gibi çok daha büyük sermaye isteyen yatırımları yapması zor hatta mümkün değildir. Zaten süreç içinde bu sermaye birikimine ulaşanlar okul açmaktadırlar.

Özel dershane dernekleri ÖZ-DE-BİR, GÜVENDER, TÖDER olarak bu konuda söyleyecek çok sözümüz vardır, yapacak çok hizmetimiz olacaktır. Başından beri yasal statüleriyle milli eğitim sistemimiz içinde yer alan dershanelerin kurucuları olarak biz de ülkemizin yararını, menfaatlerini, eğitimimize faydalı olanı her şeyin önünde tuttuk, tutarız.  Özel dershaneler konusunun sektörle, eğitim yöneticileriyle tartışılması biliyoruz ki ülkemizin ve herkesin yararına uygun yeni seçenekler sağlayacaktır. Bu konuda başta Sayın Başbakanımız olmak üzere konuya taraf yöneticilerimizin kapılarını kapamayacaklarına inanıyoruz.

Saygıyla kamuoyuna duyururuz.

21.09.2012

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.