banner

Anayasa Mahkemesi’nden 4+4+4 açıklaması




Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran ve kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen kanunun iptali istemiyle açılan davanın reddiyle ilgili bir açıklama yaptı

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran ve kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen kanunun iptali istemiyle açılan davanın reddiyle ilgili, ''Kanunda çok tartışılan yaşla ilgili bölüm de reddedildi. Biz işin anayasal boyutuyla ilgilendik. Anayasal sorun ya da anayasal adalet açısından herhangi bir sorun gözükmediğine, oybirliğiyle reddine karar verdik'' dedi.

Kılıç, Anayasa Mahkemesi'nde bireysel başvuru konusunda bilgi vermek üzere gazetelerin Ankara temsilcileriyle bir araya geldi.

CHP'nin 2008-2009 Mali denetimine ilişkin soruları yanıtlayan Kılıç, Siyasi Partiler Kanunu'nda 2010 yılında yapılan değişiklikle partilerin artık rahatladığını, ancak 2010 yılına kadar olan aşamada eski sıkıntıların devam ettiğini söyledi. 2010 yılından sonra mali denetim konusunda biraz daha rahat olunacağını ifade eden Kılıç, ''Bazı şeyleri artık bundan sonra 'Evet bu bir siyasi partinin, siyasi hareketinin bir devamı, sonucu, ona uygun, ona katkı veren bir faaliyeti' diye yorumlayıp bunları artık görmemezlikten geleceğiz. Ama 2010 yılına kadar maalesef Siyasi Partiler Kanunu böyle bir imkanı vermiyordu. Artık 2010'dan sonra bu tür şeyler çok fazla olmayacak'' dedi.

Siyasi parti mali denetimlerinde dikkat ettikleri konuları anlatan Kılıç, siyasi partilerden yaptıkları harcamalara, görevlendirmelere ilişkin belge istediklerini, ancak siyasi partilerin bu konuda özensiz davrandıklarını ifade etti.

Kılıç, şunları söyledi:

''Bir siyasi parti milletvekili veya yetkilisi, herhangi bir ile giderken uçak bileti alıyor ve biletini kendi adına kestiriyor. Denetim yapılırken biz o siyasi partinin bir faaliyet için mi yoksa şahsı için mi gittiğini bilemiyoruz. Davalarla ilgili avukatlar zamanında bazı yükümlülüklerini yerine getirmiyor. Bundan dolayı da bazı cezalar çıkıyor. Bunlar partinin görevini yerine getirmemesi, ihmal etmesinden kaynaklanıyor.

Losyonundan, traş bıçaklarından tutun nereye kadar yani özel birtakım kendisinin harcaması gereken şeylerin tamamını siyasi parti bütçesinden ödendiğini görüyorsunuz ki bu tabii kabul edilemez bir şey. Bunun siyasi faaliyetle hiçbir ilgisi yok. Bizim için önemli olan devlet tarafından yapılmış yardımın, gerekse vatandaşlardan toplanan üyelik aidatının siyasi amaçlarına uygun şekilde harcanmış olması. Bizi ilgilendiren orası.

Siyasi parti, 'şu kişi şurada görevlendirilmiştir' diye belge göndermezse yapılan harcamaların kendi adına mı parti adına mı olup olmadığını ayırt edemiyoruz.''

Kılıç, yeni yapılan düzenlemeyle siyasi parti denetimlerinin artık Sayıştay tarafından yapılacağını, ancak son kararın Anayasa Mahkemesi'nce verileceğini belirtti.

Asker kişilerin yargılanması

Başkan Kılıç, dün askeri mahkemeden gelen bir başvuruyu da karara bağladıklarını belirterek, başvuruda, askeri teşkilatta çalışan sivil memurların asker sayılacağına ilişkin kuralın iptalinin istendiğini ifade ederek, ''Biz bu kuralı iptal ettik. Bundan sonra askerin içinde çalışan sivil memurlar artık sivildir ve bu kişilerin gerek görevleriyle gerekse şahıslarıyla ilgili bütün fiiller, eylemler, suçlar artık sivil mahkemelerde görülecek'' dedi.

Anayasa'nın 145. maddesinde yapılan değişiklikle artık sivillerin sivil yargıda yargılanması gerektiğini vurgulayan Kılıç, bu kapsama artık askeri teşkilat içindeki sivil memurların da dahil olduğu sonucuna vardıklarını kaydetti.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) de bu konuda, bu yönde verdiği kararlar bulunduğunu anımsatan Kılıç, Anayasa Mahkemesi'nin de AİHM'in bu kararları doğrultusunda ve Anayasa'nın 145. maddesinde yapılan değişiklik uyarınca bu kararı verdiğini söyledi.

4+4+4'ün reddi

Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran ve kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen kanunun iptali istemiyle açılan davayı da dün karara bağladıklarını hatırlatan Kılıç, şöyle devam etti:

''6287 sayılı Kanun'da çok tartışılan yaşla ilgili, ilköğretim dönemiyle ilgili olan 6 yaş konusunda 'Çok küçüktü, çok büyüktü, sonu 14 müydü, 13 müydü' gibi tartışmalarla ilgili bölüm de reddedildi. Orada herhangi bir sorun gözükmedi. Bizim için anayasal bir sorun yok. Ama bazı uygulamayla ilgili eleştiriler var ki kamuoyunda yapılan eleştirilerin çok büyük bir bölümü anayasal sorundan, anayasal adaletten ziyade biraz daha uygulamaya dönük eleştirilerdi. Onlar bizi çok fazla ilgilendirmedi. Biz işin anayasal boyutuyla ilgilendik. Anayasal sorun ya da anayasal adalet açısından herhangi bir sorun gözükmediğine, oybirliğiyle reddine karar verdik. Seçmeli derslerle ilgili olan bölüm de oy çokluğuyla, yani iki arkadaşımızın muhalefeti, 15 arkadaşımızın onayıyla anayasaya aykırı görülmedi.''

Seçmeli derslerle ilgili bölümün anayasanın laiklik ilkesine aykırılık iddiasıyla mahkeme önüne getirildiğini belirten Kılıç, ''O anlamda laiklik ilkesine aykırı olmadığı konusunda 15 arkadaşımın görüşü yoğunlaştı. Sadece seçmeli Kuran-ı Kerim ve Hz. Peygamberin hayatı bölümüyle ilgili'' dedi.

Kılıç, kanunun iptal isteminin reddine ilişkin gerekçeleri çok ayrıntılı şekilde yazacaklarını bildirdi.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.