Logo

Meclis’te 4+4+4 kavgası yeniden alevlendi

Kategori: Gündem
Perşembe, 18 Ekim 2012 14:12 tarihinde oluşturuldu



CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter, 1997'de 581 imam hatip ortaokulunun kapatıldığını ifade ederek, ''4+4+4 sonrası bin 141 imam hatip ortaokulu açıldı. Bu bir eğitim politikası değil, ideolojik tavırdır'' dedi.

Serter, düzenlediği basın toplantısında, ''4+4+4 eğitim sisteminin birinci ayını'' değerlendirdi.

Projeksiyon eşliğinde, Milli Eğitim Bakanlığı'ndan elde ettiği verileri aktaran Serter, toplam okullar içinde 10 bin 413 okulda, okulların yüzde 33'ünde birleştirilmiş sınıflarda eğitim yapıldığını söyledi. Serter, yüksek olan bu orandan utanç duyması gereken Milli Eğitim Bakanlığı'nın, birleştirilmiş sınıflarda eğitim yapmanın doğru, çocukların yararına olduğuna dair makaleler yayımladığını belirtti.

Taşımalı eğitimin, öğrenci, aile ve devlet açısından külfet olduğunu ifade eden Serter, traktörün arkasında yer alan öğrencilerin bulunduğu bir fotoğraf gösterdi.

4+4+4 uygulamasından sonra, ilk ve ortaokullarda, aynı binada eğitim oranının yüzde 35 olduğunu ifade eden Serter, ''2011-2012'de birinci sınıflara kesin kayıt sayısı 1 milyon 285 bindi. Bu yıl, e kayıt sistemi doğrultusunda yaş grubu itibariyle kayıt yaptırması gereken öğrenci sayı 2 milyon 313 bin 888. Kesin kayıt ise 1 milyon 758 bindir. 555 bin 888 öğrenciye ne oldu- Bakan, rapor alıp okula kayıt yaptırmayan öğrenci oranının yüzde 3 olduğunu söylüyor. Ancak bu oranın, yüzde 24 olduğunu görüyoruz'' diye konuştu.

Serter, 2012-2013'te ilkokuldaki öğrenci sayısının 473 bin artmasına rağmen okul sayısının azaldığını; 2000'de 35 bin olan ilköğretim okul sayısının, 27 bin 922'ye düştüğünü vurguladı.

Seçmeli dersleri kim seçiyor

''Seçmeli dersleri kim seçiyor-'' diye soran Serter, ''Veli ve okul yöneticileri seçiyor. Velinin seçmesi bile son derece çağdışı ama şu anda müdürler zorla seçtiriyor, yönlendiriyor, 'ders açamayız, öğretmenimiz yok' diyor, öğrenciler ağırlıklı olarak din modülüne yönlendiriliyor'' görüşünü savundu.

60-83 aylık çocukların, aynı sınıfta eğitim yaptıklarını anlatan Serter, küçük yaş grubunda öğrenci sayısı azınlıktaysa, bunu yok sayma mecburiyetinde bırakan öğretmen trajedisiyle karşı karşıya olduklarını savundu.

Riskli okullarda ders yapılıyor

Serter, Diyarbakır Bismil'de, 2010'da yıkım kararı alınan bir okulda, çatı onarımının ardından 600 öğrencinin okuduğunu iddia etti.

Kütüphanelerin, laboratuvarların, sığınakların derslik yapıldığını ifade eden Serter, eğitimde fırsat eşitsizliğinin kapılarının açıldığını öne sürdü. Serter, imam hatip okullarında sadece birinci sınıflarına öğrenci alındığını, yüzde 75'in boş olduğunu kaydederek, ''1997'de 581 imam hatip ortaokulu kapatıldı, 4+4+4 sonrası bin 141 imam hatip ortaokulu açıldı. Bu bir eğitim politikası değil, ideolojik tavır, rövanş alma politikası, çocuklarımız üzerinden AKP'nin siyaset yapma modelidir. 4+4+4 eğitim modeli iflas etmiştir. Bu iflasla yetinmeyenler, hükümete yaranmak uğruna okullarımızın ismini değiştirip, yeni okul isimleriyle mesaj iletmektedir. Başbakan'a çağrı yapıyorum; bu uygulamayı durdursun. Annesinin ismini yaşatmak istiyorsa ekonomik durumu iyi, hemen bir ilköğretim okulu yaptırsın, annesinin ismini versin'' diye konuştu.

Ders kitaplarında ayrımcılık ifadesi

BDP Mardin Milletvekili Erol Dora, Milli Eğitim Bakanlığı'nın bastığı ortaöğretim Tarih ders kitabında Süryani ve Ermeniler'e yönelik ayrımcı ve hakaret dolu ifadelere yer verildiğini ileri sürerek, bu ifadelerin kitaplardan çıkarılmasını istedi.

Dora, düzenlediği basın toplantısında, ortaöğretim 10. sınıflar için hazırlanan Tarih ders kitabının insan haklarına aykırı şekilde yazıldığını iddia etti.

Kitabın 67 ve 68. sayfalarında Süryanilerin Osmanlı zamanında vatan hainliği yaptığı iddialarının yer aldığını ifade eden Dora, aynı kitabın 215. sayfasında da Ermeniler için benzer sözlerin kullanıldığını söyledi.

Dora, bu tarz ifadelerin gençlerin Süryaniler ve Ermeniler hakkındaki düşüncelerini etkileyeceğini belirterek, ''Birlikte yaşamanın zeminini ortadan kaldıran çağdışı ifadelerin acilen kitaptan çıkarılması gerekmektedir'' dedi.

Dora, ''Sayın Başbakan, 'Müslümanların Masumiyeti' filmine gelen tepkiler üzerine hükümetin nefret suçuna yönelik olarak harekete geçeceğini, gerekli yasal düzenlemelerin yapılacağını kamuoyuyla paylaşmıştır. O halde soruyorum, kitapta geçen ifadeler nefret söylemi değil midir-'' diye konuştu.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ile daha önce yaptığı görüşmede hakaret içeren ifadelerin müfredattan çıkarılması için harekete geçileceği bilgisi aldığını ancak çıkarılmadığını söyleyen Dora, ''Sayın Bakanı buradan bir kez daha göreve çağırıyorum. Çocukların ve gençlerin önyargılarla dolu bir dünyada büyümemeleri için Sayın Bakan'ın da üzerine düşen sorumluluğu yerine getireceğini inanıyorum" dedi.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.