Logo

Yunus’a sansür insanlık suçu

Kategori: Gündem
Pazar, 23 Aralık 2012 10:06 tarihinde oluşturuldu



Milliyet Gazetesi Yazarı Mehmet Tezkan’da bugünkü köşesinde Talim Terbiye Kurulu’nun ders kitaplarındaki ‘Yunus Emre Şiiri’nin ‘Cennet Cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri, İsteyene ver sen onu, bana seni gerek seni’ bölümünü kitaptan çıkarmasını eleştirdi. İşte o yazı…

Günlük, gereksiz itiş kakış arasında kaynadı gitti diyeceğim ama doğru olmaz..

Üzerinde duran gazeteler, yazarlar oldu..

Pas geçilmedi, hafife alınmadı.. İkinci planda kaldı desem daha doğru olur.. Ben de hatalıyım.. Sıcağı sıcağına ele almalıydım, çok büyük bir olaydı..

Çok büyük bir rezaletti..

*

Türkiye muhafazakarlaşıyor mu, zaten muhafazakar mıydı tartışmasına son noktayı koydu..

Ne mi oldu?

Talim Terbiye Kurulu, Yunus Emre’nin bir şiirini sansürledi.. 700 yıl sonra.. 13. yüzyılın ortalarında yazılan şiir 21. yüzyılın başlarında sansürlendi..

Kurul, bir kıtasını attırdı..

O kıta kitabın o sayfasına sığmamış olabilir mi?

Uzun geldiği için atıldığı..

Gülmeyin..

Eski teknoloji olsa olurdu.. Örneği yaşandı..

*

(Yeri gelmişken isim vermeden anlatayım.. 1980’li yılların başında Cumhuriyet gazetesi tipo baskı yapıyordu.. Yani yazılar kurşuna diziliyor, sayfaların üzerinden kalıp alınarak baskıya hazırlanıyordu..

Her satır kurşundan..

Kültür-Sanat sayfasında ünlü bir şairimizin şiiri yayımlanacak.. Her mısrası bir satır dizildi, ama gel gör ki; sayfa teknesine sığmadı.. İki kurşun satırı uzun geldi..

Sayfayı bağlamak lazım, baskı bekliyor.. Şiirin iki satırı atıldı.. Şiir sayfaya oturtuldu..

Ertesi gün kıyamet koptu tabii..

Özür üstüne özür..

Bu dediğim 30 yıl önceydi..)

*

Şimdi Yunus Emre’nin 13. yüzyılda yazdığı şiir kısaltılıyor kıyamet kopmuyor.. Bırakın kıyameti kimse umursamıyor..

Özür dileyeceklerine, teknik hata diyeceklerine (Ki bilgisayar teknolojisinde teknik hata olmaz. Yukarıdaki örneği bu sebeple verdim) bakanlık üste çıkmaya çalışıyor.. Özür dileyeceklerine Yunus Emre’yi niye sansürlediniz diyenleri suçluyor..

Neymiş..

Şiirden beklenen kazanımlar söz konusu eksik haliyle de sağlanmış..

Vay vay vay..

Bu ne demek ya!..

Özrü kabahatinden büyük..

Memleketin eğitimini idare edenler, bir şiire bakıyor, bu dizeler fazla diye atıyor, atabiliyor!.. Bunlar olmasa da olur diye..

Feci!..

Türkiye’nin muhafazakarlaştırılmasının belgesi.. Görünen o ki; 4+4+4 sistemiyle getirilen yeni düzenin Yunus Emre’ye bile tahammülü yok..

700 yıl önce söylediklerini sakıncalı buluyor, makaslıyor..

Şiiri hatırlayalım mı?

*

Aşkın aldı benden beni, bana seni gerek seni

Ben yanarım dün ü günü, bana seni gerek seni

*

Ne varlığa sevinirim, ne yokluğa yerinirim

Aşkın ile avunurum, bana seni gerek seni

*

Aşkın aşıkları öldürür, aşk denizine daldırır

Tecelli ile doldurur, bana seni gerek seni

*

Aşkın şarabından içem, Mecnun olup dağa düşem

Sensin dün ü gün endişem, bana seni gerek seni

*

Sofilere sohbet gerek, Ahilere Ahret gerek

Mecnunlara Leyli gerek, bana seni gerek seni

*

Eğer beni öldüreler, külüm göke savuralar

Toprağım anda çağıra, bana seni gerek seni

*

Cennet Cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri

İsteyene ver sen onu, bana seni gerek seni

*

Yunus’dürür benim adım, gün geçtikçe artar odum

İki cihanda maksudum, bana seni gerek seni

*

Anlaşılan Talim Terbiye; Yunus Emre’nin cennet cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri sözlerini terbiyesiz bulmuş olacak ki şiirin içinden atıvermiş..

Kültür suçu işlemiş diyeceğim ama hafif kaçar..

Resmen insanlık suçu..

(NOT: İşin daha da vahimi çocuklarımız Yunus Emre’nin bu dizelerini sansürleyen Talim Terbiye’ye emanet.. Şunu da belirteyim bu başlangıç, gerisi gelecek)

Suçlu bulundu: Kar 

Yerel olsun merkezi olsun bu iktidar anlayışının bir özelliği var..

Savunma sistemi diyebilirim..

Bütün olumsuzluklara, bütün başarısızlıklara mutlaka kendileri dışında bir sorumlu buluyorlar..

İktidar bu işi iyi yaptı.. 10 yıl boyunca işi mutlak hakimiyeti altında olmayan kurumları suçlayarak götürdü.. 2002 öncesiyle kıyas yaptı..

*

Yerel yönetimler de aynı yöntemi izledi.. Ama bazıları vardı ki; neredeyse 20 yıldır iktidarda; onlar yüzünden diyecek halleri yok.. İstanbul Belediyesi de bunlardan biri..

Her kar yağışında çuvallıyor.. İstanbul’u felç ediyor..

Geçen gün de böyle oldu.. Belediye çıkıp özür dileyeceğine, metrobüs yolunu tuzlamayı bile unuttuklarını kabul edeceğine yine işin içinden sıyrılmaya kalktı..

*

Belediye Başkanı ekranlara çıkıp kar bir gün önce geldi, bu yüzden dedi..

Ben de pes dedim..

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.