banner

Yeni müfredata göre, öğretmen-öğrenci ilişkileri




Yeni müfredata göre, öğretmen-öğrenci ilişkileri, karşılıklı sevgi ve saygıya dayanmalıdır. Öğrenci velisinin, öğrenciyi öğretmenine teslim ederken “Hocam, eti senin, kemiği benim. İstediğini yapabilirsin” anlayışından uzak durulmalı, “Hocam, Öğrenciniz sizin öz kızınız ya da oğlunuzdur. Kendi çocuklarınıza nasıl davranıyorsanız, öyle eğitmelisin. Dövmeyiniz, sövmeyiniz. Çocuğum size emanettir. Emanete hıyanetlik yapmayınız.” demelidir. Öğretmen bir rehber, öğrenci ise gösterilen yolda ilerlemesini bilen kişidir. Öğretmen zorlaştırmayan ve nefret ettirmeyendir. En zor konuları bile kolaylaştıran ve sevdiren kişidir.

Öğretmen saygıyı ve saygınlığını öğretir. Öğrenci ise, saygın olmayı öğrenir. Toplumda sevecen, canlı ve yararlı bir birey olur. Öğretmen, sevgi aşılar. Öğrenci ise, sevmeyi öğrenir. Arkadaşını, dostunu, bireyleri ve toplumları, vatanını, milletini ve hatta dünya insanlığını ve diğer canlıları sever. Onların haklarını savunur. En önemlisi, toplumda “incinmemeyi, incitmemeyi” öğrenir.

Okul İçi Öğretmen-Öğrenci İlişkisi

Öğretmen, model insandır. Öğrencisine çok iyi bir model olmalıdır. Öğrencinin örnek alacağı yegâne insandır. Bu nedenle okul içinde ve dışında daima hareketlerini kontrol etmeli ve model insan olmalıdır. Öğretmen, sakin olmalı, telaşlanmamalı ve mümkün olduğu kadar sinirlenmemelidir. Her zaman soğukkanlı olmalı ve aşırı duygularını göstermemelidir. Öğretmen önyargılı ve yanlı olmamalıdır. Bütün öğrencilere eşit davranmalı ve cinsiyet ayırımı yapmamalıdır. Öğretmen gerçek duygularını denetlemeli ve öğrencilere göstermemelidir. Dışarıdaki sorunlarını, okula taşımamalıdır.

Öğrenci, model insan olmaya adaydır. Bu nedenle, model insanı kendine örnek almalıdır. Öğrenci, öğretmenine karşı daima saygılı olmalıdır. Öğretmenine karşı ön yargılı olmamalı, ad veya lakap takmamalıdır. Onun tecrübelerinden yararlanmasını bilmelidir. Öğretmeni ve Arkadaşları ile ilişkilerinde ölçülü olmalı, ayrım yapmamalıdır. Dışarıdaki sorunlarını okula getirmemelidir.

Öğretmenin birinci görevi eğitmek ve öğretmektir. İkinci görevi planlama yapmak, yönetme ve yürütme görevini de yürütür. Bunları yaparken alanındaki tüm gelişmeleri takip eder. Konu alanı ile ilgili bilgi ve teknoloji alanında yeni çığırlar açar. Aynı zamanda edindiği bilgi ve tecrübeleri öğrencilerine aktarır. Onları geleceğe hazırlar. Öğrencinin birinci görevi öğrenmedir. Öğretmeninin planlama ve yürütme işlerinde kolaylık sağlamalıdır. Öğretmenini tam bir rehber olarak görmelidir. Dünyadaki gelişmelerden haberdar olmalı ve araştırmacı ruhu taşımalıdır. 

Okulda, sorunu olan bir öğrenciye öğretmeni tarafından ilgi gösterilmemesi, onları arkadaşlık kurmaktan soyutlayacağı gibi aile üyelerini de okulla işbirliği yapmaktan uzaklaştıracaktır. Öğretmen, sürekli  kendilerine güvenebileceklerini hissettirmeli ve onlara sürekli geri bildirimde bulunacaktırlar. Okulda kendini güven içinde hisseden öğrenci, öğretmeni, okul yönetimi ve arkadaşları ile işbirliği yapabilir. Öğretmen, nesnel kararlar verebilme, kibarlık, duyarlılık, mizah, duygudaşlık, zor şartlarda öğretebilme becerilerine sahip olmalıdır. Dostluk, insanların birbirlerini iyi tanımaya çalışmaları, özel sırlarını saklayabilmeleri, birbirlerinin dertlerini dinleyip gidermeye kılavuzluk etmeleridir

Öğrenci, bir sorunu olduğunda rahatlıkla öğretmeni ile paylaşmalı ve birlikte çözüm aramalıdır. Öğretmenine güvenmelidir. İşbirliğine ve grup çalışmasına etkin bir biçimde katılmalıdır. Dostluk, arkadaşlık, sırdaşlık, kibarlık kavramlarını iyi öğrenmelidir. Sevinçlerinde ve üzüntülerinde paylaşmasını bilmelidirler.

[1] Prof. Dr. Ramazan ÖZEY, Marmara Üniversitesi, Atatürk Eğitim Fakültesi Dekanı, Göztepe Kampüsü, Kadıköy-İSTANBUL

Sınıfta Öğretmen-Öğrenci İlişkisi

Öğretmen iyi bir planlayıcıdır. Dersin işleniş planını hazırlar ve uygulamaya geçirir. Öğretmen, sınıfta öğrencilere bilgi, beceri, tutum kazandırmanın yanında, onlara sevgi, saygı, mutluluk, hoşgörü, bağlılık, arkadaşlık, iyi geçinme, disiplin, düzen gibi kavramları da kazandırmalıdır. Sınıfta sürekli ve etkili bir eğitim-öğretim verebilmek için öğretim yöntemlerinde esneklik gereklidir. Öğretmen ders işlerken güç anlarda sınıfın havasına bakarak ders işlemeli ve kullanacakları öğretim yöntemini belirlemelidirler.

Öğrenci, öğretmenini, arkadaşlarını ve dersini sevmelidir. Daima disiplin kurallarına göre hareket etmelidir. Arkadaşlarıyla iyi geçinmeli, sevgi, saygı ve hoşgörü kavramlarını iyi öğrenmelidir. Sınıfta ders ortamına katılmalıdır. Kendini dersin akışına bırakmalıdır. Öğrenci, sınıf ortamında tembel, yaramaz, yalan söyleyen, kopya çeken, birbirlerini aşağılayan, sürekli birbirlerinden şikayetçi olan, kavgacı, çalışmadan sınıf geçmek isteyen bir yapıda olmamalıdır.

Öğretmen bütün öğrencileri aynı ölçüde ve eşit olarak davranmalıdır.  Her zaman gözde öğrenciler seçmemeli ve bunu öğrencilerine hissettirmemelidir. Öğretmen coşkulu, uyarıcı ve özgür bir öğretim ortamı yaratır, ama yine de bu ortamı her zaman düzenli tutar. Öğretmen her şeyden önce tutarlıdır. Değişmez, unutmaz, çok neşeli ya da asık suratlı değildir ve hata yapmaz. Öğretmen her sorunun cevabını bilir. Öğretmen, öğrencilerin birbirlerine destek olur. Kendi duyguları, değer yargıları ve inançlarından etkilenmeden, öğrencilerine karşı sorumludur. Öğretmen,  iyi, anlayışlı, bilgili, kusursuz olmalıdır. Başka bir deyişle öğretmenlerden ermiş olmaları beklenmektedir. Öğrencilerle ilişkileri iyi olmadığı zaman, en iyi öğretim tekniklerinin bile yararsız olduğunu göreceklerdir. Öğretmenler, öğrencileri ile iyi ilişkiler kurduklarında, rolden role geçmelerine, sert davranmalarına, adeta şaklabanlık yapmalarına,  insanüstü ve erdemli kişiliklere bürünmelerine gerek yoktur. Öğretmen olduğu gibi görünmelidir. Göründüğü gibi de olmalıdır. 

Öğrenci, diğer arkadaşların da düşünmelidir. Sınıfta kendisini de diğer arkadaşları kadar ve eşit mesafede birer birey olduğunu kabul etmelidir. Sınıftaki derse katılımı ve diğer arkadaşlarıyla ilşkileri eşit düzeyde olmalıdır. Sınıf, bir aile ortamı olmalı ve sevgi, saygı ölçüsünde, derslerini takip etmelidir. Öğretmen dostça davranmalıdır. Bunun için, öğrencilerini sevmeli, etkili iletişim kurmalı, işbirliğini sağlamalı ve sınıfta güven ortamı oluşturmalıdır. Öğretmen, emir vermemeli, gözdağı vermemeli, ahlak dersi vermemelidir. Onun yerine kendisi ahlakta örnek olmalıdır. Öğretmen nutuk çekmemeli, eleştirmemeli, suçlamamalı, öğrencisine ad takmamalı ve alay etmemelidir. Öğrencilerine “Tembel çocuk, Hovarda Çocuk, Haylaz Çocuk” gibi sözcüklerle çağırmamalıdır. 

Öğrenci, dostluk ilişkisinin sınırlarını zorlamamalı, saygıda kusur etmemelidir. Arkadaşlarıyla işbirliği yapmalıdır. Derslerde, güven esasına dayalı, not korkusu olmadan derslere katılmalıdır. Not korkusu olduğunda, ders öğrenilmez. Sadece iyi not alma düşüncesi doğar. Öğretmenine, “Sıfır İsmet, Kel Mahmut, Kokoreç Kazım, Badanacı Sait, Aksak Timur, Pamuk Dede” gibi lakaplar takmamalıdır.

Öğretmen konumundaki eğitimcinin, öğrencilerin gözleri önünde, bir şeyin yapılış şeklini göstermesi ya da bir varsayımı kanıtlamak, bir ilkeyi doğrulamak amacıyla yaptığı her türlü faaliyete gösteri yöntemi denir. Bu yöntem, değişik olgu ve olayları, göstererek anlatmak, açıklamak ve ispat etmek demektir. Öğretmenin alan bilgisi, becerileri ve öğrencilerle olan ilişkisi öğrenme düzeyinin belirlenmesinde etkilidir. Yine dersinde öğrenme olayının gerçekleşmesi için öğretmenin nitelikleri ve uygulanan öğretim yöntemleri önemlidir. Öğretiminde anlatım, soru-cevap, problem çözme, gösteri, iş ve deney yöntemleri sıkça kullanılır. Öğretmen, bir rehberdir ve yol göstericidir. Öğretmen olayları, önce öğrencilere yorumlatmalı sonra kendisi yorumlamalı, analiz etmelidir. Soru sormalı ve cevabını birlikte değerlendirmelidir. Olayların sonucunu söylemeli, bunun sebeplerini sormalıdır. Ya da sebebini söylemeli, sonucunu sormalıdır. Öğrenci, soru sormasını, problem çözmesini öğrenmelidir. Öğretmenin gösterdiği yolda ilerlemelidir. Sebepten sonuç, sonuçtan sebep çıkarmasını bilmeli ve düşünen, konuşan, anlayan bir birey olmalıdır.

Öğretmen, öğrenci becerilerin kazanmasında yardımcı olur. Ekip çalışmasını, paylaşmasını bilmesini öğretir. Öğrenciye model olur, öğrenme sürecindeki gelişmeleri ölçer ve değerlendirir. Değerlendirme aşamasında, öğrencinin kopya çekmesine fırsat vermez. Değerlendirme sorularını daha ziyade yoruma dayalı hazırlar. Öğrenci, öğrenme becerilerini kazanır. Ekip çalışması yapar. Sınavlarda kopya çekmez. Yorumlarını kendine özgü yapar. Yeni müfredattaki yaklaşımı iyi kavrar.

Öğretmen kaynaklara (Ansiklopedi, dergi, kitap, istatistik, internet gibi kaynaklara) nasıl ulaşılacağını göstermeli ve öğrenci de kolayca ulaşmalıdır. Öğrenci, bulduğu kaynaklardaki ham bilgileri, bilgiye nasıl dönüştüreceğini bilmelidir. Öğretimde deney, herhangi bir olay veya varlığı meydana getiren ilişkilerin daha iyi kavranması amacıyla kullanılan bir yöntemdir. Deneysel yöntemin amaçları: bilimsel bir gerçeği gözlemek veya göstermek; bir varsayımı ispatlamak; bilimsel bir yasayı doğrulamak veya tekrar oluşturmaktır Olayların oluşumu ve değişimini gözlemlemek için, deney yapmak gerekmektedir. Öğretmen öncelikle deney yapmanın ipuçlarını vermelidir. Öğrenci ise deneyi yapmalıdır. Sonuçlarını öğretmeni ile birlikte yorumlamalıdır. Deney sonuçları ise bir ürün dosyasında saklanmalıdır. 

Okul dışında Öğretmen-Öğrenci İlişkisi

Öğretmen ile öğrenci, okul dışında karşılaştıklarında ise, öğretmen öğrencisine büyük bir sevgi, hoşgörü, dost ve arkadaşça davranmalıdır. Okul dışında ders konuşulmamalı ve ders ile ilgili öğrencisinin sorusu olursa kısaca cevap vermelidir. Öğrenci de, belirli saygı ölçüsünde, sevgi ve dostluğunu göstermelidir. Cevabı uzun sorular sormamalıdır. Öğretmen, öğrencisini ailesi ile ilişkileri daima canlı olmalıdır. Aileler, öğrencilerin sorunlarını, öğretmenle paylaşmalıdırlar. Sorunlar, paylaşıldıkça azalır ve yok olur.

Öğretmen, bir ana veya babadır. Öğrencisi ise, onun evladıdır. Öğretmen Öğrenci ilişkisi, Ana-baba ile evladı arasındaki ilişkiler gibi olmalıdır. Öğretmenlik ve öğrencilikte, sevgi, dostluk, hoşgörü ve samimiyet, bir ders saati değil, bir ömür boyu süreni ve kalıcı olanıdır. Hatta yaşlandığında, öğretmenler gününde, evine gidip öğretmeninin elini öpmesi ve hal ve hatırını sorması, insanlığın en üst erdemlerindendir. 

Sonuç

Yeni yaklaşımda, öğretmen bir rehber, öğrenci ise gösterilen yolda ilerlemesini bilen kişidir. Öğretmen zorlaştırmayan ve nefret ettirmeyendir. En zor konuları bile kolaylaştıran ve sevdiren kişidir.

Öğretmen saygıyı ve saygınlığını öğretir. Öğrenci ise, saygın olmayı öğrenir. Toplumda sevecen, canlı ve yararlı bir birey olur. Öğretmen, sevgi aşılar. Öğrenci ise, sevmeyi öğrenir.  Arkadaşını, dostunu, bireyleri ve toplumları, vatanını, milletini ve hatta dünya insanlığını ve diğer canlıları sever. Onların haklarını savunur. Kısacası öğretmen “adam gibi adam” olmalı ve her bir öğrencisini de öyle yetiştirmelidir.

Yararlanılan Kaynaklar

AKGÜL Münire, (2004), “Yaratıcı Müziksel Düşünce”, Eğitim Araştırmaları Dergisi, Sayı:14, Anı Yayıncılık, s. 41-47, Ankara.

ATAMAN Ayşegül, (1992), “Eğitim Sürecinde Yaratıcılık”, Yaratıcılık ve Eğitim, TED Yayınları, No:17, Ankara.

ÇINKIR Şakir, (2004), “Okullarda Etkili Öğretmen-Öğrenci İlişkisinin Yönetimi.” Milli Eğitim Dergisi, Sayı 161, Ankara

GORDON Thomas, (1993),  Etkili Öğretmenlik Eğitimi. Sistem Yayıncılık, İstanbul.

JACOBSAN Linda Olson, (2000), Student-Teacher Relationships. Community College Review, Vol.28 Issue 1. p 49-67.

KARCH, R.R. ve ESTABROOKE, E.C., (1963), Öğretim Teknikleri (Çev.: İbrahim Paro ve İbrahim Yurt), Ankara: MEB Yayınları, s. 48-54.

KÜÇÜKAHMET Leyla, (2006), Öğretim İlke ve Yöntemleri. Nobel Yayın Dağıtım, Ankara.

SÖNMEZ, V., (1992), “Yaratıcı Okul, Öğretmen, Öğrenci”, Yaratıcılık ve Eğitim, TED Yayınları, No:17, Ankara.

SÜNBÜL Ali Murat (2008), Yaratıcılık ve Birey.  Eğitime yeni bakışlar, Eğitim Akademi Yayınları, s. 239-264, Konya.

TIBERIUS R.G., BILLSON J.M (1991), The Why of Teacher/Student Relationships. http://www.Podnetwork.org.

YILMAZ Hasan, (1995), “Öğrenme Psikolojisinin Bulguları Işığı Altında Öğretim Sürecinde Daha Etkili Olma Yolları” Millî Eğitim, Sayı 128, , Ankara.

Prof.Dr. Ramazan Özey

Marmara Üniversitesi, Atatürk Eğitim Fakültesi Dekanı

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.