banner

Bir gün daha geçip gitti




Bir daha geri gelmemek üzere düşünüyorum, yine düşünüyorum. Acaba dünyada yaşayan insanlardan kaçı bugünü doyasıya yaşadı. Kaçı başını gökyüzüne çevirip ve çevresini gözleyerek mevsimler arasındaki farkı yaşadı. Acaba kimler karıncaların çalışmasını inceledi. Kim bilir kaç kişi grup halinde göç eden leylekleri fark etti. Onlarla birlikte sıcak memleketlerin hayalini kurdu.

Öyle bir yaşamın içine girdik ki geçen bu güzel günlerin farkında değiliz. Zaman geliyor tespih tanesi gibi arka arkaya dizili günler birbiri ardına bitip gidiyor.

Sabah kahvaltısı, sonra iş derken biraz sevinç, biraz telaş ve bolca bir başkasının kuyusunu kazma oyunları ve derken yine akşam oluyor.

İnsanlarla alay eden bir teknoloji ürünü olan TV’nin karşısına geçiyoruz. Koltuk üzerinde kimlerin neler yaptığını gösteren programları izlemek ve sonra yine uyku. Ne için? Ertesi gün aynı şeyleri yaşamak için.

Hayat böyle devam ederken; iç organlarımız yıpranıyor, dış görünüşümüz bozuluyor, bakışlarımız değişiyor ve her geçen gün biraz daha sonuca yaklaşıyoruz.

Güneşe, çiçeğe, böceğe, dağa, taşa yani doğaya aldırmadan bize verilmiş olan bu yaşamı mahvedip duruyoruz.

Ey insanoğlu artık kendini tanı!

İnsanoğlu kendini tanıyabilse, yaşamın ne kadar sınırlı olduğunu bilse bir çok sorun çözülecek aslında. Ama kontrolsüz hırs denen şey buna imkan vermiyor. Bizler şu kalıplardan kurtulamadık; Benim param, benim iktidarım, benim koltuğum, benim başarım, ben, ben ve yine ben.

Evrenin ölçeğinde bir kelebeğin ömrü kadar bile ömrü olmayan insan yaşamını böyle gerginliklerle ziyan etmeye değer mi? Düşünelim.

Bir parça alçakgönüllülük, hırsları biraz kontrol altına alabilmek, biraz sevgi, biraz güven dünyayı cennete çevirmeye yetmez mi? Düşünelim.

Ama ne yazık ki biz bunları unuttuk. Mutluluğumuzu başkalarının felaketi ya da yanlışları üzerine kurmaya çalışıyoruz. Böyle kurulan yaşamlar, mutluluklar sonunda ne kadar yükselirse, büyürse o kadar artıyor mutsuzluğumuz.

Sevgili dostlarım,

Bu söylediklerimin hepsi ülkemizde uygulanan negatif modelli eğitim öğretim politikasından kaynaklanmaktadır. Daha önceki yazımda doğru veriler doğru sonuçlar getirir demiştim, iyi insan, iyi ortam, iyi aileler, iyi toplum… İyileri yakalamak için yaşamın kurallarını da içine alacak pozitif bir eğitim öğretim sistemi uygulamalıyız.

Unutmayalım biz gideceğiz, dünya kalacak. Kızılderililerin sıkça kullandığı bir sözle konuşmamı bitirmek istiyorum.

Dünya insanoğluna ait değil, insanoğlu dünyaya aittir.

Yusuf Tavukçuoğlu - Türkiye Özel Okullar Birliği Eş Başkanı

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.