Logo

Son 10 yılda özel okullara giden öğrenci sayısı yüzde100 arttı

Kategori: EĞİTİM VE REHBERLİK MAKALELERİ
Cuma, 13 Haziran 2014 10:27 tarihinde oluşturuldu



Son 10 yılda özel okullara giden öğrenci sayısı yüzde100 arttı

Geçen on yıllık sürede, ülkemizin ekonomik, sosyal, kültürel, sağlık, haberleşme, ulaşım ve yerleşim gibi alanlarda ciddi değişim ve gelişim gösterdiği açıktır. Milli gelirimizdeki artış, ekonomideki büyüme, büyüme hızımız ve değerlendirme kuruluşlarının derecelendirmeleri de bu gelişimi ortaya koymaktadır. Hiç şüphesiz bu büyüme ve gelişme günlük hayatımızın tümüne ve eğitim sistemimize de etki etmiştir. Bu büyüme ve değişimden aldığı payın yanında, Milli Eğitim alanında da ciddi değişiklikler planlanmış ve bir kısmı hayata geçirilmiştir. Doğası itibarıyla eğitim sonuçları belli bir süre geçtikten sonra alınabilecek bir alandır. Bu açıdan yaşanan değişimin hem genel eğitim sistemi hem de özel okullarda verilen eğitim açısından elde edilen sonuçları diğer sayılan alanlarda izlenen değişim kadar net görülememektedir.

Geçen on yıllık sürecin ilk beş yılına bakıldığında, okullaşma oranlarının artırılması, kız öğrencilerin okula gitmesinin sağlanması, okul terk sayılarının azaltılması, okulların fiziki yapılarının geliştirilmesi, özellikle bilişim ve iletişim teknolojilerinden daha fazla yararlanılması anlamında ciddi yapısal iyileştirilmeler sağlanmıştır.

İkinci beş yıllık dönemde Milli Eğitim Teşkilat yapısında değişiklikler yapılarak, dinamik bir yapı oluşturulmaya ve uzmanlaşmaya ağırlık verilmesine yönelme hedeflenmiştir. Yine bu dönemde 4+4+4 sistemi dediğimiz eğitimde kademelerin değiştirilmesi hayata geçmiştir. Bu değişiklik zaten özel okulların kısmen ve gayri resmi olarak uygulamakta olduğu bir sistem olduğundan kolaylıkla intibak sağladığımız ve eğitim açısından gayet olumlu bulduğumuz bir yaklaşımdır. Bu dönemin en önemli başlıklarından biri de hiç şüphesiz Fatih Projesidir. Tam anlamıyla hayata geçirildiğinde ve bu projenin en önemli kısmı olarak düşündüğümüz öğretmen eğitimleri tamamlandığında tüm dünyanın kıskanacağı bir proje olacağı açıktır. Bize göre bu projenin, gelecekte eğitimle ilgili tarih yazılırken çok önemli bir yer almasına neden olacak özelliği, Türkiye’nin her köşesindeki çocuklarımızın dünya ile iletişim kurabileceği teknolojik alt yapıya ve eşit zenginleştirilmiş içeriğe sahip olması imkanıdır.

Bu on yıllık süreç incelendiğinde dünyada da tüm taşlar yerinden oynamıştır. Bugün en çok tercih edilen meslekler sıralandığında yarısı 10 yıl önce var olmayan mesleklerdi. Bu nedenle sadece Türkiye değil tüm dünya eğitim alanında kalıpları kırmaya ve yeni arayışlara girmeye mecbur olmuştur. Bu açıdan bakıldığında uzaktan eğitim, klasik anlamda eğitimin yerine alamayacak ancak bu eğitim içinde ciddi yer tutacak, bu eğitimin paydaşı ve en büyük yardımcısı olacak bir yeniliktir. Gerek Bakanlığın gerekse özel okulculuğun bu alana ciddi mesai harcaması ve bu zorunlu değişime hazır olması gerekmektedir.

Bu saydığımız hususlar dışında ülke olarak yerine getirmemiz gereken ödevlerimiz bulunmaktadır. İlköğretim olarak okullaşma oranı hemen hemen tamamlanmıştır ancak ortaöğretimde okullaşma oranı % 80’lere yaklaşmıştır. Okullaşma süratle tamamlanarak okullar arasındaki fiziki kalite farklarının giderilmesine geçilmelidir. Ülke olarak öğretmen yetiştirme konusundaki eksiklerimiz veya hatalarımız ortadan kaldırılmalı yüksek öğrenimde öğretmen eğitimi politikaları gelişen dünya koşullarına göre güncellenmelidir.

En büyük zenginliğimiz olan genç nüfus fazlalığımız ne yazık ki problem olarak karşımızda durmaktadır. Bu nedenle gerekirse ek fonlar oluşturularak okullar arasındaki kalite farkları minimuma indirilmeli ve kademeler arası geçişlerin eğitim üzerinde yarattığı baskı ortadan kaldırılmalıdır.

Aslında sadece son on yılda değil son elli yılda kademeler arası geçişin yarattığı sorun ülkemizin en büyük sorunudur. Belirttiğimiz gibi genç nüfusumuz fazla ancak talep gören kaliteli okulumuz azdır. Bu nedenle kaliteli okullara girebilmek için ortaya çıkan amansız yarış doğal eğitim süreçlerini baskılamakta ek eğitim veya sınav hazırlığı ihtiyacı doğmakta ve bugün Türkiye  “dershane dönüşümü” gibi ciddi gündem maddeleri ile karşılaşmaktadır.

Bu nedenle ek fonlardan belki ek vergilerden veya bağış kampanyalarından söz edilmeli projeler yapılmalı ve okullar arasındaki kalite farkları acilen giderilmelidir. Doğal ve doğru olan, en iyi okulun öğrencinin evine en yakın okul olduğu gerçeğidir.

Son on yıla özel okulculuk açısından bakıldığında, değişim ve gelişime paralel olarak, ekonomi iyileşmiş, milli gelir artmış ve bunun sonucu olarak özel okullara yönelen veli sayısı artmıştır. Bu on yıl içinde özel okullara giden öğrenci sayısı % 100 artarak özel okullaşma oranı % 2’lerden, % 4’lere ulaşmıştır. Özel okullar ücretsiz resmi okullarla rekabet edebilmek amacı ile dünyadaki değişimleri ve özellikle teknolojik alanındaki gelişimleri günü gününe izlemekte ve olumlu gelişimleri ülkemize kazandırmaktadır. Ekonomik iyileşmeler ve özel okullara olan talebin artması, büyük yatırımcıların, yerli ve yabancı fonların bu alana özenmesine ve hatta girmesine neden olmuştur. Ancak bilinen ve yaşanan bir gerçek özel okulculuk alanının çok karlı bir alan olmadığı ve eğitimin son derece kişiye özel bir olgu olduğu gerçeğidir. Bu nedenle özellikle son bir yılda alanı inceleyen büyük yatırımcılar bu sektöre yatırım yapmaktan vazgeçmektedir. Kontenjan boşlukları ve dershane dönüşümü sonucu açılacak özel okulların da sektörde sıkıntılara neden olması beklenmelidir. Bu nedenle devlet ve STK’lar olarak bu başarılı sektörün zarar görmemesi için tedbirler alınmalıdır.

Bu on yılda basının katkı ve yönlendirmeleri de sektörümüz açısından çok değerlidir. Bu anlamda basın sektörünün, eğitim alanında yer alan unsurlarından biri olan Artı Eğitim Dergisi’nin onuncu yılını kutluyor ve nice on yıllar diliyoruz.

Cem Gülan

Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği

Yönetim Kurulu Eş Başkanı

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.