Logo

Mimarlık hayalinden holdingin zirvesine: Güler Sabancı

Kategori: Öne Çıkanlar
Pazar, 01 Nisan 2012 12:04 tarihinde oluşturuldu



Türkiye’nin en büyük holdinglerinden birinin yöneticisi, birçok kadının örnek aldığı bir iş kadını Güler Sabancı… ‘Dünyanın En Güçlü Kadını’ listelerinde hep üst sıralarda yer alan Sabancı, başarılarla dolu kariyerine rağmen her daim elden bırakmadığı alçakgönüllülüğü ile de takdirleri topluyor. Erkekler dünyasında yetişen bir kadın olmasına karşın ailesinden ‘Sen kızsın, yapamazsın’ sözünü bir kez bile duymadığını söyleyen Sabancı, “Güç kelimesini sevmiyorum. Başarılı bir kadınım ama bunu da tek başıma yapmadım” diyor.

guler_sabanciO gerçekten güçlü bir kadın… ‘Türkiye’nin önder, Anadolu’nun süper kadını’, ‘Yönetici, ‘Sanat Hamisi’ ve ‘Öncü’ gibi birçok sıfatı adının önüne ekleyen Güler Sabancı, erkeklerin egemen olduğu iş dünyasında koskoca bir holdingi yönetiyor. Türkiye’de ve dünyada birçok kadını etkileyen Sabancı, kendisi güç kelimesinden pek haz etmese de, kariyeri, yaşama bakış açısı ve azmi ile bu unvanı fazlasıyla hak ediyor.
Güler Sabancı’nın hayat hikâyesi Yüksel ve İlhan Sabancı çiftinin ilk çocuğu olarak 1955 yılında Adana’da başlıyor. Hem ailesinin hem de onu çok etkileyen dedesi Hacı Ömer Sabancı’nın ilk göz ağrısı. Onu kendisine gelmiş bir hediye olarak gören dedesinin yanında büyüdüğünü söyleyen Sabancı o günlere dönüyor: “Büyükbabam Hacı Ömer Sabancı, sıfırdan başlayarak adını taşıyan şirketler grubunun temelini atmıştı. Güçlü bir insandı. Gücü de sadece kendinden gelirdi. Sıfırdan başlamıştı. Pamuk işçiliğinden pamuk sanayiciliğine geçmiş olmaktan çok gurur duyardı. Altı oğlu vardı, ama hiç kızı olmamıştı. Cinsiyetler arasındaki ayrılık elbette önemliydi ama benim durumumda böyle olmadı. Tersine büyükbabam ve amcalarım beni her zaman yüreklendirmişti. Bir kez olsun ‘Sen kızsın, yapamazsın’ diyen olmadı…” 12 yaşına dedesini kaybedene kadar hiç yanından ayrılmadığını anlatan Sabancı, daha küçük yaşlarda dedesi ile yaptığı fabrika ziyaretlerinin ilerideki iş yaşamını çok etkilediğini belirtiyor.

İÇ MİMARLIK HAYALLERİNDEN HOLDİNG YÖNETİMİNE…  
Ortaöğretimini TED Ankara Koleji’nde, üniversite eğitimini ise Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nde tamamlayan Sabancı aslında başlarda iç mimarlık eğitimi almak istediğini aktarıyor. Bu hevesinden onu vazgeçiren ise hayatındaki bir başka önemli figür olan amcası Sakıp Sabancı… Şöyle anlatıyor bu konuya ilişkin anısını Sabancı; “Lise çağlarında her gencin başında kavak yelleri eser. Ben de bir ara iç mimar olmaya heveslendim. Zannediyorum en küçük amcamın evi için gelip giden mimarlardan etkilendim. Sakıp Amcam’a ‘İç mimari okuyacağım’ dedim. O hiçbir zaman hayır demez, güzellikle ikna ederdi. Bana ‘Tabii neden olmasın. Ama imkanın var, kendi evlerin olur onları yaparsın’ dedi. Ondan sonra bir daha tereddüdüm olmadı. Boğaziçi Üniversitesi’nde işletme okurken çalışmaya başladım.”
Üniversite okurken okul çıkışlarında gittiği Lassa’nın iş hayatındaki ilk durağı olduğunu ileten Sabancı, ilk yıllarda asgari ücretle çalıştığını söylüyor. Sabancı, 14 yıl KORSA’da genel müdürlük yaptığını, ardından 1997’de Sabancı Holding Lastik ve Takviye Malzemeleri Grup Başkanı olduğunu, Mayıs 2004’te de Holdingin başına geçtiğini belirtiyor. İş hayatını bir ava, yöneticileri de avcıya benzeten Güler Sabancı, “Oyununuza karar verirsiniz, donanımınızı hazırlarsınız, dışarı çıkarsınız ve avlanırsınız. Benim için iş hayatı budur” diyor.

AKADEMİK VE SOSYAL KONULARLA DA İLGİLİ
İş dünyasının yanı sıra akademik ve sosyal konularda da faal olan Güler Sabancı, 1996 yılında kuruluşunu gerçekleştirdiği Sabancı Üniversitesi’nin faaliyete geçişinden bu yana Mütevelli Heyeti Başkanlığı’nı ve 2004 yılından bu yana Hacı Ömer Sabancı Vakfı’nın (Sabancı Vakfı) Mütevelli Heyeti Başkanlığı’nı sürdürüyor. “Amcalarım benden üniversiteyi kurmamı istediler. ‘Bir üniversite kurmak ve sürekli geliştirmek geleceğe dair bir projedir, gelecek senin gibi gençlerin’ dediler. Sorumluluğu bana verdiler” diyen Sabancı, bu taleplerinin onların ileri görüşlülüğünü gösterdiğini ifade ediyor.
guler_sabanci1Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin de ilk kadın Yönetim Kurulu Üyesi olan Güler Sabancı, ayrıca küresel iş dünyasının en itibarlı üç kurumu olan Uluslararası Kriz Grubu’nun Mütevelli Heyeti Üyesi, International Business Council’in ilk Türk üyesi ve European Round Table of Industrialists’in ilk kadın üyesi.”
“KIZLARIMIZIN OKUMA HAKKI HER ŞEYİN ÖNÜNDE OLMALI”
Güler Sabancı, kadınların iş hayatına daha çok katılması gerektiğini her fırsatta dile getiriyor. “Kadınlarımızın ve kız çocuklarımızın insan hakları ve eğitim hakları konusu, çok önemli ve üstünde durmamız gereken bir konu” diyen Sabancı, kızların üniversitede okuma haklarının her şeyin önünde olduğuna inanıyor.
Güler Sabancı, kadınların sahip olduğu daha az risk alma, empati yapabilme gibi özelliklerin iş dünyasında işe yaradığını düşünüyor. İş dünyasında kadınların avantajlı olduğunun altını çizen Sabancı şu değerlendirmeyi yapıyor: “Bu gibi özelliklerde kadınlar doğuştan avantajlıdır. Çünkü, daha çok kadınlara ait özellikler olarak addedilen işbirliği, uzlaşma, empati ve daha az risk alma gibi özellikler, kriz sonrası döneminde çok faydalıdır. Daha az risk almak demek, gelişime, ilerlemeye tamamen kapalı olmak anlamına gelmez. Kadınlar acele etmez. Düşünürler, değerlendirirler, empati kurarlar ve ancak ondan sonra harekete geçerler. Daha az agresiftirler ama daha çok işbirlikçidirler. Daha az rekabetçidirler ama ortaklığa daha çok önem verirler. Daha az güç odaklıdırlar ama daha çok grup çalışmasına yakındırlar. Bazıları Lehman Brothers, Lehman Sisters olsaydı kriz olmayabilirdi diyorlar.”
Güler Sabancı, dünyanın en fakir 10 insanından 6’sının kadın ve kız çocuğu, dünyadaki parlamenterlerin yüzde 16’sından daha azının kadın olduğuna, okula gitmeyen çocukların üçte ikisini kız çocuklarının oluşturduğuna, “dünyadaki işlerin yüzde 66’sı kadınlar tarafından yapılırken”, küresel gelirin yalnızca yüzde 10’unu ve küresel refahın yüzde 1’ini kadınların aldığına işaret ediyor.
GÜLER SABANCI’NIN BİLİNMEYENLERİ
- Koleksiyoner belgesi var, 25 yıldır Selçuklu eserleri topluyor.
- İspanya Kralı 1.Juan Carlos tarafından, İspanya’nın en önemli liyakat nişanı olan “Encomienda de Numero” ile ödüllendirildi.
- Orta, lise ve üniversitede tenis oynamış, uzun yıllar dansa gitmiş.
- Biyografi kitapları okumayı seviyor. En çok Steve Jobs’ın biyografisini okumuş ve çok etkilenmiş.
- Salzburg Müzik Festivali ve Art Basel’i kaçırmıyor.
- En büyük hobilerinden biri şarap tadımı.

Güler Sabancı: “Ben, büyükannem tarafından cesaretlendirildim. Büyükannemin 6 oğlu vardı, kızı yoktu. Küçük bir çocukken büyükannemin nasıl idare ettiğini gözlemledim. Farklılıkları idare etmek, yönetmek, sadece kadını, erkeği ya da farklı kültürleri yönetmek değildir. Her kişi farklıdır, dolayısıyla önemli olan hep birlikte bir şeyler yaratabilmektedir.”

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.