banner

Sınıf atlatılan ben, mezun olunca puf diye söndüm




Yıldız Kenter adı, 60 yıldır Türkiye’de tiyatroyla özdeşleşmiş bir isim. 20 yaşından beri sahnedeki usta duruşuyla kendisini gören herkesi büyüleyen Kenter, şimdiye kadar sayısız oyunda rol aldı, yüzlerce öğrenci yetiştirdi. “Ben her rolde hep kendimi oynarım. Bir parça zayıfım, bir parça güçlü; bir parça korkağım, bir parça cesur” diyen Kenter, fark edilme merakının insanı rezil de vezir de edebileceğini söylüyor.
yildiz_kenter81 yıldır dünya, 62 yıldır da tiyatro sahnesinde olan, her oynadığı karakterde kendinden bir parça bulan bir isim Yıldız Kenter… “İçimde sanki bin kişi var” diyen Türk tiyatrosunun kilometre taşlarından olan Kenter’in tek bir hedefi var: Ölene kadar tiyatro sahnesinde olmak…  
Ömrünü tiyatroya adayan Yıldız Kenter 11 Ekim 1928, İstanbul doğumlu. Asıl adı Ayşe Yıldız… Annesi İngiliz Olga Cynthia  (T.C: vatandaşı olduktan sonra adı Nadide Kenter olarak değişti) ve babası Türk diplomatı Ahmet Naci Kenter… Yoksul ama mutlu bir çocukluk geçirdiğini söyleyen Yıldız Kenter o günleri dönüyor: “Babam Lozan Konferansı’nda İsmet İnönü’nün özel kalem müdürlüğünü yapmış, iyi paralar kazanabilecek parlak bir diplomattı. Ancak bir İngiliz’le evlendiği için Dışişlerindeki görevinden ayrılmak zorunda kaldı. Benim doğduğum yıllar, yoksulluğumuzun dibe vurduğu yıllardı...”
Tiyatroyla yolu ilk kez Ankara Çocuk Kulübü’nde kesişen Kenter, Ankara Devlet Konservatuarı’nı sınıf atlayarak bitiriyor. Ankara Devlet Tiyatrosu’nda tam olarak 12 Aralık 1948’de Shakespeare’in ‘On İkinci Gece’si ile profesyonel oyunculuğa adım attığını söyleyen Kenter, sahneyle ilk buluşmasını şöyle anlatıyor: “O günü hiç unutamıyorum. Okuldan balon gibi şişirilerek sahneye çıktım. Sınıf atlatılan ben, mezun olunca da bir iğne yedim ve puf diye söndüm. Shakespeare’in ‘On İkinci Gece’ adlı oyununda Olivia’yı canlandırıyordum. ‘Çok güzel fakat ağzını açmasın’ dediler benim için. Sesimi beğenmediler yani. Tavus kuşuna benzettiler hatta... O da güzel ve görkemlidir ama sesi pek fenadır ya… Sonra alıştılar gerçi. Şimdi güzel bulan bile var.”

EN BÜYÜK PİŞMANLIĞI BABASININ YANINDA OLAMAYIŞI
yildiz_kenterArdından ‘Rockefeller’ bursu ile Amerika’ya gidip oyunculuk üzerine çalışmalar yapmaya başladığını belirten Kenter’in o gurbetteyken babası vefat ediyor. Babasının yanında olamayışını en büyük pişmanlığı olarak ifade eden Kenter sözlerine şöyle devam ediyor: “Rockefeller bursuyla Amerika’ya gidecektim. Gitmeden önceki akşam, babamla kavga ettik. İçkisi yüzünden. ‘Birkaç sene yokum. Arkadaşlarımı veda yemeğine çağırmak istiyorum. Ne olur bu akşam içmesen baba’ dedim. Acayip sinirlendi. ‘Cehennemin dibine kadar yolun var. Git, gelmez ol. Gelecek olursan da beni bulma inşallah’ dedi. Bu sözler kıymık gibi battı yüreğime. Kavgalı ayrıldık. Ama sonra güzel bir mektup yazdı: ‘Aklım orada diyorsun, yüreğim buruk. Af diliyorsun sonra da. Anam suratlı kızım, sen de biliyorsun ki, af dilemesi gereken benim. Diliyorum da nitekim. Ama ne olmuş yani, bağırdık, çağırdık, attık içimizdeki pisliği, arındık. Bitti.’ Ne yazık ki canım babam, bu mektubu yazdıktan sonra öldü. Çok gençti, 61 yaşında. Yanında olamadığım için çok pişmanlık duydum.”

ÖDÜLLER PEŞİ SIRA GELİYOR
Sonraki yıllarında ABD'de ve İngiltere'de, ‘Değişen eğitim metodları’, ‘Oyunculuk metodları’ üstüne çalışan Kenter, 1962'de Tiyatroda Yılın Kadını seçildiğini ve Sovyetler Birliği, Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Almanya, Hollanda, Danimarka, Kanada, Yugoslavya ve Kıbrıs’ta İngilizce ve Türkçe oyunlar sergilediğini anımsatıyor. Sinema oyuncusu olarak üç kez ‘Altın Portakal’ ödülüne de layık görülen Kenter, 1959’da Devlet Tiyatrosu’ndan ayrılıyor. Muhsin Ertuğrul ile bir yıl çalışan Kenter, ardından kardeşi Müşfik Kenter ve eşi Şükran Güngör ile Kent Oyuncuları Topluluğunu kuruyor. 1981’de Devlet Sanatçısı unvanına layık görülen Kenter 1984'de Roma kentinde İtalyan Kültür Birliği’nce verilen, ‘Adalaide Ristori Ödülü’ne sahip oluyor. 1989'da Korsika-Bastia film festivalinde, ‘Hanım’ filmindeki rolüyle en iyi kadın oyuncu ödülünü alıyor ve 1991'de sanat hizmetlerinden dolayı, uluslararası Lions Klübü’nün ‘Melvin Jones Ödülü’ne layık görülüyor. 1994'de ‘Konken Partisi’ oyunundaki Fonsla rolüyle, ‘Olağanüstü Yorum Ödülü’nü kazandığını aktaran Kenter, Finlandiya Kadın Kuruluşu tarafından, ‘Yüzyılın En Başarılı Yüz Kadınından Biri’ olarak ödüllendirildiğini gururla anlatıyor.
OYNADIKÇA HAYATIM ÇOĞALIYOR

Martı, Maria Callas, Salıncakta İki Kişi, kendi hayatını anlattığı Hep Aşk Vardı, Mikado’nun Çöpleri, Harold ve Maude, 18 Anadolu kadınını tasvir ettiği Ben Anadolu Yıldız Kenter’in rol aldığı ve akla ilk gelen oyunlar. Oyunculuk alışkanlık yaptığını ve insanı rahatlattığını düşünen Kenter, “Ağladıktan sonra hissettiğiniz tuhaf hafiflik gibi. Oyunculuğun mistik bir yönü var. Arınır, kendinizi tanır, içinizde bir güç hissedersiniz. Oynadıkça hayatınız katlanır, çoğalır. Her rol rahatlatır, mutlu eder insanı. Her seferinde başka bir tarafınızı fark eder, kendinizi biraz daha tanırsınız. Ve inanın bu vazgeçilmez bir şeydir” diye konuşuyor.  

BİR ELMANIN YARISI BENİM, YARISI SEYİRCİLERİM
“Ne yaparsam yapayım bunu birisiyle paylaşmazsam çok güzel, çok tam olmuyor. Ben elmanın yarısıyım. Diğer yarısını tamamlamak gerekiyor. Paylaşmak mecburiyetindeyim. Seyircisiz tiyatro olmaz. Ben önce kendi beğendiğim ve sevdiğim; sonra da seyircinin seveceğini düşündüğüm/sandığım oyunları seçiyorum. Dikkat ettiğim en önemli şey insan. İnsan mı var yoksa kukla mı? Duygusuyla, düşüncesiyle, tavrıyla, bedeniyle herkese benzeyen bir insan var mı sahnede? Önemli olan o. Herkesin, seyrettiğinde kendini bulacağı insandan söz ediyorum.”

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.