banner

Kültür Koleji ile ilgili merak edilenler




Kültür Eğitim Kurumları nasıl doğdu? Okulun tarihçesi ve kuruluş öyküsü ile eğitim olanakları

Kültür Koleji resmi olarak 55 yıllık bir geçmişe sahip. Ancak, bir eğitim girişimi olarak Kültür’ün Türkiye Cumhuriyetindeki varlığı 1930’lara dayanıyor. Kültür Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Ful Akıngüç Över, “Anayasamızda yer alan katılımcılığı desteklemek, düşünce ve inançlara saygı, ana dilin korunması ve dünya dillerinin öğrenimine destek, barışçıl yaklaşım gibi değerlerin tamamı Kültür’ün Cumhuriyet’ten ve Atatürk ilkelerinden kazanımıdır” diye konuşuyor.

Öncelikle Kültür Eğitim Kurumları nasıl doğdu? Okulun tarihçesini ve kuruluş öyküsünü anlatabilir misiniz?

Kültür Koleji resmi olarak 55 yıllık bir geçmişe sahip. Ancak, bir eğitim girişimi olarak Kültür’ün Türkiye Cumhuriyetindeki varlığı 1930’lara dayanıyor. Dedem Halil Akıngüç 1932’de Eskişehir’de açtığı Kültür Dersevi’nden sonra, 1933 yılında Berlin’de hizmet veren mühendislik okulunun Türkiye temsilciliğini alıyor. Bu girişim, Türkiye’de uzaktan öğretimin ilk örneklerinden biri. 30 yılın ardından Kültür, kurucumuz Fahamettin Akıngüç’ün ‘öğrenciye hizmet’ ve ‘eğitimcinin eğitimi’ ilkeleriyle, Türkiye Milli Eğitimi kulvarında yerini alıyor. Bahçelievler’de 3 katlı bir binada kız-erkek 123 öğrenci ve 18 öğretmenle öğretime başlıyor. Bugün ise Kültür Koleji ve Kültür2000 Koleji olmak üzere iki ayrı yerleşkede İstanbul’un merkez noktalarında hizmet veriyoruz. 1997 yılında kurduğumuz İstanbul Kültür Üniversitesi ile de anaokulundan üniversiteye tüm basamakları içeren bir eğitim zinciri olarak hizmetimizi sürdürüyoruz.

Okulun kuruluşundan günümüze gelişimi hakkında bilgi verir misiniz? Bu süreçte hangi çalışmalara ve başarılara imza atıldı?

Kültür, özel okullar ve Türk eğitim tarihinde öncülerin arasında yer alan bir kolej. Rehberlik bürosu, ölçme ve değerlendirme sistemi, eğitimcinin eğitimi merkezi, bilgisayar destekli eğitim aklıma gelen “ilklerden” bazıları… 55 yılda bizim için en büyük eser, eğitimin her kademesini kapsayan bir eğitim kurumları zincirine dönüşmek oldu diyebilirim. ’97 - ‘98 yılında kurduğumuz "Kültür Koleji Eğitim Vakfı” da gelişim öykümüzdeki kilometre taşlarımızdan biri. Vakıfla birlikte anaokulundan üniversiteye her okulumuzun başarı öyküsü de bu noktada kendi içinde ayrılıyor. Örneğin Kültür Lisesi öğrencileri, iki yabancı dil, fen, anadil, spor ve sanat alanında zengin bir donanımla mezun olurlar. ‘92-‘93 öğretim yılında kurduğumuz Kültür Fen Lisesi ise hedefleriyle, vizyonuyla kendi başına Kültür tarihi içinde bir başarı öyküsü. Fen-Matematik yönü güçlü öğrenciler için kurulan Kültür Fen Lisesi yalnız üniversiteye girişte değil, ulusal ve uluslararası projelerde de üstün başarılarıyla gurur kaynağımız. 21. Yüzyıl dünyasının insanlarını yetiştirmek ilkesiyle, bir prestij okulu olarak tasarladığımız Kültür2000 de, kurumlarımız arasında bir başarı örneğidir. Anaokulundan lise ve fen lisesine kadar tüm kademelerinde yüksek akademik performans, çok dillilik, çoklu zeka, karakter eğitimi, portfolyo değerlendirmesi ve evrenselliği temel alan Kültür2000’i 1998 yılında kurduk. Bugün anaokulu, ilkokulu, ortaokul, lise ve fen lisesi olmak üzere Kültür2000 Büyükçekmece Hadımköy’de eğitim hizmeti veriyor.

Sonuç olarak okullarımızın başarılarını maddeler halinde vermek elbette ki mümkün. Ancak eğitim alanında başarının, diğer sektörlerden farklı olduğunu düşünüyorum. Örneğin, biz öğrencilerimize salt bilgi sunmuyoruz. Özsaygı, özgüven, liderlik, sosyal duyarlılık, ülke ve dünya vatandaşı olma bilincini, 55 yıldır aynı heyecanla kazandırmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla bugün çocuklarını hatta torunlarını bize emanet eden mezunlarımız da başarımızın ve gelişimimizin bir sembolüdür.

Kültür Eğitim Kurumları eğitimde nasıl bir misyon üstleniyor? Uyguladığınız eğitim anlayışınızın temelini hangi değerler oluşturuyor? Bu değerleri öğrencilerinize nasıl aktarıyorsunuz?

Kültür, önce “insan” sonra “birey” yetiştirmeye odaklanan bir kurum. “İnsan” yönü dikkate alınmadan “birey” yetiştirmenin mümkün olmadığını biliyoruz. Eğitim anlayışımızı ve misyonumuzu tanımlayan en önemli referansımız ise 29 başlıktan oluşan Kültür Anayasası. Öğrencilerimizi düşünsel-duygusal-bedensel açıdan bir bütün olarak en üst düzeyde geliştirmek; onları çağdaş değerlerle donatmak, üst eğitim kurumuna ve yaşama hazırlamak anayasamızın ilk maddesi. Bununla birlikte anayasamızda her madde birbirini tamamlayıcı niteliktedir. Örneğin Kültür’lü çağdaştır. Evrenseldir. Evrensellik, bir diğer ilkemiz olan çok yönlü bakışı gerektirir. Çok yönlü bakış ise anayasamızdaki bir diğer değerimizi üretkenliği geliştirir. Değerlerimizin öğrencilerimize aktarımına gelince… Bu, öğrenciyi yaşama, yaşamı sınıfa taşıyarak başarılabilecek bir konu. Kültür Koleji’nin en büyük farkı değerlerin yaşam deneyimiyle aktarımıdır. Bu da kurumun öğrenen bir örgüt olması, öğretmenlerin bilgi aktaran kişiler olmayıp, sürekli kendilerini geliştirmeleri ile çocuklara rehber olmaları, öğrenmeyi kalıcı ve anlamlı hale getiren eğitim ortamları sunmaları ile mümkün olmaktadır.

Bu yıl Cumhuriyet’in 91. yılı kutlanıyor. Bu çerçevede Kültür Eğitim Kurumları Cumhuriyet’in değerlerini eğitim sisteminde nasıl yaşatıyor? Bunları öğrencilerine nasıl aktarıyor?

Eğitimde “Kültür”; Kültür Dersevi ve Berlin’deki mühendislik okulunun Türkiye temsilciliğini de hesaba kattığımızda, Türkiye Cumhuriyetinin 81 yılına tanıklık etti. Anayasamızda yer alan katılımcılığı desteklemek, düşünce ve inançlara saygı, ana dilin korunması ve dünya dillerinin öğrenimine destek, barışçıl yaklaşım gibi değerlerin tamamı Kültür’ün Cumhuriyet’ten ve Atatürk ilkelerinden kazanımıdır. Cumhuriyet değerlerini nasıl aktardığımıza gelince… Hiçbir değerin, salt anlatımla kazanılmayacağını düşünüyorum. Bence bir duyguyu, bir değeri kazandırmak, aktarmak istiyorsanız, o değerleri önce sizin içselleştirmiş olmanız gerekir. Bilimsel vizyon, akılcı düşünce, ülke sevgisi, yerel değerlerimize ve tarihimize saygı, Kültür Eğitim Kurumlarının tamamında ve tüm kademelerde içselleştirilmiştir. Değerler aktarımını ise öğrencilerimize Cumhuriyet ilkelerini yaşayarak, tartışarak, düşünerek, analiz ederek göstermeyi ve kazandırmayı sağlayacak bir paylaşım ortamıyla sağlıyoruz.

GELİŞEN VE DEĞİŞEN DÜNYAYI TAKİP ETMEK ZORUNLUDUR

Cumhuriyet’in başlangıcında eğitimde gerçekleştirilen reformların bugüne yansımaları hakkında neler düşünüyorsunuz? Günümüzde eğitimde yaşanan öncelikli sorunlar nelerdir? Neler yapılmalı?

Cumhuriyet reformlarının günümüze yansımasını şu şekilde özetlersek; eşitlikçi, laik yaklaşım bir eğitim reformuydu. Bugün de sıkı sıkıya bağlı kalmamız gerektiğini düşünüyoruz, çünkü bu ilkeler, eğitimin bir hak ve özgürlük olarak korunmasının teminatıdır. Gelişen ve değişen dünyayı takip etmek zorunludur. Zaten Atatürk ilke ve devrimlerine bağlılık dünyadaki gelişimi de en iyi şekilde izlemeyi ve uyarlamayı gerektirir. Her değişimi tehdit olarak algılayan zihniyetle her girişimi radikal değişimlerle ideolojik çizgilere bağlı kalarak tasarlayan düşünce yapısının hem eğitimin hem de gençlerin önündeki en büyük engel olduğunu düşünüyorum.

Günümüzde eğitimde yaşanan sorunlara gelirsek… Bence, bu konuda makro düzeyde önemli sorunlar var. Nitelikli öğretmen yetiştirme konusu bunlardan biri. Gelişmelere ayak uydurabilen, donanımlı, evrensel eğitim ilkelerini sınıfına taşıyabilen öğretmen yetiştirmek konusunda yetersiz kalınıyor. İkinci sorun ise müfredat. K-12 programlarına baktığımızda bazı gelişmeleri olumlu bulduğumu söylemeliyim. Ancak program halâ çok yüklü ve yoğun. Sınav sistemi de eğitimde başlı başına kaygı unsuru. Sınav stresi ve müfredatın yoğunluğu birleşince evrensel uygulamaları okullara taşımak güçleşiyor. Öğrenciler, bilgiyi içselleştirmekten öte yükleniyorlar. Bu süreç, eleştirel düşünme becerilerini de bloke ediyor. Bu becerileri ölçen PISA-TIMMS gibi sınavlardaki performansımız da doğal olarak diğer ülkelerle karşılaştırıldığında alt sıralarda yer alıyor. Ben eğitim alanındaki kronik sorunların domino etkisiyle ilerlediğini düşünüyorum. Örneğin teknolojinin eğitim-öğretimdeki yeri. Bu konunun nitelikli öğretmen yetiştirme sorunuyla da yakından ilgili olduğunu düşünüyorum. Bu başlıkta yapılan stratejik hata ise şu: Hedef-içerik-öğretmen eğitimi-program hazırlamadan teknolojinin kullanıma sunulması. Makro sorunlar kronikleştikçe ise çağı yakalama konusunda çok önemli fırsatları kaçırıyor en önemlisi de zaman ve kaynağı ziyan ediyoruz.

Siz öğrencilik yıllarınızda Cumhuriyet’in etkilerini nasıl yaşadınız? O dönemde okullarda nasıl bir anlayış hakimdi?

Kültür Koleji mezunu olarak şunu söyleyebilirim ki 70’lerde benim bitirdiğim okulla bugün okuyan öğrencilerimiz hala aynı temel değerlerle yetişiyorlar. Benim öğrenciliğimde de bugün de eşitlik, laiklik, aklın aydınlığı eğitimde temel değerimizdir. Cumhuriyet Bayramı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı coşkuyla kutlanır. 10 Kasım Atatürk'ü Anma Günü ve Atatürk Haftası aynı özlem, değerlere sadakat daima ön plandadır.

EN BÜYÜK ARTI DEĞER EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİDİR

Cumhuriyet’in kuruluşuyla birlikte eğitimde gerçekleştirilen devrimleri nasıl değerlendiriyorsunuz? O dönemde getirilen değişikliklerden sizce en önemlileri hangileriydi, neden?

Atatürk yeni, genç ve bağımsız bir ülkenin; Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini atarken eğitime ciddi bir pay verdi. Atatürk’ün bu yaklaşımıyla dünya ülkelerine örnek teşkil eden bir figür olduğunu düşünüyorum. Cumhuriyet’in ve Atatürk’ün Türkiye’ye eğitimde kazandırdığı en büyük artı değer ise bence laiklik ve laikliğin kazanımı olan eğitimde fırsat eşitliğidir. Eğitimin, temel bir hak ve özgürlük olduğu bilincinin yerleşmesi Cumhuriyet’in başarısıdır. Bu bilinç ise eğitimi kişilerin ve ideolojilerin keyfiyetinden çıkarma yolunda atılmış çok büyük bir adımdır.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.