banner

Kültür Temel Liseleri hem yaşama hem de sınava hazırlayacak




Sınava hazırlık sürecinin sadece teknik bilgi ve becerilerin kazanılması ile üstesinden gelinecek bir süreç olmadığını vurgulayan Kültür Temel Liseleri Eğitim ve Rehberlik Direktörü Salim Ünsal, “Artık adayların hem bilgi ve sınav tekniği bakımından, hem de psikolojik olarak bu sınavlara tam ve kapsamlı bir hazırlık yapması gerekiyor. Biz bu süreçte okul olmanın da verdiği avantajla öğrencilerimizin yetenekleri doğrultusunda çeşitli sosyal, kültürel ve sportif etkinliklerle öğrenme ortamını daha katlanılabilir bir yer haline getireceğiz” diyor.

2015-2016 öğretim yılı itibariyle eğitim öğretim faaliyetlerini tüm şubelerinde lise olarak sürdürmeye başlayacak Kültür Temel Liseleri olarak öğrencilerinizi LYS’ye nasıl hazırlayacaksınız? Onlara bu süreçte ne tür programlar uygulayacaksınız?

salim ünsalKültür Temel Liseleri olarak şu an öğrencilerini sadece merkezi sınavlara hazırlayan bir kurum olmak yerine hem sınava, hem de yaşama hazırlayan bir kurum olma yolunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Öğrenciler lise yıllarında henüz kişilik şekillenmesini tamamlamadıkları için bu dönemin onların yaşamındaki yeri ve öneminin bilincindeyiz. Ergenlikten, yetişkinliğe geçiş için kilit öneme sahip bu dönemde gençleri bir taraftan zorlu sınavlara hazırlamak, diğer yandan ise onların kişiliklerini sağlam zeminlere oturtmak için eğitim biliminin inceliklerini hizmetlerine sunmak temel hedefimiz olacak. Yasal müfredatın yanında çeşitli sosyal, kültürel ve sportif etkinliklerle bize emanet edilen gençlerin yaşam becerilerini artırmayı amaçlıyoruz. YGS ve LYS gibi kariyer planı önündeki önemli sınavlara da geçmişten getirdiğimiz deneyimlerle hazırlık eğitimi vereceğiz. Sınavın yapısına uygun olarak soru ve test tekniği bakımından öğrencilerimizi geliştireceğiz. Onların bu tür sınavlarda yüksek puanlar ve iyi sıralar almalarını sağlayacağız.

Öğrencilerinizi kaçıncı sınıftan itibaren LYS hazırlık sürecine dahil edeceksiniz?

Öğrencilerimiz aslında 9. sınıftan itibaren sınav ve test tekniği bakımından sürece dahil edilecekler. 9 ve 10. sınıftaki eğitimimizin ağırlık noktasını öğrencilerimizin kişilik tahlilleri ve öğrenme becerilerinin keşfi oluşturacak. 11. sınıf ise uzmanlaşma alanlarına göre öğrencilere yeteneklerine ve becerilerine uygun bir eğitim programı uygulanacak. 12. sınıf ise okul müfredatı ile birlikte sıkı bir YGS ve LYS eğitimini kapsayacak. Bu sınıf düzeyinde ağırlıklı olarak sınavın tüm karakteristik özellikleri öğrencilerimize kazandırılacak. Sınav müfredatına ilişkin tüm konular yeniden ele alınacak. Test tekniği konusunda kapsamlı çalışmalar yapılacak. Sınav tekniği ve sınav motivasyonu konusunda ise aday öğrencilerimizin becerileri artırılacak. Uygulamalar tüm okullarımızda eşgüdümle yürütülecek. Öğrencilerimiz gerçek sınav koşullarını yaşayarak hazırlık eğitimlerini tamamlayacaklar.

LYS’ye hazırlık sürecinde öğrencilerinizin moral seviyelerini yüksek tutmak ve motivasyonlarını sağlamak için yapacağınız çalışmalar neler olacak?

Sınava hazırlık süreci sadece teknik bilgi ve becerilerin kazanılması ile üstesinden gelinecek bir süreç değil. Artık adayların hem bilgi ve sınav tekniği bakımından, hem de psikolojik olarak bu sınavlara tam ve kapsamlı bir hazırlık yapması gerekiyor. Biz bu süreçte okul olmanın da verdiği avantajla öğrencilerimizin yetenekleri doğrultusunda çeşitli sosyal, kültürel ve sportif etkinliklerle öğrenme ortamını daha katlanılabilir bir yer haline getireceğiz. Öğrencilerimizi haftanın 5 günü sıkı bir eğitime tabi tutarken 6. günü tüm öğrencilerimiz çeşitli sosyal etkinliklerle kendilerini ifade edebilme şansını yakalayacaklar. Böylece hem öğrenmenin tadını hissettirirken, hem de kişisel olarak bir becerilerini sergileme imkanı sunarak bir farkındalık yaratacağız. Sınava hazırlık sürecinin uzun ve meşakkatli bir süreç olduğunu bilen bir anlayıştayız. Sadece sınava yönelik hazırlık yapan sistemler gerçek başarıya ulaştırmakta zorlanıyorlar. Bunu geçmişteki deneyimlerimizle gördük, izledik. Okullarımızın fiziki mekanları sosyal ve kültürel etkinlikler sergileyebilmek için oldukça müsait.

REHBERLİK SERVİSİMİZİ DE ESKİSİNDEN ÇOK DAHA ETKİN BİR GÖREV BEKLİYOR

Rehberlik servisiniz bu süreçte öğrencilerinize ne gibi desteklerde bulunacak? Bahsedebilir misiniz?

Rehberlik servisimizi de eskisinden çok daha etkin bir görev bekliyor. Aslında biz tüm eğitim planımızı eğitim psikolojisi ve rehberlik branşının koordinasyonunda yürüteceğiz. Rehber öğretmenlerimiz bireysel görüşme ve gözlemler, bilimsel test ve anketlerle öğrencilerimizin kişilik özelliklerini, okula ve sınava bakışlarını, geleceğe dair kariyer planlarını tespit edecekler. Bir yandan da her öğrencinin bireysel özelliklerine göre öğrenme stilleri üzerinde çalışma yürütecekler. Sınıfta derse giren öğretmenimiz karşısındaki kitlenin hangi zeka özelliğine sahip olduğunu ve ne tür bir öğrenme stili ile öğrenebileceğini bilerek dersini anlatacak. Böylece her sınıfta, sınıfın karakteristik özelliğine göre farklı eğitim uygulamaları planlanacak. Sonuçta hedefimiz her öğrencimizi aynı başarı noktasına eriştirmek olacak.

OKULLARDA ÖĞRENCİLERE BOL KESEDEN NOT DAĞITIMI YAPILIYOR

Türkiye'deki öğrencilerin TEOG-LYS sınavlarındaki başarı düzeyini de değerlendiren Kültür Temel Liseleri Eğitim ve Rehberlik Direktörü Salim Ünsal, bu sınavlarda ortaya çıkan başarısızlığın nedenlerini şöyle açıklıyor: “Öğrencilerin okul başarıları ile merkezi sınavlardaki başarıları arasında korelatif bir ilişki kurabilmek zor. Okullarımızda uygulanan ölçme değerlendirme ve not dağıtım sistemi ile merkezi sınavlardaki değerlendirme ve puanlama işlemleri arasında uçurumsal farklar olduğunu söylemek yanıltıcı olmaz. Bunu da diploma notları ortalaması ile merkezi sınavlarda ortaya çıkan Türkiye ortalamalarını kıyasladığımızda görüyoruz. Türkiye'deki tüm öğrencilerin lise diploma notları ortalaması 75-82 arasındayken YGS’de 160 soruda 36/40 net ortalamasına ancak erişebilmeleri iki soruyu akla getiriyor. Ya merkezi sınavlarda aday öğrencilere sorulan sorular zor, ya da okullarda öğrencilere bol keseden not dağıtımı yapılıyor. Kişisel olarak ikincisinin daha olası olduğunu düşünüyorum. Çoklu ve küçük ölçekli klasik sınavlarda hem adaylar daha başarılı bir performans ortaya koyabiliyorlar, hem de öğretmenler kanaatlerini değerlendirme ve puanlamaya yansıtıyorlar. Merkezi sınavlarda bilgisayar sisteminin bir kanaat kullanabilme olasılığı olmadığı için de ister istemez bu performanslar düşük çıkıyor. Ancak her şeye rağmen fark bu ölçüde olmamalı.”

2015 yılında uygulanan 3 merkezi sınavda (TEOG-YGS-LYS) testlerin başarı düzeyleri itibariyle önceki yıllara benzer bir tablonun ortaya çıktığını söyleyen Salim Ünsal, TEOG’da genel olarak büyük bir değişim yaşanmadığını, en önemli değişimin YGS ve LYS’de Matematik ve Geometri testlerinde yaşandığını dile getirdi. Adayların daha düşük bir performans ile bu yılı tamamlayabildiğini ifade eden Ünsal, “YGS’de düşük başarı düzeyinde seyreden Türkçe testi, LYS’de Edebiyat ile yeniden bir yükseliş trendine geçmesine rağmen kayda değer bir artışın da yaşanmadığını söylemek mümkün. Merkezi sınavlar bir eleme sınavı olmasına rağmen müfredat ve içerik bakımından adayları daha az zorlayacak sorulardan oluşan bir test haline gelirse yine adaylar üzerinde bıraktığı gerilim ve stres bir miktar azalacak, bu da test ve sınav performansına olumlu bir şekilde yansıyacaktır” diye konuştu.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.