banner

Ülkenin geleceğine yatırım yapmanın yolu eğitimden geçer




İstanbul Gelişim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mesut Güner, ülkenin geleceğine yatırım yapmanın yolunun eğitimden geçtiğini, eğitime ve öğretime katkının insana yatırım için çok önemli olduğunu belirtti

Uluslararası düzeyde eğitim sağlayan, topluma ve bilime yön veren,  öğrencilerin tercih ettiği ve mezunlarının tercih edildiği, bir üniversite olmayı hedeflediklerini söyleyen İstanbul Gelişim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mesut Güner, “Yaklaşık 12 yıldır profesör olarak çalışıyorum. Bu zaman zarfında üç doktora öğrencisi yetiştirdim ve biri yakında profesör olacak. Böylece ben de profesör yetiştirmiş bir öğretim üyesi olmanın gururunu yaşayacağım. Bilim insanı yetiştirmek, çok önemli, bu nedenle öğretim üyelerinin akademik personel yetiştirmeye önem vermesi gerektiğine inanıyorum” diyor.

ÖĞRENCİLERİN TERCİH ETTİĞİ VE MEZUNLARININ TERCİH EDİLDİĞİ BİR ÜNİVERSİTE OLMAYI HEDEFLİYORUZ

Prof. Dr. Mesut Güner, Ağustos 2011 tarihinden itibaren İstanbul Gelişim Üniversitesi Kurucu Rektörü olarak göreve başladı. Kendisiyle kariyerini, geçmişten  İstanbul Gelişim Üniversitesi Rektörlüğü’ne uzanan süreci konuştuk.  

Sizi biraz daha yakından tanıyabilir miyiz?

1967 yılında Malatya’da doğdum.  İstanbul’un Aksaray semtinde bulunan Oruçgazi ilköğretim okulu ve yine aynı semte bulunan  Pertevniyal Lisesi’nde okudum. 1984 yılında İstanbul Teknik Üniversitesinin Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi, Gemi İnşaatı Mühendisliği Bölümünde üniversite hayatıma başladım. Gemi İnşaatı Mühendisliği’ni tercih etmemde denize olan sevgimin, gemiciliğe olan tutkumun çok büyük etkisi olmuştu.

Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği bölümünden mezun oldunuz. Bu bölümü seçerken neler düşünüyordunuz. Bize yaşamınızdan ve  kariyer seçiminize kadar uzanan yoldan bahseder misiniz?

Üniversite sonrasında kısa bir süre gemi dizayn bürosunda çalıştım. Bu süreçte yüksek lisans eğitimime de başlamıştım. Bir gün Milli Eğitim Bakanlığı’nın yüksek lisans ve doktora programları için yurt dışına öğrenci yollayacağına dair bir ilan gördüm ve  başvurdum.  Sınavda başarılı oldum. 1990 yılının Ekim ayında yüksek lisans eğitimime İngiltere’de bulunan Newcastle Üniversitesinde başladım. Yüksek Lisans eğitimimi 1 yıl içinde tamamladıktan sonra  1991 yılında yine aynı üniversitede doktora eğitimime başladım ve 1995 yılında tamamladım.

Doktora çalışmalarıma devam ederken bir yandan çeşitli araştırmalar yaparak kendi mesleki alanımda birçok makale yazma fırsatım oldu. Bu çalışmaları sunmak için birçok ülkeye gittim ve doktora derecemi alıncaya kadar kendimi alanımda geliştirdim. Sürem bitiminde ise ülkeme dönüp hizmet etmeye, bilgi ve deneyimlerimi öğrencilerimle paylaşmaya karar verdim. 1995 yılında Türkiye’ye döndüğümde Yıldız Teknik Üniversitesi’de Yardımcı Doçent olarak göreve başladım. Bu arada aynı yıl askere gittim. Askerlik sırasında doçentlik sınavına girdim ve Gemi Hidromekaniği alanında doçent oldum.  Askerlik görevimi Deniz Harp Okulu’nda asteğmen olarak yaptım. 2001 yılına kadar değişik bilimsel alanlarda çalıştım. Çok farklı projeler gerçekleştirdim. Gemi sanayinin problemlerine destek oldum. Henüz 34 yaşındayken Yıldız Teknik Üniversitesi’nin en genç profesörleri arasında yerimi aldım.

PROFESÖR YETİŞTİRMİŞ BİR ÖĞRETİM ÜYESİ

Peki neden akademi neden rektörlük?

Profesör olduktan sonra akademik çalışmalara devam ettim ve yaklaşık 12 yıldır profesör olarak çalışıyorum. Yine bu zaman zarfında üç doktora öğrencisi yetiştirdim ve biri  yakında profesör olacak. Böylece ben de profesör yetiştirmiş bir öğretim üyesi olmanın gururunu yaşayacağım. Bilim insanı yetiştirmek, ders vermek, araştırma yapmak ve de geleceğe insanları hazırlamak çok önemli. Bu nedenle öğretim üyelerinin akademik personel yetiştirmeye önem vermesi gerektiğine inanıyorum.

2008-2011 yılları arasında YTÜ Rektör yardımcılığı görevini sürdürdünüz. İstanbul Gelişim Üniversitesi’ne rektör olarak göreve geçme süreciniz nasıl gelişti?

2008’de Yıldız Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcılığı görevine getirildim. Bu görev süresince çok güzel işler gerçekleştirdik. Ülkemizde milyonlarca kişi üniversite sınavına giriyor, fakat  bir kısmı üniversitelere yerleşiyor. Kapasite az ve yeni açılan üniversitelerin de kurumsallaşması lazım. Bu açıdan benim yeni kurulacak bir üniversiteye destek vermemin iyi olacağını düşünerek İstanbul Gelişim Üniversitesinde göreve başladım.

İstanbul Gelişim Üniversitesi Şubat 2011’de kuruldu. Aslında 2008 yılında kurulmuş bir Meslek Yüksek Okuluydu. Çeşitli alanlarda olmak üzere toplam 25 tane programda ara eleman yetiştiren bir okuldu. Bugün üniversitemiz  3 fakülte, 1 yüksekokul, 1 meslek yüksekokulu ve 2 enstitü ile eğitim-öğretim faaliyetlerine devam etmektedir.  Güzel Sanatlar Fakültesi, İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, ve Sağlık Bilimleri Yüksekokulu’nda dörtbin üzerinde öğrenciye   hizmet vermekteyiz.  Ayrıca yeni bölümler ile geleceğe hızlı adımlarla gidiyoruz. Kaliteye ve kişisel gelişime son derece önem veriyoruz. Bu yüzden de kurduğumuz öğrenci kulüpleri ve kariyer merkezimizle öğrencilerimize her türlü desteği sağlıyoruz.

YURTDIŞI UFKUNUZU AÇIYOR

Yurtdışı tecrübesinin kazandırdıkları neler?

Yurt dışından döndükten sonra Türkiye’ye daha farklı, daha geniş açıdan bakabiliyorsun.  O yıllarda bazı şeyler yurtdışında bir adım daha önde olabiliyordu ve Türkiye’nin ileride bunu yakalayacağını düşünüyorsunuz ve öngörüyorsunuz.

Yurtdışı eğitimin gerekli olduğunu düşünüyor musunuz?

Bunun yanı sıra yabancı dil sorununuz varsa yurt dışında bulunarak kolayca çözebiliyorsunuz. Ufkunuz açılıyor, kendinize güveniniz geliyor ve daha geniş açıyla bakıyorsunuz. Bu nedenle bütün öğrencilerin kesinlikle okurken veya okullarını tamamladıktan sonra yurtdışında uzun süreli bulunmasını tavsiye ediyorum. En azından okurken Erasmus kapsamında yurt dışına gitmelerini öneririm. Doktora ya da yüksek lisans yapanlarında en az 6 ay yurtdışında araştırma yapmalarını tavsiye ederim. Bunun akademik hayatta faydasını muhakkak göreceklerdir.

PUAN ODAKLI SEÇİM YAPILIYOR

Türkiye’deki eğitim sistemini nasıl buluyorsunuz?

Türkiye’de hep puan odaklı, test odaklı bir seçim yapılıyor. Öğrenci de en yüksek puanlı yeri tercih ediyor. Mezun olunca nerede çalışacağını veya o işi yaparken mutlu olup olmayacağını hiç düşünmüyor. Zevkle yapılan işlerde başarı kendiliğinden gelir ve başarı çalıştığınız kuruluşun yükselmesine, böylece ülkenin gelişmesine yardımcı olur. İşte ben de seçim yapsam, öğrencinin seçtiği mesleğe yeteneği var mı ve bu işi yaparken mutlu olacak mı gibi kriterlere bakardım. Zamanla bizim ülkemizde de merkezi sınavlar kalkacak ama bu ne kadar süre alır onu bilemiyoruz. Kısaca, eğer seçimleri ben yapsaydım benim öğrencimin okuyacağı bölüme ilgisi, merakı, yeteneği olsun isterdim.

Bir rektör nasıl olmalı?

Rektör bir üniversiteye yön verebilmeli, iyi bir ekip oluşturmalı ve o ekiple birlikte hedeflerine doğru yürümelidir. Vakıf üniversitesinde rektör genelde akademik işlerden sorumlu olmaktadır. Devlet üniversitesinde ise her şeyden sorumludur. Bu da vakıf üniversitesindeki rektörlüğün idari yönüyle devlet üniversitesinden farklı olduğunu ortaya koyuyor.

Ülkenin geleceğine yatırım yapmanın yolu eğitimden geçer

Son olarak ülkenin geleceğine yatırım yapmanın yolunun eğitimden geçtiğini vurgulamak isterim.  Eğitime ve öğretime katkı, yani insana yatırım çok önemlidir.  Ülkeye bir çok fiziki yatırım yapılabilir, ama hiç biri eğitime yapılandan daha önemli olamaz. Çünkü eğitimli insan hem kendisine, hem ailesine, hem de topluma her zaman her açıdan fayda sağlayabilmektedir.

Üniversiteler teknoloji ve bilgi toplumuna geçişte öncü rol oynayan, evrensel değerleri ulusal değerlerle bütünleştirerek bireylere sunan en önemli eğitim kurumlarıdır. Bizler bunun bilincinde olarak, özgüvenli, katılımcı, toplumsal değerlere önem veren, bilgiye ulaşmasını bilen, sorgulayan, öğrenmeyi öğrenen, özgür düşünen bireyleri uluslararası standartlarda yetiştirmeyi hedefliyoruz.

Eğitim ve araştırmada çağın gereklerine uygun olarak nitelikli ve evrensel ölçütlerde hizmeti gaye edinmiş olan İstanbul Gelişim Üniversitesi seçkin ve dinamik öğretim kadrosu ile Güzel Sanatlar, İktisadi ve İdari Bilimler, Mühendislik ve Mimarlık alanlarındaki lisans programları ve 25 farklı Meslek Yüksekokulu programı ile hizmet etme gayesinde. Üniversitemiz yalnızca derslerin verildiği bir yer değil, aynı zamanda gerçekleştirdiğimiz sosyal, kültürel ve sanatsal etkinliklerimiz ile de öğrencilerimizi hayata hazırladığımız ve yeni ufuklar kazandırdığımız bir aile ortamı.

PROF. DR. MESUT GÜNER KİMDİR?

Prof.Dr. Mesut Güner ilk ve Orta öğrenimi İstanbul’da tamamladıktan sonra, 1984 yılında Pertevniyal Lisesinden, 1988 yılında ise İstanbul Teknik Üniversitesi, Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesinin Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Aynı yıl İTÜ’de yüksek lisans eğitimi başladı, 1989 yılında ise  Yüksek Lisans ve Doktora yapmak üzere İngiltere’ye gitti. 1990 yılında yüksek lisans, 1994 yılında ise doktora çalışmalarını Newcastle Üniversitesinde tamamladı.  1995 yılında  Türkiye dönerek Yıldız Teknik Üniversitesi, Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği bölümünde yardımcı doçent olarak göreve başladı. Aynı yıl gemi hidrodinamiği alanında doçent oldu.  1996 yılı ortasına kadar askerlik hizmetini yedek subay olarak Deniz Harp Okulunda yerine getirdi. 2001 yılında Yıldız Teknik Üniversitesinde profesör unvanı alan Mesut Güner, 2008 yılına kadar Üniversite içinde öğretim üyeliğinin yanı sıra değişik idari görevlerde bulundu. 2008-2011 yılları arasında ise Yıldız Teknik Üniversitesi Rektör yardımcılığı görevini sürdürdü. 2011 yılından itibaren de İstanbul Gelişim Üniversitesi rektörlüğü görevini sürdürmektedir.

  

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.