banner

Kariyeri artan kadının toplumdaki yeri de yükseliyor




Toplumda kadının her alanda hırpalandığını, bu düzenin sadece eğitimin gücü ile azalabileceğini söyleyen Cumhuriyet Koleji Genel Koordinatörü Rahşan Çapan, kariyeri artan kadının toplumdaki yerinin de yükseldiğini belirtiyor.

rahsan_capanKadının toplumdaki konumunun değişmesinin ise ülkenin bakış açısının ve eğitim sisteminin değiştirmesi ile gerçekleşebileceğini ifade eden Çapan, “Bu konuda düzenin yanı sıra eğitim kurumlarına büyük iş düşüyor, çocuklar ile birlikte aileleri de işin içine sokarak eğitim vermek gerekiyor” diyor.

 

Rahşan Hanım öncelikle eğitim hayatınızdan bahsedelim. Gazi Üniversitesi Okulöncesi Bölümünden mezun olmuşsunuz. Bu alanda eğitim almaya nasıl karar verdiniz? Sizi eğitimci olmaya yönelten sebepler nelerdi? Eğitimci olmak çocukken karar verdiğiniz bir meslek miydi?

 

Öğrencilik yıllarımda eğitimin tekdüzeliği benim okul hayatımı çok etkiledi diye düşünüyorum. Kendim ve arkadaşlarım için çok üzülüyordum. İlkokul öğretmenim çok iyiydi ama hiç müfredat dışı hareket etmiyordu. Bende kendimce öğretmenliği ele aldım ve apartmanımızın bahçesinde kendi hayal ettiğim sınıfı kurdum. Bu serüven üniversitede son buldu ve hayal ettiğim birçok şeyi iş hayatım boyunca gerçekleştirdim. İstanbul’un en iyi okullarında çalıştım. Asla sınırlanmadım. Çocuklara olan büyük sevgim mesleğimdeki başarımı tetikledi sanıyorum. Sabahın ilk saatlerinde önce Anaokullarımızı dolaşıyor miniklerimize sarılıyor ve onlardan aldığım enerji ile güne başlıyorum.


Eğitimciliğe başlarken düşünceleriniz neydi? Bugün eğitimle ilgili neler söyleyeceksiniz? Yaşanan sorunlar ve bu sorunlara ilişkin sizin çözüm önerileriniz nelerdir?

Yaratıcılığın sınırsız kapılarını göstererek eğitim vermek, hayatlarının en önemli döneminde onlara ışık tutabilmek, özgüvenli, yaratıcı, pratik düşünebilen, sanata ve doğaya saygılı çocuklar yetiştirmek için yola çıktım. Dünyanın birçok ülkesinde okulların eğitim sistemlerini araştırdım. Yaşantılara birebir şahit oldum.

Bence önemli olan, her alanda yaratıcı düşünceye sahip bireyleri, yetenekleri yönünde ve seviyesinde gelişmesi için uygun eğitim ortamının sağlanmış olmasıdır. Çünkü bu güç toplumu hızla ileriye taşıyacaktır. Ülkemizde en büyük sorun ezberci yaklaşımdır. Çocuktaki tüm kapıları kapattıktan sonra onun cevher olmasını beklemek mucize beklemek gibi bir şey. Okullar öğrencileri her yönü ile ele almalıdır. Çünkü hayat bir bütünlük içindedir ve çocuklar hayatı her yönüyle kucaklamalıdır. Başkalarının istediği değil, kendi istedikleri ve başarılı oldukları mesleklerde yer almalılar.

cumhuriyet_kolejiBugün Cumhuriyet Okullarında, öğrencilerimize yoğun bir akademik programın yanı sıra büyük ve renkli bir dünya sunuyoruz. Soran ve sorgulayan öğrenciler bizim için çok önemli. Merak uyandıran ortamlar sağlayarak denemelerini istiyoruz. Pek çok etkinliğe yer vererek her konuda fikir sahibi olmalarına yardımcı olmaya çalışıyoruz. Akademik başarılarını sosyal ortamlarla zenginleştirip her yönden dünya vatandaşı bireyler olmalarına gayret ediyoruz. Ayrıca, lise ve üniversite sınavlarında çocuklarımızın göstermiş olduğu başarılar, sanat ve spor alanlarında aldıkları ödüllerle birleşince doğru yolda olduğumuzu görüyoruz.

SÜREKLİ YENİ BİR ŞEYLER ÜRETMEK BENİ İNANILMAZ BESLİYOR

Kariyeriniz nerede başladı? Kariyer basamaklarında nasıl yükseldiniz? Cumhuriyet Okullarına başarılarınızı nasıl yansıtıyorsunuz?

İstanbul’un en önemli özel okullarında görev yaptım. Bu kurumlar benim 2. 3. üniversitem oldu. Fakat gelişen dünyada kendinizi durmadan geliştirmek ve yenilikler katmak zorundasınız. Liderlik, Empati, Kurum Dili ve Yönetim Becerileri Eğitimleri aldım. Bugün bu eğitimlerin gerçekten bir yöneticiye neler kattığını daha iyi anlıyorum. Çok hareketli bir yapım var. Tıpkı çocuklar gibi yerimde duramıyorum. Sürekli yeni bir şeyler üretmek beni inanılmaz besliyor.

Cumhuriyet Okullarına başlamadan önce 3 yıl Güzel Sanatlar Yöneticiliği yaparak Türkiye’de Çocuk Sanat Programları adı altında bir proje hazırladım. Amacım, çocukların elinden tutarak oradan oraya koşuşturan ailelerin, bu yolda doğru adımlar atmasını sağlamaktı. Program çok başarılı oldu. Birçok aile en azından ne istediğini bilen çocuklarla yola devam ettiler. Okulumuzda bu projeyi bu yıl başlattık. Konservatuar mezunu ve doktoralı hocalarımızla müzik bölümlerimizi kurduk. Türkiye’nin en iyi dans okulu olan Yılmaz Köksal Bale ve Dans Okulu ile anlaştık.  Öğrencilerimize London College Of Music, Bacalorya ve Royal Academy gibi sertifika programlarına hazırlıyoruz. Önümüzdeki yıl için Türkiye’de yaratıcı dramayı kuran Ekol Drama’yı da bünyemize katacağız. Cumhuriyet Okulları olarak Anaokulu ve İlkokul entegrasyonuna çok önem veriyoruz. Öğretmenlerimizin işbirliği içinde yürüttüğü programlar geçişte kolaylık sağlarken çocuklarımızın başarısına büyük katkı sağlıyor.

Cumhuriyet Koleji Genel Koordinatörlüğünü ne zamandır yürütüyorsunuz? Görevinizi yerine getirirken nelere dikkat ediyorsunuz? Nasıl bir yönetim modelini benimsiyorsunuz?

Mart 2015’te göreve başladım. Cumhuriyet Okulları yönetimi, duruşu, eğitim sistemi, çalışanları, sıcacık ve sevgi dolu ortamı ile beni çok etkiledi. Anaokullarında çocuklarımızın tüm gün bıcır bıcır İngilizce konuşarak ortada dolaşmaları, kendini ifade etme becerileri, ilkokul ve ortaokulda özgüvenli ve gözleri ışıl ışıl dolaşan ve her etkinlikte heyecanlarını kuruma yansıtan çocuklar, lisede ne istediğini bilen, uluslararası liderlik projelerine imza atan ve üniversite başarıları ile gurur tablosu oluşturan öğrenciler, çalışanların sıcacık ve sevgi dolu birlikteliği beni çok etkiledi. Cumhuriyet Kolejli olmak büyük ayrıcalık diye düşünüyorum. Yönetim şekli olarak tüm yönetim kurulu aynı çizgideyiz. Çalışma arkadaşlarımızın hepsi ile ortak kurum dili içinde ve sırt sırta çalışıyoruz. Başarıya ulaşmak için hedefler koymak, bu hedefleri gerçekleştirebilmek için de olumlu bir düşünce yapısı ile hayal kurmak gerekir.

Aynı zamanda Çocuk Suçları Önleme Derneği Başkan Yardımcısısınız. Dernekle ilgili çalışmalarınız ne zaman başladı? Bu çalışmalarınıza değinebilir misiniz?

5 yıl önce, çocuklarla ilgili başka alanlarda da yer almak istedim. İşimde hep üst düzey ailelerin çocukların ile birlikte oldum. Madalyonun diğer tarafı da bizi ilgilendirmeli diye düşünerek bu dernekte göreve başladım. Amacımız çocuklara erken yaşlardan itibaren güvenlik eğitimi vermekti. Birçok öğretmeni ve öğrenciyi bu konuda bilinçlendirmek için mücadele veriyoruz.

Kurumlarımızda öğrenci ve öğretmenlerimize yönelik ‘’Bireysel Güvenlik’’ eğitimleri veriyorum. Dünyanın birçok ülkesinde anaokullarından üniversiteye kadar verilen bu eğitimler maalesef hiçbir okulda yok. Umarım kurum olarak örnek oluruz.

TOPLUMDA KADIN HER ALANDA HIRPALANIYOR

Ülkemizde birçok kadın, eğitim-öğretim imkânlarından ve çalışma hakkından yoksun bırakılıyor. İş hayatına girdiğinde ise ayrımcılık ve gelir adaletsizliği gibi birçok sorunla karşılaşabiliyor. Türkiye’de kadının toplumdaki ve iş dünyasındaki bu konumunun değişmesi sizce neye bağlı? Bu değişimin gerçekleşmesinde kadınların eğitimi ne derece önemli?

Kadın doğanın yarattığı en duyarlı ve en yaratıcı varlıktır. Onun bu özelliklerini dört duvar arasına hapsetmek büyük kayıp. Gelişmiş ülkelerde kadının yerini gördüğümüzde bu kaybı daha iyi anlıyoruz. Kırsal kesimlerde yaşayan kadınlarımıza farklı bir dünya sunuluyor bunu kanayan bir yara olarak görüyorum. Toplumda kadın her alanda hırpalanıyor, bu düzen sadece eğitimin gücü ile azalabilir. Kariyeri artan kadının toplumdaki yeri de yükseliyor. Değişim ise ülkenin bakış açısını ve eğitim sistemini değiştirmesi ile gerçekleşebilir. Bu konuda düzenin yanı sıra eğitim kurumlarına büyük iş düşüyor, çocuklar ile birlikte aileleri de işin içine sokarak eğitim vermek gerekiyor.

Kadınların eğitim dünyasındaki yerini genel anlamda nasıl değerlendiriyorsunuz? Ayrıca yeni mezun olan kadın öğretmenlere ve eğitim sektöründeki genç kadın girişimcilere tavsiyeleriniz neler olur?

Öğretmenlik dünyanın birçok ülkesinde en değerli mesleklerden biri. Fakat ülkemizde maalesef hak ettiği değeri görmüyor. Güvence adı altında ezilen pek çok eğitimci zor şartlarda çalışıyor. Dolayısıyla bu durum eğitimcilerin motivasyonunu çok etkiliyor. Öğretmenlikten yöneticiliğe doğru 30. yılımdayım ve şanslı olduğumu düşünüyorum. Göreve yeni başlayan eğitimcilere naçizane tavsiyem, mesleğinizi ve çalıştığınız kurumları çok sevin ve gönülden çalışın. En önemlisi de her şeyden önce iyi insan yetiştirin. Cumhuriyet Okullarından mezun olan öğrencilerimizin sık sık ziyaretimize geldiklerini görmek, velilerimizin hakkımızda yazdıkları yazıları okumak doğru bir iş çıkardığımızı gösteriyor ve bizleri çok mutlu ediyor.

 

 

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.