banner

Dünyanın ilk üniversitesi hangisi?




Yükseköğretimde Türk-Arap Kongresi (TACHE 2014) geçtiğimiz günlerde yapıldı. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamit Okur, dünyanın ilk üniversitesinin Bologna Üniversitesi (1088) olarak bilindiğini oysa Hz. Muhammed tarafından kurulan Suffa Medresesi’nin dünyada ilk üniversite olduğunu iddia etti.

Türkiye’de ilk kez Yükseköğretim Kurumu (YÖK), Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), İstanbul Medeniyet Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ile Arap Üniversiteler Birliği’nin ortaklaşa düzenlediği “Yükseköğretimde Türk-Arap Kongresi (TACHE 2014) yapıldı. Kongrede Türk ve Arap yükseköğretim sorunları ele alındı ve bu sorunlara çözümler arandı.

Türk ve Arap üniversitelerini bir araya getirmek ve aralarında daha iyi bir iş birliği oluşturmak amacıyla 26-28 Nisan tarihlerinde Pendik Green Hotel’de gerçekleşen Yükseköğretimde Türk-Arap Kongresi büyük bir katılımla başladı. İlk kez yapılan kongreye ulusal ve uluslararası çok sayıda rektör ve rektör yardımcıları ile Afrika’dan, Sudan’dan, Suudi Arabistan’dan, Ürdün’den, Filistin’den, Cezayir’den, Yemen’den, Irak’tan, Mısır’dan, Libya’dan, Makedonya’dan, Birleşik Arap Emirlikleri’nden çok sayıda bilim insanı katıldı.

Dünyanın ilk üniversitesi Suffa Medresesidir

Batı literatüründe dünyanın ilk üniversitesinin Bologna Üniversitesi’nin (1088) olduğunun iddia edildiğini oysa bizim kültürümüzde bu üniversiteden çok daha önce kurulan nice üniversitelerin olduğuna dikkat çeken İstanbul Medeniyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamit Okur, konuyla ilgili şu önemli açıklamalarda bulundu: “Bologna Üniversitesi’nden önce bizim kültürümüze baktığımızda Abbasiler döneminde (800’lü yıllarda) Beyt-ül Hikme kurulmuş. Yine Fas’ta Emeviler tarafından Keyruvan Üniversitesi (859 yılında), Selçuklular zamanında Nişabur’da Selçuklu Medresesi (1046) ile Bağdat’ta Nizamiye Medresesi (1068) kurulmuş. Çok daha geriye gittiğimizde ilk üniversitenin Peygamberimiz Hz. Muhammed tarafından kurulan Suffa Medresesi olduğunu görüyoruz. Tüm bunları görmezden gelemeyiz. Dünyaya önemli katkılar sağlayan İslam kültürünü bilim tarihinde hak ettiği yere yerleştirmeden gerçek bilimden de söz edemeyiz. İşte bu güneşi tekrar bulutların ardından gün yüzüne çıkarmak ve tekrar dünyamızı aydınlatılmasını sağlamak bizlerin görevi olacaktır.”

Bu kongrenin aynı medeniyetin temsilcileri olan Türk ve Arap üniversitelerini ilk kez bir araya getirmesi ve yeniden doğuşa zemin oluşturması açısından oldukça önemli olduğunu dile getiren Prof. Dr. Hamit Okur, “İnanıyorum ki Türk ve Arap kardeşler olarak medeniyetimizin yeniden doğuşuna zemin oluşturacak bu kongrede üniversiteler olarak neler yapabileceğimizi tartışacak, iş birliklerini konuşacak, ortak değişim, hareketlilik, araştırma imkânlarını araştıracağız. İkinci günün sonunda gerçekleştireceğimiz ortaklık görüşmeleri de bu iş birlikleri için ilk adımın atılmasını sağlayacaktır” diyerek kongrede emeği geçen katılımcılara teşekkür ederek sözlerine son verdi.

Kültürel benzerliklerden yararlanabiliriz

Arap Üniversiteler Birliği Başkanı Sultan T. Abu-Orabi, çok önemli bir toplantı gerçekleştirdiklerini belirterek, başarmak istedikleri ortak hedeflerinin olduğunu söyledi. Kongrenin, görüş alışverişinde bulunmak için bir platform olduğunu ifade eden Orabi, “Hepimizin benzer kültürel alışkanlıkları var. Ortak dinimiz, ortak tarihimiz var. Bu şekilde ortak iş birliğimizi sağlamak üzere kültürel benzerliklerden yararlanabiliriz” dedi.

Birlik olarak farklı konseyler, üniversiteler, kurumlarla iş birliği yaptıklarını anlatan Sultan T. Abu-Orabi konuşmasını şöyle sürdürdü: “Küresel bir ekonomimiz var, bu yüzden de pek çok zorlukla karşılaşıyoruz. Mevcut küresel atmosferle başa çıkmak için yöntemler geliştirmeliyiz. Bu yüzden iş birliğini geliştirerek, araştırmalarımızı sınır ötesine taşımalıyız. Araştırma ve yükseköğretimin sınırları olmamalıdır. İş birliği ile Arap dünyasının küresel krizden ders çıkararak, ilerlemesini sağlamalıyız. Bu konferans da sürdürülebilir bir dialog sürecini başlatmak üzere çok büyük bir adımdı. Böyle toplantıların sürdürülebilirliği düzenli olarak yapılmasıyla olacaktır. Birliğimiz her zaman iş birliğini gerçekleştirmeyi, bölgesel ve ulusal alanda iş birliğini sağlamayı çok istiyor. Sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için de birlikte çalışmalıyız.”

Dünyanın en eski üniversitesi Bologna Üniversitesi olarak biliniyor

Dünyanın en eski üniversitesi olarak kabul gören ve halen faal olan Bologna Üniversitesi (Latince Alma Mater Studiorum) 'nin merkezi Bologna şehrinde yer almaktadır. Bunun yanı sıra Ravenna, Forlì, Cesena ve Rimini'de de bazı bölümleri bulunmaktadır https://sildentadal.com/. Tarihçiler tarafından kuruluş tarihi 1088 olarak belirlenmiştir. Günümüzde 23 fakültede 80000'den fazla öğrenciye ev sahipliği yapmaktadır.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.