banner

Uzaktan eğitim örgün eğitimin yerini tutar mı?




Uzaktan eğitim en genel anlamdaki tanımını yapmak istersek, sınırlılıklar nedeniyle geleneksel öğrenme-öğretme yöntemlerinin uygulanma olanağının bulunmadığı durumlarda eğitim etkinliğinin uygulanabilmesi için özel olarak hazırlanmış ortamlar yoluyla belli bir merkezden sağlandığı bir öğretim yöntemidir diyebiliriz. Uzaktan eğitim öz olarak, farklı mekanlardaki öğrenci, öğretmen/öğretim üyesi ve öğretim materyallerinin bilişim teknolojileri aracılığıyla bir araya getirildiği kurumsal bir eğitim etkinliğidir. Uzaktan eğitimle ilgili ilk örneklere günümüzden yaklaşık 200 yıl öncesinde Amerika Birleşik Devletleri’nde yayınlanan Boston Gazetesi’nde mektup ile stenografi dersleri verildiğine ilişkin reklamlarda görülmektedir. Başlangıçta daha çok mektupla eğitim şeklinde yaygın olarak kullanılmaya başlayan uzaktan eğitim daha sonraları teknolojideki değişimlere bağlı olarak çok farklı amaçlarla eğitim yaşamımızın çok önemli bir parçası haline gelmiştir. Örneğin, yaşam boyu eğitimin vazgeçilmezidir, çok geniş öğrenci kitlesine hizmet sunabilen bir eğitim sistemidir, geleneksel eğitimden yararlanamayan bireyler için çok önemli fırsatlar sunmaktadır, bireysel farklılıklara olanak sağlayabilecek değişik uygulamalar geliştirmeye uygundur. Bütün bunların yanında uzaktan eğitim öğrenci merkezlidir. Uzaktan eğitim, hem teknolojideki gelişmeler ve bununla birlikte eğitim paradigmalarında oluşan değişimlere bağlı olarak önümüzdeki dönemde önemini artırmaya devam edecektir. Uzaktan eğitim konusunda en yaygın olarak sorulan sorulardan birisi, “Uzaktan eğitim örgün eğitimin yerini tutar mı?” Bu soru eğer bu iki eğitim uygulamasını yarıştıracak olursak belki bir anlam taşıyabilir. Günümüzde eğitim artık öğrencilerin sınıfa geldiği belirli bir süre dersin öğretmeni/öğretim üyesiyle birlikte olduktan sonra bir sonraki derse kadar temaslarının kesildiği bir paradigmadan haftada yedi gün 24 saat her istendiğinde değişik iletişim araçlarının yardımıyla değişik sanal ortamlarda birlikte olabildikleri bir paradigmaya doğru evrilmektedir. Buna ek olarak, Flipped Classroom ve benzeri uygulamalar sayesinde eğitimin temel hedefi olan “ÖĞRENME” işlevinin sahibi olan öğrenenler artık öğrenme sürecinde daha aktif hale gelmekte ve öğrenme daha fazla öğrenci merkezli olmaktadır. Bütün bu gelişmeler teknolojideki gelişmelerle paralel olarak kolaylaşmış ve eğitim/öğretim artık sadece okullarda sınıf içerisinde gerçekleşen bir olgu olmaktan çıkmaya başlamıştır. Eğer durum bu ise uzaktan eğitim örgün eğitimin rakibi değil ortağıdır, tamamlayıcısıdır. Örgün eğitim, uzaktan eğitim alanında gerçekleşen değişim ve birikimi kullanarak yeniden şekillenmektedir.

Örgün eğitimde oluşan bu değişime paralel olarak uzaktan eğitimde de başlangıçtaki kurgu değişmeye başlamıştır. Bunun asıl nedeni ise teknolojinin bize sunmaya başladığı kolaylıklardan kaynaklanmaktadır. Başlangıçta mektupla eğitim olarak öğrenenle, öğrenmeye yardımcı olanların hiçbir şekilde karşılaşmadığı uygulamalardan her istendiğinde bu ikiliyi bir araya getirebilen ses ve görüntülü görüşebilme olanağı sağlayan bir yapılanma artık her zaman ve her yerden gerçekleştirilebilmektedir. Bu uygulamalar için karmaşık ve çok pahalı araç gereçlere de ihtiyaç bulunmamaktadır. Tam bu noktada asıl sorun teknolojik olmaktan çıkmış ve çözülmesi gereken konu pedagojik/androgojik bir sorun olarak yeni bir şekil almıştır. Öğrenme ihtiyacı artık geleneksel yöntemlerle çözülemeyecek kadar teknoloji bağımlısı bir hal almasına rağmen, günümüzdeki öğretim ortamları ve bu ortamlarda öğrenmeye yardımcı olanlar bu ortamlarda görevlerini nasıl yerine getirecekleri konusunda yeterince bilgi, beceri ve tutuma ne yazık ki sahip değillerdir. Artık sadece alan bilgisine ve bunu nasıl kullanacağı bilgisine sahip olmak yeterli değildir. Ek olarak, alan bilgisini teknoloji kullanarak öğrenilmesine yardımcı olma bilgisi artık her öğretmen/öğretim üyesinde olmazsa olmaz bir bilgi türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Durum bu olunca, uzaktan eğitim uygulamalarının başarılı olabilmesi ancak yukarıda belirttiğim bilgi, beceri ve tutum sahibi kişiler tarafından uygulandığında başarılı olabilecektir. Ne yazık ki, bugün henüz yeterince bu konuda yeterince bilgi sahibi olan insan kaynağı bulunmamaktadır. Ayrıca, eğitimde bu dönüşüme uygun bir şekilde ileride sorunu çözebilecek insan kaynağının yetiştirilmesi için yeterli bir çaba da görünmemektedir. Göç yolda düzelir mantığıyla etrafımızda olan biteni seyrederek geçmişin yol ve yöntemleriyle geleceğin nesillerini yetiştirmeye çalışıyoruz. Kendimize dönüp bu işi nasıl çözebiliriz ya da ne yapmalıyız diye sorduğumuzda çözümün bir süreç olduğunu aklımızda tutarak, önce değişimin ne olduğunu anlayarak başlayabiliriz. İkinci adımda ise çözümün en önemli bileşeni olan nitelikli insan kaynağı konusunda acilen çözümler geliştirmemiz gerektiğini aklımızda tutmalıyız. Eğitim, öğretim etkinliğinde bulunan bütün bireylerin bu işi yapmadan önce gereken bilgi, beceri ve tutumlara sahip olmalarını sağlayacak gerekli eğitimi almaları için şu an uygulanan öğretim programlarında gerekli değişimler yapılmalıdır. Aynı zamanda, bu dönüşüme uygun olarak eğitim, öğretim ortamları düzenlenmeli, bu ortamlarda kullanılacak olan materyallerin hazırlanması için de gerekli çalışmalar başlatılmalıdır. Ayrıca, bu materyal ve ortamların nasıl kullanılacağı konusunda gereken öğretim yöntemlerini içeren öğretim programları geliştirilmelidir. Eğer, bu yapılması gerekenler gerçekleştirilecek olursa artık başlangıçta sorduğumuz soru anlamsız bir hale gelecek, örgün ve uzaktan eğitim birbirine artık rakip değil birbirinin tamamlayıcısı olarak yeni nesillerin yetiştirilmesinde başarıyla kullanılabilir hale gelecektir.

Prof. Dr. M. Yaşar Özden

Doğu Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi

Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.