banner

Okullarımız Yeni Döneme Hazır mı?




kayhan karlıYeni bir eğitim dönemine hazırlıkların başladığı şu dönem yine pek çok soru ve karmaşa ile başlıyor. Aslında sistemsel olarak onlarca cevapsız soru, herkes tarafından yüksek sesle dile getiriliyor. Ben bu yazımda biraz daha odağımı “Okullar yeni döneme hazırlar mı?” sorusuna çevireceğim. Elbette resmi okullarımız için bu parametreleri kolaylıkla bir araya getirilemeyen bir soru! Bu nedenle de, bu soruyu daha çok özel kurumlara sorgulama fırsatı oluşturacağız.

Okullar her toplumun umut ve arzularını temsil ederler. Birçok okul daha bir sonraki kuşağı eğitmek için daha iyi bir iş yapmaktadır. Ama sıklıkla, en iyi durumda, yeni öğrenme şekilleri için uygun olmayan okul binaları tarafından ve en kötü halde de, etkin öğretim için gerçek bariyerlerle engelleniyorlar. İşte bundan dolayı sermaye yatırımı için yeni bir yaklaşım çok önemlidir. (DIES, 2005)

21. yüzyılda yaşanacak önemli gelişmeler okulların algılandığı şekilleri değiştirmektedir. Yerel topluluklarla bağlantılar ve uzayan günle birlikte okulun rolünün genişlemesi, bu rolün sağlık ve sosyal hizmetlerle birleşmesi üzerinde yeni bir vurgu vardır. Bunların tümü işlevlerin genişlemesiyken, okulun öğretim programı ve öğrenme açısından okulun temel işlevleri değişmeden kalmaktadır ve okul binaları da bunu yansıtmaktadır. Bu noktada Prof. Dr. Ziya Selçuk hocamın söylediği şu söz sanırım durumu özetliyor.

 “19. yüzyıl binalarında 20. yüzyıl programlarıyla 21. yüzyıl çocuklarını eğitiyoruz...”

Okullar öğrenme toplumlarıdır ve genç bir öğrenicinin özerk bir yaşam boyu öğrenici olacağı ilk adımları atacağı güvenli bir çevreyi ifade etmelidirler. Etkin Yaşam Boyu Öğrenme Ekibi araştırması (Bradfoot vd. , 2005) ve Bathlomemew ve Horowitz’in (1991) çalışmaları, öğrenmenin gerçekleşmesi için bireyin kişisel önem hissetmesi ve durumunu kontrol etmesi gereksinimine işaret eder. Okul kişinin duygusal gereksinimlerini desteklemelidir; düşük seviyede stresin olduğu, ama zorlayıcı etkinlikleri destekleyen bir çevre sağlamalıdır. Okul aynı zamanda bir öğrenme topluluğunun gelişmesini desteklemelidir. Mekânların yaratıcı kullanımıyla sosyal bir toplantı alanından grupları ve alt grupları birlikte öğrenmeye odaklayan bir binaya doğru ilerleme olmalıdır. Bir çocuğun kendisini karmaşık, bir damar sisteminde küçük bir kan hücresi gibi hissetmesi öğrenmeyi desteklemez.

Eğitimin öncelikli odak noktası süreçten ziyade içerikte ve alan ağırlıklı bir öğretim programında oldukça binaların kabukları ve okul gününün yapısı büyük oranda durgun olacak ve gelişmeyecektir. En yeni okullara yapılacak bir ziyaret daha fazla enerji etkinliği, dekor, daha iyi bir danışma alanı, ileri bir BT alt yapısı ama çok az başka önemli değişikliği açığa vuracaktır. Okul gününde yapılmış bir değişikliğin, örneğin ders programı içinde öğrenciler için yaratılmış serbest zamanla  daha fazla araştırma ve üretim odaklı programları uygulama fırsatı oluşturabilir. 

Okullarımıza bakarken onların öğrenmeyi ne şekilde kolaylaştırdıklarını görmeliyiz. Birleşik ve bütüncüller mi, yoksa bir alışveriş merkezi gibi ticaret yapmak için bir sürü birbirine benzemeyen işler mi yapıyorlar?

Bir diğer önemli nokta ise eğitim yılı başında gerçekleştirilen mesleki gelişim çalışmalarıdır ki bu tam anlamıyla bir tetikleyici olabilecekken şu anda sınırlayıcı olmaktadır. Okulun gelişim süreci için hazırladığımız programlarının planlanması sırasında şu noktalar göz önünde bulunduruldu mu?

1. Geçmiş yıl elde edilen çıktıların okulun felsefesiyle karşılaştırması yapılarak geliştirilmesi gerekli alanlar tespit edilmiş mi?

2. Kadroya seçilen yeni eğitimciler mevcut ihtiyaçlara göre mi yoksa bulunanın en iyisi veya bütçeye uygun olan mı seçildi?

3. Hazırlanmış olan mesleki gelişim programları okulun gelecek yıl uygulamayı planladığı felsefenin omurgası üstünde bütünlük içinde mi planlandı yoksa zamanı ve maliyeti uygun olan eğitimciler mi gelecekler?

4. Öğretmenlerin bu süreçlerde katkısı alındı mı?

5. Bu çalışmalar meslektaş öğrenmesine fırsat veriyor mu?

6. Sadece bu dönemde yapılacak ve eskiye mi dönülecek yoksa yıl içinde izleme ve değerlendirme faaliyetleri planlandı mı? Planlandı ise bunu kimler yapacak? Bunun için bir eğitim aldılar mı?

7. Eğitim programlarını destekleyecek yardımcı materyallerin seçimi ve alımı yapıldı mı?

8. Okullarımızda öğrenme liderlerinin yıl içinde gelişimlerini sürdürmek için bir hazırlığınız var mı?

9. Öğretim programlarına hayat veren ve onları yaşamın dinamikleriyle anlamlı kılanlar öğretmenlerdir. O halde bu konuda onların birbirlerine Öğrenme Yoldaşları olabilecekleri zaman çizelgelerini düşündük mü?

10. Okul içinde geleneksel hale gelmiş klasik toplantılar formatına devam mı edeceksiniz? Yoksa yenilikçi uygulamalar oluşturmak için bu dönemde çalışmalar planladınız mı?

11. Öğrenciler için aradığımız 21. yüzyıl becerilerini öğretmenlerimizden istiyor muyuz? Evet ise; bunun için onları destekleme planımız hazır mı?

12. Okulun felsefesini her bir tekil dersin içinde nasıl gözlemleyebileceğimizi biliyor muyuz? Bunun için göstergeler ve gözlem formlarımız hazır mı? Öğretmenler mi oluşturdu?

13. Yukarıdaki 12 özelliği sağlayabilecek eğitimci mental yapısını oluşturacak mesleki gelişim çalışmaları planlandı mı?

Sonuç olarak, yeni bir yıla başlamadan önce okullarımızı öncelikle olarak felsefesi üzerine inşaa edilmiş bir planla insan kaynakları, fiziksel ve mental açıdan hazırlamalıyız. Aksi halde daha iyi sonuçlar almak imkansız veya tesadüf olacaktır.

Sistem böyle istiyor tuzağından kaçınmalıyız. Önce genç insanlar için en uygun tür eğitimin ne olduğunu sorgulamalıyız. Sonra da okulların nasıl en iyi şekilde öğrenme fırsatları yaratmakta tedarikçi ve aracı ekosistem olarak davranabileceklerini sorgulamalıyız. Okul liderleri için zor olan şey yeni olanaklar için gereken ekosistemi yaratmaktır.


Kayhan Karlı

Yenilikçi Öğrenme Merkezi Kurucu

@kayhankarli

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.