Logo

İKEK Z kuşağının ihtiyaçlarına göre dönüşüyor

Kategori: Spot
Pazartesi, 19 Eylül 2016 14:49 tarihinde oluşturuldu



Anaokulundan liseye eğitim sisteminin içinde olan tüm öğrenciler internet ve mobil teknolojileri kullanmaları ile diğer kuşaklardan ayrılıyor. Teknoloji sayesinde bilgiye bu kadar hızlı ulaşabilen ve tüketebilen Z kuşağının, sahip olduğu hızı, “üretmek ve gelişmek” amacı etrafında değerlendirerek onun çok yönlü gelişebileceği bir okul ortamı oluşturmak gerektiğini belirten İstanbul Kültür Eğitim Kurumları Koordinatörü Biriz Kutoğlu, kurumda gerçekleştirdikleri inovatif ve teknoloji tabanlı dönüşümü arrtı eğitim’e anlattı.

biriz_kutoglu_yeniİstanbul Kültür Eğitim Kurumları olarak 2016-2017 eğitim yılına hangi yeniliklerle gireceksiniz?
Öncelikle yeni ders yılı için tüm gücümüzle yapacağımız çalışmaları büyük ve köklü bir aile olarak tüm çalışanlarımızla birlikte gerçekleştirmekten duyduğum mutluluğu ve heyecanı belirtmek istiyorum.
Günümüzde eğitimci olarak bizlerin donanımlarıyla birlikte öğrencilerin beklentileri ve özellikleri de başarıya giden yolda oldukça belirleyici bir rol oynuyor. Son dönemde, dünya genelinde kuşaklar; X, Y, Z kuşakları olarak ifade ediliyor. 2000 yılı ve sonrası doğanlar Z kuşağı olarak adlandırılıyor. 2016 yılı itibariyle bir değerlendirme yapıldığında anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise eğitimi alan öğrencilerin büyük bir bölümü, Z kuşağını temsil ediyor. Etkili ve çocuğa göre bir eğitim-öğretim için, Z kuşağını iyi tanımak, ihtiyaçlarını ve beklentilerini doğru belirlemek gerekiyor. Z kuşağının en belirgin özelliği, internet ve mobil teknolojileri kullanmayı sevmeleri. Çünkü bu teknoloji ile birlikte büyüyor ve artık sokakta oynamıyor, doğada fazla zaman geçirmiyorlar. Tabletler ya da akıllı telefonlar sayesinde sosyal ilişkilerini yürütüyorlar. Z kuşağı, özgür ve rahat olduğu bir okul arıyor. Gününü, bir sınıfın içinde değil atölyelerde, kütüphanede, spor salonunda, bahçede geçirmeyi istiyor. Oldukça çeşitli bir öğrenme ortamı sağlanmasına ihtiyaç duyuyor. Z kuşağının beklentilerini dengeli bir şekilde karşılamak ve tüketimin bu kadar hızlı olduğu günümüzde, daha çok üretebilen, çok yönlü düşünebilen, sorgulayan, yaratıcılığı gelişmiş bireyler yetiştirmek eğitsel hedeflerin başında geliyor. Bilgiye bu kadar hızlı ulaşabilen ve tüketebilen Z kuşağının, tüketim toplumu oluşturmaması için sahip olduğu hızı, “üretmek ve gelişmek” amacı etrafında değerlendirerek onun çok yönlü gelişebileceği bir okul ortamı oluşturmak ve yaşatmak gerekiyor.
56 yıldır, eğitim verdiği her dönemde ailelerin ve çocukların güvenini, sevgisini ve takdirini kazanmış, oluşturduğu okul ortamı ve eğitim anlayışı sayesinde sektördeki saygın yerini her zaman korumuş ve kendi ekolünü oluşturmuş olan kurumumuz bilgi çağının adeta fırtına hızında ilerleyen teknolojik gelişmelerinin yaşandığı bu döneminde de yapacağı uygulamalarla Z kuşağına hitap edecek biçimde çalışmalarını sürdürüyor. Bu çerçevede; 2016-2017 ders yılında okullarımızda kurduğumuz inovasyon merkezleri, internet tabanlı okul radyoları, kapalı devre televizyon yayınları, dijital araştırma bölümlerinin eklendiği kütüphanelerimiz, çevreci projelerimiz ile Z kuşağına hitap ediyor, üniversite-kolej işbirliği ile üreten nesillerin yetiştirilmesi için çalışıyoruz.
Yeni proje ve yatırımlarınızla öğrencilerinizin gelişimine nasıl katkı sağlayacaksınız?
İstanbul Kültür Eğitim Kurumlarında, öğrencilerin öğrenme ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için bireysel özelliklerinin temel alındığı bir eğitim süreci planlanır. Bu amaçla, eğitim programları alışılmış yapılardan uzak, öğrenmenin öğrenileceği ve yaşam becerilerinin kazanılacağı şekilde geliştirilmiştir. İlkokuldan liseye kadar tüm öğrencilere inovatif bakış açısı kazandırılarak yaratıcılık, üretim ve girişimcilik kültürünün daha da ileriye taşınması hedeflenir. Bu doğrultuda Kültür Koleji ve Kültür2000 Koleji teknolojik gelişmeleri takip eder, öğrencilerin analitik düşünme, tasarlama, üretme ve girişimcilik becerilerini geliştirmeye yönelik imkanlar sunar. İstanbul Kültür Eğitim Kurumları da "yaratıcılık, üretim ve girişimcilik " kültürünün en üst düzeyde işlenebilmesi için Şubat 2016’da bir inovasyon merkezi kurdu. Da Vinci İnovasyon Merkezi adı verilen merkez; Tasarım Fabrikası, Robotik Laboratuvarı ve Dijital Tasarım Stüdyosundan oluşan bir kompleks. Bu bölümler, ayrı ayrı ya da birlikte çalışma imkânı sunabiliyor. 400 metrekarelik özel tasarlanmış bir alana dağılan merkezde, Coderdojo, Arduino, Skrecup, Robot Programlama, Algoritma ve Kodlama, Mobil Programlama, Web Tasarım, Video Prodüksiyon, Grafik Tasarım, Müzik Tasarım, Dijital Fotoğrafçılık, Mimari, Endüstriyel Tasarım, Moda Tasarım, Model Uçak, Model Gemi gibi çeşitli eğitim programları ve atölyeler yer alıyor. Benzer şeklide, Ağustos 2016’da Kültür2000 Koleji İnovasyon Merkezi’de öğrencilere merhaba dedi. Burada ise, Teknoloji ve dijital tasarım, kodlama atölyesi ve robotik laboratuvarı yer alıyor. Bunlarla birlikte; dijital araştırma bölümlerinin yer aldığı kütüphanelerimize “kitap cafe” ler ekledik. Kütüphanelerimiz öğrencilerimiz için artık daha da keyifli… Araştırma ve okuma kültürünün kazanılmasında oldukça etkin bir uygulama. Tabi bir de internet tabanlı okul radyolarımız… “RADYO KÜLTÜR” adını taşıyan okul radyomuz, iki stüdyosuyla her iki kampüsümüzde de öğrencilerimizin hizmetinde. Kültür’ün iletişim kanallarıyla yayıldığı gerçeğinden hareketle okulumuzun misyonu doğrultusunda “Öğrenci odaklı” bir iletişim kanalı oluşturabilme, Anadili doğru ve etkili kullanma becerisi kazandırabilme, Öğrendiği yabancı dili doğru ve etkili kullanma becerisi kazandırabilme, Diksiyon ve hitabet becerisini geliştirebilme, Müziğe olan ilgi ve yeteneği ortaya çıkarabilme, İçerik organizasyon becerilerini geliştirebilme, Zaman yönetimi becerisi kazandırabilme “ başta gelen amaçlarımız.
2016-2017’NİN ANA TEMASI ÇEVRE KİRLİLİĞİ
İstanbul Kültür Eğitim Kurumları’nın eğitim anlayışı uygulamalara nasıl yansıyor? Yeni ders yılına yönelik çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?
İstanbul Kültür Eğitim Kurumları, öğrencilere verdiği yabancı dil eğitimi, ulusal sınavlardaki akademik başarısı, uluslararası programları ve çift diploma vermesi, bilimsel süreç becerilerini kazandırma ve inovatif düşünce becerisini geliştirmesi ile fark yaratır. Bununla beraber mutlu ve özgüvenli çocuklar yetiştirmesi, öğrenciye bireysel ilgisi göstermesi ile öne çıkar. Geçtiğimiz yıldan beri özellikle Maker hareketi ve STEM çalışmaları üzerinde duruyoruz. İlkokuldan itibaren, disiplinler arası bir yaklaşım ve bir tema çerçevesinde eğitim sürecini planlıyoruz. Okullarımızda bu yıl “ Çevre Kirliliği” ni tema olarak belirledik. Tüm çalışmalarımızı, çevre kirliği teması doğrultusunda yapacağız. Bu konuda öğrencilerimizde farkındalık yaratacak ciddi projelerle yerel yönetimlerin kapısını çalacağız. Okulun, toplumdaki rolü açısından küresel bir sorunu çözmedeki sorumluluğu ile hareket edeceğiz.
Okula başlarken veli ve öğrencilerin nasıl bir hazırlık ve beklenti içinde olmaları gerekiyor?
Okula yeni başlayan bir çocuk için okul, yeniliklerle dolu zengin bir sosyal çevre. Farklı yaş gruplarından birçok çocukla aynı ortamda bulunulmasının yanı sıra, yeni kurallar ve başarılması gereken görevleri, bu sosyal çevrenin bir getirisi olarak çocuğun hayatına kendiliğinden dâhil oluyor. Okullarımızda yaptığımız oryantasyon programları ile çocuğun okula ve yeni çevresine uyumunu kolaylaştırıyor, okul ile ilgili olumsuz tutum geliştirmesine engel oluyoruz. Özellikle, rehberlik servisimiz bu konuda oldukça etkin çalışıyor. Velilerimizin katıldığı, oryantasyon toplantıları ile okulun yapısını, hedeflerini, uygulamalarını ifade ediyoruz. Okulun paydaşları olarak, birbirimizi tanımaya yönelik günler geçiriyoruz. Bu süreçte, tüm velilerimize, çocuklarının güven ve sevgi dolu bir ortamda olduklarını, eksik kalmış herhangi bir şey için huzursuz olmamalarını, okulun ilk günlerinde önemli olan noktanın çocuğun kendini ifade edebileceği, ilgi ve becerisi yönünde, sistematik bir döngü ve okul kültürü ile öğrenme-öğretme sürecine başlaması olduğunu belirtiyoruz. Beklentilerinin de bu yönde olmasını ifade ediyoruz.
KUTU
ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİ AYNI DİLİ KONUŞABİLMELİ
Öğretmen kadronuzdan bu eğitim – öğretim yılında neler bekliyorsunuz? Bu konuda oluşturduğunuz strateji ve hedefleriniz nelerdir?
Teknolojik etkinin yoğun olduğu bir dizi beklenti arasında Z kuşağı daha sevecen ve bilgili öğretmenlere ihtiyaç duyduğunu ifade ediyor. Sevgisini gösteren öğretmenlerle birlikte katı disiplinden uzak, kuralların kendileri ile birlikte oluşturulduğu bir ortam onları mutlu ediyor. İşte bu özellikleri gösteren bir kuşağı eğitmek ve geleceğe hazırlamak elbette geçmişe göre büyük farklılıklar gösterecek. Bu gerçek; öğretmen yaklaşımlarında oldukça belirleyici bir rol oynuyor. Öğretmenlerin Z kuşağı ile iletişimini güçlendirecek yöntemin en başta; “bilişim teknolojilerine hakim olmak ve bunu eğitsel hedefleri gerçekleştirmek için etkin bir şekilde işe koşmak” olduğu görülüyor. Bu doğrultuda; öğretmen hizmetiçi eğitimi bizim için çok önemli. Bilişim teknolojileri okur-yazarlığı, STEM uygulamaları ve MAKER hareketine yönelik eğitimlerle öğretmenlerimizin mesleki gelişimini sağlıyor, geliştirdiklerini ders içeriklerine transfer etmelerini sağlıyoruz. Bu sayede öğrenciler, aynı dili konuşabildikleri öğretmenleriyle birlikte mutlu oldukları görerek öğrenme heyecanlarını ve motivasyonlarını kaybetmeden okula geleceklerini biliyoruz. Tüm bu çalışmalarımızda, öğrenciyi merkeze alarak önce sevgi ardından bilgi vermeyi benimsemiş bir kadroyla yeni ders yılına başlayacağımızdan duyduğum mutluluğu bir kez daha ifade ediyor, hepimiz ve ülkemiz için başarılı bir ders yılı diliyorum.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.