---

---

Adana Koleji Genel Müdürü Hande Melis Göksel, Adana Koleji’nin üçüncü kuşak temsilcisi olarak 59 yıldır eğitim dünyasında varlığını sürdüren okulu yeni başarılara taşıyor. Eğitimci bir ailenin içinde doğan Göksel, ailesinden kalan bu mirası geleceğe taşıyor. Göksel ile eğitimci yönünü ve bir kadın olarak eğitim dünyasına bakışını konuştuk.

Melis Hanım, eğitim yaşamınız hakkında bize neler anlatabilirsiniz? Hangi okullardan mezun oldunuz?
Eğitim yaşamım sorulunca aklıma ilkokuldan başlayarak üniversitede akademik düzeydeki programlarla, yaşamım adına gerekli olan bilgilerim, teknik donanımım, beceri ve yeteneklerimin bir sistem içinde bana kazandırdıkları gelir. Doğumumla başlayan yaşamımda ilk eğitimimi öğretmen annem, öğretmen anneannem, babaannem, Adana Koleji’nin kurucusu öğretmen dedemden ve  üniversite  mezunu, bir öğretmen kadar titiz olan, babamdan aldım, Şansımı az çok tahmin edebilirsiniz. Ana sınıfı-ilkokul-ortaokul ve liseyi Adana Koleji’nde tamamladım. İyi  bir puan ve sıra ile Bilkent Üniversitesi İngilizce-Fransızca Mütercim Tercümanlık Bölümüne girdim. İleri düzeyde İngilizce ve Fransızca çeviriler yaptım. Üniversitenin son yılında Başkent Üniversitesi’nden pedagojik formasyon aldım ve Başkent Okulları Ayşe Abla Okulu’nda kısa süreli stajımı tamamladım. Adana’ya döndükten sonra Çukurova Üniversitesi’nde yönetim ve organizasyon yüksek lisansımı aldım.

Eğitimci bir ailede büyümek size neler kazandırdı?
Eğitim dünyası adeta evimiz. Dedim ya ailemde hemen  herkes öğretmen. Konuşulan her konu eğitimle başlıyor, önerilerle çoğalıyor ve sona eriyor. Kulağınıza fısıldanan bu bağımlı sözcük zamanla bedeninizi sarıyor. Bir defa öğretmen çocuğu olmanız bile yetiyor ilginize. Bu ilgi örnek alınacak insanlar olunca yaşamınız bu doğruda yürüyor.  Bundan dolayı eğitim dünyası benim için bir sektör değil, aile sohbetlerinin tek konusu, ailemin yaşam tarzıydı. Dedem Ahmet Küstü tarafından 1960 yılında kurulan Adana Koleji benim ve ailemin tüm hayatıydı. Bu kadar güzel bir eğitimli bir ortamdan sonra bile işletmemize taze bir kan olarak katkıda bulunmam kaçınılmazdı. Eğitim sektörü benim için bir aile ortamı. Başarıyla kucaklaştığım her an bana ailemi anımsatır. Başarıya doymayan ailemi…

Yaşamınızın dönüm noktasında belirleyici rol alan öğretmenlerinizden neler öğrendiniz?
Benim şansım yaşamıma yön veren lise öğretmenlerimle yollarımızın mezun olduğum liseye tekrar öğretmen olarak dönmekti. Lise yıllarındaki gözlemlerim ve örnek aldığım konular olgun yaşlarıma yaklaşırken daha başka bir boyut kazandı. Ben onlardan sadece gençlik öğütleri değil, mesleki ve yaşama özgü  pek çok konuda ilham aldım. Kurumumuza giren her öğretmen bir dostumuz, arkadaşımız oldular. Bizler kadar  onlar da kurumlarını sahiplendiler. Hiç unutamam annem Leyla Göksel’i yitirdiğimizde öğretmenlerimizin tümü “Arkadaşımızı kaybettik” deyip üzüntülerini dile getirdiler. Bu ortamda çalışmaktan her zaman  gurur duydum, öğretmenlerimi hep yakın buldum. Geçmişte öğretmenlerimden öğrendiklerime bugün daha neler katıyor öğretmenlerimiz bir bilseniz…

HEDEFİMİZ KİŞİLİKLİ İNSAN YETİŞTİRMEK
Mesleğe başlarken düşünceleriniz neydi? Bugün eğitimle ilgili neler düşünüyorsunuz?
Eğitim bireyde istenilen davranış değişikliğini sağlama süreci olarak tanımlanıyor günümüzde. Okul bittiğinde de eğitim kesintiye uğramaz, bir yaşam boyu sürer. Öğretim ölçülebilir, okulundan iyi öğretim alıp almadığı da tartışılabilir ancak eğitimi tartmak mümkün değil. Kurum olarak kişilikli insan yetiştirmek hedefimiz. İyi bir eğitimin üstüne akademik bilgiye dair ne eklerseniz güzel taşır. “Öncelikle iyi eğitim” mottomu 12 yıllık deneyimim sonucunda biraz daha açtım. İlkokul birinci sınıftan lise sonlara kadar derse girdim, mezun ettiğim öğrencilerimle görüşmelerimizi hiç kesmedik ve iyi eğitimin yaşamda her konuda olduğu gibi, koşulsuz sevgiden ve samimiyetten geçtiğini anladım. Severek, sevilerek ve özveriyle yapılan bu kutsal meslekte çocuklarımızın temellerini sevgi dolu iyi bir eğitime oturttuktan sonra öğretim bir yıldız gibi parlıyor. Her geçen gün bir şeyler öğreniyoruz, bilgiye doymuyoruz; aktarmaya da… Bugünkü eğitim internet ortamında yeni ivmeler kazandı. Yeni önerilerle bilgi yaşamda hız  kazanıyor. Uzmanlar yeni öğrendiğiniz bilgiyi bir başkasına anlatmaya çalışın ve bunun için kendinizi zorlayın, diyor. Bu yöntemin ders notlarını tekrar okumaktan daha etkili olduğunu belirtiyorlar. Katılıyorum bu düşünceye.

Kariyer yolculuğunuzda en çok zorlandığınız konular neler oldu ve bunları nasıl aştınız?
Genlerinde bu meslekle doğan ve hep bu işin içinde büyüyen biri olarak işime hiç “kariyer edinme” gözüyle bakmadım.

Nasıl bir yöneticisiniz? Yönetim anlayışınızı belirleyen ilkeler neler?
Sektörümüzü ilgilendiren yenilikleri yakından takip ederim. İdareci ve öğretmenlerimle sık sık bir araya gelir hem kendi öğrendiklerimi paylaşır hem de onların edindiği yenilikçi fikirleri dinlerim. Çocuklarımıza iyi bir insan olmayı öğretmekle başlıyoruz. En az bir yabancı dile ana dilleri gibi egemen olmaları gerektiği yönünde eğitim veriyoruz. Çağdaş uygarlık yolunda  Atatürk ilke ve inkılaplarını kendilerine kılavuz yapmalarını öğütlüyoruz. Teknolojiyi çok yakından takip ederken diğer sanat ve spor faaliyetlerine de aktif olarak katılmalarını sağlıyoruz. Emin olun bunları başarıyoruz, Adana’da bu yönde bize her zaman takdirini iletiyor. Yönetim anlayışımız samimiyet, paylaşım ve iletişim kanallarımızı her koşulda açık tutmaya dayalıdır.

Kadınların eğitim dünyasında ve toplumdaki konumlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Neler öneriyorsunuz bu konuda?
Çocuk ilk eğitimini annesinden alır. Yaşamdaki ilk rol modeli, öğretmeni annesidir. Okula başlayınca yine aynı şefkati sınıf öğretmeninden görür; ortaokul, lise yıllarında bir derdi olduğunda öğretmenin bakışlarında anne anlayışı arar. Bir anneyi, bir kadını eğitmek tüm insanlığı eğitmektir. Tabi tüm bunların yanı sıra çocuklarımıza baba güveni sevgisi veren, desteğini hiç esirgemeyen erkek öğretmenlerimizin ve idarecilerimizin de hakkı ödenemez.

“Kurumumuzda genel müdür, ilkokul- ortaokul müdürü, ortaokul müdür yardımcısı, lise müdür yardımcısı, psikolojik danışman rehberler  kadın yöneticilerimizdir. Bizim dünyamızda kadının yeri, başarısı tartışılmaz. Eğitim dünyası şuna artık inansın: Bir kadının yapamayacağı şey yoktur. Yeter ki fırsat verilsin.”