Logo

58 yıllık deneyimle üniversite eğitiminde Kültür farkı yaşanıyor

Kategori: Üniversiteler
Pazartesi, 29 Ocak 2018 13:32 tarihinde oluşturuldu



2018 ile birlikte 20. Yılını geride bırakan İstanbul Kültür Üniversitesi, 8 fakültede 35 bölüm, 3 meslek yüksekokulunda 25 program, 2 enstitüde 11 doktora ve 55 yüksek lisans programında 15 bine yakın öğrenciye eğitim imkanı sunuyor. Eğitimin etik kodlarını tüm kademelerinde içselleştirmiş bir akademik ve idari kadroya sahip olduklarını belirten İstanbul Kültür Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Güzel, İKÜ’nün dünden bugüne gelişimini ve sunduğu olanakları konuştuk.

erhan_guzel_ikuİstanbul Kültür Üniversitesi’nin dünden bugüne gelişimi ve geldiği noktayı değerlendirebilir misiniz?
İstanbul Kültür Üniversitesi, Türkiye’nin yenilikçi ve ilerici eğitim kurumu Kültür Koleji’nin 58 yıllık deneyimi ve birikimiyle yükseköğretim alanında da kaliteli eğitim sunmak hedefiyle, İnşaat Yüksek Mühendisi Fahamettin Akıngüç’ün kurucu mütevelli heyeti başkanlığında 1997 yılında açılmıştır. Eğitim-öğretim faaliyetlerine 3 fakülte ve 1 meslek yüksekokulunda 157 öğrenci ve 32 kişilik akademik kadrosuyla başlayan Üniversitemiz, ilk mezunlarını da 1999-2000 Akademik Yılında vermiştir. Fakülte ve meslek yüksekokullarının yanında enstitüleri, akademik merkez ve birimleri, sektörel ve uluslararası bağlantılarıyla Üniversitemiz, 21 yıl içerisinde sürekli büyümüş ve gelişmiştir. Bugün 8 fakültede 35 bölüm, 3 meslek yüksekokulunda 25 program, 2 enstitüde 11 doktora ve 55 yüksek lisans programında 15 bine yakın öğrencimize 700 akademisyenimizle öğrenim imkânı sunuyoruz.

YENİBİRİS.COM İLE İŞE HAZIRIM PROGRAMI
Üniversitenizin diğer vakıf üniversitelerine göre öne çıkan özellikleri nelerdir? Önümüzdeki döneme ilişkin plan ve projelerinizden bahsedebilir misiniz?
İKÜ’yü diğer vakıf üniversitelerinden ayıran en önemli özelliği Kültür Koleji’nin 58 yıllık geçmişinden aldığı yenilikçi ve vizyoner eğitim anlayışıdır. Eğitim deneyimini yükseköğretime 20 yıl içinde başarıyla uyarlayan Üniversitemiz akademik ve idari kadrosu, öğrencileri ve mezunlarıyla eğitimin etik kodlarını tüm kademelerinde içselleştirmiş duruşuyla ön plana çıkıyor. Bir diğer güçlü yönümüz ise eğitim, araştırma ve toplumsal sorumluluk alanında yürüttüğümüz veya öncüsü olduğumuz projelerimizdir. Örneğin bu yıl istihdam ve öğrenci gelişimine yeni bir boyut kazandıran İşe Hazırım çalışmasını hayata geçirdik. yenibiriş.com ile birlikte yürüttüğümüz İşe Hazırım Sertifika Programı öğrencilerimize, mezunlarımıza ve iş yaşamında fark yaratmayı hedefleyenlere farklı yetenek setlerini kazandırmaya odaklanan bir çalışma. Ek olarak 2016-2017 akademik yılında açmış olduğumuz Teknoloji ve Proje Destek Birimi, Kadın ve Sosyal Araştırmalar Birimi ile uçtan uca bilim, araştırma, inovasyon ve sosyal sorumluluğun üssü olmayı hedefleyen proje anlayışıyla çalışmalarımızı yapılandırıyoruz.

ituKampüslerinizde sosyal, kültürel ve sportif imkânları hakkında bilgi verebilir misiniz? Ayrıca öğrencilerinize sunduğunuz yurt ve burs olanaklarından bahsedebilir misiniz? Öğrencilere sağladığınız barınma imkânı var mı?
Üniversitemiz Ataköy, Şirinevler ve İncirli olmak üzere 3 yerleşkede eğitim faaliyetlerine devam etmektedir. Şu anda tüm izinlerini aldığımız ve yakın zamanda çalışmalarına başlayacağımız Ataköy-2 Yerleşkesi Projemiz bulunuyor. Ayrıca, önümüzdeki seneden itibaren Basın Ekspres Yerleşkemizde de eğitim faaliyetlerimize başlayacağız. Üniversitemiz, Kültür Anayasamızda da belirtildiği üzere, bilimsel üretkenliğinin yanında sanatsal görüye de sahip bireyler yetiştirmeyi amaçlamaktadır. Bu hedef doğrultusunda kampüslerimizde Güzel Sanatlar Uygulama ve Araştırma Merkezimizin bünyesinde bulunan Akıngüç Oditoryumu ve Sanat Merkezi ile İstanbul Kültür Üniversitesi Sanat Galerisi gibi platformların düzenlediği sahne sanatları ve sergilerle bilimin ve sanatın bir arada solunabildiği bir kampüs iklimi yaşanmaktadır. Öte yandan öğrencilerimizin sporla ilgilenmeleri ve aktif şekilde spor yapmaları önemsediğimiz konu başlıklarından birisidir. Basketbol, futbol, rugby, voleybol, tenis, yüzme, satranç takımlarımızda çok sayıda öğrencimiz Üniversitemizi temsil etmektedir. Öğrencilerimiz katıldıkları turnuvalarda hepimizi gururlandırıyorlar. Spor faaliyetlerini profesyonel olarak yapanların yanında hobi olarak gerçekleştiren öğrencilerimiz bulunuyor. Biz hiçbir ayrım yapmadan daha fazla öğrencimizin sporla ilgilenmesini teşvik etmek amacıyla geniş burs ve indirim olanakları da sunuyoruz. Kültür’de her öncenin bir yurt dışı deneyimiyle mezun olması bizim için çok önemli. Bu konuda Avrupa ve Uluslararası İlişkiler Birimimiz de, ERASMUS ve İkili anlaşmalar çerçevesindeki çalışmaların çıtasını çok yükseltti. Öyle ki Kültür, farklı ülkelerden öğrencilerin tercih ettiği bir üniversite konumunda.

ikuKARAR SÜREÇLERİMİZ SOSYAL MEDYA İLE YENİDEN ŞEKİLLENİYOR
Yeni ve farklı bir genç kuşakla karşı karşıyayız. Bu genç kuşak üniversite yönetimi olarak kararlarınızı nasıl etkiliyor?
Eğitim, öğretim her zaman çağıyla, çağın şekillendirdiği insan profilinin beklenti ve ihtiyaçlarıyla uyum içinde olmalı. Biz de yükseköğretim hizmetini bu bilinçle yapılandırıyoruz. Bilgi ve iletişim teknolojileri elbette eğitim öğretim faaliyetlerini şekillendiriyor ancak esas dönüşümün ve karar mekanizmalarımızdaki sürecin sosyal medya gerçeğiyle yeniden şekillendiğini söylemeliyiz. Şeffaflık ve hesap verebilirlik yükseköğretimde her zaman kültür politikasının en önemli başlıkları arasında yer aldı. Soruna, problemlere, risklere yaklaşımımız sosyal medya ile farklı bir boyuta taşındı. Öğrencilerimizin görüşlerine, eleştirilerine, beklentilerine çok daha hızlı cevap verebilmek için organizasyon şemamızda, bürokrasinin ağırlığını hafifletecek uygulamalara gittik. Öğrencilerimizi yalnızca mesleki ve akademik bilgiyi alan birer figür değil, üniversitenin gelişmesi gereken yönleri gözlemleyen bir ayna, yönetim mekanizmalarının özeleştiri yapmasını sağlayacak bir lokomotif öğe olarak görüyoruz. doğal birer üyesi

İŞ DÜNYASI ÜNİVERSİTELERİ PAYDAŞ OLARAK GÖRMELİ
Üniversiteler aslında uzun vadeli yatırımlardır. Ülkemizde 20 yıllık, 30 yıllık vakıf üniversitelerinden bahsediyoruz ama Batılı ülkelere baktığımızda 500 yıllık üniversiteler var. Bu bağlamda ülkemizin dünyadaki konumu nedir, aradaki farkın kapanması için sizce nelerin yapılması gerekiyor?
Türkiye’ye baktığımızda asırlardır varlığını sürdüren köklü üniversiteler var. Dünya ile kıyasladığımızda aradaki fark nedir derseniz… Eğitim ve araştırma her zaman üniversitenin misyonuydu. Ancak topluma hizmet ve iş dünyasıyla entegrasyon yeni yeni oturmaya başladı. Üniversiteleri artık yalnızca mesleki formasyon kazandıran eğitim kurumları olarak gören bakış açısı değişiyor. Bu noktada aradaki farkın kapanması için iş dünyasının ve STK’ların üniversiteleri birer paydaş olarak kabullenmesi ve birlikte çalışma kültürü edinmeleri çok önemli. Üniversitelerin yalnızca işgücü yaratmadığı, toplumsal refah için de bir referans noktası olduğu benimsenmeli. Özetle, iş dünyasının, sivil toplum kuruluşlarının eşgüdümlü çalışmalara imza atması, bilgi ve deneyimin karşılıklı transfer edileceği projelerin artırılması çok kısa sürede var olan açıkların kapatılmasını sağlayacaktır.

VAKIF ÜNİVERSİTELERİ FIRSAT EŞİTLİĞ SAĞLIYOR
Türkiye’de vakıf üniversitelerinin gelişimi hakkında genel bir değerlendirme yapabilir misiniz?
Vakıf üniversiteleriyle birlikte yükseköğretim hizmetinde bir rekabet ortamı oluştu. Bu rekabetin bilim, teknoloji, toplumsal sorumluluk projeleri bağlamında geliştirici olduğuna inanıyoruz. Yabancı dil eğitiminde, uluslararasılaşmada çok önemli ayrıcalıklar sağladı. Bununla birlikte, eskiden üniversiteler özellikle İstanbul ve Ankara merkezinde birer büyük şehir lüksü gibiydi ve bir ölçüde olanaklar sınırlıydı. Oysa şimdi her öğrenci için bir alternatif söz konusu. Vakıf üniversiteleri burs olanaklarıyla da eğitimde fırsat eşitliğine önemli bir katkı sağladı. Ar-Ge ve Ür-Ge faaliyetlerini ise yalnızca özel sektörün tekelinde çalışmalar olmaktan çıkardı. Geliştirme ve üretim bilimin ve bilginin üretildiği ortamlarda yapılabiliyor ki, bu bizce büyük bir artıdır.

YENİ ÇAĞDA DİSİPLİNLERARASI BİRİKİM ÖNEM KAZANACAK
Geleceğin yükselen meslekleri hangileri? Öğrencilerin hangi mesleklere yönelmelerini tavsiye edersiniz?
Geleceğin yükselen meslekleri hakkında direkt olarak bir alandan bahsetmek güç, çünkü büyük bir değişim ve dönüşümün yaşandığı ve yaşanacağı bir döneme giriyoruz. Bu yeni çağda sektör, alanına hakim ve ek olarak da disiplinlerarası birikime sahip, analitik düşünebilen, çok yönlü uzmanlara ihtiyaç duyacaktır. Dolayısıyla öğrencilere tavsiyem, hangi mesleğe yöneleceklerse yönelsinler, bahsettiğim yetkinliklere sahip olmaya gayret etmeleridir. Bu sayede daha rekabet edebilir bir konumda yer alarak, değişen yapıda ve dinamiklerde hem bireysel hem de toplumsal fayda üretebilirler.

KÜNYE
• Kuruluş Tarihi: 1997
• Mütevelli Heyeti Başkanı: Dr. Bahar Akıngüç Günver
• Fakülteler: Eğitim Fakültesi: Fen-Edebiyat Fakültesi, Hukuk Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Mimarlık Fakültesi, Mühendislik Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi
• Yüksekokullar: Adalet Meslek Yüksekokulu, İşletmecilik Meslek Yüksekokulu, Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu
Enstitüler: Fen Bilimleri Enstitüsü, Sosyal Bilimler Enstitüsü
• Öğrenci Sayısı: 15 000
• Akademik Personel Sayısı: 700
• İletişim Bilgileri: www.iku.edu.tr / 0212 498 41 41

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.