banner

Kadının önündeki en büyük engel önyargı




Eğitim dünyasında yönetici pozisyonundaki kadın sayısının erkeklere göre az olmasının temelinde önyargı olduğunu belirten İKÜ Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Bahar Akıngüç Günver, kadının, yöneticiliğin doğasındaki rolleri yerine getiremeyeceğine dair yaygın bir düşüncenin olduğunu söylüyor. Günver ile bir kadın olarak kariyer yolculuğundaki dönüm noktalarını ve kadınların toplumda yaşadığı sorunları konuştuk.

bahar_aknguc_gunverEğitim dünyasına nasıl adım attınız? Eğitim sektörünü seçmenizde neler etkili oldu?
Doğma büyüme eğitim dünyasının içinde olduğum söylenebilir. Kurucumuz ve Onursal Başkanımız, babam İnş. Yük. Müh. Fahamettin Akıngüç’ün eseri olan Kültür Koleji ile birlikte büyüdük. Dolayısıyla eğitim hep yaşamımızda oldu. Eğitim alanında faaliyet gösteren bir aile işletmesinin 3’üncü kuşak üyesi olarak sektördeki kariyerimin çoğu zaman bir görev ve yetki devriyle şekillendiği düşünülse de eğitimin insan yaşamına dokunan yönü benim seçimimde belirleyici bir faktör oldu. Üniversite yıllarında seçmeli derslerimin önemli bir bölümünü Eğitim Fakültesinden aldım. Dolayısıyla kariyerimi gönüllü olarak eğitim yolunda şekillendirdiğimi söyleyebilirim. 25. yılımda geriye dönüp baktığımda ise şunu rahatlıkla söyleyebilirim, iyi ki eğitimden devam etmişim. Başka bir sahada olsaydım şu anda hissettiğim anlam duygusu bu kadar yoğun olmazdı.

ÖĞRETMENLERİMDEN ÇOK ŞEY ÖĞRENDİM
Yaşamınızda dönüm noktalarında belirleyici rol alan öğretmenleriniz oldu mu? Onlardan size kalanlar nelerdir?
Öğretmenlerden yalnızca öğrenciliğimde değil kariyerimde de çok şey öğrendim. Öğrencilikten başlarsam… Kültür’deki öğrencilik yıllarımda sınıf içi eğitimde düşünen, sorgulayan bireyler olarak yetiştik. Öğretmenlerimiz gerçekten öğrenci merkezliydiler. Robert Kolej’de ise öğretmenlerimiz sorumluluk, birey olmak, çok yönlü gelişim konusunda bize destek oldular. Eğitim alanındaki kariyerimde de öğretmenlerden çok şey öğrendim. Örneğin bir ofiste masa başı işiniz varsa ve özel yaşamınıza ilişkin bir sıkıntı yaşıyorsanız belki bir molada içinize kapanma, biraz olsun kendinizle baş başa kalma lüksünüz var. Ancak öğretmenlik öyle değil… Bir öğretmenin sınıfa özel yaşamının stresini yansıtmak ya da o gün işi biraz yavaştan almak gibi bir lüksü olmuyor. Sürekli üretmeniz ve düşünmeniz kadar sabırlı da olmanız gereken bir meslek. Dolayısıyla öğretmenlerden hayatımın her alanında çok şey öğrendim ve hâlâ da öğrenmeye devam ediyorum.

EĞİTİM ÖMÜRLÜK BİR UĞRAŞ
Mesleğe başlarken eğitime bakışınızla bugünki bakışınız arasında farklar var mı?
Öğretmenlik mesleğinin sorumluluğu çok ağır. Yarattığı anlam duygusu ise çok yüksek. Başlarken zor bir iş olduğunu hem ailevi deneyimlerden hem de etrafımızdaki öğretmenlerden biliyordum ancak işin içine girince verdiği duygusal tatminin düzeyinin sabır, tolerans ve hoşgörüyü sağlayan en yüksek motivasyon olduğunu anladım. Hem öğretmenlik hem de yöneticilik için şunu söyleyebilirim; her iki mesleğe de girerken eğitimin süreli bir iş olduğu düşüncesindeydim. Şimdi ise eğitimin yaşam boyu sürdürülmesi gereken uzun soluklu ve hatta ömürlük bir uğraş olduğunu düşünüyorum.

KURUMSAL MÜKEMMELİYET OLMADAN NİTELİKLİ EĞİTİM OLMAZ
Kariyer yolculuğunda en çok zorlandığınız konular neler oldu ve bunları nasıl aştınız?
Bugün bulunduğum nokta, 3’ncü kuşak olarak devraldığım bir pozisyon. Dolayısıyla kadın idareci olarak yaşadığım süreçleri daha yumuşak geçirdiğimi söylemeliyim. Ancak yönetim basamağında bulunmanın kendine özgü zorlukları var. Kendi pozisyonum için söylemek gerekirse bir aile işletmesinin yönetiminde en önemli konu aile duygusallığı ve işletme mantığı arasında bir denge kurabilmek. Eğitim alanında çalışan bir kadın yönetici olarak durumu değerlendirmek gerekirse… Bizim seslendiğimiz kitle gençler. Değerleri, iletişimi, öğrenme teknikleri bütünüyle farklı bir kuşağa hizmet veriyoruz. Düşünce özgürlük ister, eğitimse belli bir disiplin. Bu iki mekanizmayı aynı anda çalıştırabilmek işimizin zorlu kısmı. Kurumsal mükemmeliyet sağlanmadan nitelikli eğitim hizmeti verebilmek mümkün değil. Çalışan mutluluğu sağlanmadan, eğitim ortamında dinamik ve mutlu bir atmosfer oluşturmak mümkün değil. Bu noktada hem kurumsal işleyişimizi hem de eğitim niteliğimizin standartlarını korumak gerekiyor. Eğitim yöneticiliği demek güvenliği, etik değerleri, eğitim hizmetimizi, fiziksel ortamımızı optimum düzeyde sunabilmek demek. Dolayısıyla işimizin en önemli zorluğu dengeyi kurmak ve yürütmekte yatıyor.
Eğitim dünyasında kadın öğretmenlerin sayısının çok olmasına rağmen yönetici kadın sayısının az olmasının nedenleri neler?
Kadın sayısının görece erkeklere göre az olmasında esas mesele önyargı. Kadının, yöneticiliğin doğasındaki rolleri yerine getiremeyeceğine dair yaygın bir düşünce var. Bir diğer konu da kadının yönetim kademesinde görev alacağı yaş evlilik, annelik gibi hassas süreçlerle de kesişebiliyor. Bu noktada insanı bilhassa sermaye olarak gören işyerleri kadına, yönetim konusunda potansiyeli olsa bile, yatırım yapmakta tereddüt edebiliyorlar. Oysa iş dünyasında yönetilemeyecek, dengelenemeyecek veya çözülemeyecek hiçbir konu yok. Bu önyargılar kadının da zihin yapısına ‘Nasılsa işletme buna bakmaz ya da takdir etmez” şeklinde sirayet ediyor ve çabalamaktan vazgeçen hatta bu nedenle iş yaşamından uzaklaşan değerler olabiliyor. Sonuç olarak bu meseleyi önyargılar ve önyargıların bireyin zihninde yarattığı erozyona bağlıyorum.

TEK YOL ÇEKİRDEKTEN EĞİTİM
Kadınların eğitim dünyasında ve toplumdaki konumlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu konuda önerilerinizi öğrenebilir miyiz?
Kadının iş, eğitim ve özel yaşamda belli noktalarda hak ettiği konuma ulaştığını hâlâ söyleyemeyiz. Ancak burada yapıcı önerilerin yalnız kadınlara yönelik olmasını da bir çözüm olarak görmüyorum. Kadınların güçlenmesi erkeklerin de bilinçlenmesi gerekiyor. Bu bilincin evde, okulda, ailede içselleşmesi ve kabul görmesi gerekiyor. Bu noktada tek yol eğitim. Çekirdekten eğitim. Örnek olmak da bir yol. Kadın ve erkek, özellikle anne baba, kimliklerinde cinsiyete ilişkin rolleri çok dikkatle ele almalılar ve bu konuda anlatıcı değil eylemleriyle kendilerini gösteren rol modeller olmalılar.

NASIL BİR YÖNETİCİSİNİZ?
“Eşitlik, saygı, insana güven ve pozitif yaklaşım” ilkesi yönetici kimliğimin çekirdeğini oluşturuyor ki bu başlıklar aslında eğitimciliğin de felsefesidir. Birlikte çalıştığım insan kaynağına her şeyden önce güveniyorum ve bu güveni onlara hissettirmeye çalışıyorum. Didaktik değilim ve bundan mümkün olduğunca uzak duruyorum. Eğer ihtiyaçları varsa, sezgisel olarak bunu hissediyorsam yol göstermeye ve deneyimde, iletişimde paylaşımcı olmaya çalışıyorum. Adil davranmak ve eşitlik ilkesinde tutarlılık da benim için önemli diğer ilkeler.

DR. BAHAR AKINGÜÇ GÜNVER
Kültür Koleji’ndeki ilk ve ortaöğreniminin ardından liseyi Robert Kolej, lisans eğitimini ise Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümünde tamamladı. Lisansüstü eğitimini California State Üniversitesi’nde Eğitim Yönetimi alanında yapan Dr. Akıngüç Günver, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Davranış Bilimleri Anabilim Dalında Aile İşletmeleri üzerine hazırladığı teziyle doktora eğitimini tamamladı. Harvard Üniversitesi Eğitimde Liderlik Programına katılan Dr. Akıngüç Günver; California State Üniversitesi’nde Matematik Branşı Asistanlığı, Kültür Okulları’nda Matematik Öğretmenliği ile eğitim kariyerine başladı. Kültür Koleji Anaokulları’nın ve Kültür Fen Lisesi’nin Kurucu Müdürlüğünü, Kültür Okulları Genel Müdürlüğünü yaptı. Yaşadıkça Eğitim Dergisi’nin yayın editörü olan Dr. Akıngüç Günver, 2009 yılından bu yana İstanbul Kültür Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı olarak görev yapmaktadır. Evli ve 2 kız çocuğu annesidir.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.