Logo

Yeni sınav sistemi Bir taşla iki kuş vurmak

Kategori: Alparslan Dartan
Perşembe, 12 Eylül 2013 13:05 tarihinde oluşturuldu



Milli Eğitim Bakanımız Sayın Nabi Avcı, son bir iki haftada Ortaöğretime Geçiş süreci ile ilgili önemli açıklamalar yaptı. Bunların en önemlisi bakanlık bürokratlarıyla basının karşısında kısaltılmış adıyla TEOG’u yani (Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş) sistemini açıklarken ve birkaç gün önce de İstanbul’da çeşitli basın yayın kuruluşlarında eğitim editörlüğü ya da eğitim yazarlığı yapan gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında gerçekleştirdi.

Bu toplantıların ilki sistemin tanıtımı, ikincisi sistem ile ortaya çıkan yoğun eleştirilerin giderilmesi üzerine tasarlanmıştı. Genel ilke ve değerler üzerinden bakıldığında Bakanımızın ulusal ve evrensel eğitim ölçütlerinde iyi ve ileriyi hedefleyen bir politika izleme ve hayata geçirme isteği önemli, doğru ve herkesin kabul ettiği gelişimsel hedeflerdir.

Ama bu hedeflere ulaşmanın, bu doğruları yapmanın tek yolu sınav sayısını artırmak ve bunu merkezi olarak yapmak mıdır, bu sorgulanmalıdır. Tüm dünyada eğitim bilimcilerin ve ölçme ve değerlendirme uzmanlarının kabul ettiği bir gerçek vardır. Sınavları, sayısı kaç olursa olsun (ister bir ister yirmi) bu sınavları sıralama sınavı yerine kullanacaksanız değerlendirmeniz farklı olmalı; sistemi, eğitim ve öğretimi, eğitim kurumlarını, eğitimcileri kısaca eğitim sisteminin bütünün performansını değerlendirmek için bir değerlendirme aracı olarak kullanacaksanız da başka bir gözle bakmalısınız.

Kimsenin sistemin değerlendirilmesi için yapılacak sınav ve değerlendirmelere diyecek herhangi bir şeyi olamaz. Tek değerlendirme yöntemi olmamakla beraber bu tür sınavlar sistemi değerlendirebilmeniz için size önemli veriler sunar. Ancak, bu sınavları bir sıralama sınavı olarak kullanacaksanız sınavların geçerliliği ve güvenirliliğinden tutun da sınavın nesnelliği, istenen amaca uygunluğu, adil ve güvenilir ölçütlerle yapılması, ölçme ve değerlendirme ilkelerine uygunluğu gibi pek çok değişkenin bir arada toplanması gerekir.

Milli Eğitim Bakanlığı bu sistemi hayata geçirmeden önce farklı illerde eğitimcilerin, bürokratların, öğrenci ve velilerin katıldığı 16 çalıştay gerçekleştirdi. Bunların 4 ü İstanbul’da sonuncusu da Eskişehir’de oldu. Bakanlık bu toplantılarda her kesimden temsilcinin bulunduğunu ısrarla söylüyor. Bizler ise bu toplantılarda eğitim uzmanlarının ve sınavlar konusunda tecrübesi olan akademisyen, yazar ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin çağrıldığını duymadık.

Sistemin ayrıntılarının açıklanmasına az bir zaman kala toplumla paylaşılmaya başlanan küçük ayrıntılar, eğitim alanında önemli bir sivil toplum örgütü olan TÖDER’in ev sahipliğinde bir çalıştayda konuşuldu. TÖDER’in davetiyle Türkiye ve İngiltere’den alanla ilgili pek çok akademisyen ve yazar yeni sınav sistemi ile ilgili görüşlerini dile getirme fırsatı buldu. TÖDER çalıştayından ortaya çıkan sonuç tek sınav daha doğru yaklaşımı oldu. Ancak TÖDER bunu kamuoyu ile paylaşmasından bir gün sonra yani daha mürekkebi bile kurumadan Milli Eğitim Bakanı yeni Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemini (TEOG) açıkladı.

Yeni Sistem/Bir Taşla İki Kuş Vurma

Ortaöğretime geçişin yeniden şekillendirildiği TEOG sisteminde asıl ulaşılmak istenen hedef nedir sorusunun iyice netleştirilmesi gerekmektedir. Amaç ortaöğretime geçiş için yeni bir sistem yaratmak mıdır, yoksa okullar arasındaki farklılıkları görmek, öğretmenlerin performansını ölçmek midir ve tüm yurtta eş zamanlı olarak mevcut programın uygulanmasını sağlamak mıdır? Anlaşılıyor ki Milli Eğitim Bakanlığı aynı anda her ikisini de yapmak istemiş ve bir taşla iki kuş vurmak istemiştir.

Peki, TEOG Sistemi eğitimdeki paradigmaları değiştirebilecek ve bir dokunuşla pek çok eksiği giderebilecek midir?

Eğitim öyle bir olgu ki sunduğunuz girdilerin çıktısını almak bir anda olacak bir şey değil. Yaptığınız bir değişikliğin sonucunu görmek için bazen bir yıl değil 3 veya 5 yıl beklemeniz bile gerekebilir. Dolayısıyla sistemin özüne dokunan her değişikliğin iyi düşünülmesi, tüm paydaşlarının görüşlerinin alınması ve uygulamalara bundan sonra karar verilmesi gerekir. Yeni sistem bu arayışlardan yoksun doğmuştur.

Bu sistemle sınav kaygısını da sınava hazırlanma sürecini de azaltmak ya da yok etmek mümkün görünmüyor. Ayrıca Galatasaray, İstanbul Erkek, Kabataş, Kadıköy Anadolu gibi özel niteliği ve sayıları az olan okulları, Fen Liseleri gibi bu ülkeye pek çok bilim insanı yetiştiren eğitim kurumlarını da olumsuz etkileyecektir.

Yürürlüğe Giren Yeni Sistem ile Neyi Baştan Kabul Ediyoruz/ Varsayımlarımız

•             Türkiye’de okullar arasında önemli niteliksel farklılıklar olduğunu ama bunun kısa zamanda giderileceğini,

•             Ülkenin her yerinde müfredatın eş zamanlı okutulamadığını ama bunun bir yıl içerisinde hatta 3 ay içerisinde bunun mümkün kılınabileceğini,

•             Öğretmenlerin derslerindeki eğitim ve öğretimin süreçlerini ölçme ve değerlendirme kriterleri açısından yeterince objektif olamadıklarını ama merkezi ve çoklu sınavlarla bu objektifliğin sağlanabileceğini,

•             Okulda yapılan yazılılarda zaman zaman öğretmen kaynaklı hormonlu notlar olabildiğini ama yazılıların daha kontrollü ve merkezi yapılıyor oluşuyla bu hormonlu notların önüne geçiliyor olacağını,

•             Okul ve öğretmen üzerinde değerlendirme kriterlerinin öğretmenleri rahatlattığını ve performanslarını yeterince ortaya koyamamalarına neden olduğunu ancak yapılacak merkezi sınavların yaratacağı pozitif kaygının mesleki performansını artıracak bir ortam yaratacağını,

•             Öğrenci, öğretmen ve okul ilişkisinin yeterince beklenen düzeyde olmadığını ancak yeni sistem ile bu ilişkinin daha anlamlı ve pozitif olacağını,

•             Tek bir sınavın çocuklar ve aileler üzerinde sınav kaygısı yarattığını ama yılda 12 kez yapılacak olan sınavların bu kaygıyı sürece yayacağından azaltacağını ya da büyük oranda ortadan kaldıracağını,

•             Bakanlığın, eğitim sistemini, okulu ve öğretmenleri bugüne kadar yeterince denetlemediğini ama bundan sonra bunun başarılabileceğini,

•             Öğrenci ve velilerin sınava hazırlık amacıyla okul dışı eğitim kurumlarına (dershane, etüt merkezleri ve özel dersler) yönelik ihtiyaçlarının yılda 12 sınav olmasına rağmen azalacağını,

•             Tek sınavın yarattığını düşündüğümüz tüm olumsuzlukların (özellikle sınavı kaçıran ya da rahatsızlıkları nedeniyle başarılı olamayanlar için getirilen telafi imkânının) giderileceği, ölçme ve değerlendirme ilkeleriyle çelişmeyeceğini,

•             Okullarda öğrencilerin SBS öncesi okula gitmeme-rapor alma ve devamsızlık etme davranışlarının (sınavlardan bir ya da birkaç gün önce sınava çalışmak için öğrencilerin okula gitmedikleri gerçeğine rağmen) bu sistemle önüne geçilebileceğine,

•             Bugüne kadar yapılan yerleştirme sınavların tümünün merkezlerde yapılırken sağlanabilen sınav güvenliğinin, şimdi köy ve kasabalarda gerçekleştirilecek olan bu sınavlarda da sağlanabileceğine,

•             Sınavı olmayan dersler ile, resim müzik beden gibi uygulamalı derslere olan ilginin yeterince istenilen düzeyde olmadığı, ama yeni sınav sistemi ve değerlendirme, puanlama kriterleriyle (%70-%30) bunun okula ve bu derslere olan ilgiyi artıracağı (Özellikle özel okulda okuyan öğrenciler için uygulamalı derslerin hangisinde 90-100 aralığı dışında puan verildiği görülmüştür, ya da devlet okullarında hangi öğretmen derse giren ve asgari gereklilikleri yerine getiren bir öğrenciye düşük puan verme cesaretine sahip olabilecek midir?) düşünülmektedir.

Tüm bu varsayımlara ve değerlendirmelere rağmen yeni sistem bir yıl içerisinde hatta birinci dönem içerisinde gerçekleştirilecek olan ilk sınavlar sonrasında kendi kendini revize etme fırsatı verecektir. Değişim gerektirecek pek çok alan olma ihtimaline karşı da Bakanlık kendi B planlarını devreye sokacaktır diye düşünüyorum.

Alpaslan Dartan

Türk PDR Derneği İstanbul Şube Başkanı

Terakki Vakfı Okulları,

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.