Logo

‘Başarı’ kavramı ile ‘Başarılı Okul’ kavramı

Kategori: Alparslan Dartan
Çarşamba, 13 Ağustos 2014 09:49 tarihinde oluşturuldu



YGS/LYS ve TEOG Sınavları Perspektifinde “Başarı” Kavramı ile “Başarılı Okul” Kavramı

Değişen ve gelişen dünyada birey davranışlarındaki değişiklikleri kalıcı hale getirebilmek, gelişmelere ayak uydurabilen, çağın beklentilerine cevap verebilen, araştıran, sorgulayan ve kendini gerçekleştirmiş, özgüven duygusu gelişmiş bireyler yetiştirmek, ancak eğitimle mümkün olabilmektedir.

Yaşam boyu süren öğrenmelerin ve eğitimlerin resmi boyutu da eğitim kurumlarında yani okullarda gerçekleşir. Okul yaşamı aynı zamanda çocuğun ve gencin edindiği deneyimlerin geliştirilmesine fırsat tanıyan bir alan olarak tanımlanabilir. Okul, her ne kadar akademik öğrenmelerin asıl hedef olarak konduğu bir yaşamsal alan olsa da onu var eden öğretmen, öğrenci ve veliler olmadan düşünülemez.

Okulu, okul yapan, bir yandan kapsayan ve çevreleyen kendi fiziksel alanı iken (okul binası, bahçesi, sınıfları vs), bu fiziksel alanın canlı, işler ve işlevsel kılan ise öğrencinin ve öğretmenin varlığıdır. Öğretmenlerle öğrenciler arasındaki bu ilişki kuşaklar arası bir alışverişi simgeler, okulları da dünden bugüne, bugünden geleceğe taşıyan bu alışverişe tanıklık eden öğrencileri ve öğretmenleridir.

Devlet ya da özel hangi okul olursa olsun çocuğun okul yaşamı sırasında ailelerin beklentilerinin tümünün karşılanması mümkün değildir. Anne babanın yetiştiği çevre, eğitim seviyesi, iş hayatı ve edindiği yaşam tecrübesi bu beklentileri büyütür ve çoğaltır. Bu nedenle de her ailenin “Başarı” Kavramı ile “Başarılı Okul” kavramı birbirinden farklılık gösterir.

Başarı Kavramı = Sınavlar

Okullarda öğrenci başarısını ölçmek ve değerlendirmek amacıyla kullanılan yöntemlerin belki de en etkili olanı ve en çok kullanılanı sınavlardır. Sınav kavramı, ders programlarında öğrencilere kazandırılması planlanan davranışların ne ölçüde kazanıldığını saptamaya yarayan işlemler dizisi olarak tanımlanmaktadır. Sınavların öğrencilerin dersten geçer not alıp alamayacağı, bir üst sınıfa gidip gidemeyeceği, diploma alıp alamayacağı, sınavla öğrenci alan üst eğitim kurumlarına girmeye hak kazanıp kazanamayacağı gibi durumları belirleyici özellikleri yanında, başarı konusunda öğretmenlere ve okullara da önemli bir geri bildirim sağlama özelliği taşımaktadır.

Milli Eğitim Bakanımızın kendi ağzından da dile getirdiği gibi ülkemizde öğrencilerimizin girdikleri ulusal ve uluslararası sınavlarda elde ettikleri başarı ya da başarısızlıklar eğitim sistemini sorgulamak (değerlendirmek) için iyi fırsat olarak görülmektedir. Özellikle TEOG ile başlatılan yeni sınav sistemi bu amaçla da kullanılacağı açıklanan önemli bir adım oldu.

Sınavlar elbette bir başarı/performans göstergesidir ancak başarı kavramının da tek bileşeni olmadığı çoğu zaman unutulmaktadır. Yapılan araştırmaların pek çoğunda okul başarısı ile sınav başarısı arasında pozitif yönde yakın bir ilişki bulunduğu bilinmektedir. Okul başarısının, tek başına sınav başarısının belirleyicisi olmadığına ilişkin araştırma bulguları da oldukça fazladır.

Başarı Kavramı - Eğitimin Yönü Değişiyor

Uluslararası sınavlarda başarı kavramının belirleyicisi ve ölçülmeye çalışılan nitelikler, öğrencilerin okulda uygulanan müfredat kapsamında ele alınan konuları ne dereceye kadar öğrendikleri değil, gerçek hayatta karşılaşabilecekleri durumlarda sahip oldukları bilgi ve becerileri kullanabilme yeteneği, akıl yürütme ve fen ve matematik kavramlarını kullanarak etkin bir iletişim kurma becerisine sahip olup olmadıklarıdır.

Bugün ülkemizde giderek bozulan eğitim sistemi ile özellikle büyük şehirlerde artan kaliteli eğitim sorunu, eğitim sistemine bütünsel bir gözle bakılmasını ve dönüşümü zorunlu kılıyor. İyi okul – başarılı okul kavramı içerisinde de pek çok değişkenin girdiğini biliyoruz. Özellikle öğretmen faktörünün bu değişkenler içerisinde önemli bir yer tuttuğunu görüyoruz.

PISA sonuçlarıyla ilk sıralarda yer alan ülkelerin başında yer alan Finlandiya’nın bu başarının nedenleri araştırdığında;

•             Öğretmen yetiştirme programı,

•             Geleneksel okul yaşamı,

•             Kültürel olarak öğretmenlik mesleğine bakış ve

•             Hizmet içi öğretmen eğitimi gibi faktörlerin belirleyici olduğu görülmüş.

Bu çerçevede bizlerde eğitim sistemimizin ve eğitim kalitesinin sorgulanmasını sadece sınav sonuçlarına bakarak yapmaktan vazgeçmeli ve değerlendirmelerimizi sağlıklı verilerin analizi çerçevesinde gerçekleştirebilmeliyiz.

Milli Eğitim Bakanlığın ulusal sınavlarda sayısal verileri açıklamama kararı bu yıla özgü bir karar. Ancak bakanlık önceki yıllarda ulusal sınavlarda (TEOG, YGS-LYS v.b ) öğrencilerin ve okulların başarılarını tüm kamuoyu ile paylaşırdı.

Sayısal verilere bakıldığında Türkiye’de eski adıyla SBS yeni adıyla TEOG sınavlarında ilk 50 ya da ilk100 okul arasında devlet okulundan öğrenci bulmak zordu, belki bir iki öğrenci ancak burada yer alabiliyordu.  Ortaöğretimden üniversiteye geçiş sınavlarında ise (YGS/LYS) bu durumun tersi yaşanıyor, daha çok devlet okullarından mezun olan adayların başarı sıralamalarında üst basamaklarda yer aldığını görebiliyoruz.

Gerek Ortaokul gerekse de Lise düzeyinde öğrenci başarısı yüksek olan okulların ortak kriterlerine bakıldığında öncelikle öğretmen yeterliliği ve eğitim kurumunun geçmişten getirdiği sistemli çalışma koşullarının ön plana çıktığını görebiliyoruz.

Özel ya da devlet okulu fark etmez tümü  “Başarılı Okul” kavramını öğretmen, öğrenci ve veli üçgeninde kurulan işbirliği neticesinde hayata dönüştürebiliyorlar. Okulların bu başarılarının içerisinde ağırlıklı nedenler arasında aşağıda yer alan özelliklerin ön planda olduğunu söylemek yanlış olmaz;

•             Öğretmen kalitesi,

•             Öğretmenlerin hizmet içi eğitimleri,

•             Az sayıda öğrencili okullar olmaları –sınıf mevcutları,

•             Program içerikleri zenginleştirilmiş müfredat uygulamaları,

•             Veli, öğretmen ilişkileri,

•             Sosyal olanaklar,

•             Yurt dışı işbirlikleri, öğrenci değişim programları

•             Üst öğrenime hazırlık, mesleki rehberlik

•             Uygun rehberlik hizmetleri,

•             Ölçme ve değerlendirme birimlerinin veri analizleri,

•             Özel öğrencilerle çalışma/(üstünler ve öğrenme sorunu yaşayanlar)

•             Yabancı Dil Eğitimi

•             Veli okul işbirliği

Ortaokul seviyesinde özel okulların, lise seviyesinde de devlete ait okulların başarı grafiğinin yüksekliği önemli bir veridir. Türkiye'de özel okullara getirilecek standartlar yönergesiyle ilgili hazırlanan yeni akreditasyon sisteminin, özel okulculuğun gelişmesi ve kalite standartlarının yükselmesi açısından önemli bir çalışma olduğu söylenebilir. TEOG sonuçlarıyla ilgili verilerin kullanımı ile bu sistemin devlet okullarına da yansıtılmasını ve belirli kriterlerin getirilmesi anlamlı olacaktır.

Dershanelerin kapatılması, özel okulların verdikleri eğitimin yanında hafta içi akşam ve hafta sonu takviye kursları açarak sınav başarısına yönelik tedbirler almaları yine de rekabetin ağırlıkla sınav başarısına endeksli olacağını göstermektedir. Özel liselerin öğrenci sayılarında azalmalar nedeniyle devlet liseleriyle rekabet edebilmeleri için daha fazla yaratıcı ve öğrenci ihtiyaçlarına dönük uygulamaları geliştirmeleri gerekmektedir.

Alpaslan Dartan

Terakki Vakfı Okulları Rehberlik Uzmanı ve

Türk PDR Derneği İstanbul Şube Başkanı

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.