Logo

Kadınların “hane/ev”e itilmişlikleri ve varoluş mücadeleleri

Kategori: Alparslan Dartan
Çarşamba, 18 Mart 2020 11:31 tarihinde oluşturuldu



Alpaslan Dartan / Eğitim Danışmanı – PDR uzmanı  

alpaslan_dartanÜnlü yönetmen Nuri Bilge Ceylan, ''Üç Maymun'' isimli filmiyle 61'inci Cannes Film Festivali'nde en iyi yönetmen ödülünü aldığında yaptığı teşekkür konuşmasında, ''Bu ödülü, tutkuyla sevdiğim, yalnız ve güzel ülkeme armağan ediyorum'' demişti. 

Ülkesini tutkuyla sevenlerin oluşturduğu bir toplulukta insanların tutkuyla bağlı oldukları değerleri korumaya yaşatmaya çalışması anlaşılır bir şeydir. Bir toplumu bir arada tutan sıkı bağların ve toplumsal değerlerin içerisinde aile ilişkileri, aile yapısı ve eğitim ve ekonomik değerleri sayabiliriz.

Özellikle ülkemizde bu değerlerin temsilcisi gördüğümüz kadınların toplumu ayakta tutan rollerinin önemini yeteri kadar kavrayıp kavrayamadığımız değerlendirilmesi gereken önemli bir konudur. 

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e: Kadın Kimliğinin Biçimlendirilmesi isimli 2010 yılında gerçekleştirilen ve dergipark’ta yayımlanan bilimsel bir araştırmada “Türümüzün atalarının toprağa yerleşmeye başlaması ile kadın ilk ve -bugüne değin kalıcı- yenilgisini almıştı; artık toplumsal olarak “ne-kim olduğu” erkek iktidarı tarafından nitelenir durumdaydı ifadeleri yer alıyor. Toprağa yerleşilmesiyle birlikte erkeğin üremedeki rolü de anlaşılmaya başlanmıştı; mülkiyet anlayışının ortaya çıkması ile de erkeğin, kendi mülkü olarak benimsediği yaşam alanını kendisine ve kendisinden olacak ve eşinden doğacak ancak yine kendisi gibi erkek çocuğa mal etmesi, kadını ikincilleştiren Ataerkil toplumsal yapıları doğurdu. 

Edindiği mülkü, kendisinden olan erkek çocuğa aktarmak kaygısı taşıyan erkek ve gücünü kendi gücünden almak üzere ortaya koyduğu erkek egemen toplumsal yapı, erkeğin soyunu garanti altına almak için kadını yeniden tanımlamak ve onun üremesini ya da cinselliğini, dolayısı ile de bedenini bir güdüm altına almaya yani kontrol etmeye yöneldi. Bu da her ne kadar yönetim ilişkileri değişse bile “Ataerkillik” üzerine inşa edilmiş sonraki ve ardılı her toplumda, o toplumu örgütleyen tüm sistemlerde kadınlığın, erkeklik tarafından inşasına neden oldu. 

Bu inşanın en önemli aracı olarak da dinler ortaya çıktı; toplumsal yapı içerisinde de bu dinler artık, erkek egemenliğini meşrulaştırmanın en etkili araçları konumuna geldiler. Ataerkil ailenin doğudan batıya hemen her coğrafyada yayılması ve özellikle Roma, Yunanistan, Mısır, Hindistan, Çin ve Arap coğrafyaları gibi dünyayı oldukça etkileyen bölgelerde güçlü hale gelmesi ile kadın, erkekler tarafından erkeklere has kılınan toplumsal alandan koparılarak, erkeğinin neslini sürdürüp sürdürmediği kolayca kontrol edilebilecek olan “hane/ev”e itildi. 

Kadınların “hane/ev”e itilmişlikleri yeni değil elbette ama zihinlerde hapsoluşlarının farkına varmaları ve özgürlük arayışlarıyla devam eden mücadele süreçleri yerleşik düzende olduğu gibi çok eskilere dayanmıyor. Yüz, yüzelli yıl öncesine dayanan ufak çaplı hareketlerle başlayan ama günümüze gelindiğinde de tatmin etmese de bir harekete dönüşmüş mücadeleden söz etmek mümkün. Kadın hakları için ayrımcılığın ya da cinsiyet eşitsizliğinin olmadığı bir dünya düzeni oluşana kadar da sürecek bir mücadele. Kadınların var oluş mücadeleleri aynı zamanda onların kayboluşu anlamına da gelmiş yüzyıllardır. Baskıcı ve otoriter yaklaşımlarla sindirilmeye çalışılmış olmak kadınlar için hep bir isyan ve hep bir boyun eğme arasında gidiş geliş olmuş. Çünkü isyan etmek reddedilmeyi de dışlanmayı da yok sayılmayı da göze almak demek olmuş bu ülkede ve bunu hiç bir kadın okumuşu da okumamışı da göze alamamış. 

İstatistiklerle Kadın, 2019

alpaslan_dartan











 



Türkiye, kadın erkek eşitliğinin nüfus olarak sağlandığı bir ülke. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre; 2019 yılında, kadın nüfus 41 milyon 433 bin 861 kişi, erkek nüfus 41 milyon 721 bin 136 kişi olmuş. Diğer bir ifadeyle; toplam nüfusun %49,8'ini kadınlar, %50,2'sini ise erkekler oluşturuyor.
 

Cinsiyete ve yaş grubuna göre nüfus oranı (%), 2019

alpaslan_dartan

 

 




Cinsiyete göre seçilmiş göstergeler, 2018

 

Kadınlar tüm eğitim düzeylerinde erkeklerden daha düşük ücret alıyor

Kazanç Yapısı Araştırması, 2018 sonuçlarına göre; cinsiyete dayalı ücret farkı toplamda ve tüm eğitim düzeylerinde erkek ücretinin lehine gerçekleşmiş. Bu fark, en fazla %28,8 ile meslek lisesi mezunu erkekler ve kadınlar arasında görülürken en az fark %14,3 ile lise mezunu erkekler ve kadınlar arasında olmuş. 

Cinsiyet ve eğitim durumuna göre yıllık ortalama düzenli brüt ücret, 2018

alpaslan_dartan

 











Kadın milletvekili oranı %17,3 oldu

Türkiye Büyük Millet Meclisi verilerine göre; 2019 yılında 589 milletvekili içerisinde kadın milletvekili sayısın 102, erkek milletvekili sayısı ise 487 . Meclise giren kadın milletvekili oranı, 2007 yılında %9,1 iken bu oran 2019 yılında %17,3 olmuş.
 

Her on kişiden dokuzu kadınlara karşı önyargılı

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) yayınladığı yeni bir araştırmaya göre insanların yüzde doksanı kadınlara karşı önyargılı. UNDP’nin ilk “cinsiyete dayalı sosyal norm endeksi” olma özelliğini taşıyan çalışma, dünya nüfusunun yüzde 80’inden fazlasını barındıran 75 ülkenin verilerinin analizleriyle hazırlanmış. Erkeklerin yüzde 91'i ve kadınları yüzde 86'sı, siyaset, ekonomi, eğitim, şiddet veya üreme hakları konularında kadınlara yönelik bir önyargıya sahipler. Çalışmaya göre erkek ve kadınların yarısından fazlası çalışma hayatından erkeklerin daha iyi liderler olduğuna inanıyor. 

T.C. Millî Eğitim Bakanlığı 2019 – 2023 Stratejik Planı 2023 Eğitim Vizyonu ışığında hazırlanan 2019-2023 Stratejik Planında, Türk Millî Eğitim Sistemi’nin nicelik ve erişimle ilgili sorunlarının yanında özellikle nitelik devrimini gerçekleştirmek konusunda bir kararlılıktan söz edilmiştir. BU çerçevede Millî Eğitim Bakanlığı Çalışanlarının Eğitim Düzeyi ve Cinsiyet Bilgilerine Göre Dağılımına bakıldığında tüm Milli Eğitim Teşkilatının toplam 24 biriminde 490.026 erkek, 532.450 kadın ve toplamda da 1.022.476 kişi çalıştığını görüyoruz. 

Kadın çalışanların ağırlıkta olduğu bir bakanlıkta 3 bakan yardımcısına bağlı görev alanları ile beraber 17 genel müdürlük bulunuyor. Bunların yanında direkt bakana bağlı genel müdürlükler de sayıldığında toplam 24 farklı birim bulunuyor. Bakanlığın web sayfasında Teşkilat Şeması içerisinde Bakana bağlı 24 birimin yöneticileri (Daire Başkanı, Genel Müdür ya da Başkan) içerisinde sadece bir kadın genel müdür var. O da Burcu EYİSOY DALKIRAN hanımefendi, Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürü olarak görev yapıyor. Diğer tüm yöneticiler erkeklerden oluşmuş. Üst düzey yöneticilerinin hepsinin erkek olduğu bir bakanlıkta 2023 Eğitim Vizyonunun niteliksel devrimi gerçekleştirilebilir mi? 

Sivil Toplum Kuruluşları (STK)

Toplumsal bir vaka olarak karşımızda duran cinsiyet temelli yaklaşımlar ile ilgili ülkemizde çok ciddi çalışmalar yürüten pek çok Sivil Toplum Kuruluşu bulunuyor. Özellikle eğitim süreçleri açısından çalışmalarını yoğunlaştıran iki önemli kurumdan AÇEV ve Eğitim Reformu Girişimi (ERG)’den de kısaca söz etmek yerinde olacaktır. 

Anne Çocuk Eğitim Vakfı  (AÇEV) ekibi 25 yıldır, erken yaştaki her çocuğun güvende, sağlıklı, mutlu ve öğreniyor olması için çalışan ülkenin dört bir yanındaki ihtiyaç sahibi çocuklar, anne babalar ve genç kadınlar için bilimsel temelli eğitim programları geliştirip uyguluyorlar. Eğitim programları ve saha çalışmalarının yanı sıra, toplumsal farkındalığı artırmak, bilinç ve destek oluşturmak üzere farkındalık ve savunu faaliyetleri olan AÇEV, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri çerçevesinde de özellikle vurgu yapılan, erken çocukluk döneminde nitelikli eğitim, gelecek nesillerin yetiştirilmesinde ailelerin rolü, toplumsal cinsiyet eşitliği ve yaşam boyu öğrenme konularına tüm faaliyetlerinin odağında yer veriyor. 

Yeni Bir Fikir Üretim Merkezi sloganıyla hareket eden Eğitim Reformu Girişimi (ERG), çocuğun ve toplumun gelişimi için eğitimde yapısal dönüşüme nitelikli veri, yapıcı diyalog ve farklı görüşlerden ortak akıl oluşturarak katkı yapan bağımsız ve kar amacı gütmeyen bir girişim. Yapısal dönüşümün ana unsurları, eğitimde karar süreçlerinin veriye dayalı olması, paydaşların katılımıyla gerçekleşmesi, her çocuğun kaliteli eğitime erişiminin güvence altına alınması temelli çalışmalar yürütüyor. Eğitim sistemimizin iyileştirilmesine ve karar süreçlerinin veriye dayalı olmasına katkıda bulunmak için nitelikli veri kaynağı olmaya, eğitim politikalarının iyileştirilmesi için yapıcı görüşler sunmaya öneriler geliştirmeye ve her yıl eğitim alanındaki gelişmeleri izleyerek “Eğitim İzleme Raporları” yayımlayan önemli bir kuruluş.

Anlatması bir güne değil bir ömüre sığmayacak bir emekten ve güçten söz ediyoruz. Kadınlarla ilgili kültürümüze yer etmiş o kadar çok atasözü ve deyim bulunuyor ki tüm yaşadıklarımızı ve sevgimizi anlatmak bu nedenle o kadar da zor değil. Ama yaşatmak ve hayata geçirmek de o kadar kolay değil .

 

Kaynaklar.

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/233412

https://www.ntv.com.tr/dunya/her-on-kisiden-dokuzu-kadinlara-karsi-onyargili,KZo5c043B0G3COGrp-jraw

http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=33732

https://www.acev.org/

https://www.egitimreformugirisimi.org/

 

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.