Logo

LGS ve YKS: Ulusal Sınavlar ve Sonuçları Üzerine

Kategori: Alparslan Dartan
Cuma, 21 Temmuz 2023 11:24 tarihinde oluşturuldu



Alpaslan Dartan – PDR Uzmanı / Eğitim Yöneticisi

alpaslan_dartanHaziran ayında gerçekleştirilen ve ulusal sınavlarımız dediğimiz LGS ve YKS’nin bu yıl deprem gibi yaşanan acı deneyime ve seçim atmosferine rağmen sıkıntısız geçmiş olması sevindirici olmuştur. Bu sınavların sonuçlarının ya da etkilerinin önceki yıllardan çok farklı olup olmayacağı tartışılabilir ancak ben sınanma ve başarma duygusunun yarattığı geçici duygusal gitgeller dışında her şeyin önceki yıllarda olduğu gibi gideceğini düşünüyorum. Sınavlar yapıldı, sonuçlar açıklandı ya da açıklanacak, biraz sevinç, biraz üzüntü ve hayal kırıklığı sonrasında da tercihler. Ve maalesef ki küçük bir azınlık dışında tercihlerde ana rol elimize aldığımız sınav sonuç belgesinin bize sunduğu yerleştirme seçeneklerinde olacak. İyi ya da kötü her aday hem LGS’de hem de YKS’ de üniversite tercihlerini yaparken yerleşebilecekleri üniversite ve bölümler arasında kısa ve zor bir zamana sıkıştırılmış daralma hissi ve zorunlulukla gelen tercih stresi süreci yaşayacaklar. Ve sonrası yerleştirme sonuçları mutlulukla yerleşilen bölümler, az puan farklarıyla yerleşilen ya da kaçırılan bölümlerve sonrasında kısmet denilerek sevinçle ya da biraz buruk heyecanla yeni bir yolculuğa adım atmak, işte bir yılın biraz genel özeti bu olacak.

Her yılın kendine özgü koşulları bu sınavların bazen içeriğini bazen uygulanma sürecini bazen de sonuçlarını değiştirebiliyor. Bu yıl da özellikle Kahramanmaraş merkezli depremin yarattığı tablo bu çerçevede sınavın atmosferinde bazı değişimlere neden oldu. Yakın geçmiş zamanda özellikle pandemi ve pandemi sonrasında sınavın kendisi ve sınavın uygulanma atmosferi farklı olmuş daha önceleri hiç uygulanmamış kararlar tıpkı bu yıla benzer bir şekilde hayata geçirilmişti. Hem LGS’de hem de YKS sınavlarında sınavın yapısını etkileyen son sınıf düzeylerindeki 2. Dönem konularının sınav kapsamı dışında tutulması bu değişimlerin içerisinde en önemlisi oldu. Bunun yansıması da sınavların kapsamını ve sınavların beklenen ayır edici özelliğini kanımca olumsuz etkiledi.

LGS 2023’TE PUAN YIĞILIMI

1 milyon 30 bini aşkın öğrencinin girdiği LGS kapsamındaki merkezi sınava katılan toplam 562 öğrenci tüm sınav sorularını doğru yanıtlayarak 500 tam puanla birinciliği elde etti. Bu kadar çok öğrencinin LGS de birinci çıkması yanında özellikle % 0, %1 ve %2’lik dilimlerde aynı puanı alan pek çok öğrencinin bulunması tercih sürecinde öğrenci ve velilerin zorlanmalarına neden oldu, tercihlerini yaparken kafa karışıklığını beraberinde getirdi.

LGS 2023’te 2026 Öğrencinin (Örneklem) Puan Yığılımı

alpaslan_dartan_t_1

Tabloya bakınca 2026 öğrencinin LGS puanları bize sınavın zorluk derecesinin önceki yıllara göre biraz daha öğrencilerin yapabileceği düzeyde gerçekleştiğini ve özellikle üst puan dilimlerinde daha önce pek rastlamadığımız bir puan eşitliği yaşanmasına neden olduğunu gösteriyor. Tüm soruların yapılmasıyla birden fazla öğrencinin 500 tam puan alınmasına alışkın olan bizler bu kadar çok öğrencinin üst dilimlerde virgül sonrasında bile eşit puanlar almasını çok beklememiştik, yeni Milli Eğitim Bakanımız Prof. Dr. Yusuf Tekin’e bu durum sorulduğunda kendisi de bu durumu pek normal bulmadığını dile getirmişken üstelik.

Şimdi bu sıralar Liseye geçecek öğrencilerin tercih dönemi bitmek üzere ve MEB tarafından Temmuz’un 3. Haftası yerleştirme sonuçları açıklanacak. Ardından tüm okullar için serbest kayıt dönemine geçilerek özel-devlet ayırımı olmadan kontenjanlar doğrultusunda nakil süreçleri hızla devam edecek. Özellikle sınavın nispeten daha kolay yapılması, 2. Dönem konularının kapsam dışı bırakılması ve sınavda muaf tutulması, puan eşitliği halinde kılavuzda belirlenen doğum yılı dâhil farklı kriterlerin devreye girmesi gibi gerekçelerle bu sınav bir süre daha konuşulacaktır, ama bu da uzun sürmeyecek okullar açıldığında bu süreç zihinlerimizden de kendiliğinden silinecektir. Çocuklara ve ailelerine şimdiden hayırlı olsun diyorum.

YKS

Bir de madalyonun diğer yüzü bulunuyor elbette Lise son sınıf öğrencilerinin heyecanla sonucunu bekledikleri YKS ve sonuçları üzerine tercihler, heyecanlar, umutlar, beklentiler ve üniversiteli olma hayali.

Lise öğrencilerinin bir ya da iki yıldır süren hazırlıkları ile sınav maratonu 2023 yılı Haziran ayının 17 ve 18’inde gerçekleşti. Sınavın ilk oturumu olan ve tüm adayların girmek zorunda oldukları Temel Yeterlilik Testi’ne (TYT) 3 milyon 527 bin 466 aday, ikinci oturum olan Alan Yeterlilik Test’ine  (AYT) 2 milyon 573 bin 156 aday başvuruda bulunmuştu. Üçüncü ve son oturum olan Yabancı Dil Testi’ne (YDT) ise İngilizceden 316 bin 572 adayın başvurusu bulunuyordu, bu sınava girenlerin ya da girmeyenlerin sayısını da sınav sonuçlarının açıklanmasından sonra öğrenebileceğiz.

Yükseköğretim Kurumları Sınavı sonuçlarına göre öğrenci kabul edilecek 208 üniversitenin örgün eğitim kontenjanı toplamda 853 bin olarak açıklandı. Bu kontenjanların dağılımına bakıldığında adaylar için Ön Lisans programlarında 388 bin, Lisans programlarında ise 465 bin kontenjan görüyoruz. Bu kontenjanların yaklaşık yüzde 21'i vakıf yükseköğretim kurumları tarafından kullanılıyor olacak. Bu arada depremzede öğrencilere toplamda 24 bin 641 ek kontenjan, 34 yaş ve üstü kadınlara da 8 bin 105'i lisans, 12 bin 937'si ön lisans olmak üzere toplam 21 bin 42 kontenjan dâhil toplam kontenjanının 1 milyon 111 bine ulaşması bekleniyor.

 alpaslan_dartan_t_1













Tabii YKS’nin ilk oturumu olan ve tüm adayların katılmak zorunda olduğu sonuçları da daha çok ön lisans programlarına yerleştirmede ve özel yetenek sınavlarına başvurmada kullanılan Temel Yeterlilik Testi’ne (TYT) başvuran aday sayısı 3 milyon 527 bin 466 kişi görünüyor. Sınavın ikinci oturumu olan ve sonuçları Lisans yerleştirme programlarına yerleştirmelerde kullanılacak Alan Yeterlilik Testi’ne (AYT) ise 2 milyon 573 bin 156 aday katılmak için başvuruda bulunmuş. Her yıl olduğu gibi adayların gelecek planları farklılıklar gösterdiğinden TYT’ye giren adayların tümü AYT için başvuruda bulunmuyor.

Başvuruda bulunan ve bu yıl mezun olacak yaklaşık 880 bin Lise son sınıf öğrencisinin yanında üniversitede halen okuyan, mezun olmuş ya da bir ya da birden fazla sınava girerek yerleşememiş yaklaşık 2 milyon 600 bin civarında adayın varlığı nasıl açıklanabilir bilemiyorum. Bu yılki kalabalık başvurunun elbette farklı gerekçeleri olabilir ama son yıllarda artarak devam eden ivme ile başvuruların gelecek yıl 4 milyona yaklaşması bekleniyor. Bu sayının içerisinde başvuranların ancak ¼’ü lise son sınıf öğrencisi konumuna gelmesi geri kalan ¾’ünün de mezun olması açıklanabilir bir tablo olmaktan çıkıyor, başka bir ürkütücü taraf ise yine tüm başvuruların ¼’ünün de açık lise mezunlarından oluşuyor olmasıdır.

Deprem bölgesinde sınav başvurularının ücretsiz olması ve bölgedeki üniversitelere yüzde 25 ek kontenjan verilmesi dâhil gerekçelerin iyice irdelenmesi gerekiyor. Bugün değil bir iki üniversite mezunlarının bile işsiz kaldığı bir dönemde sosyolojik bir incelemeye hatta bilimsel bir eğitim bilim makalesine zemin hazırlayan bu sürecin yükseköğretim kurumlarının nitelikli eğitim vermelerine engel olduğunu düşünüyorum elbette bunun da derinlemesine tartışılması ele alınması gerekiyor.

ÖSYM tarafından açıklanan takvime göre YKS sonuçları 20 Temmuz 2023’te yani kısa bir süre sonra açıklanacak. Genelde rutin bir uygulama olarak sonuçların açıklanmasını takip eden ilk 10 gün içerisinde yerleştirme süreçleri için öğrencilerin tercihleri alınmaya başlanacak. YÖK, son birkaç yıldır Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzunu zamanında yayınlayarak tercih ve yerleştirme işlemlerinin takvimsel sürecini öne çekmiş ve üniversitelerde yeni eğitim ve öğretim yılını Eylül ayı içerisinde başlatılmasını sağlamıştır. Bu sayede ek yerleştirme takvimi de öne çekilerek bu kontenjanlardan yerleşen adayların eskiye nazaran eğitimlerine daha erken başlamalarına olanak sağlamıştır. Bu yıl da benzer bir uygulama iyi olacaktır. 

alpaslan_dartan_t_1

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


SINAVLAR BÜYÜK YÜK

Her yıl yaptığımız sınavlar özellikle LGS ve YKS, çocukların taşıyamayacakları kadar büyük bir yüktür. Özellikle %10 luk bir kesim için gerçekleştirilen Ortaöğretime geçiş sınavı (LGS) bu sınavların en ağır olanı gibi duruyor, telafisi olmadığı gibi ergenlik döneminde olan yaşı küçük öğrencilerin ve maalesef ailelerinin psikolojik dayanıklılıkları için zorlu bir süreç. Evet devlette ve özel kurumlarda yer alan bazı okullar hariç ki bunların da alabileceği öğrenci sayıları genele göre oldukça azdır. Bu sınavın gerçekte bir anlamı yoktur ve öğrencileri küçük yaşlarında hem duygusal hem de fizyolojik olarak yıpratmaktadır. 

Bunun yanında özellikle YKS için giderek artan bir aday başvurusu görüyoruz. Maalesef toplumumuzda iş ve meslek sahibi olma ile üniversite okuma arasında yüksek bir korelasyon olduğu algısı oldukça yaygın. Bu konuda yeterli bir bilimsel çalışmaya rastlamamakla beraber bu bağın gerçekte güçlü olduğunu söylemek bana göre pek de mümkün değil. Başvuran aday sayısının yüksekliği ister istemez adaylar arasında fiili bir rekabeti üst boyutlara taşıyor. Bu rekabetin yarattığı kaygı ve endişe ise ileride önlenemez birçok sorunun (okuduğu okuldan, meslekten mutsuz olma, geleceğe umutla bakamama, mutsuzluk, endişe, kaygı, içe kapanma, irrasyonel düşünceler, kendine zarar verme vb.) kaynağı olabilmektedir. 

Her yıl başvuran adayların sayısındaki orantısız artış, ve özellikle Lise son sınıfta yer alan aday başvurusunun (bu yıl başvuruda bulunan adaylardan sadece 880 bine yakınını Lise son sınıf öğrencisi) 2, 3 katını aşar konuma gelmiş olan diğer adaylar (ikinci-üçüncü kez girenler, okuyanlar ya da mezunlar vb.) yükseköğretim sistemimizde iş dünyası ile üniversite eğitimi ile ilgili ihtiyaç analizine dayalı, planlı ve organize bir gelişim projesinin olmadığını gösteriyor maalesef.

alpaslan_dartan_t_1

Sınavın kendisine karşı değilim elbet, yıllardır bu koşullarda en adaletli yerleştirmenin bu sınavlar yolu ile yapılabileceğini söyleyen birisiyim, ama nitelik artışını nicelikten öne koyan ve ilk-orta hatta lise eğitiminin her şeyden önce sorgulanması gerektiğine inanan birisiyim. Mesleki eğitimin ilgisizlik yüzünden öne çıkarılamamasının, meslek sahibi olmanın tek yolunun sadece ve sadece üniversite okumak olduğunun dayatıldığı bir eğitim sisteminin yanlış olduğunu düşünüyorum. 

alpaslan_dartan_t_1

 

 

 

 

 

 

 


Aşağıdaki tabloya baktığımızda gördüğümüz şey yukarıda anlattıklarımı kısaca özetliyor. Liseden mezun olan her öğrencinin Ortaöğretim Başarı Puanının (OBP) salt sınav başarısına karşı üniversiteye yerleştirme sırasında nasıl bir etki yarattığına ilişkindir. Sınavda ham puan alarak gerçek sınav başarısı gösteren aday sayısı bir iken (500 tam puan alan aday sayısı) OBP sayesinde bu sayı binlere, on binlere ulaşabiliyor.

alpaslan_dartan_t_1

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Kısaca, Lise eğitiminin yetersizliği, sınava hazırlayan dershaneler gibi sınava hazırlayan okulların sayıca çoğaldığını, notlandırma sisteminin bilgi birikimini ölçmekten çok sınavın kendi mecrasına dolaylı yoldan müdahale etme yolu olarak kullanılmasını, şişirilmiş notlarla buna zemin hazırlanmasını doğru bulmuyorum. Eğitimde denetim eksikliğini, ölçme ve değerlendirmedeki noksanlıkları ve daha da ötesi günümüzün koşullarına uygun müfredat geliştirilmesi gerekliliğinin unutulmasını doğru bulmuyorum.

Bu pencereden bakınca da aslında her yıl kısır bir döngünün içerisinde yaşları 14-18 arasında olan gençlerin LGS ve YKS’de bir yarışın içerisinde olacağı bir düzen bulunuyor. Bizler de bu sahnede bazen rol çalarak (anne-baba) oyuncu oluyor, çoğu zaman da izleyici olarak gerçek sahne oyuncularını izliyoruz. Başarı kriteri ve sistem sınava dayalı olunca gerisi boş maalesef. 

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.