Logo

Hayat hep seçimlerden / tercihlerden ibaret midir?

Kategori: Alparslan Dartan
Cuma, 01 Eylül 2023 14:22 tarihinde oluşturuldu



Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı 

alpaslan_dartanİnsanoğlu normal koşullarda doğar, büyür, gelişir, gençleşir, olgunlaşır, yaşlanır ve nihayetinde ölür, doğanın yasası böyle, elbette buna diyecek yok. İşte doğumun yarattığı sevinç ile ölümüm yarattığı hüzün ve keder arasında geçen ömür ise insan için sayısı az ya da çok alternatifler arasında seçimler ve tercihler yapmakla geçer. Yaşam da tam olarak bu tercihlerin de bizlere yaşattığı sosyal, duygusal, kültürel ve ekonomik yoğrulmalarıdır aslında.
Sosyal bir varlık olarak kendi kişiliğimiz ve varlığımızla bir sosyometrik bir ilişki ağı oluşturuyoruz çevremizde ve hayatta bir yer ediniyoruz. Birincil sosyometrik çevremizi içerisinde doğup büyüdüğümüz çekirdek ailemiz ya da geleneksel geniş ailelerimiz hatta uzak yakın tüm akrabaları da dâhil edebileceğimiz daha geniş aile ilişkilerimiz oluşturur.

Okul gibi mahalle gibi ya da yakın akrabalık ilişkilerinden kaynaklanan sosyal ilişkilerimizde sıkça görüştüğümüz değer verdiğimiz arkadaşlık ettiğimiz dostlarımız dediğimiz kişiler de ikincil yakın sosyometrik çevremizi oluştururlar. Bir diğer sosyometrik ilişki ağımızı da yaptığımız iş ile ilgili çevremiz oluşturur. İşimizle alakalı birlikte olduğumuz birlikte çalıştığımız arkadaşlık ve dostluk ilişkileri kurduğumuz kişi ya da kişilerin oluşturduğu iş hayatının gerektirdiği sosyometrikilişki ağlarımız da bir diğer sosyometrik çevremizi oluşturur.

Tabii buradaki sıralama ve önem sırası kişiden kişiye değişir, aslında önceliklendirmeden değil birbirini tamamlayan bir ilişkiler ağından söz ediyoruz kısaca.

Genel olarak kimine göre kısa kimine göre uzun sayılabilecek bir ortalama ömür içerisinde tüm yaşamımız alternatifler arasında tercihler yapmakla geçiyor sanırım. İçerisinde bulunduğunuz ailenizi kimin çocuğu olarak doğacağınızı ve cinsiyetinizi belki belirleyemiyorsunuz ama sonraki yaşam sürecinizde tüm hayatınız sizin kendiniz ya da ailenizin sizin adına yaptığı tercihler üzerinde gelişiyor.

Okuduğunuz okul, seçtiğiniz arkadaşlıklar dostluklar, yaşadığınız ev ya da şehir, evleneceğiniz kişi, yapacağınız iş, almak istediğiniz kıyafet, yiyeceğiniz yemek vb. tüm bu seçimler bir başka alternetif yerinedir. Elbette hayat bu kadar dar seçimlere sığdırılacak kadar anlamsız değildir ve o anki o zamanki tercihinizdir. Hayatın içerinde tercih edilenlerden de vazgeçmek mümkündür ve bu da olağandır. Evinizi, arabanızı, işinizi ve arkadaşlarınızı dostlarınızı değiştirebilirsiniz. Anlık kararlarla bir süreliğine yaptığınız tercihler bir süre sonra farklılık gösterebilir.

 

HER BİR TERCİH BİR TERK EDİŞ MİDİR?

Son bir ay içerisinde hem Liseye hem de Üniversiteye geçiş aşamasında olan gençlerin ve ailelerinin tercihler dönemindeki karar verme ve tercihte bulunma davranışları da bana yukarıdaki hayattaki seçimlerimizle ya da vazgeçişlerimizi hatırlattı.

Yoğun bir kararsızlık dönemi bu dönem, bununla beraber verilen kararın ve sonrasında elde edilecek sonucun bundan sonraki hayatın akışına nasıl etki edeceği gibi pek çok belirsizlikleri de içerisinde barındırıyor.

İnsanoğlunu diğer canlılara göre öne çıkan özellikleri arasında hızlı fiziksel, duygusal ve zihinsel gelişimi, çabuk öğrenmesi, uyum sağlama becerisi ve bana göre özellikle de unutabilme özelliğini öne koyabiliriz. Bu becerileri ile hayat akışı içerisinde bu seçimlerinin ve vazgeçişlerinin ne ilk ne de son olduğunu biliyor önce umutsuz sonra da umutla hayatın içerisinde yeni arayışlara giriyoruz.

Değişimin hızlı olduğu bir dünya, çabuk unutulan bir geçmiş sizi bizi herkesi kendine esir eden günlük yaşam ritüelleri hepsi ama hepsi insana özgü…

Yaşasın gençlik yok yok yaşasın çocukluk demeliyiz, olgunluk ya da deneyim olmasa da olur diyeceğim gençlik için. Hayat hem kısa hem de uzun, hata yapmanın, yanlışlarla dolu yaşantıların ve telafisi belki de mümkün olan günlerin varlığı hep gençler için.

Gençliğin enerjisi bunların üstesinden gelebilir elbet, yetişkinler olarak bizlerin göze alamadıklarını göze alabilir, bizlerin direnç gösterdiği her yenilenmeyi her değişimi gençler rahatlıkla benimseyebilir ve uyum sağlayabilir.

 

Dedikodu adlı şiirinin bir bölümünde “Geç bunlar geç anam babam” demişti Orhan Veli Kanık, Sezen Aksu bestelemiş, Levent Yüksel’de söylemişti. Şiirin ana teması başka olsa da bu cümlesi bir şeyi hatırlatıyor bana hayatta her şeye takılmamak lazım bazen geçmeyi bilmek lazım çünkü hayatın akışı hızlı, geçmişi değiştirmek mümkün değilken geleceği değiştirmek şekillendirebilmek mümkün.

Yine tercihlere geleceğim, sınavlara endeksli bir eğitim sisteminde K12 bütünlüğü içerisinde ara geçişlerde dengesi bozulmuş, ezberci yaklaşımdan kurtulamamış ve geçiş dönemlerindeki sınavlar nedeniyle artan rekabet ortamında ayakta kalmaya çalışan bir gençliğin önce sınavlar sonra da tercihlerle sıkıştırılmış birkarar verme süreçleri var ve bu her bakımdan onlar için yıpratıcı oluyor.

İşte bu tercih dönemlerinde ailelerin gençlerin ve unutmamaları gereken bazı durumlar var. Okunulan üniversite ve alınan diploma mutlaka önemlidir, ancak onların kariyeriniz için sadece birer araç olduğu unutulmamalıdır. Bir meslek edinip mastır, doktora dereceleri aldığı halde ben bunu istemiyordum ben başka bir alanda mutlu olacağım diyen insanlara artık daha çok rastlıyoruz, onların sesini artık daha çok duyuyoruz. Gençler mezun olduktan sonra da iş seçimini yaparken de asla dar çerçevede ve sınırlı seçeneklere kendilerini mahkûm etmemelidirler.

Bununla beraber bilmeliler ki gençlerin önünde biz yetişkinlerden daha fazla seçenek bulunuyor. Çoklu kariyer yapmalarının önündeki fırsatlar eskiye göre daha çok.Gençler bugünden yarına her yönüyle hızlı değişen toplumun ve iş dünyasının beklentilerini karşılayacak donanıma sahip olmayı, merak duymayı kendilerine görev edinmeliler. Bunun için de; Meslek odaklı değil iş odaklı olmalılar. Hayat herkese fırsatlar verir, bazıları karşılarına çıkan fırsatları iyi değerlendirir bazıları ise değerlendiremez. Başarılı olmak için hayatın kendilerine sunduğu fırsatları mutlaka iyi değerlendirmeliler.

Gençler çalışma hayatına mutlaka erken başlamalı, hayatı deneyimlemelidirler. Tek bir alanda değil çok farklı alanlarda kendilerini geliştirmeli, mutlaka özgün çalışmalar yapmalı, yapılanlar da hayatın içinden ve gerçek olmalı.

Gelecek gençlerin yüzyılı, geleceğe alışa gelmiş her şeyin değiştiği bir yüzyıl olarak bakmalılar ve ne iş yaparlarsa yapsınlar ama mutlaka yaptıkları işin en iyisini yapmaya çalışmalıdırlar.İçinde yaşanılan toplumu mutlaka iyi tanımalı ve dünyanın hangi yöne gittiğini iyi görmeli ve kendi ilgi ve yeteneklerine uygun işlerde çalışmalılar. Belki de en önemlisi hayal kurmalılar, hayalleri gerçekleştirmek için her zaman yeni fırsatları olacaktır en ihtiyaçları olan şey de cesaretli olmaları olacaktır.

 

İÇ SPOT
Gençler bugünden yarına her yönüyle hızlı değişen toplumun ve iş dünyasının beklentilerini karşılayacak donanıma sahip olmayı, merak duymayı kendilerine görev edinmeliler. Bunun için de; Meslek odaklı değil iş odaklı olmalılar. Hayat herkese fırsatlar verir, bazıları karşılarına çıkan fırsatları iyi değerlendirir bazıları ise değerlendiremez. Başarılı olmak için hayatın kendilerine sunduğu fırsatları mutlaka iyi değerlendirmeliler.

 

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.