Logo

Okula uygun çocuk değil, çocuğa uygun okul!

Kategori: Alparslan Dartan
Pazartesi, 23 Nisan 2012 15:18 tarihinde oluşturuldu



Sosyal, kültürel ve politik anlamda pek çok değişimin yaşandığı dünyamızda en göz alıcı devrim bilişim teknolojileri alanında yaşanmaktadır. Üretim hızının çok hızla geliştiği ve kullanımının baş döndürücü biçimde yaygınlaştığı günümüz dünyasında anne-babalar üzerinde çocuk yetiştirmenin dayanılmaz bir ağırlığı ve sorumluluğu bulunmaktadır. Bu zor koşullarda iyi değerlere sahip ve sorumluluk sahibi çocuklar yetiştirmek gittikçe güçleşmekledir.

cocuk_sinifBu güçlüklerin en başında yaşam koşullarının getirdiği ekonomik zorlanmalar gelmektedir. Son yıllarda çalışan anne-babalar, çocuklarıyla farkında olmadan gittikçe daha az zaman geçirmektedirler. İş ortamlarının yarattığı fiziksel ve psikolojik yorgunluk anne-babalar için kaygı ve depresyonu yaşamlarının bir parçası haline getirmekte, bırakın çocuklarına zaman ayırmayı eşlerin birbirlerine zaman ayırmasını bile güçleştirmektedir. Çocuklar için yaratılan kısıtlı zamanlar ise genellikle yorgun, bıkkın ve tükenmişliğin getirdiği stresli ortamlara dönüşmektedir.

Okul çağı geldiğinde kişilik gelişiminin önemli bir bölümünü tamamlayan çocukların sosyalleşme süreçleri de hız kazanır. Çocuklar genellikle sosyal bir ortama uyum sağlayacak olgunluğa 3-4 yaşlarında ulaşmış olurlar. Bu nedenle bu yaşlardan itibaren okul öncesi eğitim kurumları çocukların sosyal, duygusal ve bilişsel anlamda gelişimleri ilk akla gelen okullar olurlar. Doğal olarak bu yaşlarda anne babalar için çocuğun gelişimine yön verecek olan okul seçimi önem kazanmaya başlar.

Çocuklarına iyi bir eğitim aldırmak isteyen anne babalar; çocuklarının ilgi ve yeteneklerinin farkına varmasını sağlayan, seçimlerde bulunabilme ve planlama yapabilme becerisini destekleyen, zamanı yönetebilen ve gelişimsel özelliklerine, yeteneklerine ve ilgi alanlarına hitap eden eğitim kurumu arayışına girerler.

Devlet ya da özel, hangi okul seçilirse seçilsin çocuğun okul yaşamı sırasında ailelerin beklentilerinin tümünün karşılanması da pek olası olmamaktadır. Anne-babanın yetiştiği çevre, eğitim seviyesi, iş hayatı ve edindiği yaşam tecrübesi bu beklentilerin kaynağını oluşturmakladır. Bu nedenle de her ailenin iyi okul kavramı birbirinden farklılık göstermekledir. Bilim insanları anne-babaları bu nedenlerle okula uygun çocuk değil çocuğa uygun okul tercihine yönlendirmektedirler.

GELECEĞİN ÇOCUKLARINI YETİŞTİRECEK BUGÜNÜN OKULLARI

Günümüzün ve geleceğin eğitim kurumları, evrensel düşünüp bütünü görebilen, hızlı düşünebilme yetisine sahip, proaktif davranabilen, teknolojiyi iyi kullanan, iletişim becerisi güçlü ve kendini doğru ifade edebilen bireyler yetiştirmeyi hedef edinmelidirler. Bu beklentiyi karşılayabilmesi için bir okulun geliştiren eğitim anlayışına ve felsefesine sahip olması, yalnız okul başarısına odaklanmaması, yaşam başarısının bilincinde olarak eğitim süreçlerini programlaması ve sürdürmesi gerekmektedir. Çocuğun sınıf ortamında ve genel olarak okulda kendi yaşamında var olmasına özen gösteren, neye tanıklık yapması gerektiği konusunda açık seçik bir farkındalık geliştirmiş olan eğitim kurumlarının bireyde bir kültür ve değer yarattığı söylenebilir.

OKUL SEÇERKEN…

Çocuklarımızın kurum içerisinde başlarına bir şey gelmeden eğitim görüyor olmaları bekli de en önemli kriterlerden birisidir. Pek çok veli için eğitim süreçlerinin yanında okulun çocuklarının güvenliğini sağlamada ne kadar hassas davranıldığı oldukça önemlidir. Gezdiğiniz okulun güvenlik tedbirlerini de iyice araştırmalısınız.

Alanında Yetkin Kadro ve Süreklilik: Kurumsal kültüre sahip eğitim kurumları deneyimli eğitim kadrosunun değerini bilir ve kadro istikrarına önem verir. Öğretmenlerinin tümünün gerekli eğitim birikimine ve lisans ya da lisansüstü derecesine sahip olmaları önemlidir. Sürekli eğitime inanan gerek bireysel gelişim gerekse kurumsal gelişim açısından öğretmenine olanaklar sunan kurumlar öğrencilerine de değer verir.

Öğrenci Mutluluğu ve Öğrenme Süreçlerini Destekleyen Özel Birimler: Özel okullar artık özel öğrencileri için özel çalışmalar yapmak durumundadırlar. Eğitimin kalitesi, öğrencilerin mutluluğu ve onların farklı yönlerinin desteklenmesinden geçmektedir. Anne-babalar çocuklarının özel durumlarının farkında olmayabilirler. Okullar öğrencilerinin bu farklılıklarını görüp gerekli yönlendirmeleri yapmalıdırlar. Bu çabayı gösteren okulların öğrenci mutluluğuna ve başarısına katkı sağlayacağı bilinmelidir.

Yabancı Dil Eğitimi: Özellikle özel okul arayışında olan anne babaların tercihlerini etkileyen en önemli unsurlardan birisi çocuklarına okuma ve yazma düzeyinde yabancı dil becerisinin kazandırılmasıdır. Günümüzde artık ikinci bir yabancı dilin öğretilmesi önemli bir ihtiyaca dönüşmüştür. Velilerin yabancı statüsünde algılanan okulları tercih nedenleri arasında yabancı dil öğretimi önemli bir yer tutar. Bu konuda yerli ya da yabancı okulların mezunlarının orta öğretimde ya da üniversite düzeyinde hazırlık sınıflarını atlama yüzdeleri anne babalar için önemli bir referans olabilir.

Destek Birimler: Bir eğitim kurumunda eğitime destek birimlerin bulunup bulunmadığı veliler için önemli bir tercih nedeni olmalıdır. Psikolojik Danışma ve Rehberlik Servisi, Ölçme ve Değerlendirme, Program Geliştirme ile Eğitim Teknolojisi ve Tasarımı gibi alan uzmanlıkları bir eğitim kurumunda olmazsa olmaz destek birimlerdir. Okul seçiminde öğrenci psikolojisinden hareket eden ve gelişim psikolojisinin uygulama alanlarından destek alan rehberlik birimi çalışmaları ya da öğrenme süreçlerinin tasarlanması, planlanması, programa uygun öğrenme materyallerinin ve ölçme araçlarının geliştirilmesi süreci üzerinde durulması gereken önemli bir kriterdir. Pek çok okulda bu birimler ya yoktur ya da mevcutları çok azdır. Bir psikolojik danışmana düşen öğrenci sayısı, program geliştirme veya ölçme ve değerlendirme uzmanlarının süreç değerlendirmelerine katkısı bir eğitim kurumunun yaptığı işi ne ölçüde bilimsel temellere dayandırdığının göstergesidir.

Uluslararası Eğitim İşbirlikleri: Eğitim programlarında sahip olduğu ulusal ve uluslararası eğitim yaklaşımları, PYP, MYP, IB, v.b. modeller o okulun öğrencisine kazandırmayı hedeflediği evrensel bakış açısını yansıtır. Bu programların sözde ya da yazıda kalmadığından ve uygulanmakta olduğundan iyice emin olunmalıdır.

K-12: Anne-babalar çocuklarının her yönüyle donanımlı yetişmesini ister. Çocuğun okul öncesinden lise son sınıfa kadar aynı kültür içerisinde yetişmesi önemli bir avantajdır. Çocuklar kurumdan mezun olduklarında aidiyet duygusunu fazlasıyla yaşarlar. Mezunlar arası dayanışma da oldukça yüksek oranda gerçekleşir.

Ulusal Sınavlarda Başarı: Sınav başarısı, hayat başarısının anahtarı değildir. Ancak pek çok kriter içerisinde yine de önemli sayılmaktadır. Bugün okul öncesine kayıt yaptırmak isteyen anne-babalar bile o kurumun SBS ya da YGS/LYS başarısını sorgulamaktadırlar. Pek çok okul sınav sonuçlarına ilişkin basın yayın organlarında duyurular yapmaktadırlar. Önemli olan bu bilgilerin objektif ve gerçekçi olup olmadığıdır. Tercihleriniz arasında bulunan okullarla ilgili ÖSYM ile MEB’in web sayfalarında herkesin ulaşabileceği bilgilere yer verilmektedir. Bu konuda potansiyel veli adaylarının şüpheci olmasında yarar vardır.

Üst Öğrenime Hazırlık: Bir üst programa hazırlık çalışmalarının profesyonelce yürütülmesi, akademik ve sosyal alanlarda danışmanlık hizmetlerinin bulunması, ortaöğretime ve yükseköğretime yönelik rehberlik hizmetlerinin kalitesi de okul seçiminde dikkat edeceğiniz kriterler arasında yer almalıdır.

Mezunlarının Başarısı: Bir kurum eğitim hayatı boyunca şekil verdiği, gelişimini desteklediği mezunlarının başarısıyla da övünmelidir. Hayat başarısı toplumla iç içe olmaya başladığında kendini gösterir. Mezunların iş hayatının farklı katmanlarında başarıya ulaşmış olmaları, aidiyet duygusuyla mezun oldukları okullardan bahsetmeleri o eğitim kurumunun eğitim başarısına örnek olabilir. Okulları tanıma aşamasında mutlaka mezunlarını sorun.

Sosyal Sorumluluk Projeleri: Bir eğitim kurumu öğrencilerini sosyal kültürel alanda da geliştirmelidir. Kültürel değerlerin aileyle birlikte yer verildiği eğitim kurumlarıdır. Bir kurumda ne kadar çok sosyal sorumluluk projesi gerçekleştirilmişse orada okuyan ve bir rol üstlenen öğrencilerin manevi haz duygusu, sorumluluk algısı o kadar gelişecektir.

Sosyal Etkinlikler: Okul, öğrenciyi akademik yönden geliştirmeyi hedeflerken spordan sanata her alanda beslemeli ve geliştirmelidir. Pek çok özel okul için tercih edilme sebebi olan sosyal ve sportif faaliyetlere yeterince zaman ayrılması ve bu etkinliklerin ücretli ya da ücretsiz oluşu gibi faktörler de velilerin okul seçimlerinde önemsemeleri gereken kriterlerdendir.

Teknolojik Sınıf Donanımları: Özel okullar ile devlet okulları arasında hem program hem de eğitim araç gereçlerinin donanımı bakımından çok farklılıklar bulunmaktadır. Özel okullar arasında da fiziksel koşullar ile eğitimin kalitesi açısından farklılıklar bulunabilmektedir. Altyapısı iyi hazırlanmış, teknik yazılımları güncel teknolojiyle beslenmiş teknolojik sınıf donanımları, internet bağlantısı, akıllı tahta kullanımı gibi pek çok araç gereç eğitim ortamında öğrenme ve öğretme sürecini olumlu etkilemektedir. Bu tür donanımları okul ortamlarını gezdiğinizde görebilir değerlendirmelerinizi buna göre yapabilirsiniz.

İletişim: Paydaşlarıyla kurduğu iletişim, veli ile doğru şekilde ve doğru zamanda işbirliği kurulması bir okulun önemli artılarındandır. Sınırlarını ve sorumluluklarını bilerek gerçekleştirilecek bilgi alışverişleri öğrenci başarısını artıracak, güven ortamını pekiştirecek özelliklerdir. Gerektiği kadar açık ve şeffaf eğitim kurumu sorumlulukların eşit paylaşımını da beraberinde getirir.

Özel okullar, eğitim programlarında yer alan teorik bilgileri eğitim anlayışlarıyla, fiziksel olanaklarıyla, laboratuar ortamlarıyla deneysel uygulamaya dönüştürmeleri bakımından farklılık yaratırlar. Bu farkı yaratırken başarılı ya da ihtiyaç sahibi çocukların eğitimi için burs olanakları sunması, çalışan velilerin düşünülerek çocukların etüde kalma olanaklarının yaratılması, kurumda çalışan öğretmen ve yardımcı personelin mutlu ve işlerini severek yapıyor olmaları gibi faktörler de tercihleri etkileyebilir.

Bir okul seçimi bu kadar detaylandırılabilir mi? Elbette hayır ama bilinmeli ki belirtilen tüm bu kriterler çocuğunuzun her yönüyle doğru seçilmiş bir kurumda eğitilmesi için önemli birer değişken. Sizler çocuğunuzun özelliklerini bilerek ve bir öncelik sıralaması yaparak bu listeyi kendinize göre daraltabilir veya genişletebilirsiniz.

Gelişimin bir süreç, gelişmenin ise olgunlaşma ve öğrenme etkileşimlerinin bir ürünü olduğu unutulmamalıdır. Çocuğun, kişiliğinin şekillenmesinde ve gelişmesinde önce aile, daha sonra okul ve çevresindeki diğer insanlar önemli rol oynar. Çocuklarımızı bağımsız ve kendine özgü karakteri olan bir birey olarak görmek ve onun sosyal, duygusal ve bilişsel gelişimini desteklemek her anne-babanın görevidir. Anne-babalık bu nedenlerle sadece fizyolojik bir bağ değildir, içerdiği yoğun duygusal bağ ile her koşulda vazgeçilemeyen koşulsuz bir bağlılıktır. Bu bağlılık, çocuklar için okul seçimini doğru yapmak ile başlamadığı gibi mezuniyetlerini görmekle de bitmeyecektir.

(Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği İstanbul Şube Başkanı Alparslan Dartan)

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.