---

---

Yaklaşık bir ay önce Milli Eğitim bakanı sayın Nabi Avcı'nın eğitim yazarlarına verdiği yemekte biraraya geldiğimiz bir toplantıda dershaneler konusunu sormuştuk" Biz dershaneleri kapatmıyoruz"sadece MEB denetiminden çıkarıyoruz.Tabelada Dersahane kavramı olmayacak çünkü; Milli Eğitim Yönetmeliğinden bu kavramı çıkaracağız” dedi. Bu konuşmanın üzerine biz kendisine şu soruyu yönelttik; Peki  kime bağlı olacak dershaneler? Bunun cevabı olarak "Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olmayacaklar, bunu söyleyebilirim." dedi. Bu sohbet yaklaşık bir ay önce gerçekleşti.

Gelinen noktada deyim yerindeyse ortalık toz duman ve dershanelerin tamamen kapatılacağı yönünde kanuni düzenlemenin yapılacağı söyleniyor.

Dershane konusunda kiminle konuşsak benzer cevap olarak kapatılsa da kapanacağına inanmıyoruz diyorlar. Nedeni ise sınavlar varolduğu müddetçe ve bu sınavlara hazırlanmak için okuldaki eğitim sistemi değişmediği sürece derhaneye ihtiyaç devam edecektir.Ama adı dershane olmaz başka bir isimle yine işlevini sürdürecektir.

Bugün gelinen durumdan en çok etkilenenler ise; kapatılma endişesi yaşayan kendi emekleri ile kurmuş oldukları bir nevi ekmek tekneleri olan dershaneciler.

Öğretmenler gününde bir çok dershane öğretmeni arkadaşımla görüştüğümde benzer buruk duyguları gördüm. Dershaneler tabiki okulun yerini alamaz ama sınavlara hazırlıkta sağladığı katma değer de inkar edilemez. Bir ihtiyacın eseri olarak ortaya çıkan bu kurumları kapatmak yerine alternatif çözümlerle dönüşümlerine zaman vermek daha doğru. Eğitim sistemimizdeki kalabalık sınıflar, özel okullardaki ders saati sayısı ile devlet okulllarında verilen derslerin saat sayısı farklılığı haksız rekabeti doğurmaktadır. Bu fark bir yıl sonunda daha da belirgin hale gelmektedir. İngilizce dersinde bunu daha net olarak görmek mümkün.

Bu nokta da özel okula 15-20 bin tl veremeyecek veliler 2 bin tl gibi rakamlarla bu açığı kapatma yoluna gidiyorlar. Şimdi dershaneyi kapatalım dersek bu farkı ortadan kaldıracak çözümü de sunmalıyız.

Eğitimin niteliğini artırmak 1 yılda yapılacak bir çalışma ya da dönüşümle olamaz. Eğitim  değişimi uzun sürecek olan ve sabır gerektiren bir iş. Ders programları, her yaş düzeyine uygun müfredat, pedogojik sınıf mevcutları, ezbercilikten uzak sınav sistemleri, öğretmenlerin formasyonu ve uyumu bir yılda yapılabilecek işler değil.

Dershaneler kapanmaz ama evrim geçirir!

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı Dershanelerin açık liseye dönüştürülmesi yolunda önerilerde bulundu. Bu öneri gerçekten kulağa hoş geliyor. Ancak gerçekleştiğinde örgün eğitimdeki liselerin boşalacağını şimdiden öngörebiliriz. Bir yeri düzeltelim derken başka bir sistemi  işlemez hale getirmek belirsizliği daha da artıracaktır.

Dershaneler bir ihtiyaçtan doğmuştur. İhtiyaç farklı şekilde giderilecekse dönüşüm olur. Nasıl mı?

•             Bu ihtiyac farklı çözümlerle giderildiğinde,

•             Eğitim sistemindeki çarpıklıklar(devlet- özel ders saati farklılığı)giderildiğinde,

•             Sınav sistemi değiştirildiğinde, okul başarısı önemli olduğunda,

•             Okul notları kademeler arası geçişte önemli hale getirildiğinde,

•             Özel okula gitmek isteyen dar gelirli öğrencilerin parasını devlet ödediğinde

•             Tüm liseler, tüm üniversiteler aynı kaliteye(imkansız) getirildiğinde,

•             Çocuklarımız ingilizce cümle kurmayı okulda öğrenmeye başladıklarında,

Dershanelere ihtiyaç kalmaz, dershane kendiliğinden dönüşür...

Aksi takdirde kendimizi kandırmayalım. Kapatmakla dershane kapanmaz. İhtiyaç duyuldukça farklı isimlerde evrim geçirerek devam edecektir. Kapananlar olacaktır elbet. Ancak  olan yıllarını dershaneye vermiş, eğitime gönül vermiş, binlerce eğitimciye ve eğitimde fırsat eşitliği için çaba gösteren öğrencilere olacaktır.

HAYATİ OKTAY

UZMAN EĞİTİMCİ.