Logo

Flipped Classroom yani Tersyüz Sınıflar

Kategori: Kayhan Karlı - Yenilikçi Öğrenme ve Öğretme Merkezi Kurucusu
Salı, 11 Mart 2014 09:07 tarihinde oluşturuldu



Ken Robinson kendisiyle yapılan bir röportajda ¨öğrenciler okullarda mutsuzlar ve gitmek istemiyorlar sizce neden?¨sorusuna şu şekilde cevaplıyor.

‘‘…Sorun geçmişte yaptıklarıyla geleceği yakalamaya çalışıyorlar. Ve bu şekilde okula gitmekte herhangi bir amaç görmeyen milyonlarca çocuğu yabancılaştırıyorlar. Okula gittiğimizde şu hikayeye sarılırdık, eğer sıkı çalışırsan ve bir üniversite diploması aldığında, bir işin olacaktı. Çocuklarımız bu hikayeye inanmıyorlar ve bunu yapmakta haklılar…¨ Benim ortaokulda okuduğum yıllarda benim öğretmenlerimde iyi bir meslek seç oku ve iyi çalış mezun olunca 25 yıl çalışır emekli olursun diyorlardı. Oysa şimdi emeklilikten başlayarak söylediklerinin neredeyse hiç birisi tutmuyor. Artık mezun olduğumuz meslekte dahi sürekli kendimizi geliştirmezsek iş bulabilme ve para kazanma şansımız yok. Kısacası artık hiç bir diploma ömür boyu karın doyurmuyor. Öte yandan bir disiplinde veya alanda ustalaşmak sadece üniversite okumak ile ilgili de değilmiş görüyoruz. Galiba en önemlisi bu durumu gençler bizden daha iyi farkediyorlar. Bu durumdaki okullarımıza, daha çokda liselerimize bu öğrencileri daha kaç yıl tutabileceğiz.

Bilgiye ulaşmanın çok kolay hale geldiği günümüz şartları, okulları öğrenciler için daha anlamlı ortamlar haline getirmemizi zorunluluk haline getiriyor. Eğitimde teknoloji kullanımın yaygınlaşmaya başlaması ise sınıflarda ve hatta okullarda bir dönüşüme gitme ihtiyacı ortaya çıkarmıştır. İşte bu dönüşüm, teknolojinin sağladığı imkânları öğretimde etkili bir biçimde kullanma ve öğrencileri bir üretim sürecinin içine dâhil edip, onlara çağa uygun öğrenme ortamları tasarlamakla gerçekleşecektir.

Günümüz eğitim dünyasında en etkili öğretim modellerinden biri olarak yıldızı parlayan Flipped Classroom-Tersyüz Sınıflar, öğretimde zaman ve mekân sınırlamalarını kaldıran ve teknolojinin çok aktif olarak kullanıldığı bir model olarak bizlere yepyeni bir eğitim anlayışı sunmaktadır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

MIT´den Mitchel Resnick bir makalesinde bu çağı şöyle tanımlıyor;

"Bugün okullarda uygulanan müfredatın büyük bir bölümü, kağıt-kalem çağı için tasarlanmıştır. Bu durum iki nedenle değişmeli: Öğrencileri başarılı olmaları için hazırladığımız dijital toplumsal yaşamın dönüşümü ve dijital teknolojilerin öğrencilerimizin öğrenme biçimlerini değiştirmesi... Endüstriyel çağdan bilgi toplumu çağına ve şimdi de yaratıcı toplum çağına geçiş yaşıyoruz." Halen bilgi toplumu çağını konuşmaya devam etmek yerine yaratıcı topluma geçebilmek için once okullarımızı ve sınıflarımızı dönüştürmeye başlamalıyız.

Aslında bu konuda yapılan çalışmalar oldukça eskiye dayanıyor. Arizona State Üniversitesinde Fred Keller 1968 yılında yaptığı deneysel çalışmayı ¨Good bye Teacher – Hoşçakal Öğretmen¨ isimli makalesinde anlatıyor. Bugün ters yüz sınıflar olarak adlandırdığımız yaklaşımın temellerini bu makalede görebiliyoruz. Makaleyi Anadolu Üniversitesi hocalarından Ferhan Odabaşı´nın sayfasında türkçe olarak okuyabilirsiniz*.

Bu makalelerde de görebileceğimiz gibi öğrenenleri derinlemesine öğrenmeleri ve daha fazla zihinsel olarak meşgul edebilmek için yeni yollar bulmamız gerekiyor. Papert 1998 yılında yazdığı makalede ise önemli bir tanımlama yapıyor. ¨Yaşam boyu uygulayacağınız becerileri okuldayken ve gençken öğrenirsiniz diyen model artık kabul edilmemektedir. Okuldayken öğrenebileceğiniz beceriler geçerli olmayacaktır. İş yerine gidip de onlara ihtiyacınız olduğu zaman, bir tek beceri hariç, hepsi eskimiş olacaklardır. Gerçekten tek  rekabetçi beceri, öğrenebilme becerisidir. Okulda size öğretilenler hakkındaki sorulara doğru cevabı verebilme becerisi değil, okulda size öğretilenlerin kapsamının dışındaki durumlara doğru cevabı verebilme becerisidir. Tam olarak hazırlanmadıkları durumlarla karşılaştıklarında nasıl davranılacağını bilen insanlar yetiştirmeye ihtiyacımız var.¨

Geleneksel yöntemde öğrenciler ve öğretmenler okula gelir, öğretmenler öğretir. Burada çeşitli öğretim yöntemleri kullanılsa da temel olan yaklaşım öğrenci okulda öğrenir yaklaşımıdır. Öğrencinin öğrendiklerini pekiştirebilmesi içinde öğretmenin hazırladığı ev ödevlerini verir ve öğrencilerin evde pekiştirmesini bekler. Bu geleneksel yaklaşımın temel sorunu ise evde pekiştireceğini varsaydığımız öğrenci ve öğretmen etkileşimi hiç yoktur. Ailenin öğrenciyi desteklemesini bekleriz. Oysa dijital çağın araçlarını kullanarak öğrencilerle okul dışındada iletişim kurmak mümkün…

Flipped Classroom-Tersyüz Sınıflar denildiğinde bugünlerde akla gelen ilk iki isim 2004 yılında (en yakın ve en dar anlamda Flipped Classroom'un başlangıç tarihi diyebiliriz) Colorado'da Woodland Park Highschool'da birlikte kimya öğretmenliği yapmaya başlayan ve 2007 yılında kendi sınıflarında 'flipped classroom-tersyüz sınıflar' uygulamasını başlatan Jonathan Bergmann ve Aaron Sams. Flip Your Classroom, Reach Every Student in Every Class Every Day adlı kitaplarında 'flipped classroom' teriminin kendilerine ait olmadığını, popüler kültürde 'Flipped Classroom' veya 'Flipping' olarak bilinen yaklaşımın çalıştıkları okulda karşılaştıkları, öğrenci devamsızlıkları, neredeyse tamamı doğrudan anlatımla geçen dersler sonucu kişiselleştirilmiş öğretime zaman bulamama, öğrencilere bireysel olarak zaman ayıramama vb. güçlüklere çözüm yolları ararken Aaron'un bir teknoloji dergisinde PowerPoint sunularını ses kayıtları ve notlarla birlikte kaydedip video formatına dönüştürmeyi ve İnternet üzerinden yayınlamayı mümkün kılan bir yazılımı keşfetmesiyle başladığını belirtiyorlar*.

Özetleyecek olursak, Tersyüz sınıflar öğretimin öğrencinin okula gelmeden önce başladığı ve öğretmen ve öğrenci arasındaki sürekli eğitişimdir. Bunu yapabilmek için evde öğretimin tersyüz sınıf olarak tanımlanabilmesi için,

-              Evde video ders,

-              Öğrenenlerin etkileşimi,

-              Öğrenenlerin ürün oluşturması ve

-              Öğrenenlerin paylaşması

olması gereklidir. Aksi durumda bu sadece öğretmenin evde ders çalışın gelin diye verdiği ödevin bir türü olur...

Tüm bu süreçlerin gerçekleştirilebilmesi için ise öğretmen ve öğrencinin buluştuğu bir platform seçilmeli ve bu yolla öğretmen ve öğrenci arasında sürekli etkileşim sağlanmalı.

Peter Pappas diyor ki, "Dijital devrim bilgiyi paylaşmayı son derece kolaylaştırdı. Neden sınıftaki değerli zamanı çocuklarımıza sürekli bir şeyler anlatarak geçiriyoruz? Tersyüz sınıf modelinde bu anlatım ödev olarak verilen video dersler aracılığıyla sağlanıyor. Bu demek oluyor ki öğrenciler sınıfta eleştirel düşünerek konunun detaylarına inebiliyorlar. Sınıfını bu şekilde dönüştüren öğretmenler sınıftaki süreyi tartışmalara, münazaralara, Sokratik seminerlere, proje tabanlı çalışmalara ve öğrenci sunumlarına ayırabiliyor. Evde ise öğrenciler zaten bildikleri konuya hızlıca bir göz atıyorlar ya da gerektiği taktirde daha fazla zaman ayırıyorlar."

Bu modelin özü öğretmenin rolünün bilginin patronu ve sürekli anlatıcısı, doğrulayıcısı olmak yerine kendisine yeni bir rolü yani TASARIM MÜHENDİSLİĞİNİ seçmesiyle hayata geçirilebilir.

Kayhan Karlı

Yenilikçi Öğrenme ve Öğretme Merkezi Kurucusu

Twitter.com/kayhankarli

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.