Logo

Eğitim gerekli midir?

Kategori: Kayhan Karlı - Yenilikçi Öğrenme ve Öğretme Merkezi Kurucusu
Salı, 16 Ağustos 2016 13:42 tarihinde oluşturuldu



Kayhan Karlı / YÖM Kurucusu

kayhan15 Temmuz kalkışmasının arkasından herkes neredeyse aynı soruyu soruyor. ¨Bu darbeciler, kendi vatandaşına ateş etmeyi göze alanlar nasıl, nerede yetiştiler?¨ Cevaplarını herkesin bildiği bu sorular aslında bir şaşkınlık ifadesinden daha çok yaşananların inanılmazlığı ile ilgili. Pek çoğumuz için inanılması ve/veya kabullenilmesi güç olan şey, bu kadar iyi okullarda yetişmiş olan bu insanların nasıl oluyor da akıllarını kiraya verebildikleriydi.
Gerçekte anlamak hiç zor değil. Bu eğitim sisteminde ve devletin resmen onay verdiği, denetlediği okullarda yetişen bu kişilerin hepsi son 30 yılda okullarımızın ve toplumun nasıl olduğunun kanıtıdır. Bizim sistemin içinde neredeyse son yıllarda en sıklıkla duyulan ifadeler, müfredat ve sistem değişikliği oluyor. Ne yazıktır ki mevcut sorunlarımız bunları değiştirmekle çözülmüyor!

Ne istediniz de vermediler?
Aslında tersten sorduğum bu soruyu tüm kamuoyuna soruyorum. Özellikle 1980 sonrası hızla kentlileşen ve genç nüfusunu kentlerde istihdam etmeye çalışan aileler ve eğitimciler olarak bilgiye sahip olmayı kutsayan bir eğitim sistemi yarattık. Öyle sınavlar yaptık ki bu sınavların en iyi çözücülerinin en iyiler, en başarılılar, en akıllılar ve hatta en liyakat sahibi olduklarına inandık ve zamanla mahalle baskısı herkes için durumu normal hale getirdi. Öyle ki alt gelir grubundaki ailelerin çocukları için tek çıkış yolu haline gelmiş olan bu sınavların en çok çözeni olmak durumu bir alıcısı olan toplumsal talep haline geldi. Özetle iyi eğitim diye tarif edilen ve talep edilen artık en iyi sınav çözücü yetiştirmek olmuştu! Bu arada okulun geliştirmesi gereken sosyal ve duygusal becerilerin kısacası karakterin gelişimini umursamaz olduk ve başkalarına havale ettik...

Bu talebi gören şimdi kapatılan okulların ve dershanelerin sınav şampiyonlarını, markalı tişörtlerini giydirerek televizyonlara çıkardıkları zamanlar aslında bu talebi kaşıyan en güzel nöral pazarlama tekniğiydi. Bir süre sonra okullarda ve diğer dershanelerde onların yaptıklarını taklit etmeye başladı. Evlere ders çalıştırmak için hoca göndermek, aile ziyaretleri, sınav hazırlık kampları ve yatılı dershaneler...
• Eğitimciler ve eğitim kurumları, tüm bu uygulamaları ve daha da fazlasını tüm eğitimciler onlar yapıyor başarılı oluyor biz de yapalım diye taklit edilmedi mi?
• Anne- Babalar siz çocuklarınızın bu sınavların en iyi çözücüleri olsun diye her şeyden vazgeçmedi mi? Aslında açıkçası çocuklarınızdan vazgeçtiniz. Bazı ailelerde bu durum, onlar alnı secde görüyor zarar gelmez yeter ki sınavları kazansın¨ istemedi mi?
• Devleti yönetenler Dünya değişirken değişimi izlemek ve gerçekleştirmek için eleştirel akla sahip yaptığı işin en fazla liyakatine sahip olanlar yerine sizden olan ve her dediğinizi yapacak olanları istihdam etmedi mi?
• Yüzbinlerce öğretmeni yetiştiren eğitim fakültelerinin nasıl öğretmen yetiştirdiğini önemsemek yerine onları nasıl atayacağız diye dertleyerek sadece KPSS´de en iyi çözücüleri öğretmen atamadık mı?
• Okul müdürlerini bile seçemeyen ve demokrasi kültürünün esamisi okunmayan okullardan sınavlarda en iyi soru çözücüleri çıksın diye tüm il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerini bir anlamda sınav başarısını artırma merkezi haline getirerek yukarıda saydığım kamplar, ev hocaları vb. yöntemleri kopyalamadı mı?
• Orta sınıf, okumuş ama bu cemaat gibi düşünmeyen aileler ama bunların okulları, dershaneleri sınava en iyi hazırlıyor diyerek çocuklarını kendi elleriyle teslim etmedi mi?

Özetle, bugün geldiğimiz nokta 12 Eylül 1980 sonrası bilinçli bir şekilde tüketilmiş olan eğitim sistemi ve toplumsal başarı histerisi nedeniyle gözü kapalı uçuruma giden bir toplumun resmidir. Herkesin emin olduğu nokta ailemizden, komşularımızdan, arkadaşlarımızdan iş yaptığımız kişilerden olmak üzere aynı toplumu paylaştığımız bu kalkışmayı yapanlar ile beraber yaşadık, yedik içtik... Şimdi polisiye tedbirler ile ne kadar çok kişiyi işten uzaklaştırır ve/veya adli yargılamaya tabi tutarsak tutalım, onlar ile yaşamaya devam edeceğiz. O halde uzun soluklu bilimsel temelli toplumsal dönüşüm politikaları geliştirmeliyiz.

Ne yapmalı?
• Okullarımızda demokrasi kültürünü yerleştirecek bir eğitim sistemi reformunu tüm taraflar ile birlikte acilen yapmalıyız.

• Birlikte yaşamayı öğrenmek ve yeniden toplumsal farklılıklar ile bir arada olabilmeyi öğrenmek için yetişkinler olarak deneyim yaşatacak sosyal ve kültürel programlar tasarlamalı ve her yerde uygulamalıyız.
• Tüm okullarımızda mevcut eğitimcilerimiz için acil eylem planıyla sosyal ve duygusal becerileri geliştirmeyi önemseyen zihinsel dönüşümü sağlamalıyız.
• Eleştirel düşünmeyi oluşturacak bir öğrenme ekosistemi için okul yönetimlerinin liyakate dayanan ve demokratik katılımlı seçimlerle geldiği bir modele geçmeliyiz.

Son söz ¨bu yol çok uzun bir yol, sabırla ve birlikte, eleştirel aklı oluşturmak gerekiyor...¨


Kayhan Karlı
YÖM | Yenilikçi Öğrenme Merkezi
Kurucu
@kayhankarli

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.